๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 22 Temmuz 2010, 21:54:04



Konu Başlığı: Tartışmamanın 32 altın kuralı
Gönderen: Eflaki üzerinde 22 Temmuz 2010, 21:54:04
Tartışmamanın 32 altın kuralı


Hoş hayaller, umutlar ve güzel duygularla bir araya gelen ve “evlilik” adı verilen bu tatlı birlikteliğin, genç kız ve delikanlı arasındaki beklenmedik gelişmelerle “boş hayaller”e dönüşmesine, başlangıçta genellikle ufak tefek tartışmalar ve önemsiz şeyler sebep olur.

Basit şeylerin büyük problemler, sonra da ayrılıklar ortaya çıkarmasında çoğu zaman tecrübesizlik, bilgisizlik ve yanlış yönlendirmeler etkilidir.

Sonucunun nereye varacağı kestirilemeyecek tartışmalara girmeden önce aşağıdaki hususları iyi bilmek gerekir.

Bir zamanlar en güzel kelimeleri bulup söylemek için gayret gösteren kişilerin, tanıştıkları günü bile hatırlamak istemeyecek bir çizgiye gelmesi önlenemez mi? Elbette önlenebilir. Ama bunun için bazı şeyleri baştan bilmek ve ona göre davranmak gerek.



1. Unutmayın! Mutluluk, mutlu etmesini bilenlerin hakkıdır.  



Mutluluk, yalnızca mutlu etmeyi bilenlerin hakkıdır.

Bilmelisiniz ki, olumlu davranışlar da, olumsuz davranışlar da bir kısır döngü oluşturur. Bağırıp çağırır üzerseniz siz de üzülürsünüz. Onu üzdüğünüz oranda mutsuzluk size de yansır. Halbuki; mutlu eder, taktir eder, severseniz, sevilir takdir edilir, mutlu olursunuz; mutlu olunca da daha çok mutlu edersiniz. Bunun için ilk adımı karşı taraftan beklemeniz gerekmez; siz başlatın mutluluğun döngüsünü, mutsuzluğun kısır döngüsü yerine!

Unutmayın! Mutluluk yada mutsuzluk, iyilik yada kötülüğünüz sizin başkalarına karşı olan bakışınız ve davranışlarınızın size geri yansımasıdır.

Onun size karşı iyi olması, çoğu zaman sizin ona karşı olan düşünce ve tavırlarınıza bağlıdır. Siz ona karşı iyi düşüncelerle dolu olun ki, o da size karşı öyle olsun.



2. Karşınızdakini değiştirmek istiyorsanız, önce siz değişmelisiniz.  



Evlilikte iki ayrı dünya bir araya gelmiştir. Bu dünyalar bütün yönleri ile uyuşma ve çakışma halinde olmayabilir.

Onun, farklı olmasını istediğinizde, o da sizin için aynı şeyi düşünüyordur. Siz karşınızdakini değiştirmeye hazırlanıyorsanız, o da sizi değiştirmeye hazırlanıyor demektir. Siz değişmeye hazır değilseniz, o da değildir. Siz değişin, göreceksiniz ki, o da değişmeye hazır hale gelecektir.

Aceleye mahal yok. Ona yaklaşmak yönünde kendinizi biraz değiştirmeyle işe başlamalısınız.

James Allen; “Herkes karşısındakini değiştirmeye çalışıyor. Kimse değişmeye hazır değil” diyor. Dolayısı ile kimse de değişmiyor. "İnsanlar görecektir ki, eşyalar ve başka insanlara karşı düşüncelerini değiştirdikçe, eşyalar ve başka insanlar da kendisine karşı hallerini değiştirirler."(13)



3. Hedefiniz üstünlük kurmak olmamalı.  



Evlilik, eşlerin birbirine üstünlük kurma savaşı olmamalı. Üstün olmak zorunda değilsiniz. Bunun için; “sorgulamak, yargılamak ve dayatmak” durumunda olmamalısınız.

Siz birbirinizin rakibi değil, tamamlayıcısısınız. Bir organizmanın, bir makinenin iki parçası gibi.. biri diğerini alt etmeye çalışırsa ikisi birden tahrip olur. Yağsız kalmış motorun parçaları gibi birbirinizi aşındırmayın.

Kendinizi yükseltmek için yapmanız gereken şey, onu alçaltmak değil, tam aksi önce onu yükseltmeye çalışmaktır. O yukarı doğru çıktıkça siz de onunla yükselirsiniz.

Aksi halde, o size rağmen yükselirse; sizden kopar, uzaklaşır. Ve siz o zaman; “Ona bir türlü ulaşamıyorum” diye şikayet eder durursunuz.



4. Eleştiri yapmadan önce empati yapın.  



Birbirinizi anlamakta zorluk çektiğiniz zamanlar olacaktır, ancak böylesi durumlarda yapmanız gereken şey, anlaşılmayı beklemek yerine, öncelikle karşınızdakini anlamaya çalışmak olmalıdır. Buna bizim lisanımızda adı ‘empati’ denir. Birinin duygu, düşünce ve davranışlarını anlamak için kendini onun yerine koyarak düşünmek.. böylece onun, neden öyle düşündüğünü yada davrandığını kolayca anlama imkanı bulursunuz. Bu, aynı zamanda size, onun sizi nasıl algıladığının da ipuçlarını verecektir.

Çünkü, ne söylediğiniz değil, nasıl anlaşıldığınız önemlidir.

"Empati duygusu zayıf olanlar, kırıcı bir şekilde karşıdakini yerin dibine geçirerek kınamaya en yatkın olanlardır. Bu tür eleştiri, düzelme yolunu açacağı yerde; içerleme, kırgınlık, savunmacılık veya araya mesafe koyma şeklini alan bir duygusal geri tepme yaratır.”(14) Ki, bu, sizin arzu ettiğiniz değildir.



5. Rekabet değil, işbirliği ortamı oluşturun.  



“Aile içinde dostça bir sıcaklığın ve yakınlığın doğmasına imkan verecek yaklaşımlar arasında, duyguların doğal olarak ifade edildiği karşılıklı bir ilişki zemini oluşturmak, aile bireyleri arasında karşılıklı güven ve işbirliği sağlayacak eşit ilişki şartlarını yaratmak ve bir konu ile ilgili çeşitli çözüm yolları olabileceğini kabul edip, kesin ve mutlak bir tavır içine girmemek sayılabilir.

Aynı biçimde, aile içi ilişkilerin gerginleştiği ve sık sık çatışmaların ortaya çıktığı durumlarda, aile bireylerinin günlük problemlere, geçmiş olayların bilançosunun verdiği birikimle yaklaşmamaları gerekir. Bunun yerine, doğrudan o sıradaki probleme yönelmeye gayret göstermeleri, aile içi çatışmaları yatıştırıcı çok önemli bir yaklaşım şeklidir.”(15)

Dolayısı ile birikmiş negatif duygularınızdan sıyrılarak mantıklı düşünmeye çalışın ve sorun;

Mesele nedir?

Sebebi nedir?

Halletmek mümkünse çareleri nelerdir?

Sizin teklifiniz nedir?

Birlikte sırasıyla bu sorulara cevap bulmaya çalışın.



6. Susup dinlemek, bazen konuşmaktan çok daha etkilidir.  



Önce susun ve dinleyin! Bilin ki, o kadar acele ettiğiniz ve karşınızdakinin sözünü ağzına tıkayarak yapmaya çalıştığınız açıklamalar, çoğu zaman onu dikkatlice dinlemenizden daha etkili olmayacaktır.

Ancak, dinliyor gibi görünüp kafanızın içinde savunma hazırlama gayreti içinde olmayın, gerçekten anlamak için dikkatlice dinleyin.

İkiniz de konuşursanız veya dinliyor gibi görünerek kafanızın içinden itirazlarınızı sıralamaya ve onun yanlışları bulmaya çalışırsanız bunda ikiniz için bir yarar yoktur.

Dinleyin ve hatta sustuğunda, söylediklerini daha da açmak için anlattıkları ile ilgili sorular sorun, biraz daha konuşsun. Belki, istediği sadece konuşmak ve sizin kendisini dinlediğinizi görmektir.

O, size sorsun; “Bir şey söylemeyecek misin?” diye. “Ne diyebilirim ki! Söylediklerinin çoğuna hak vermemek elde değil.” Ya da söze, “Böyle düşündüğünü bilmiyordum, nasıl yapabiliriz, birlikte çözümün bulmaya çalışalım!” diye başlayabilirsiniz.



7. Kendinizi ona karşı ispat gayreti içinde olmayın.  



İnisiyatif elde etmek ve üstünlük kurmak amacı ile bazı kimseler, uzlaştıkları konulardan çok, farklılıkları ve zıtlıkları öne sürmeye ve kabul ettirmeye çalışırlar. Bu ise, kişilikleri gelişmemiş kimselerin göstereceği tavırdır. Olgun ve kendi kendisi ile barışık biri böyle bir yola girmez.

Bezen de insanlar bir işten ürkerler, olmasını istemezler, zahmetinden kaçarlar, ama bunu itiraf edemez, bahaneler öne sürer, teferruatlara sığınırlar. Siz ne’den kaçıyorsunuz!

Açık sözlü olun, duygularınızı açıkça ifade edin, karşınızdakinden yardım istemekten çekinmeyin.

Peşin fikirli olmanın yararı yok; konuşmalarınız kararınızı bildirmek ve emir vermek için değil, neyi nasıl yapabileceğinizi birlikte kararlaştırmak için olsun.



8. Önce siz özür dileyin.  



Özellikle de yanlış anlaşıldığınızı düşünüyorsanız, özür dileyen siz olmalısınız. Çünkü, “Yanlış anlaşılması mümkün olan her şey mutlaka yanlış anlaşılır” sözü üzerinde düşünürseniz, yanlış anlaşılmaya meydan verenin biraz da siz olduğunuzu görürüsünüz.

Özür dilemek küçük düşmek değil; aksine, özür dileyebilmek olgunluğun ifadesidir.



9. İnatlaşmayın, ısrar etmeyin.



Asla inatlaşmayın, kaybeden siz olursunuz!

“Gör ben sana neler edeceğim. Doğduğuna pişman olacak, sürüneceksin. Kimsenin yüzüne bakamayacaksın” gibi sözler size asla yarar sağlamaz, kazanamazsınız.

Resulullah(sav); "Kadınlara en hayırlı şey, erkeklerle iddialaşmamalarıdır" buyuruyor. (16)



10. Tenkite tahammül zeka belirtisidir.  



Tenkit ediliyorsanız tahammül gösterin. Bu size sıkıntı vermesin. Çünkü; tahammülsüzlük zeka eksikliğine işarettir. Aptal ve küçük insanlar en ufak tenkide bile tahammül edemez, çıldırırlar. Eleştiriler karşısında göstereceğiniz tahammülün derecesi zekanızın seviyesini gösterecektir.



11. Verdiğiniz kadar alırsınız; önce öğretin.  



Pazardan aldığınız zerzevatı hiçbir işlemden geçirmeden tabağa koyup yiyemezsiniz.

Muhatabınız bazı şeyleri bilmeyebilir; öğretmeli ya da öğrenmesine iman ve fırsat tanımalısınız. Önce onu bazı işlemlerden geçirin. Büyük ihtimalle ortaya lezzetli bir şeyler çıkacaktır. Bunun için birazcık sabır ve gayret!


Konu Başlığı: Ynt: Tartışmamanın 32 altın kuralı
Gönderen: Ceren üzerinde 11 Ağustos 2017, 18:45:16
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri onun hoşnut olacağı şekilde yaşayan ve aile içi huzuru sağlayacak kullardan eylesin inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Tartışmamanın 32 altın kuralı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 12 Ağustos 2017, 21:43:51
Ve aleykümüsselam Rabbim tüm aileleri huzurlu eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Tartışmamanın 32 altın kuralı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 13 Ağustos 2017, 16:43:22
Ve aleykümüsselam kadın erkek arasında evlilikte ufak tefek tartışmalar olabilir önemli olan bu tartışmaları büyütmeden hallatmek gerekir bunun için herzaman alttan almak karşımızdakini dinlememiz gerekir inşaAllah