> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Güncel Meseleler > Sizden Gelenler( Güncel Meseleler ) > Bayramın neşesini anlattılar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bayramın neşesini anlattılar  (Okunma Sayısı 709 defa)
31 Ağustos 2011, 21:18:35
Sefil
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 28.807


« : 31 Ağustos 2011, 21:18:35 »



Bayramın neşesini anlattılar

  Emin, Kemal, Osman, Muhittin, Muharrem amcalar; Zehra, Yeter, Müyesser teyzelere eski Ramazanları sorduk. Emin Kurucu'nun Isparta'ya maddî durumu ne olursa olsun anne-babasını görmeye gitmesi, 78 yaşındaki Yeter Erdem'in kendinden yaşlılara uğrayıp hal hatırlarını sorması, Kemal Acar'ın torunların sarılmasını 'dünyaya bedel' diye ifade etmesi bayramın neşesini anlatıyordu.
Bayram deyince hep o eski bayramlar gelir akla. Gerçekten eski bayramları mı arıyoruz? Eski derken neyi kastediyoruz? Bayramları mı, kendimizi mi? Bugün geçmişe nazaran birçok imkân olmasına rağmen hasretlerimizi, hasletlerimizi kaybettik, endişelerimiz beklentilerimiz değişti. Geçmişte zamanın büyük kısmını kendimize ve sevdiklerimize ayırabiliyorken bugün hayatımızı devam ettirebilmek için işimize ayırmak zorundayız. Bitirilecek işler, gönderilecek e-postalar, hazırlanacak raporlar fırsat vermiyor. Kafamızı kaşımaya dahi vakit ayırma imkânı vermeyen iş dünyamız bir-iki günlük bayram tatillerinde hasretlerimizi gidermeye değil, kendimize bir nebze olsun bütün dünyadan sıyrılıp nefes almaya zorluyor.

Bayramlar, sadece aile büyüklerinin gönlü alındıktan sonra bir an evvel kalabalıktan sıyrılınması gereken günler gibi algılanıyor. Kendimizi, sevgiyi, bir arada olmayı, muhabbeti, paylaşmayı unutma yolundayız. Aslında eskilerin bayramları hiçbir yere gitmedi. Hepimiz sadece üstünü örttük, görmezden gelmek için. Eski bayramlar kalbimizde, sadece üzerindeki örtüyü kaldırmamızı bekliyor.

Eski bayramları gün görmüş büyüklerimize sorduk. Eskinin hasreti bir yana bugünün de bayramında oğullar, kızlar, torunlar, akrabalar, komşular ayrı bir neşe kaynağı olmaya devam ediyor. Emin, Kemal, Osman amca ile Zehra, Yeter, Müyesser teyzenin bayram hatıralarını dinledik. O günlerin coşku ve sevincini yaşıyor ve yaşatıyorlar. Çocuklarla camide değil, evde bayramlaşıyor, bayram sona ermeden misafirlere iade-i ziyarette bulunuyor, tok dahi olsa misafire sofra kuruyorlar. Çevrede bayramlaşmadık kimse bırakmamaya, nasihat ve tecrübelerinden faydalanmak için kendilerinden yaşlıları ziyaret ediyorlar.

Emin Kurucu (65): Akrabalarla bir arada olmak güç veriyor

Bayram; kavuşmak, yakınlaşmaktır, akrabalarla vakit geçirmektir. Her bayram kardeşlerimle mutlaka memleketimiz Isparta'ya anne-babamı görmeye giderdik. Haftalar öncesinden biletlerimizi alır, masraf olacak diye de hiç düşünmezdik. Yıl içerisinde bütçemizi ona göre ayarlardık. Bayram günü tüm kardeş ve yeğenlerimi bir arada görmek manevi bir güç verirdi. Anne-babam vefat etmesine rağmen kardeşlerimle bayram kavuşmalarını sürdürüyoruz. Mesaj çekilerek kutlanan bayramları hiç sevmiyorum. Bazı yakın akrabalarımdan bayram mesajları geliyor, asla geri dönmüyorum. Bu durumu onlara da söyledim. Mesaj çekmek yerine aranmalı. Sıcak bir ses yetiyor.

Yeter Erdem (78): Hâlâ benden büyüklerin yanlarına uğrar bayramlaşırım

Bayramın bir gün öncesi her evde yemekler hazırlanır. Bayram sabahı da bu yemekler bir yerde toplanır ve herkes bunlardan yerdi. Böylece tüm köy bayramlaşır, sohbet ederdi. Kadınlar olarak da bizler ayrıca yaşlıları ziyaret ederdik. Bir nasihat versin, tecrübelerini paylaşsın isterdik. Yaşım 78 olmasına rağmen hâlâ daha çevremdeki benden büyüklerin bayramlarda mutlaka yanlarına uğrarım, bayramlaşırım, sohbet ederiz.

Osman Emanet (76): Çevrede bayramlaşmadık kimse bırakmazdık

Eskiden köyün zenginleri köy ahalisine yemek verirdi. O ortamda da küsler barışır, beraberlikler pekişirdi. Anne-babam komşularla bayramlaşmaya çok önem verirdi. Bir komşuyla dahi bayramlaşmadığımızda nasihat eder bayramlaşmanın önemini anlatırdı. 6 çocuğum, 13 torunum var. Ben ve eşim hepsine de bayramlaşmayı öğrettik. Çocuklarım ve torunlarım çevrelerinde bayramlaşmadık, hal hatır sormadık kimseyi bırakmazlar.

Muhittin Acar (65): Evde anne-babamızın elini öperdik

Bayram namazında camide babam ve kardeşlerimle bayramlaşmazdık. Eve gelir, anne-babamın elini öperdik. Sonra da yaş sırasına göre kardeşlerimizle birbirimizin bayramını kutlardık. Ailedeki bu geleneği şimdi de çocuklarımla devam ettiriyoruz. Bayramı hissettirmek adına torunlarıma bu davranış örnek oluyor.

Müyesser Polat (59): Tok dahi olsa misafire sofra kurulur

Anne-babam bayramda misafire tok dahi olsa sofra kurardı. Şimdi de aynı şeyi ben yapıyorum. İster tok olsun ister aç olsun gelen misafiri yemek yedirmedikten sonra asla bırakmam. Ayrıca bayram sona ermeden onlara iade-i ziyarette bulunuruz. Böylelikle komşuluk, akrabalık ilişkileri kuvvetleniyor.

Muharrem Cendar (57): Sıla-ı rahim yapılmadan seyahate çıkılmaz

Küçüklüğümden beri bayram sabahları kahvaltıda et, pilav, hoşaf olurdu. O günkü yediğim pilav, et ve hoşaftan aldığım lezzeti yıl içersinde hiçbir zaman bulamazdım. Evlendik, torun sahibi dahi olduk; ama bu geleneğimizden asla vazgeçmedik. Kardeşlerimle her bayram sabahında annemde et, pilav, hoşaf eşliğinde kahvaltı yapar, bayramlaşırız. Çocuklarımı ve torunlarımı da mutlaka götürürüm. Sıla-i rahim yapılmadan da asla hiçbir seyahat gerçekleştirmeyiz.

Kemal Acar (71): Torunların sarılmaları dünyaya bedel

Bayramda mezar ziyaretleri olmazsa olmazımızdır. Kahvaltıyı yapar yapmaz çocuklar ve torunlarla anne-babamın mezarına gideriz. Bayram harçlığı ise diğer olmazsa olmazımız. Bayrama birkaç gün kala harçlıkları hazır ediyorum. Kime ne kadar vereceğim bellidir. 9 torunum var, harçlık miktarı yaşlarına göre değişiyor. Kimine 20, kimine de 50 TL veriyorum. Torunlarımın yüzlerindeki o gülümseme yetiyor, 'dede bayramın mübarek olsun' deyip elimi öpmeleri, sarılmaları dünyaya bedel.

Zehra Akıncı (63): Günler öncesinden bayram hazırlıklarına başlanıyor

Günler öncesinden bayrama hazırlık yapardık. Evin dip köşe her yerini temizler, dolma ve katmerler yapardık. Bayram gününe kadar da ev ahalisinden kimseye bu yiyeceklerden yedirmezdik. Ancak bayram günü kahvaltıda yenilebilirdi. Bayram sabahı eşimin elini öper, çocuklarla bayramlaşırdık. Bugün dahi günler öncesinden hazırlıklara başlar, çocuk ve torunlarla hep birlikte bir arada yer içeriz.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 20 Ekim 2018, 01:31:27 Gönderen: Nur-u Yehma »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bayramın neşesini anlattılar
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:14:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bayramın neşesini anlattılar rüya tabiri,Bayramın neşesini anlattılar mekke canlı, Bayramın neşesini anlattılar kabe canlı yayın, Bayramın neşesini anlattılar Üç boyutlu kuran oku Bayramın neşesini anlattılar kuran ı kerim, Bayramın neşesini anlattılar peygamber kıssaları,Bayramın neşesini anlattılar ilitam ders soruları, Bayramın neşesini anlattılarönlisans arapça,
Logged
31 Ağustos 2011, 22:47:12
mavi derinlik

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1.241


« Yanıtla #1 : 31 Ağustos 2011, 22:47:12 »


     Bugün geçmişe nazaran birçok imkân olmasına rağmen hasretlerimizi, hasletlerimizi kaybettik, endişelerimiz beklentilerimiz değişti. Geçmişte zamanın büyük kısmını kendimize ve sevdiklerimize ayırabiliyorken bugün hayatımızı devam ettirebilmek için işimize ayırmak zorundayız. Bitirilecek işler, gönderilecek e-postalar, hazırlanacak raporlar fırsat vermiyor. Kafamızı kaşımaya dahi vakit ayırma imkânı vermeyen iş dünyamız bir-iki günlük bayram tatillerinde hasretlerimizi gidermeye değil, kendimize bir nebze olsun bütün dünyadan sıyrılıp nefes almaya zorluyor.

zaman


     Evet bayramların tadının kaçtığından yakınmayan yok gibi ama buna çözüm için birşeyler yapmaya çalışanlarda yok gibi... Biz kendi adıma söylemek isterim öyle giden  bayramları döndürme amaçlı birşey yapamıyoruz.. Evet şikayetçiyiz ama olmuyor ne yazık ki.. Bu zamanın bayramı işte bizlerde hala ailece bayramlaşırız ama sorun işte orası aslında ailece yaşanıyor sadece... Toplumsal bayram yaşamak gerek herkesin aynı duyarlılığı sergilemesi gerek.. Misafirlerden kaçmak için kendi başına dinlenerek tatil amaçlı yaşayanların haddi hesabı kalmadı.. Halbuki moralmen yorgunuz.. Tadında bir bayram en iyi  dinlenme olur.. İnşaallah tadında bayramlar yaşamak nasip olur.. Allah Razı Olsun çok güzel paylaşımdı...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Diyanet Yeterlik Kitabı 2012 - 2013 www.diyanetkitap.com ve www.diyanetyeterlik.com  üzerinden bilgi alabilirsiniz.
01 Eylül 2011, 00:56:48
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #2 : 01 Eylül 2011, 00:56:48 »

Bayramların tadı kaçtı gerçekten. Büyümenin de bunun üzerinde etkisi var. Çocukken bayramın tadı farklı oluyor gerçekten.
Haber için teşekkür ediyoruz.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes