Örnek bir anne

Mertlik ve fedakarlık timsali

Geçmişten günümüze varlıklarıyla, sevgileriyle, güzellikleriyle, önderlikleri, fedakârlıkları ve öğütleri ile huzur bulduğumuz hanımlar...

Kimi zaman takva, iffet ve namusun, kimi zaman özgürlüklerin, kimi zaman yeni umutların, yeni hedeflerin aydınlatıcısı, hatırlatıcısı ve uygulayıcısı olan hanımlar...

Mana ve hakikat dolu önderlikleri, berrak düşünceleri, kalplerini Allah ve efendimizin sevgisi ile donatan, Onlara sığınmakla mutlulukların doruğuna ulaşan ve bu anlamda hayatlarını şekillendiren ve sürekli çevrelerini olumlu yönde aydınlatan, ışık saçan hak yolcularının unutulmaz bir kesimi olan hanım öncüler alışkanlıkları, ahlakları, huyları ve davranışları ile irfan sahiplerine yakışan tavırlar göstermiş, fazilet ve rahmet bulutları gibi bulundukları aileye, topluma ve bütün insanlığa iyilik yağmurları yağdırmışlardır.

Dünyanın geçici zevklerini önemsemeden hayatlarını sürdüren, hayatının her anında O'na kulluğu izzet bilen, işlerini Allah'a havale etmekten mutluluk duyan, karşılaşılan güçlüklere dayanma ve direnme sabrını gösteren inancımızın unutulmaz abide hanımlarının isimleri günümüze kadar onurla sevgiyle devam etmiştir. Bu seçkin insanların meclislerde anlatılması, hayatlarının unutulmaz sahnelerinin dillerden düşmeden kuşaktan kuşağa aktarılışındaki temel faktör o güzel insanların inancı, takvası ve ihlâsıdır.

Esma binti Ebu Bekir, Hicretten 27 yıl önce Mekke'de dünyaya geldi. Çok zeki ve akılı bir kız olan Esma annemiz, babası Hz. Ebu Bekir'in gözetiminde çok iyi bir şekilde yetişti. Eğitim sürecini 100 yaşına kadar aralıksız sürdüren annemize hayranlığını gizleyemeyen İbn Esir, onu şu sözlerle anlatır:

"Esma binti Ebu Bekir, yüz yaşında bile önemli konularda istişare edilen, güçlü bir zekâya, sağlam bir imana ve büyük felaketlere göğüs geren eşsiz bir sabra sahip bir hanımdı...

İslam'la şereflenen ilk 18 Müslüman arasında zikredilmektedir. Hz. Esma (r. anha) baba ocağında İslam'ın güzellikleriyle yetişti. Gür bir imana sahipti. Edeb, hizmet ve firâset gibi güzel ahlâkı hayatı boyunca ona kılavuz oldu. Akıllı ve becerikliydi. Hz. Ebu Bekir'in eliyle peygamberimize biat etmiştir. İslam kadınları arasında iman sadakat ve cesareti ile derin düşünceyi birleştirmiştir...

Hz. Esma uzun hayatı boyunca Rasulullah'ın emirlerine büyük bir titizlikle itaat etti. Bir gün Peygamber Efendimiz Hz. Aişe'nin yanına geldiğinde o da oradaydı ve üzerinde ince bir elbise vardı. Peygamberimiz ona:

- Ey Esma! Genç kızın, büluğa erdikten sonra (kendi yüzüne ve ellerine işaret ederek) şunun ve şunun dışındaki yerlerini göstermesi caiz değildir, dedi.

Yıllar sonra hayli yaşlıyken oğlu Münzir ona Irak'tan ince ve değerli bir kumaş getirince eliyle yokladı ve "bunu geri götür" diyerek kabul etmedi. Sebebini soran oğluna şu cevabı verdi: "İki gözüm oğlum! Bunlar gerçi altını göstermez ama vücut hatlarını belli eder." Bunun üzerine oğlu bu kumaşın yerine kalın bir kumaş getirmişti.

Efendimiz (sav) hicret emrini alınca Ebu Bekir'in evine gitmiş, hicret edeceğini onlara bildirmişti. Aişe ve Esma da oradaydı. Ebu Bekir onlar için "Ya Rasulallah! Onlar benim iki kızımdır. Sır saklamasını bilirler." Deyince onlardan kendilerine hicret için azık hazırlamasını istedi. Aişe ile Esma da yardımcı oldular ve bir azık torbası ile su kabı hazırladılar.

Azık torbasının ve su kabının ağzını bağlamak için ip bulamayınca Esma belindeki kuşağı çıkarıp ikiye böldü. İkisinin de ağzını bağladı. Efendimiz ona "Allah (cc) bu kuşağın karşılığında sana cennette iki kuşak versin" diye dua etti. Bundan sonra ona "zatunnı-takeyn (iki kuşaklı)" lakabı verilmiştir.Efendimiz ve Ebu Bekir hicret için yola çıkınca Ebu Cehil Esma'nın evine uğrayıp babası Ebu Bekir'i sordu. Esma'da "bilmiyorum" deyince o pis eliyle Esma'nın temiz yüzüne bir tokat vurdu. Tokadı o kadar sertti ki küpesi kulağından düşmüştü.

Esma bu arada, Sevr mağarasında Efendimize ve babası Ebu Bekir'e yiyecek taşıyordu.O kadar tehlikelere rağmen bu işi göze alması büyük fedakârlıktır.

Rasulallah'ın uğrunda hiçbir kimsenin kınamasından korkmadan, her türlü fedakârlığı göze alarak cihad etmek... Mücahide olmak...

Esma, Zübeyir Bin Avvam ile evlendi. Çocuklarından Abdullah, Abid ve Mücahid bir sahabeydi. Haccac ile cihadı meşhurdur.

Mekkeli Müslümanların hicretten sonra iki yıl çocukları olmamıştı. Yahudi ve Hıristiyanlar "Biz bunlara sihir yaptık. Ondan çocukları olmuyor" diye onlarla alay ediyorlardı. Abdullah'ın doğmasıyla Yahudi ve Hıristiyanlar yalancı çıkmışlardı.

Esma'nın oğlu Abdullah Haccac'ın zulmüne razı olmadığı için onunla harbe tutuştu. Savaşta askerleri onu yalnız bırakınca duasını almak için annesinin yanına gitti. Annesi Esma da "Savaşa devam et. Ya şehit olursun ya zafer kazanırsın. Şehit olursan sabrederim, kazanırsan sevinirim" demişti. O da savaşa devam edip şehit olmuştu.

Hz. Esmâ, uzun seneler yaşadı. Rabb'ine olan teslimiyet ve inancıyla kendinden sonraki nesillere güzel örnekler gösterdi. Hicretin 73. senesinde yüz yaşında iken vefat etmiştir.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın