Cerrahi müzesi ile İslâm tıp tarihine ışık tutulacak

Cerrahi müzesi ile İslâm tıp tarihine ışık tutulacak

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlter Uzel, ‘’şehzadeler şehri’’ olarak bilinen ve Fatih Sultan Mehmed döneminin ünlü hekimlerinden Sabuncuoğlu Şerefeddin’in doğduğu şehir olan Amasya’ya, ‘’Sabuncuoğlu Tıp Tarihi ve Cerrahî Müzesi’’ kurulması konusundaki çalışmaların tamamlandığını bildirdi.

Prof. Dr. Uzel, Amasya’da Yeşilırmak kıyısında restore edilen konaklarda kültür turizmi çerçevesinde açılan müzelere Çukurova Üniversitesi’nin katkılarıyla bir yenisinin daha eklendiğini belirtti. Uzel, 1308 yılında Selçuklu sultanının kızı Yıldız Hatun tarafından yaptırılan ‘’Bimarhane’’nin (Darüşşifa-Hastane) vakıflarca Amasya Belediyesi’ne tahsis edildiğini ve yeniden düzenlenip, Tıp Tarihi ve Cerrahî Müzesi’ne dönüştürüldüğünü belirterek, ‘’Bu müze, şehzadeler şehri olarak bilinen Amasya’da dünyaya gelen, Fatih döneminin dünyaca ünlü hekimlerinden Sabuncuoğlu Şerefeddin’in adını taşıyacak’’ dedi. Sabuncuoğlu Şerefeddin hakkında bugüne kadar 3 kitap yazan Prof. Dr. Uzel, insanlık tarihi kadar eski olan tıpta tedavinin üç koldan geliştiğini, bu gelişimde Sabuncuoğlu Şerefeddin’in büyük katkılarının bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: ‘’Birincisi sihir ve büyü ile başlayıp, müzik tedavisi ile en üst düzeye ulaşan telkin tedavisidir. İkincisini bitkisel ve hayvansal ilâçlarla gelişen tıbbî tedavi oluşturuyor. Üçüncüsü de hasta organının kesilip çıkarılması, yaraların ve kırık çıkıkların bakımı ile ilgili cerrahi tedavidir. Gerek halkın ‘Bimarhane’ olarak bildiği Amasya Darüşşifası, yani hastanesi, gerekse açılacak müzeye adının verilmesi öngörülen Sabuncuoğlu Şerefeddin, bu gelişim sürecini çok iyi temsil ediyor. Çünkü ünlü hekim bu hastanede ameliyat ve tedavi yapmış, Fatih Sultan Mehmed’e armağan edilen, şimdi en orijinal örneği Paris’teki bir müzede bulunan dünyaca ünlü cerrahî eseri ‘Cerrahiyeyetül-Haniyye’ adlı kitabını burada ve 83 yaşında yazmıştır. Bu eserin diğer örnekleri Fatih Millet Kütüphanesi ile İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bulunuyor. Amasya’daki müzede de bu kitabın orijinalinin birebir kopyası yer alacak.’’ Prof. Dr. Uzel, müzede, ünlü hekimin kullandığı ve kendi icadı aletlerin kopyaları ile tıptaki diğer buluşların örneklerinin de yer alacağını belirterek, ‘’Müzede ayrıca çok zengin ve nadir bir müzik aleti koleksiyonu da sergilenecek’’ dedi. Müzede, canlı müzikle tedavi gösterisinin de planlandığını ifade eden Uzel, ‘’Bu müze, Ortaçağ Türk İslâm tıbbına ışık tutacak. Bu nedenle, Amasya Belediyesi’ni tıp tarihine bu değerli katkılarından dolayı kutluyorum. Ayrıca, müzenin kurulmasına katkı sunmuş olmaktan gerek üniversitem gerekse de şahsım adına çok mutluyum’’ diye konuştu.

SABUNCUOĞLU ŞEREFEDDİN

Fatİh Sultan Mehmed döneminin dünyaca ünlü hekimleri arasında yer alan Sabuncuoğlu Şerefeddin (1386-1470), ‘şehzadeler şehri’ olarak anılan Amasya’da doğdu ve temel eğitimini Amasya Darüşşifası’nda tamamladı. Şerefeddin Sabuncuoğlu, diğer birçok hekimin aksine özellikle cerrahi ile ilgilendi. Oysa, o dönemde, hekimler genel olarak cerrahiye pek ilgi duymamışlar ve hatta cerrahî tedavinin gerekli olduğu durumlarda bile, ilâçla tedaviyi tercih etmişlerdir. Bunun sebebi cerrahî müdahalede hayatî tehlikenin çok yüksek olması ve bu tehlikeyi asgariye indirecek ve ameliyatı kolaylaştıracak bazı teknik imkânların bulunmamasıdır. Uzun yıllar hekim olarak görev yapan Sabuncuoğlu Şerefeddin, bu sırada kazandığı deneyimlerinin yanı sıra, bizzat yaptığı bazı deneyleri de tıbba kazandırmıştır. Onlardan biri de bazı zehirlerle ilgili olarak yaptığı hayvan deneyleridir. Bu deneylerde denek olarak horozları kullanmıştır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın