> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi  (Okunma Sayısı 437 defa)
25 Eylül 2010, 15:13:20
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 25 Eylül 2010, 15:13:20 »



Çocuk Karakterinin Ailede Şekillenmesi

Milletler için her zaman en önemli mesele hiç şüphesiz eğitimdir. Ve bu eğitimin gayesi de çağı anlayan, geçmişle gelecek arasında iyi bir köprü olabilen nesli yetiştirmek olmalıdır. Çünkü bir toplumun uzun süreli yaşaması o toplumdaki ailelerin çocuklarına verdikleri değerlere ve ahlâkî karaktere bağlıdır. Ahlâkî karakter bakımından aile içi eğitimin değeri çok büyüktür. Çocukta ahlâkî gelişmeyi ailesi, arkadaşları, oyunları, dinî eğitimi ve benzeri faktörler yönlendirir. Bu çevre, çocuğun ilk ahlakî modelinin temelini meydana getirir. Ailenin yaşadığı ve benimsediği ahlâkî ilkeler çok kere çocuk tarafından da benimsenir. Temeli sevgiye, güvene, şefkate da-yanma zorunluluğu olan aile yuvası çocuk için ilk tecrü-bî laboratuar niteliğindedir.

İyi Bir Eğitim Karakteri

Dengesi bozulmamış bir aile yuvası çocuk eğitimi için en elverişli bir ortamdır. Çocuk ilk tasavvurlarını, alışkanlıklarını, ideallerini, ruhi hayatının ana imajlarını bu ocakta alır. Ayrıca çocuğun dış dünya ile kuracağı ilişkilerde büyük önemi olan ilk sosyal deneyimler ailede gerçekleşir. Çocukta “ben”i oluşturan vaziyet alışlar ailedeki kişiler arası ilişkilerle kurulur. Aile içinde kurulan bu yapılar dinamik yapılar olup daha sonraki ilişkilere yön verirler. Bowlby (1953) karakterin temellerinin atıldığı ilk beş yıl içinde iyi bir aile terbiyesi alamamanın çocukta suçlu karakter yapısının gelişmesinde en büyük faktör olacağını ileri sürer. Bu hayatî laboratuarda çocuk sürekli büyüme, olgunlaşma, değişme içindedir. Bu süreç içinde o ebeveyninden farklı bir kişilik geliştirmektedir. Kişiliği oluşum devresinde olan çocuğu iyi anlamak mecburiyeti vardır.

1900-1914 yıllarını kapsayan çocuktan hareket fikri ile Batı pedagojisinde yeni bir akım başlamıştır. Bu akımla beraber çocuğun bir küçük yetişkin olmadığı, ruhî yapısı bakımından olduğu gibi fizikî gelişim kademesi yönünden de yetişkin insandan farklı kendine has bir varlık olduğu, hayatın çok özel bir biçimini teşkil ettiği, her çocuğun bir ferd olup, ferd olarak kendisine saygı duyulması, ona uygun muamele edilmesi gerektiği, çocuğun mükemmel bir yaratık olduğu, ama ona mükemmelleşmiş gözüyle bakmanın yanlış olduğu imajlarını taşıyordu. Bu akımın en önemli niteliği çocuğun ferdî özelliklerinin tanınması, gelişimini kendi seyrinde bırakması ve onu gelişmeye terk etmesidir.1 Bu akımın temsilcilerinden Ellen Key (1849-1926) "Çocuk Asrı" kitabında "çocuğun kendi ferdî yapısına uygun bir biçimde geliştirilmesini" ifade ederken, Montessori de (1870-1952) " Eğitimci; çocuğun ihtiyaçları nelerdir? Bunu nasıl yerine getirmek lazımdır bilmeli" demektedir.2

Coğrafî deterministler coğrafî şartlarla çocuk suçları arasında ciddi bir ilişkinin olduğunu savunurlar. Montesquieu "Kanunların Ruhu" kitabında ekvatora yaklaştıkça suçluluğun artacağını iddia eder. Hedonistin temsilcilerinden Jeremy Bentham'a göre davranışlar zevk ve ıztırap prensibine göre ayarlanır. Belli bir davranışın vereceği zevk, aynı hareketin doğuracağı ıztırapla denge halindedir. Kurallara karşı gelmenin vereceği zevk, onun getireceği ıztıraptan fazla olduğu takdirde bu davranışa yönelinir. H.H. Goddard'a göre de zihin seviyesi düşük olanlar toplumun saadetini bozar. J.J. Dousseau ise "hayatımdaki bütün hatalarım ana terbiyesi ve şefkati görmeyişimden ileri gelmiştir" demektedir. Görülüyor ki insanoğlunun şekillenmesinde, olgunlaşmasında topluma faydalı hâle gelişinde birçok iddia ile haklı veya haksız birçok faktör vardır. Bu faktörler ister kültürel, ister ekonomik, isterse psikolojik veya fizyolojik olsun kanaatime göre hepsinin nirengi noktasını J.J. Douseau'nun iddia ettiği gibi aile içi duygusal ve sosyal etkileşim teşkil etmektedir. Başka bir ifadeyle ana terbiyesi, ana şefkati, baba fedakârlığı ve yol göstericiliğinin iyi olup-olmayışı teşkil etmektedir.

En Önemlisi Ahlâk

Ebeveynin; doğduğu zamandan itibaren çocuğun terbiyesine son derece itina göstermesi, olgunlaşmasını, gelişmesini ve ahlakî yaşayışını kontrolünde bulundurması lazımdır. Çünkü yarının sağlam ve dürüst hâkimleri, sahipleri aile saadeti, aile terbiyesinden geçen bugünün çocuklarıdır. Milletlerin huzuruna göz dikenlerin yıkmak kasdı ile, hedef aldıkları toplumun temeli olan sağlam ailelerdir. Ailede millî, ahlakî değerlerin ince elenip sık dokunarak işlenmesi, bunların çocuğa mal edilmesi iç ve dıştan gelen yıkıcı faktörlere karşı bir zırhtır. Ahlakî değerlerin verilmesinin yanında, çocukta mevcut, fakat gizli olan öğrenme kabiliyeti, bilgi alanı, ruhî ve fizyolojik gelişiminin gereksinimleri temalarına da değinmek istiyorum.

İlk Vazife Anneye

Anne ve babanın çocuklarına karşı sonsuz denilebilecek kadar çok fedakârlıklarda bulunmasının temelinde şefkat ve merhamet duyguları yatmaktadır. Ebeveyn bunu ne kadar ve nasıl kullanmalı? Çocuk-ebeveyn düalizminin ilkeleri nasıl olmalı? Karakteri mükemmel onurlu ve tutarlı bir şahsiyet imajı çocuğa nasıl verilmeli? Yarınlarına güvenle bakan hamleci bir ruha sahip, kimliğini idrâk eden, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan ayırıp tahlilini yapabilen muhakeme gücüne sahip nesli nasıl yetiştirmeli? Sevgiyi, şefkati ruhunda hissedip olumsuzluklara tavır alabilen dinamiği nasıl yoğrulmalı? Daima "ben" duygusundan uzak, "biz" duygusunu ruhunda yaşatan, millet için var olan kahramana gerekli olan idealler nasıl verilmeli? Verilmediği takdirde bütün gayretleri boşa çıkaran ve çocuk için esas sermaye olan ahlâk ve fazileti hangi ölçülere göre vermeli? Bu soruların cevaplarını ilk okullarda, orta okullarda, liselerde ve hatta üniversite eğitim-öğretim yuvalarında aramakla sınırlı kalmayıp menşeini aile yuvasına indirmek kanaatimce zarurîdir.

İlk terbiyeyi zorunlu olarak üstlenen anne-babanın çocuğa karşı tutumları tutarlı ve bilinçli olursa, topluma karşı ödevlerini de yerine getirmiş olurlar. Genelde her ailenin temel prensibi çocuğun eğitimi ve onun geleceğe hazırlanması olmalıdır. Çünkü o, zamanın ötesindeki hayat içindir. Onu geleceğe hazırlamak önemlidir. Onu zamanımızla sınırlamak geleceğine ipotek koymaktır. Bu konuda Hz. Ali'nin (r.a.) "Evlatlarınız sizin zamanınızdan başka bir zaman için yaratılmıştır. Dünya işlerinde onları yetişecekleri zamanın ihtiyacına göre hazırlamalısınız" sözü önemli bir pedagojik tesbittir. Çocuğun gelişmekte olan kişiliği manevî ve millî değerlerle yoğrulmalı, ben değil, daima biz duygusu gibi yüksek değerler telkin edilmeli. Bunu yapacak olan da birinci derecede annedir. Annelere düşen ilk vazife sadece çocuğu dünyaya getirmek değil, önce onu mensup olduğu topluma, millete, sonra da tüm insanlığa faydalı bir eleman haline getirmektir. Yarınlarda dünyaya hâkim olacak nesil için bu şarttır. Bunun için "beşiği sallayan el dünyaya hükmeder" sözü dilden dile dolaşmaktadır.

Çocukta beliren ilk alışkanlık yeme-içme kabiliyetidir. Bu kabiliyeti olumlu yönde geliştirme yine, birinci derecede anneye aittir. Bunun birinci adımı da gelişiminin gerektirdiği ihtiyaçlarını karşılama ve faydalı olanı seçmedir. Bunu seçip kullandırmada düzenli fakat katı olmayan, disipline edici alışkanlıkları kazandırmak önemlidir. Meselâ, yemeği acıkmadan yedirtmemek, yemekten önce el yıkatmak, sağ elle yedirtmek, aç gözlüymüş gibi yemeğe iştahla baktırmamak, kendisi ile birlikte yemek yiyenlerin lokmalarına bakmamak, yemeği normal bir yavaşlıkta yemek, çok yiyip obur olmamak, lokmaları iyi çiğnemek, yerken üstüne-başına bulaştırmamaya özen göstermek gibi önemli prensipleri kazandırmak gereklidir. Yeme-içmenin çok önemli başka bir boyutu da çocuğa yedirilip-içirilen gıdaların helâl olmasıdır. Öncelikle çocuğa helâl süt emzirmelidir. Çünkü haram süt ve haram yiyecekler çocuğun tabiatı üzerinde menfî tesir ederek onu hırçın, talana, yıkıcı, kanaatsız yapar. Asrımızda gençliğin anarşist ruhlu, yıkıcı olmalarının mayasında kanaatimce analarının çocuklarını iyi terbiye etmemesinin ve yiyeceklerde haram-helâl ölçüsüne dikkat etmemeleri yatmaktadır. Bu konuda Napolyon'un şu sözünü nakletmekte fayda mülâhaza ediyorum. "Bana iyi ve dürüst analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim."

İhtiyaçları karşılamada, yeme-içmede dikkat edilmesi gereken başka bir prensip de naz konusudur. Gerek bu konuda gerekse başka konularda çocuğun nazlı hale getirilmesi, gelecekte telafisi mümkün olmayan zararları netice verebilir. Çünkü acı gerçeklerle örülü olan hayatta çocuğun çevresi ebeveyni gibi onun nazını çekmez. Bu da onda hayata veya sosyal çevresine karşı küskünlük duygusunun oluşmasında rol oynayan bir âmil olur. Çocuk karamsar olur. Çocuğun ihtiyaçlarının tesbitinde ebeveynin seçimi yanında çocuğa da seçim hakkını kullandırtma çok önemlidir. Çocuğun da seçimde bulunması seçme muhakemesini geliştirir. Yalnız burada şu çok önemlidir: İhtiyaç olanın seçilmesi. Yoksa her istediğinin yerine getirilmesi değil. Çünkü çocuğun isteklerinde ölçü yoktur. İstekleri hiç bitmez. Bazı ebeveynler şefkat gereği çocuklarının her isteğini yerine getirirler. Hatta şefkat göstermede de aşırı giderler. Bu tutum yanlıştır. Şefkatin en büyük temsilcileri olan analar evladından şefkatini esirgesin demiyorum. Bu konuda söylenen "Küçüklerimize şefkatli olmayan, büyüklerimizi saymayan bizden değildir" Hadîs-i Şerifini bütün benliğimle kabul ediyorum. Burada vurgulamak istediğim önemli nokta çocuğa şefkati dengeli verememe ve aşırı hissettirmedir ki, kanaatimce bu yanlıştır. İhtiyaçlarının te'min edilmesinde, veya şefkat izhârı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi
« Posted on: 23 Nisan 2024, 12:36:15 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi rüya tabiri,Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi mekke canlı, Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi kabe canlı yayın, Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi Üç boyutlu kuran oku Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi kuran ı kerim, Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi peygamber kıssaları,Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi ilitam ders soruları, Çocuk karakterinin ailede şekillenmesi önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes