Sorularına internette çözüm arıyorlar

Sorularına internette çözüm arıyorlar

Baba Cemal ve anne Emel Kandemir, 7 yaşındaki oğulları Demir'in sualleri karşısında çaresiz kaldıklarını söylüyor. 2 yaşından itibaren zekâsının parlaklığı hissedilen Demir'i annesi, "Birisinden yemek tarifi aldığımda 'Demir aklında tut' derdim. O da uzun zaman geçse de unutmazdı." diyor.Kim üstün zekâlı bir çocuğa sahip olmak istemez ki? Doğuştan gelen üstün zihinsel özellikleri ve yetenekleriyle yaşıtlarına göre farklı olan bu çocuklar, anne baba için gurur kaynağıdır. Ancak üstün zekâlı bir çocuk anne babası olmak görüldüğü kadar kolay değildir. Zira bitmek bilmeyen sorular karşısında ne cevap verebileceğinizi bilemeyebilirsiniz. Tıpkı Emel-Cemal Kandemir çiftinin 7 yaşındaki üstün zekâlı oğlu Demir'in sualleri karşısında çaresiz kaldığı gibi. Çift "Sorularına cevaplar versek de aklına başka bir soru daha geliyor. Soruları karşısında artık ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz. Bazılarını internetten araştırıyoruz." diyor. Her yıl endişelerinin biraz daha arttığını belirten anne Emel Kandemir, "Nasıl davranmalıyız? Bu yeteneğini geliştirmesi için neler yapabiliriz? İleride ona yetebilecek miyiz?" gibi soruların kafalarını sürekli meşgul ettiğini ifade ediyor.

Cemal Kandemir, Demir'in bebekliğinde dahi kendilerine anlayarak baktığını ve hareketleri ile her şeyi anlatmayı başardığını söylüyor. Kandemir, oğlunun bıktırana kadar sorular sorduğunu belirtiyor.

Oğlunun 2 yaşından itibaren hafızasının da çok güçlü olduğunu aktaran Emel Kandemir ise şöyle konuşuyor: "Birisinden yemek tarifi aldığımda 'Demir aklında tut' derdim. Aradan çok uzun zaman geçse de tarifleri unutmadan söylerdi. Ona okuduğumuz kitapları, başkalarına harfi harfine anlatırdı. Dışarıdan tanımayan biri onun okuma bildiğini sanırdı. Çalışıyordum ve saati bilmemesine rağmen geliş saatimi tam olarak bilir, beş dakika geç kalsam anneannesine aratarak 'nerede kaldın' diye sorardı. Kendince de bir yazı geliştirmişti. Markete gitmek için liste yaptığımızda alacaklarımızı ona söylerdik. Anlamadığımız bir şekilde kâğıda bir şeyler yazardı, 'Bunu almadık, şunu alacağız' diye listesinden okurdu. İlaçlarını bilirdi. Boğazının sağlık açısından kötü olacağını anladığında 'anne ventolin-pulmikort içmem lazım, ateşim çıkacak calpol ver', yahut 'terledim atletimi değiştirir misin?' diye beni uyarırdı."

Demir, günde birçok çocuk kitabı serilerini boyar, çizer. Çift, "Çocuğumuza yetemiyoruz" diye düşünür ve anaokulunun çocuklarının gelişimi için daha iyi olacağını düşünerek Demir'i 3,5 yaşında anaokuluna gönderir. Ancak Demir, okulda durmak ve yaşıtları ile oynamak istemez. Okulun eğitim programı oyun ağırlıklı olması nedeniyle çok sıkılır. Demir, 2 yılını bu şekilde geçirir. Daha sonra başka bir okula kaydettirilir ve öğretmeni özel yetenekli olduğunu düşünerek Demir'e zekâ testi yaptırmalarını söyler.

Demir'in bebekliğinden beri farklı bir çocuk olduğunu bildiklerini ancak hiçbir zaman özel yetenekli olacağını düşünmediklerini ifade eden Anne Emel Kandemir, "Sadece ilgisi olan şeyleri desteklediğimiz için geliştiğini düşünüyorduk. Testi yaptırırken bile böyle bir sonuç çıkacağını beklemiyorduk. Ona üstün zekâlı olduğunu hiç hissettirmedik, yanında dahi bu tip konuları konuşmuyoruz. Şu anda üstün yetenekliler sınıfında 1. sınıf öğrencisi. Bilim adamı ve iyi bir gurme olmak istiyor. Ama bir anne baba olarak kafamızda birçok soru oluşmaya başladı. Üzerimize daha çok sorumluluk yüklenmiş gibi oldu." diyor.

zaman
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın