๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: zahdem üzerinde 16 Şubat 2010, 00:21:24



Konu Başlığı: Cuntacıların elindeki son güçlü koz
Gönderen: zahdem üzerinde 16 Şubat 2010, 00:21:24
 
 
 Derin odakların ve onların yapılandığı kurumların pek çok karanlık faaliyeti, eylemi, planı, figüranları ortaya çıkarıldı; hareket alanları daraldı, yöntemleri deşifre oldu.

 
Artık kamuoyu faili meçhullerin, milleti kamplaştırıcı provokasyonların, sağ-sol çatışmalarının, Alevi-Sünni tezgahlarının aynı elden çıktığını biliyor ve eski defterlerin de hesabını bu yapılara sormak istiyor. Vatandaş çevrilen numaralara uyanmaya ve puzzelın parçalarını birleştirmeye başladı.

Derin odaklar epeyce zayıflatılsa da operasyonel gücünü koruyor; hala memeleketi katıp karıştıracak şeyler yapabilirler; cinayetler, sansasyonel suikastler işleyebilirler, irtica mizansenlerinin yeni sürümlerini devreye sokabilirler, toplumsal kargaşa çıkarabilirler. Ama artık bu türden yapılacak herşeyi millet tereddüt etmeden derinlere, militer ve paramiliter kesimlere fatura edecektir.

Vatandaşın büyük bir kısmı “güdümlü”, “gerilim hedefli” siyaset yapan liderleri ve partilerini de artık iyi bilmekte ve hangi hareketi neden yaptıklarını yorumlayabilmektedir.

Ancak toplumun büyük kesimi, derinlerin en önemli kozu PKK'yı hala derinlerle aynı kefeye koymamaktadır. Vatandaşın gözü bu konuda yeterince açılmamıştır; PKK'nın derinlerin de kullandığı bir araç olduğunun, bizdeki derin güçlerin PKK'yı da kullanan ecnebilerin kontrolünde olduğunun pek farkında değildir. Ciddi şüpheler ve sorgulamalar oluşmasına karşın, çoğunluk hala derinleri ve derinlerin yapılandığı kurumları, bu kurumların yönlendirdiği paramiliter gurupları, PKK ile savaşan “vatansever” kesimler olarak algılamaktadır. Karşı cephelerde görünen, birbiriyle vuruşan, birbiri aleyhine nutuklar atan, tehditler savuran bu kesimlerin farklı cephelerde, ama aynı eller tarafından kullanılıyor olacağına ihtimal vermemektedir. Bazı PKK liderlerinin militer güçleri savuması, militarizm lehine açıklamalar yapması kafaları karıştırmışsa da, milletin önemli bir kısmı hala Ergenekonla PKK'yı aynı kefede tahayyül edememektedir. Belki de bu kadar enayi yerine konulmayı, kazığın bu kadarını yemeyi kendine yakıştıramadığı için, bu ihtimali uzak görüyor?

Yukarıda saydığımız nedenlerden, asker ve devlet karşıtı pozlar vermesinden dolayı PKK, derin yapının bu gün en güçlü ve tehlikeli kozudur. Ergenekon davası ve bu dava sonucu ortaya çıkarılan vahşet planları, ölüm kuyuları, köy yakmalar, zulümler malesef Kürtleri Ergenekon'un öteki ayağı PKK'ya yaklaştırmıştır. PKK ve onun siyasi uzantıları Ergenekon'u kendi hesabına kullanmasını bilmiştir. Bu gün ortalama insanlar PKK'nın yapacağı şeyleri derin yapılara ve militer zihniyete mal etmeyecektir.

Bu gün, PKK ve Kürtçülük hareketlerinin kullanılması derinler için pek çok avantajı bünyesinde taşımaktadır;

1- PKK eylemleri, saldırıları, cinayetleri, kundaklamaları, gösterileri vs. ülkedeki gerilimli ortamı artıracaktır. Bu eylemlerin artması militarizmi güçlendirecek, sağ ve sol milliyetçi partilere prim yaptıracaktır. Hele PKK kanlı saldırılara başlar ve şehitler anadoluya dağılırsa; çarşılar talan edilir, otobüsler-araçlar yakılır, kamuoyu tedirgin edilirse; medya bunları ürkütücü şekilde verirse; ülkenin havası değişir ve son yıllarda yıpranan ve sorgulanan kesimler yeniden güçlenmeye başlar. Yeni projeler ve sosyal mühendislikler için iştahlar kabarır.

2- PKK eylemlerinin ve saldırılarının ülke gündemini işgal etmesi mevcut hükümeti sıkıntıya sokacak; huzursuzluk, belirsizlik oluşacak ve erken seçim ihtimali güçlenecektir. Hükümet olayları bastırmada, huzuru sağlamada acze düşerse veya medya olumsuz tabloları servis ederek vatandaşı tedirgin etmeyi başarırsa; millici(!) liderler bu atmosferden yararlanabilirse, seçimlere gidilmesi ve hükümetin kaydırılması garantilenmiş olur.

3- Maalesef Kürt vatandaşların pek çoğu PKK'nın Ergenekonun ikizi ve işbirlikçisi olduğunun hala farkında değildir ve bu kanlı örgütün “Kürt haklarını savunduğunu” düşünmektedir. Özellikle geleneksel kültürden, İslamdan kopan yeni nesil Kürtçü, şoven bir kafa yapısında yetişmekte; PKK-APO'yu şovenist duygularla, sorgulamadan militanca desteklemektedir. Başbakanın ve hükümetin Kürt meselesindeki zikzakları, tutarsızlıkları, siyasetindeki isabetsizlikleri bölge insanını PKK-DTP'ye doğru itmiştir. PKK-KCK marifetiyle batı illerinde gerilimler çıkarılır; ardından bazı siyasetçiler, liderler ve devlet adamları Kürtleri rencide edecek, dışlayacak açıklamalar yaparsa; Kürtler çözümden biraz daha kopacak ve açılımdan, Anayasa değişikliğinde umudunu keserek PKK-BDP'ye yaklaşacaktır. Oluşacak kutuplaşmalar derinlerin operasyonel kabiliyetlerini artıracaktır.

Şu anda PKK-KCK Güneydoğu'da ve varoşlarda çok iyi organize olmuş, ülkeyi karıştırma potansiyeli yüksek bir örgüttür. Temelde batının (ABD-İsrail) organize edip yönlendirdiği örgütün lider kadrolarıyla, dağ kadrolarıyla maalesef bizim derinler-kurumlar irtibat ve işbirliği içindedirler. Adadaki adamı istedikleri anda, istedikleri şekilde konuşturabilmekte, dağ kadrolarını harekete geçirebilmektedirler. Şehir yapılanmaları bazı istihbarat teşkilatlarımızın güdümündedir; KCK liderlerinin epeycesi bazı kurumların elemanıdır. Ne varki bu elemanlar olayları önlemek yerine alevlendirmekte, örgütü çökertmek yerine organize etmektedirler.

PKK önümüzdeki dönemde kullanılması planlan en verimli, en organize, en etkili malzemedir. Türkler bu kanlı örgütü devletle ve devletin bazı kurumları ile aynı kefeye koyamadıkları; (bazı) Kürtler bu örgütü “kendileri namına mücadele eden bir örgüt!” olarak gördükleri için, PKK ve Kürt siyasal hareketi önümüzdeki günlerin favori malzemesidir.

Bizim kek-kara Türkler milli söylemlerle perdelendiği için derinlerin gayrı milli kodlarını çözememekte, PKK ile bazı kesimlerin işbirliğine ihtimal verme-mektedir. Bir komutanın 9 askerini göz göre göre ölüme yollayabileceğini akılları alma-maktadır. Ama bazı kurumların en stratejik noktalarında, bırakın kara Türkleri, Beyaz Türklerin dahi giremediği, sadece kippalılara açılan bölümler bulunmaktadır bu ülkede. Çok güvendiğimiz bazı yapıların, millete kasteden pek çok örgütle (PKK ve benzeri) organik bağı vardır. Anası örtülülerin ihraç edildiği bünyelerde şahin Emine Ayna'nın çok yakın akrabaları, kardeşi dağda olanlar barınabilmektedir. Belki de bunlar bazı linkler için kullanlıyordur, kimbilir?

Derinler için yol bitti, itibar sıfırın altına düştü. Son güçlü kozları PKK-KCK'yı devreye sokmaya hazırlanıyorlar.

Umarım planladıkları bu süreç milli duygularla derin yapıların peşinden sürüklenen kek Türklerin ve PKK'yı Kürt haklarının savunucusu sanan kek-Kürtlerin uyanışıyla, gerçekleri görmesiyle sonuçlanır.

YUSUF GEZGİN-AKTİFHABER