> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) > Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi  (Okunma Sayısı 514 defa)
30 Kasım 2010, 16:35:47
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 30 Kasım 2010, 16:35:47 »



Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi

Ehl-i Kitap, İslâm dinine göre, mü'min sayılmaz. Çünkü mü'min sayılmak için Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe ve kadere inanmanın yanında Hz. Muhammed'in peygamberliğine ve Kur'ân'a inanmak gerekmektedir. İmân esaslarından bazısını inkâr, tamamını inkâr sayılır. İslâm dinini insanlara getirip bildiren, Hz. Peygamber olduğu için imân, önce O'nun peygamberliğine inanmakla başlar. Peygamberi reddedince artık orada bir imândan, İslâm'dan ve cennetten bahsetmek imkânsızdır. Kur'ân'da pek çok âyet Allah'a ve Peygambere imân ve itâat edilmesini emretmekte, Allah'a ve Peygamberine itâat edenlerin cennetlere gireceği bildirilmektedir. Mesela Nisâ' sûresinde şöyle buyurulur: "Bunlar, Allah'ın (koyduğu) sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Peygamberine itâat ederse Allah onu, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır; orada devamlı kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur. Kim Allah'a ve Peygamberine karşı isyan eder ve sınırlarını aşarsa Allah onu, devamlı kalacağı bir ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azab vardır" (Nisâ 4/13-14).

Yüce Allah Ehl-i Kitab'a hitap ederek onları, Kur'ân'a imâna davet etmektedir.Kur'ân'ın tümünü veya bir kısmını inkâr edenlerin, kâfir oldukları ve ateşte azab edilecekleri bildirilir.

Kur'ân-ı Kerimin pek çok âyetinde, Allah'ın cenneti mü'minler için hazırladığı bildirilir. Yüce Allah, müşriklere cenneti haram kıldığını bildirir. Kur'ân, Ehl-i Kitab'ın, Kur'ân'ın, gerçekten Allah tarafından indirildiğini bildiklerini, fakat Allah'ın âyetlerini (Kur'âni) inkâr ederek kâfir olduklarını haber veriyor. Kur'ân, kâfirlerin cehenneme gireceklerini ve ateşte azab olunacaklarını bildiriyor.

Bu açıklamalardan sonra Bakara sûresi 62. âyetinin ne anlama geldiğini anlamaya çalışalım: "Şüphesiz imân edenler, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp da sâlih amel işleyenlerin Rabları katında ecirleri vardır. Onlar için bir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir" (Bakara, 2/62. Benzeri bir âyet için bk. Mâide, 5/69). Bu âyetin tefsirinde Elmalılı M. Hamdi Yazır şunları söylüyor: "İmân edenler, Hz. Muhammed'in dinine görünürde imân etmiş olanlar, yani İslâm dinini kabul ettiklerini söyledikleri için insanlar arasında Müslüman sayılanlar, Musa'nın dinine bağlanmış olan Yahudiler, İsa'nın dinine bağlı Hıristiyanlar ve bu üç dinin dışında kalan Sabiilerden Allah'a ve âhiret gününe kesin olarak inanan, aynı zamanda diğer imân esaslarına da inananlar ve bu imâna uygun sâlih amel işleyenlerin ecir ve mükâfatları Rableri katındadır. Bunlara korku yoktur ve bunlar mahzûn da olacak değillerdir.

İnsanlar, Hz. Âdem'in sulbünden yeryüzüne indikleri zaman Cenab-ı Allah, kendilerine, 'Artık ne zaman size Benden bir hidâyet gelir de, kim Benim hidâyetime uyarsa onlar için ne bir korku vardır, ne de mahzûn olacaklardır' (Bakara, 2/ 38) diye herhangi bir zamanda gelen hidâyetine uymaları şartıyla bunu va'detmemiş miydi? İşte, Adem'in tevbesinin meyvesi olan o ilâhî va'd, sonsuza dek yürürlükte olan böyle genel bir kanundur. Bu âyet, o kanunun bir açılımıdır.

Dolayısıyla Yahudiler gibi horluk ve yoksulluğa düşenler ve İlâhî gazaba uğramış olanlar bile her ne zaman tevbe eder, Allah'a ve âhiret gününe cidden imân ederek, Allah'ın son zamanda gönderdiği hidâyete uyar ve ona göre sâlih amel işlerse o gazabdan kurtulur ve Allah katında ecir ve mükâfâtını bulur. 'Onlar için ne bir korku vardır ve ne de mahzun olacaklardır' (Bakara, 2/38) sırrına kavuşur.

Fakat bu meyveye kavuşmak için görünüşte, yani yalnız insanlar arasında mü'min ve Müslüman olmak yeterli değildir. Hatta bir zaman için sâlih bir mü'min olarak yaşamış olmak da yeterli değildir. Onda sebat edip güzel bir sonla gitmek ve Allah'a, İmân ve amel ile kavuşmak da lazımdır.

Bu sûrenin baş tarafında, "İşte bunlar, Rablerinden olan bir hidâyet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de bunlardır" (Bakara, 2/5) müjdesinin kimlere ayrılmış olduğu bilinmekteydi. Bunda meselâ "Ve (yine) onlar, sana indirilene, senden önce indirilenlere imân ederler" (Bakara, 2/4) şartı vardır. Aynı zamanda "Âhirete de kesin bir bilgi ile inanırlar" (Bakara, 2/4) buyrulmuş olduğu için âhirete imân, sağlam ve doğru bir bilgi, bütün peygamberler ile beraber Hz. Muhammed (sav)'e ve O'na indirilene imân edenlere mahsus olduğu tebliğ edilmişti. Dolayısıyla burada 'Allah'a ve âhiret gününe imân eder, sâlih amelde bulunursa' (Bakara, 2/62) cümlesiyle belirtilen hakikî imânın Hz, Muhammed (sav)'in gönderilişinden sonra, o şekilde tefsir edilmiş olduğunda şüphe yoktur. Zaten bu âyetin, bilhassa bu bakımdan İsrailoğullarına hitap mevkiinde bir özet olup, bütün bu açıklamaların İslâm dinine davet sadedinde ve "Yakınınızda olan (Tevrat)'ı doğrulayıcı olarak indirdiğime (Kur'ân'a) imân edin, onu inkar edenlerin ilki siz olmayın" (Bakara, 2/41) yüce emrinin pekiştirilmesi için sevk edildiğinde de şüpheye yer yoktur.

Hz. Muhammed (sav)'in gönderilişinden önce Allah'a ve âhiret gününe imân eden ve sâlih amel işleyenler bile Tevrat ve İncil'in hükmünce geleceğin büyük peygamberine imân ile yükümlüydüler. Buna işaret olarak, 'Ahdime bağlı kalın' (Bakara, 2/40) buyrulmuştu. Böyle iken Hz. Muhammed (sav)'in gönderilişinden sonra O'nu inkâr edenler arasında, hakikî imân sahibi tasavvuruna imkân kalır mı? Allah'a ve cezâ gününe imânı bulunan ve bu imân ile orantılı olarak sâlih amel işleyecek olan kimselerin Hz. Muhammed'in peygamberliğini inkâr etmelerinin mümkün olduğu düşünülebilir mi?

Tarihin şehâdet sayfalarında Hz. Muhammed (sav)'in peygamberliğinden daha açık ve daha belirgin hangi peygamberlik vardır? Dolayısıyla gökteki yıldızlardan bazılarını kabul edip de güneşi inkâr edenlerin Allah'a karşı imânlarında ciddiyet ve ihlas tasavvur etmek, Hak düşüncesiyle asla bağdaştırılmayan bir çelişki oluşturur. Dikkate değer bir durumdur ki bu âyette imân; biri insanlara göre zâhirî, diğeri Allah katında hakikî olmak üzere iki defa zikredilmiş ve öncelikle 'imân edenler', Yahudilere, Hıristiyanlara ve Sâbiîlere karşılık tutulmuştur.

Demek ki bu üçü, Kur'ân'ın söz konusu ettiği imândan mutlak anlamda hariçtirler. Bununla beraber zâhirî imân sahipleri, bunlarla akran tutulmuş ve hepsinin hakikî selâmeti, tam bir imân ve sâlih bir amel şartına bağlanmıştır. Demek ki gerek zâhirî mü'min olan Müslümanlar ve gerek bunların dışında bulunan Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğerleri, Kur'ân'da istendiği şekilde Allah'a ve âhiret gününe (bütün imân esaslarına) iç ve dışlarıyla imân eder ve sâlih amel işlerler (dînî emirleri yapıp yasaklardan kaçınırlar) ve bunda sebat ederlerse o zaman "Onlar için ne bir korku vardır, ne de mahzun olacaklardır" (Bakara, 2/38) sırrına kavuşacaklardır. Bunda da İslâm dininin, davet ve hidâyeti herkese yönelik olan genel bir din olduğu ortaya çıkar."

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır'ın bu açıklamasına ben şu kadarlık bir ilavede bulunacağım. Bu âyetin ve Mâide sûresinin 69. âyetinin anlamı -Allah bilir şöyledir: Hz. Muhammed'in tebliğ ettiği İslâm diniyle karşılaşanlar, bundan önce ister münâfık, ister Yahudi, ister Hıristiyan, ister Sabiî, ister ateist olsunlar önceki inançları ne olursa olsun, Hz. Muhammed'in bu hak dini (İslâm dini)'ne girerlerse ve bu dinin prensiplerine bağlı bir hayatı ömürlerinin sonuna kadar sürdürürlerse, cehenneme girip azab çekme ve üzülme endişesi taşımasınlar. Allah bunları cennetine koyar ve nimetler içinde yaşatır. Yoksa, bu âyetlere bakıp da imân esaslarından sadece "Allah'a ve âhirete inanıp da sâlih amel işleyenler cennete girecektir" diye anlamak İslâm'ı ve Kur'ân'ı iyi ve doğru bir şekilde anlamamaktır.

"İslâm, hoşgörü dinidir. Biz, Yahudi ve Hıristiyanlara cennet kapısını açık tutalım. Onların cennete girmesi ile bizim bir kaybımız olmaz. Cennet geniştir, orada herkese yer bulunur, varsın girsinler" gibi centilmence bir düşünce için şunu söyleyebiliriz: Bir insanın cennete girmesi veya girmemesi Allah'a ait bir hükümdür. Bize düşen sadece Allah'ın koyduğu hükmü açıklamaktır. Kanaatimce, Kur'ân âyetlerinden zikrettiğimizden başka türlü bir hüküm çıkarmamız mümkün değildir. Bize düşen sadece hükmün tesbitinden ibarettir. Kur'ân'a zıt olarak, Ehl-i Kitab'ın cennete gireceğine dair verilecek bir hüküm, onların hidâyetini engelleyeceği için yanlış olduğu kadar aynı zamanda sakıncalıdır. Kur'ân'da, "Allah katında hak din, İslâm'dır" (Al-i İmrân, 3/19), "Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, âhirete ziyan edenlerden olacaktır" (Âl-i İmrân, 3/85) Duyurulur. İslâm; kendisinden önceki bütün dinleri nesh etmiştir. Esasen her yeni din (şeriat), bir önceki dini nesh eder. Bu, herkesin bilebileceği basit bir kâidedir. Bunu bilmek için derin İslâmî bilgi şart değildir.

Hz. Peygamber (sav) de şöyle buyurmuştur: "Muhammed'in nefsi kabza-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki eğer bu ümmetten bir Yahudi veya Hıristiyan beni işitir de sonra benimle gönderilene imân etmeden ölürse mutlaka cehennemliklerden olur."


Yeni Ümit
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi
« Posted on: 25 Nisan 2024, 23:17:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi rüya tabiri,Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi mekke canlı, Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi kabe canlı yayın, Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi Üç boyutlu kuran oku Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi kuran ı kerim, Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi peygamber kıssaları,Ehl-i Kitabın Cennete Girmesi ilitam ders soruları, Ehl-i Kitabın Cennete Girmesiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes