๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 18 Ağustos 2011, 00:28:59



Konu Başlığı: Beydavî ilk kez tam metniyle dilimizde
Gönderen: Sefil üzerinde 18 Ağustos 2011, 00:28:59
Beydavî ilk kez tam metniyle dilimizde

İlim erbabınca çok değerli bir tefsîr olarak kabul gören, Ehl-i Sünnet dünyasında asırlarca medreselerde okutulan ve üzerine 250'den fazla şerh yapılan Beydavî Tefsiri ilk kez tam metniyle Türkçe'de

Beydavî ilk kez tam metniyle dilimizde
MUHAMMET SAFA
Kâtip Çelebi'nin: "Bu tefsir şanı azîm, beyandan müstağnidir (tarife ihtiyacı yoktur)." sözleriyle övdüğü tarifsiz bir esere kavuştuk şu güzel günlerde.

"... istihare ettikten sonra mazhar olduğum doğuşlar sayesinde tereddütten ve tamam edince de Envarü't-tenzil ve Esratü't -te'vil (tenzilin nurları ve tevlin sırları adını verdim.)" diyerek eserinin ilhamını anlatan Kadı Nasırüddin Ebu Said Abdullah Bin Ömer Bin Muhammed Eş-Şirazi El-Beydavî'nin muazzam tesfiri, Kahraman Yayınları tarafından 5 cilt olarak yayınlandı. Tefsiri dili-mize, Sıfat'us-Safve, Riyazu's Salihin, El-Ezkar, İbn Kesir Büyük Kur'an Meali gibi çeviri çalışmalarıyla da tanınan Doç. Dr. Abdülvehhab Öztürk çevirdi. Beydavi Tefsiri, ilk kez tam metin olarak Türkçe'ye tercüme edildi.

İLİMLERİN EN BÜYÜĞÜ

Büyük tefsir âlimi ve müfessirlerin baş tacı Abdullah bin Ömer; künyesi Ebü'l-Hayr, lakabı Nasırüddin'dir. Şiraz'ın köylerinden Beyda'da doğduğu için Beydavi, Şiraz'da kadılık yaptığı için Kadı Beydavi diye meşhur olmuştur. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 1286 se-nesinde Tebriz'de vefat etmiştir. Zamanın âlimlerinden akli ve nakli ilimleri tahsil etmiş, bilhassa Muhammed bin Muhammed Kettani'nin derslerine devam ederek tefsir, hadis, fıkıh, usul, kelam, mantık, nahiv, belagat, tarih ve zamanın fen ilimlerinde de mütehassıs, söz sahibi olmuştur.

"İlimlerin kadr ü kıymetçe en büyüğü, şeref ve adaletçe en yükseği tefsir ilmidir" sözünün sahibi ilmi ve tefsire verdiği ve verilmesi gereken önemi vurgularken, Celalüddin Suyuti'nin "... bu kitabı ayarı halis altın gibi meydana çıkmış, gündüz ortasındaki güneş gibi şöhret bulmuş, mütalaasında ilim sahipleri devam buyurmuştur" ifadesi, eserin tam da tanımını yapıyor.

OSMANLI MEDRESELERİNDEN EVLERİMİZE

İlim erbabınca çok değerli bir tefsîr olarak kabul edilen bu tefsir asırlar boyunca Ehl-i Sünnet dünyasında medreselerde okutulagelmiş, üzerinde 250'den fazla şerh, haşiye ve ta'lîka yazılmış önemli bir eser. Fıkıhta Şâfiî, akaidde Eş'arî mezhebine göre te'lif edilmiş olan bu tefsîri özellikle Osmanlı medreselerinde asırlarca ders kitabı olduğu biliniyor. Osmanlı âlimlerince Hanefî-Maturudî mezheblerine uygun Nesefî tefsiri "Medâriku't-Tenzîl ve Hakâiku't-Te'vîl"in değil de Kâdî'nin bu eserinin medreselerde okutulmak üzere seçilmiş olması gerçekten önemini ve değerini ortaya koyuyor.

Bütün bunların yanı sıra Abdülvehhab Öztürk'ün tercümesi de; okuyucuya yol gösteren, çok karmaşık olmayan ve her şeyden önemlisi titiz bir çalışmanın ürünü.

Gayet veciz ibarelerle anlatılmasıyla, ayetlerin açıklanmasında iniş sebeplerine, ayetlerin yorumlanmasında farklı görüşlere yer vermesiyle, bu mübarek ayda elden bırakılmayacak bir eser Beydavî Tefsiri.

yenişafak