๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 04 Eylül 2010, 12:57:57



Konu Başlığı: Yeri gelince susmak
Gönderen: Hadice üzerinde 04 Eylül 2010, 12:57:57
Yeri Gelince “Susmak


Uzmanlar, evlilikte sağlıklı iletişim için eşlerin aralarında geçen problemleri masaya yatırıp beraberce çözmeleri gerektiği konusunda hemfikir. Fakat bunu bilmek, sorunların çözümü için maalesef yeterli olamıyor. Yetişme tarzı ve kültür, evlilikte kadınların sıkıntılara “katlanmasını”, erkeğin ise tartışmaya girmemesini öğütlüyor. Peki “katlanma” ve “tartışmama”, sağlıklı bir evlilik getirir mi?
Karşılaştığımız çiftlerin bazıları, eşleriyle bir problemi konuşmanın veya çözmenin imkansız olduğunu, bu yüzden de susmayı tercih ettiklerini belirtmektedirler. Aslında, eşlerin problemlerini “nasıl” konuştukları, problemi çözmeleri üzerinde etkili. Kimi durumlarda eşlerin susmaları ve çözümü başka zamana bırakmaları gerekir. Kimi durumlarda ise sessizlik, problemlerin düğümlenmesine ve çözümlenemez bir hal almasına yol açar.

Ne Zaman Susmak, Ne Zaman Konuşmak Gerekir?
Şu diyaloga dikkat edin:
-“..Ve biz akşam yemeğimizi yerken garson geldi ve dedi ki..”
-“Hayır hayatım, o adam garson değil lokantanın müdürüydü.”
-“Her ne ise. Garson yada müdür, adamın biri geldi ve bize restorandan memnun kalıp kalmadığımızı sordu. Ben de ona beğendiğimizi, hiçbir sorunumuzun olmadığını söyledim. Ama tam biz çıkacakken...”
-“Tam olarak öyle olmadı bi tanem. Biz yemeğimizi yiyorduk, ama müdür yemeği beğenip beğenmediğimizi sordu. Restoran demedi.”
-“Fark etmez. Benim söylemek istediğim..”
-“İşte tam burası. Dikkat edin, çok komik” der Ayşen misafirlere dönerek. Sonra eşi Hakan’a döner ve “Devam et Hakancığım, hikayeyi bitir.”
Hoşsohbet olmak nasıl ki bir meziyet ise, susup dinlemeyi bilmek de bir sanattır. Yukarıda açıkça görüldüğü gibi, Ayşen eşinin sözünü misafirlerin önünde keserek pek fazla hassas ve kibar olmadığını göstermiş oluyor. Peki: Hakan, eşi Ayşen’le bu konuda konuşmalı mı? Evet, çünkü misafirler gidene kadar canı sıkkın bir şekilde oturdu ve eşinden son derece rahatsız oldu.
Peki Hakan ne yapmalı? Böyle küçük içerlemeler karşısında sabır gösterip susmalı mı? Yoksa eşini her seferinde uyarmalı mı? Eğer eşler, her ufak kırgınlıklarında oturup konuyu tartışacak veya birbirlerini tenkit edecek olurlarsa, muhtemelen sorunların gereksiz yere büyümesine sebep olacaklardır. Sabredip susmak da sorunları çözmez. Ayrıca ileride dayanamayıp patlayabilir ve büyük bir kavgaya yol açabilirsiniz. Bu da, mantıklı ve ölçülü bir şekilde konuşmadığınız için eşinizin asıl hatasını asla anlayamaması demektir.

ÇÖZÜM İÇİN
Şunu unutmayın: Küçük içerlemelere bir adım geriden bakmak, evliliğin yazılı olmayan kurallarındandır.
v Eğer konuşmak veya sessiz kalmak arasında kararsızsanız, kararı sonraya bırakın. Aradan zaman geçmesine rağmen hala negatif duygular besliyor, rahatsızlık hissediyorsanız, konuşmanın zamanı gelmiştir. Sorunu içinizden atmak rahatsızlığınızı gidermiyorsa, daha fazla içinizde tutmanın bir faydası yoktur.
v Konuşmaya başlamadan önce kendinize şunu sorun: Bu tartışmadan ne bekliyorum? Bazen eşinize vereceğiniz olumsuz tepkinin altında başka bir takım kırgınlıklar, içerleme veya evlilikle alakasız günlük sıkıntılar yatıyor olabilir. bu sebeple tartışmaya başlamadan önce iki, hatta üç kere düşünün. Öfkeyle kalkıp, ziyanla oturmamaya idkkat etmeniz öncelikle evlilikte önemlidir.
v Konuşma saatleriniz olsun. Siz ve eşinizin, birbirinizle alakalı “ufak” eleştirileriniz fazlaysa, haftada bir evlilik konuşması saati belirleyin. Konuşma saatlerinde eleştirilerinizi ifade ederken cümlelerinizi dikkatle kurmaya özen gösterin. Örneğin “Tembellik ediyor, işleri ağırdan alıyorsun” demek yerine “Evdeki tamir işleriyle ilgilenmeni tercih ederim”.




Not Defterim
§ Küçük öfkeleri görmezden gelmeniz, eşinizin kendi hatalarını veya sizin sıkıntılarınızı anlamasına engel olur.
§ Konuşurken suçlayıcı veya kaba olmamaya özen gösterin.
§ Ne yapacağınızı bilmiyor musunuz? O halde şunu dinleyin: Eğer eşiniz, sizi öfkelendiren davranışlarını kasıtlı yapmıyorsa, çok fazla üzerinde durmamanızı tavsiye olunur.