> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) >  Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık!  (Okunma Sayısı 539 defa)
28 Temmuz 2012, 13:49:36
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 28 Temmuz 2012, 13:49:36 »



   

Leyla İpekçi
   
Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık!


Ölüm ve yok olma korkusuna dayanarak bu dünyada kalıcı bir eser vücuda getirme arzusu duyan birinin anlam dünyası tevhid sanatçısı için pek katmanlı değildir.

Ölüm ve yok olma korkusuna dayanarak bu dünyada kalıcı bir eser vücuda getirme arzusu duyan birinin anlam dünyası tevhid sanatçısı için pek katmanlı değildir. Kalıcı olma arzusunun insanı bu dünyayla hemcins kılan fazlaca 'dünyevi' bir korku olduğunu düşünür çünkü tevhid sanatçısı.

Ruh bedenden ayrılır, geri döner, hicret eder, yükselir, yücelir. Dünyanın ruhu, tabiri caizse 'ahiret kokusu' taşır. Ruh bizim değildir! Şair Pessoa gibi söylersem, bir soru formatını da alabilir: "Peki ruh, bizim midir?"

Vahiy, ruh'tan bize çok az şey bildirildiğini söyler. 'İlahi sanat'ın bu perdeli gerçeklerden daha 'incelikli' bir ipucuna ihtiyacı yoktur diye düşünüyorum. O'nun (cc) sanatı karşısında insana düşen seyretmek, temaşa etmek, izlemek, anlamlandırmak, amel etmek ise... Evet, eğer böyleyse: Her şeye 'ilk bakış'ın içinde sonsuz sistemin birbiriyle olan ahenginin, bağı ve birliğinin apaçık görülebilmesi -duyumsanması- müthiş esinleyici bir ruh katar tüm 'sanatsever'lere.

Kâinatı kalbe sığdırmayı bir sorumluluk ve hak olarak tanımlayan tevhid sanatçısı için dünyayı bu zevk üzerinden biçimlendirme uğraşı bir kibir ve büyüklük taslama vesilesi değil, insan olmaya dair bir şuur barındırır. O halde 'yaklaşma çabası'yla soralım: Kalıcı olma kaygısı bu dünyayla sınırlanmışsa, kâinat içre neye bakar insan? Neyi izler, seyre dalar?

Varlığı ve kâinatı anlamlandırmak, aynı zamanda kendini -insanlığını- tanıma egzersizi yapmaya da götürüyor. Bence tevhid sanatı bu dünyada böyle bir 'seyr ü süluk'un; yani insanın kendinden kendine yaptığı yolculuğun evidir. Şunu söylemek çok yanlış olmayabilir öyleyse artık: Bu dünyada kalıcı olma telaşıyla eser vücuda getiren pek çoğumuz için asıl dert, diğer insanlar tarafından fark edilmek oldu. Peki, soralım kendimize: "Herkesin yöneldiği bir kıblesi, bir yönü vardır, ona döner" (2:148) ise... Biz döndük mü, dönmekte miyiz o yöneldiğimiz şeye?

Belki de sanatçı, Allah'ın onu görmek istediği gibi olmaya çalıştığı sürece, bu uğraş onu 'kendi' kılacaktır eserlerinde. Başkalarına değil, Rabbi'ne yönelen sanatçının 'uzun ince' yolu bu değil midir biraz da: Donuk ve sabit sandığımız ama kesintisiz yaratılışın sürdüğü bir evrende döngüselliğin harmonisine dâhil olmak ve noktanın sonsuzluğuna kendi anlamını katmak... Başka bir deyişle; O'nun (cc) sanatını seyretmek için yapar eserlerini. İcra yoluyla temaşa eder.

Dünya kalıcılığı asıl derdi olan bir kimse ise yukarıda belirttiğim gibi başkaları tarafından fark edilmeye kilitlenmişse, eserlerinde 'ruh evrenselliği'ni kuşatarak, başkalarına ulaşması kolay olmayacaktır. Çünkü fark edilme kaygısı, insanı dünyevi niteliklerine indirgiyor. Ziynetini muhafaza etme biçimlerini de elinden alıyor.

Ne demektir peki fark edilmek? Eserlerinde kâinatı izlemekten ziyade, kendini izletmenin yöntemlerine odaklanması demektir sanatçının. Bu şekilde ele aldığı temanın ruhuna odaklanması, o nesneye dönüşmesi, giderek özne-nesne örtüşmesine varması zorlaşır. Kendini veremez. Ne hayata, ne sanata, ne başkalarına.

"Sen yalnızca kendin değilsin" der bize bir tevhid eseri. Sanat yoluyla başkası olmaya yollar bizi. "Başkası olma, kendin ol" şiarındaki o kör noktayı da kuvvetle ima eder. İnsan kendi başına nasıl 'kendi' olabilir ki, başkaları yoksa! Kendinden bahsetmeye çalışmaz bir minber, kendini anlatmak için yapılmamıştır mihrab. Tevhid mimarisinde tek bir çiçek motifi dahi fark edilmek için çırpınmaz. Gören görür. Görebildiği kadar. Onların ima ettiği her gerçek ayrıntı, aşk ile öğütür bizi. Âşık kendini anlatmaz, sevdiğini anlatır. Ve sevdiğini anlatırken anlattığı kendisidir!

Vardığımız noktada şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz: Tevhid sanatında 'kendi-öteki' ilişkisi üzerinden bir bölünme kurmaz sanatçı algısı. Öteki ile kendi iç içedir, kesişip ayrışsa dahi nihai olarak 'çokluktaki bir'dir. Dışarıda kalan, geriye kalan, geride kalan hiçbir şey yoktur. Tabii bu durumda, başkaları tarafından fark edilmek gibi bir kaygıyla sanat yapmanın anlamsızlığına varmıştır çoktan.

Toparlayayım o halde. Sanatta güzel'in ölçüleri üzerine düşünmeye devam ettiğim bu yirmi altıncı yazımda tevhid sanatçısının kalıcı olma kaygısının dünyayla sınırlanmadığına varmış olduk. 'Gizli hazine'nin bilinme arzusu bu anlamda artık kendi mecazlarını türetmeye başlıyor. Zira bu arzu, tüm zaman ve mekânları kuşatarak, O'nun (cc) sanatına dair bize 'kalıcılığın asli mahali'ni işaret ediyor. Kâinata sığmayanın, kâmil insanın kalbine sığması, 'güzel sanat'ın ölçülerini oluştururken kıymetli bir harç hazırlıyor 'âşıklar' için.

Evet, her birimiz farklı yönlere yönelsek de, nihai yönümüz kaçınılmaz olarak bir. Ve "her nerede olursak olalım, Allah bizleri bir araya getirecek" ise... Ruh, hakikatin en 'güzel sanat'ını barındırmaya devam ediyor demektir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık!
« Posted on: 24 Nisan 2024, 07:27:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! rüya tabiri, Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! mekke canlı, Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! kabe canlı yayın, Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! Üç boyutlu kuran oku Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! kuran ı kerim, Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! peygamber kıssaları, Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık! ilitam ders soruları, Kendini değil, sevdiğini anlatır âşık!önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes