> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > İslam ailesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslam ailesi  (Okunma Sayısı 641 defa)
04 Ekim 2010, 18:22:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 04 Ekim 2010, 18:22:20 »



İslam Ailesi

İnsan için cemiyet, cemiyet için de aile ne kadar önemli ise, Hak Din'in en son ve en kâmil tebliğcisi ve uygulayıcısı Fahr-i Kâinat (s.a.s.) Efendimiz de aileye o kadar önem ve değer vermiştir. Çünkü O'nun tebliğ ve tatbik ettiği dinin Vâzı'ı ile kâinatın Yaratıcısı birdir; Vahid, Ehad, Hakîm ve Alîm olan Allah'ın iki eseri (din ve insan) arasında çelişkinin bulunmaması, birinin diğerine elbise ile vücut gibi uyması tabiîdir.

Kur?ân'ın ve Hz. Peygamber'in, yani İslâm'ın aileye verdiği yer ve önem, şu tedbirler ve talimat tablosunda açıkça görülmektedir:

1. Allah Teâlâ'nın insanlığa örnek olarak sunduğu Sevgili Resûlü (s.a.s.) bizzat evlenmiş, aile kurmuş; baba, dede, eş, kayınpeder, enişte gibi aileye bağlı sıfatlarla örnek davranışlar ortaya koymuştur. İlk evliliğini yirmi beş yaşında iken, kendisinden on beş yaş büyük ve dul olan bir hanımla (Hatice annemizle) yapmış, elli yaşına varıncaya kadar bütün gençliğini bu tek hanımıyla yaşamış, çevresinde yaygın bir âdet olmasına rağmen ikinci bir eş edinmemiştir. Neslini devam ettiren çocuklarının da annesi olan sevgili eşi vefat ettikten sonra yaşlı, genç birden fazla hanımla evlenmiş ve geride kalan on üç yılını bu hanımlarına manevi zenginlik ve mutluluk bahşederek geçirmiştir. O'nun gençliğini yaşlı, dul ve tek hanımla geçirmesi evlilikte cinselliğin önüne geçen amaçların bulunduğunu ve gerektiren ciddî bir sebep bulunmadıkça ailenin tek hanımla kurulacağını göstermektedir. Daha sonraki eşlerini edinmesinde her birine ait siyasî, içtimaî, ahlâkî, dinî ve tarihî sebepler ve hikmetler vardır. Ayrıca ümmetinde, çeşitli zaman ve zeminlerde birden fazla hanımla evlenme bir sosyal vakıa olacağından bunlara, Allah'a kulluk çerçevesinde bir aile hayatı yaşamanın eşi bulunmaz örneği verilmiştir.

2. Peygamberimiz, evlenmeyi teşvik etmiş, Allah'a daha fazla ve daha iyi kulluk edebilmek için evlenmeyi, aile hayatını terk etmek isteyenleri bundan vazgeçirmiştir. Sahabeden üç kişi Resûlüllah'ın eşlerinden birine, O'nun günlük ibadet hayatını sormuşlar, durumu öğrenince kendi ibadetlerini az bulmuşlar ve o andan itibaren kendilerini ibadete vermeyi kararlaştırarak; birisi gece sabahlara kadar namaz kılmaya, ikincisi her gün oruç tutmaya, üçüncüsü de aile hayatı ile ilgisini kesmeye azmetmişlerdi. Hz. Peygamber, bunların yaptıklarını öğrenince yanlarına geldi ve şöyle buyurdu: "Yemin ederim ki, ben hepinizden daha fazla Allah'tan korkar ve O'nun koyduğu sınırlara riayet ederim, fakat (aynı zamanda) nafile oruç tuttuğum da olur, tutmadığım da; gece namaz da kılarım, uyku da uyurum; kadınlarla da evlenir aile hayatı yaşarım; imdi kim benim yolumdan ayrılırsa benden değildir." (Buhari, "Nikâh", l)

O (s.a.s.), gençlere hitaben şöyle buyuruyor: "İmkân bulanlarınız evlensin; çünkü gözü ve iffeti en iyi koruyan evliliktir..." (Buhari, "Nikâh", 2-3.)

Resûlüllah'ın talimatından çıkan sonuca göre imkânı müsait ve evlilik hukukuna riayet edebilecek olan kimselerin evlenmeleri gereklidir.

3. İslâm evlenmeyi kolaylaştırmış, şekil şartlarını ve maddî külfeti asgariye indirmiştir. Şahitler huzurunda yapılmak veya akitten sonra uygun bir şekilde ilân edilmek şartıyla tarafların veya vekillerinin, yahut da velilerinin bir araya gelerek irade beyanında bulunmaları ("seninle evlendim", "seni eş olarak kabul ediyorum" gibi örf ve adete uygun kesin kabul ifade eden bir ifadede bulunmaları) evliliğin oluşması için yeterlidir. Erkeğin kadına vereceği veya borçlanacağı mal (mehir) duruma göre sembolik düzeyde olabilmektedir. Akit esnasında mehrin zikredilmemiş olması akdin sıhhatine mani değildir. Ama bu durumda yine mehr-i misil verilmesi gerekir.

4. Evlenmek, aile kurmak isteyip de maddî, manevî engeller yüzünden bunu gerçekleştiremeyenlere yardım edilmesi, evlenmelerinin sağlanması istenmiştir. Peygamberimizin ve eşlerinin büyütüp yetiştirerek, cariye ise azad ederek, engeli varsa yardımcı olarak evlendirdiği birçok erkek ve kadın olmuştur.

5. Ailede eşlerin amaca uygun olarak seçilmesi çok önemlidir. İnsanların eş seçiminde kullandıkları ölçüler farklıdır ve çoğu kez geçici hevesler ve zevklerin etkisi söz konusudur. Bu sebeple Resûlüllah (s.a.s.) Efendimiz ümmetini eş seçimi konusunda uyarmış ve sağlam ölçüler getirmiştir. Bir hadiste şöyle buyurmuştur: "Kadın, dört özelliğinden dolayı seçilir: Malı, soyu sopu, güzelliği ve dindarlığı; evlilikten hayır görmen için eşin dindarını seç!" (Buhari, "Nikâh", 15)

6. İstikrarlı, huzurlu, verimli bir aile hayatı için gerekli bulunan hukuki ve ahlâkî düzenlemeler yapılmış, aile hayatının değişime açık yönleri örf, âdet ve gelişmelere bırakılmıştır. Kitap ve Sünnet'ten hareketle ortaya konmuş bulunan İslâm Aile Hukuku (Münâkehât, Mufâraqât) ciltlere sığmayacak zenginliktedir. Ailede roller, yardımlaşma, nafakanın kemmiyet ve keyfiyeti, sosyal ilişkiler gibi konularda değişime açık bulunan hüküm ve uygulamalar örf ve âdete bırakılmış, bunların ma'rufa (Müslümanların iyi, güzel, uygun bulmalarına) göre yürütülmesi istenmiştir. (Nisa Sûresi, 4/19)

7. Peygamberimiz (s.a.s.), kurulmuş ailenin fertleri arasında çıkan anlaşmazlık ve problemlerle ilgilenmiş, bütün imkânları aileyi sürdürme ve huzuru sağlama yönünde kullanmıştır. Ümmetini de bozulan aile ilişkilerini düzeltmeye teşvik etmiş, bu maksatla gerektiğinde yalan söylemeyi bile caiz görmüştür. (Tirmizi, "Birr", 26). Yine aynı yüce aileye, mü?minlerin sevgilisi Ehl-i Beyt'e ait bir başka örnek Hz. Ali'nin, eşi Fatıma üzerine -ikinci bir eşle- evlenme teşebbüsünde ortaya çıkmıştır. Bunun Hz. Fatıma'yı üzeceğini, günaha sokabileceğini (fitne), ailenin huzur ve mutluluğunu gölgeleyeceğini düşünen Hz. Peygamber (s.a.s.), yangını ilk kıvılcımında önlemek üzere derhal harekete geçmiş, "Ali, eşi Fatıma'yı boşamadıkça üzerine o kadını alamaz." demiş, sevgili damadı da eşini ve kayınpederini üzmemek, aile mutluluğuna gölge düşürmemek için bu teşebbüsünden vazgeçmiştir. (Buhari, "Nikâh", l09; Ebu-Davud, "Nikâh", l3; Bkz. Avnu'l- Ma'bud, c.6, s.76-81)

8. Çocukların eğitim ve istikballerinden birinci derecede aile sorumlu tutulmuştur. Allah Teâlâ'nın, "Ey iman edenler, kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun..." (Tahrim Suresi, 66/6) buyruğunun nasıl yerine getirileceğini ümmetine öğretmek üzere Sevgili Peygamberimiz, hem kendi ailesinde uygulama örnekleri vermiş, hem de değeri zamanları aşan sözler söylemiştir:

"Hepiniz çobansınız ve her biriniz, sürüsünden mesuldür. Yönetici çobandır. Aile reisi erkek, ailesinin çobanıdır. Kadın, evin ve çocuğun çobanıdır... Hasılı hepiniz çobansınız ve sürünüzden mesulsünüz." (Buhari, "Nikâh", 90)

9. Yakından uzağa bütün aile fertlerinin aile bağlarına, bu bağın gerektirdiği hukuk ve edebe riayet etmeleri emredilmiştir. Bu emir, muhtaç olan akrabanın geçimini sağlama (nafaka) gibi konularda bağlayıcı bir kanun hükmündedir.

10. Ailenin bir okul, bir ibadethane, sıcak ve aydınlık bir yuva, bir sığınak, sosyal bir rabıta birimi ve bir keyfiyetli nüfus üretim kaynağı olabilmesi için diğer aile fertlerinden önce karı-koca arasında karşılıklı sevgi, saygı ve şefkatin bulunması gerekir. Bu sebeple birbirini sevmeyen, birbiri ile geçinemeyen, birbirinin haklarına riayet etmeyen çifti bir arada tutmanın mânâsı yoktur. Bu gerçekten hareket eden İslâm, başka çare kalmadığında boşanmaya izin vermiş, bunun da aile sırlarını dışarıya açmadan, İslâm kardeşliğine ve geçmiş hukuka zarar vermeden yapılmasını istemiş, bu maksatla aile meclisi ve hakemlik kurumuna yer vermiştir. (Nisa Suresi, 4/35)

Allah Resûlü'nün boşanmaya, aile bağına son vermeye bakışını şu cümlesi beliğ bir şekilde ifade etmektedir: "Allah'ın en sevmediği helâl, boşamaktır." (Ebu-Davud, "Talâk", 3).

Ve Kur?ân-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "...Kadınlara iyi davranın. Onlarda hoşunuza gitmeyen bir şey olursa bilin ki, bir şey sizin hoşunuza gitmediği hâlde Allah sizin hakkınızda onu çok hayırlı kılmış olabilir." (Nisa Suresi, 4/19)


Gizli Nikâh


Şahitsiz ve ilânsız, yalnızca iki tarafın (erkekle kadının) karşılıklı rızaları ve irade beyanları (seninle evlendim, evleniyorum demeleri) ile yapılan evlenme akdinin sahih ve geçerli olmadığı, böyle bir evlenme ile birleşenlerin zina etmiş olacakları konusunda içtihad birliği vardır.

İki büyük fıkıh mezhebinden Şâfiîlere göre, ergenlik çağına gelmiş olsa bile kız kendi irade beyanı ile evlenemez, onu evlendirecek olan kimse velîsidir. Hanefîlere göre ergenlik çağına gelmiş olan kız nikahta taraf olabilir, onun rıza ve irade beyanı ile evlenme akdi yapılabilir.

Bütün mezheplere göre nikahın (evlenme akdinin) ilân edilmesi; yani gizlenmemesi, çevreye duyurulması sünnettir. İmam Mâlik'e göre yalnızca şahitlerin bildiği ve tarafların isteği üzerine onların da gizledikleri nikah fâsiddir, selahiyetli makamca bozulur ve taraflar ayırılır.

Evlenmenin din, ahlâk, hukuk, aile ve cemiyetle ilgili yönleri, etkileri, sonuçları vardır. Evlenme akdi, yalnızca cinsel ilişkiyi caiz kılmaz, bunun yanında taraflara birçok haklar ve ödevler de yükler. Mü'minlerin eşleri dışında kalan ana baba, büyükler, kardeşler ve diğer hısımlara karşı da hukuk ve ahlâk alanına giren ödevleri vardır. Ana babaya haber vermeden, onların rızasını almadan evlenen gençler ana babayı derinden üzmüş ve kırmış olmaktadırlar. Bu kırgınlıklar bazen hayat boyu sürmekte, aile ilişkileri temelden sarsılmaktadır. Bu konu kendisine sorulan hocalar, dar açıdan (yalnızca evlenme akdinin unsurları yönünden) bakarak caiz derken, işe bir de evlilik hukuku, aile il...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslam ailesi
« Posted on: 29 Nisan 2024, 12:45:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslam ailesi rüya tabiri,İslam ailesi mekke canlı, İslam ailesi kabe canlı yayın, İslam ailesi Üç boyutlu kuran oku İslam ailesi kuran ı kerim, İslam ailesi peygamber kıssaları,İslam ailesi ilitam ders soruları, İslam ailesiönlisans arapça,
Logged
04 Ekim 2010, 19:30:58
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 04 Ekim 2010, 19:30:58 »

HZ ALI EFENDIMIZE YAPILAN IKAZ VE NETICESI  NOKTASINDA CIDDEN DUSUNULMESI GEREK.BENCE IKINCI KEZ EVLENEN PEKCOK KISI YA BUKONUYU BILMIYOR.YA DA BILMEMEYI TERCIH EDIYOR.MAALESEF YASADIGIM YER ESLERI TURKIYEDE OLAN BEYEFENDILERIN NASILSA HELAL DUSUNCESIYLE IKINCI EVLILIKLERINI RAHATLIKLA YAPTIKLARI BIR YER.BUNUN NETICESI OLARAK ILK ESLERININ VE COCUKLARININ YASADIKLARI SIKINTILARA BIZZAT SAHIT OLUYORUZ..hocalar buyuculer ve doktorlar arsında caresızce heba edılen vakıtler..ılk ese uygulanan bezdırme polıtıkaları..psıkolojık ve fızıksel sıddet..sadece karnını doyurabılecegı parayı verıp ılk esı memlekete gondermeler ve ıcınde bırkac romanlık konu tasıyan bır suru hayat..Yazının muellıfı hocama aynen katılıyorum..ozellıkle de son paragrafı beylerın bırkez daha okumasını rıca edyorum..paylasım ıcın ALLAH RAZI OLSUN..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes