๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 21 Haziran 2011, 00:45:43



Konu Başlığı: Mutluluk evlilikte mi gizli?
Gönderen: Sefil üzerinde 21 Haziran 2011, 00:45:43

Mutluluk evlilikte mi gizli?

Hayat Yayınları'ndan çıkan "İslâm'da Evlilik ve Aile Okulu" kitabı evlilikler konusunda önemli bilgilerle birlikte günümüz sorunları ve çelişkileri karşısında 'okul' işlevini öne çıkarıyor.

Benzer pek çok kitabın piyasada olduğunu dile getiren kitabın yazarı Mehmet Kızılkaya, Kur'an ve hadisler ışığında "Müslüman bir aile nasıl olmalı?" konusunu ele aldığını ve farklı bir yaklaşım sunmaya gayret ettiğinin altını çiziyor.

Modern zamanlar yaşıyoruz ve geleneksel tüm değerlerimiz bir de 'dışarıdan' gelen etkilerle sarsılıyor. Eski zamanlara duyulan nostalji bir yerden sonra 'tekrar' duygusuna çekiyor söylenenleri. Özlenenle yaşanan arasındaki uçurumun açılması, insanları kendi iç dünyalarında da yorgun düşürüyor.

Evlilik belki de bu dönemde en çok üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir mesele. Boşanmaların arttığı, evliliklerin geciktiği, mutlu ailelerden neredeyse uzak bir ihtimalden bahseder gibi söz edildiğini gördükçe, inançlı insanların inandıkları temel değerleri örselemeyen, ama günümüz insanını da es geçmeyen yeni sözlerle 'kadim' olanı güncellemeleri gerektiğini daha çok anlıyoruz. Televizyon başta olmak üzere medyanın neredeyse evliliklere 'zoraki ortak' çıkması, toplumsal yapının kolayca süzülüveren teknolojiye karşı tedbirsizliği meseleyi içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Müslümanların yoğun yaşadığı toplumlarda tüm zorluklara rağmen geleneksel değerlerin tüm katmanlara ulaşabilirliği 'doğru bilgi, doğru yaşam'la güçlendirilebiliyor. Hayatın akışına kapılıp gider gibi olan günümüz insanı için 'meseleye derinlemesine bakmak' zorunluluğunun yolu kitaplardan geçiyor. Doğru kitaplarla doğru rehberler eşliğinde hayatı daha da anlamlandırmak mümkün.

Hayat Yayınları'ndan çıkan "İslâm'da Evlilik ve Aile Okulu" kitabı evlilikler konusunda önemli bilgilerle birlikte günümüz sorunları ve çelişkileri karşısında 'okul' işlevini öne çıkarıyor.

Kitabın yazarı Mardin Müftüsü Mehmet Kızılkaya, evlilik ve ailenin önemine dikkat çekerken şunları dile getiriyor: "Aile, toplumun çekirdeğini oluşturan en eski kurumlardan biridir. İnsanlık tarihinin başından beri ailenin düzeni ve korunması, Allah Teâlâ tarafından bir düzen içinde devam ettirilmiş ve kıyamete kadar da devam ettirilecektir. Güçlü ve sağlam toplumlar; fertleri inanç, fikir ve gaye birliği içinde kaynaşmış mutlu ailelerden oluşur. Bunun için İslâm, aile kurumunu kutsal bir kuruluş olarak sunarak yüceltmiş ve dokunulmazlığını hükme bağlamıştır. Bu konuda yüce Rabbimiz Rûm Suresi'nin 21. âyetinde; "Kendileriyle huzur bulmanız için size kendi(cinsi)nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet var etmesi de O'nun varlığının delillerindendir" buyurarak evlilik kurumunun dolayısıyla aile kurumunun kutsallığını bildirmiştir."

Almanya'da Din Hizmetleri Ataşesi olarak görev yapmış olan Kızılkaya, kitabı o yıllarda kaleme alma sebebini ise şöyle açıklıyor; "1999'da Almanya'nın Stuttgart Eyaleti Tâlim Terbiye Kurulu Başkanlığı "Alman Anaokulu Öğretmenlerine El Kitabı- Türk Aile Yapısı" isminde bir kitap hazırlatıp bastırarak Alman öğretmenlere dağıtmıştır. Bu kitabın içinde Müslümanların aile yaşamıyla uyuşmayan birtakım konular tespit edilmiş ve Din Hizmetleri Ataşesi olarak Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı'na itiraz etmemle bu konuda toplantılar yapılmış, kitap tartışmaya açılmış ve tespit ettiğimiz konular toplantılarda ele alınmıştır."

Benzer pek çok kitabın piyasada olduğunu dile getiren Kızılkaya, Kur'an ve hadisler ışığında "Müslüman bir aile nasıl olmalı?" konusunu ele aldığını ve farklı bir yaklaşım sunmaya gayret ettiğinin altını çiziyor.

Kitabın ilk bölümünde evliliğe hazırlık aşaması dile getiriliyor. Evliliğin faydaları, eş seçiminde dikkat edilecek hususlar, kız isteme, nişanda verilecek hediyeler, evlenecek kişilerin birbirini görmesi, evlenecek kişilerin evlilikle ilgili konuşacakları konular, evlilik ve mutluluk ekseninde ele alınıyor.

Özellikle batı toplumlarında yaygın olan bizim toplumda da meşrulaştırılmaya çalışılan evlilik dışı ilişkilere kitabında yer veren Kızılkaya uyarılarda bulunmayı ihmal etmiyor. Evlenilmesi yasak veya caiz olanlar kısmında kitap ehli kadınlarla evlilik, Osmanlı'da gayrimüslim kadınlarla evlilik ve Müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle evliliği hususlarında İslâm kaynaklarından aydınlatıcı bilgileri bir araya getiriyor. Evlilikte nikah, resmi nikah, gerdeğe girmeden önce hazırlık, düğün ve evlilikte eşlerin sorumlulukları hakkında bilgilere de yer verilen eserde şu öneriler de yer alıyor: "Evliliğe karar vermeden önce evliliğin ne olup olmadığı doğru bir şekilde öğrenilmelidir. Karar verildikten sonra evlenilecek kişinin her yönden uygunluğu araştırılmalıdır. Eşlerde bencillik olmamalıdır. Evlilik hayatıyla ilgili eşitlik değil adalet prensibine göre hareket edilmelidir. Evlilikte mümkünse geniş aile tipinden kaçınılmalıdır. Eş ararken fiziksel güzellik yanında ruh güzelliği de düşünülmeli ve aranmalıdır. Eş seçerken eşlerin bulunduğu sosyal mevkî (işi, tahsili) ile ekonomik durumu (parasal gücü, serveti) göz önüne alınmalı, ancak bir tek bu faktöre bağlı kalınmamalı."

Evlilikte cinsel hayat, sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için eşlerin yapması gerekenler, cinsel kıskançlık gibi konuların öne çıktığı "Evlilik ve cinsellik" bölümünde 'haramdan koruyan cinselliğe' vurgu yapılıyor. Kurum olarak ailenin yapısı ve işlevlerinin ele alındığı bölümde İslâm'ın aile kurumunu sistemleştirmesine değiniliyor. Erkeğin görevinin; aile geçimini sağlamak, eşini ve çocuklarını koruyup gözetmek dolayısıyla evine bağlı olmak, kadının görevinin ise; evine bağlı olmakla beraber mahremiyeti korumak, sadık ve itaatkâr olması Nisa suresinden yola çıkarak izah ediliyor.

Kadın ve erkek arasındaki haklar nelerdir? Kadın erkek eşitliği, kadının öğrenme ve öğretme hakkı, kadınların eğitim ve öğretime katkıları, kadının kamu görevlisi olma hakkı, kadının seçme ve seçilme hakkı, miras hakkı, ailede kadın hakları, kadının eşi üzerindeki hakları, erkeğin eşi üzerindeki hakları, karı- koca arasındaki ortak haklar ayrıntılı bir şekilde ele alınıyor. "Aile fertlerinin birbirlerine karşı görevleri"ne yer verilen bölümde ailede büyük anne- büyük baba, ailede baba ve annenin sorumlulukları, doğum kontrolü, çocuk düşürme ve kürtaj, tüp bebek, ailede çocuk, anne babanın çocuklarına karşı, çocukların anne ve babalarına karşı sorumlulukları konuları irdeleniyor. Ailenin akraba ve komşularıyla ilişkileri, ailede mutluluğun temel ilkeleri (sevgi, saygı, sabır, sadâkat, kanâat, mutluluk, sevgi ve merhamet, ahde vefa, uyum), aile içi iletişim, aile tutumları, aileyi ayakta tutan güçler; ailede inanç ve iman, ibadetler, dua, ailede çocuklara kazandırılacak temel alışkanlıklar, ailede helâl ve haram, ailede temizlik programı, şiddet, şiddetin nedenleri, aile içi şiddet ve boşanma konuları "İslâm'da Evlilik ve Aile Okulu"nda ele alınıyor.

Güncellenmiş bilgileri ve dikkat çeken üslubuyla eser, 'evlilikleri kolaylaştıran' anlayışın gelişmesini 'aile'nin önemini vurgulamayı hedefliyor.

19. yüzyılı anlamak Abdülhamid'siz mümkün değil

Çok duyduğumuz bir sözdür: "Günümüzü anlamak istiyorsak 19. yüzyılı anlamamız gerekir" Evet, ama bu söze eklenmesi gereken bir bölüm daha var: "19. yüzyıl Osmanlısını anlamak için de II. Abdülhamid'i ve onun icraatlarını bilmemiz gerekir."

Ömer Faruk Yelkenci'nin yetkin çalışması "Türk Modernleşmesi ve II. Abdülhamid'in Eğitim Hamlesi" adlı kitabı, üzerinde çokça söz söylediğimiz ancak ayrıntılarını pek fazla bilmediğimiz bir konuda dikkate değer bilgiler veriyor. Kaknüs Yayınları'ndan çıkan eser, Türk modernleşmesinin en önemli köklerinin yer aldığı 19. yüzyılı ele aldığı gibi, II. Abdülhamid'in büyük eğitim hamlesinin bu dönemde öne çıkmasının sebeplerini de irdeliyor. "Modern Türk eğitim sisteminin temeli ne zaman ve nasıl atılmıştır" sorusuna cevap arayan kitabın yazarı Ömer Faruk Yelkenci bir eğitimci olarak da meseleye eğiliyor. Halen Birikim Eğitim Kurumları'nda genel müdürlük yapan Yelkenci, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü bitirdi. 2008 yılında "Türk Modernleşmesinin Osmanlı Kökenleri: Sultan II. Abdülhamid Dönemi Eğitim Konuları" isimli tezi ile Yeditepe Üniversitesi'nde Eğitim Yönetimi ve Denetimi Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisansını tamamladı, doktora çalışmasını Marmara Üniversitesi'nde sürdürüyor. Yelkenci kitabın önsözünde "eğitim yönetimi, ülkemizde kısa bir süre önce eğitimcilerin gündemine giren bir yönetim alanıdır" bilgisini veriyor. Eğitim yöneticiliğinin başlı başına bir meslek olması gerekliliğini savunan Yelkenci bu düşüncenin Türkiye'nin akademik hayatında ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın uygulamalarında yaygınlaşması beklentisine de vurgu yapıyor. Doğruların daha da iyileştirilerek devam ettirilmesi ve yapılan yanlışların düzeltilmesi konusunda Eğitim Tarihi'nin devreye girmesi gerektiğini söyleyen Yelkenci, eğitim fakültelerinden bu dersin 'öğretim görevlisi' eksikliği nedeniyle kaldırılmış olmasının yanlışlığına da değiniyor. Yazar bu konuda umutsuz değil; "Her şeye rağmen bu eserde neredeyse Türk millî eğitiminin temelini oluşturan bir dönemi incelemeye çalışmamız, dönemin doğruları ve yanlışları ile ilgili sağlıklı bir analiz yapma fırsatı yakalamış olmamız, bu kitabın bizim için büyük bir heyecan vesilesi olmasına yetmiştir."

Kitap üç bölümden oluşuyor. İlkinde, "Modernleşmenin Tarihi ve Modernleşme Kavramı" başlığı altında, modernleşmenin nasıl ve nerede ortaya çıktığı üzerinde durularak modernleşme kavramı ortaya konuyor. Türk modernleşmesi ve tarihsel gelişimi ile Osmanlı'nın bu modernleşmeye katkısının ne olduğu, modernleşme sürecinin başladığı ve devam ettiği dönemlerde modernleşmenin karşısında ve yanında yer alan ya da modernleşmeye yapıcı bir eleştiri tarzı ile yaklaşan akım ve düşüncelerin ne şekilde tezahür ettikleri ele alınırken, Osmanlı modernleşmesi gibi Batı dışı modernleşmeye örnek olarak Japonya ve Rusya modernleşmesine de değiniliyor.

"Osmanlı'da Eğitimi Modernleştirme Çabaları" başlığı altında, Osmanlı'da eğitim modernleşmesinin hangi aşamalardan geçtiği, yenilenen öğretim yöntem ve teknikleri, Darülfünun'un kurulması, II. Abdülhamid'in eğitim konusunda ne düşündüğü ve günümüz eğitim tarihçilerinin, bu reformlarla ilgili değerlendirmeleri eserde yer alıyor. Yelkenci değerlendirme kısmında Osmanlı ve Cumhuriyet karşılaştırmalarından öteye geçiyor ve döneme ayna tutuyor: "Türk modernleşmesinin toplumsal aydınlanma sonucu ortaya çıkmış bir hareket olmadığı, devlet eli ile yukarıdan aşağıya doğru başlatıldığı ve yürütüldüğü, bu durumun aynı zamanda Türk modernleşmesinin kendine özgü sorunlarını ortaya çıkaran sebep olduğu görülmektedir. (...)  Günümüzün öğretim basamaklarına göre belirlenmiş eğitim teşkilatının temelinin 1879'da, II. Abdülhamid dönemi eğitim modernleşmesi esnasında olduğu görülmektedir. (...) II. Abdülhamid döneminde maarif çabaları vilayetlere, yani İstanbul dışına da yönelmiştir. Bu da dönemi, önceki dönemlerden ayıran bir özelliktir. Bunun sonucunda büyük kentlerde meslek okulları ve yüksek okullar açılmıştır."

Pirenin yorganı, karıncanın rüyası

Şiir, roman ve çeviri eserleriyle bilinen Filiz Özdem'in YKY'den çıkan "Kitap Kurtları İçin 4: Pirenin Yorganı, Karıncanın Rüyası" adlı kitabı özel bir 'hayvanlar ansiklopedisi' aslında. Karıncalar, arılar, pireler, akrepler, çekirgeler, örümcekler, sinekler, kelebekler derken iş nereye varır belli değil. Okumalara eşlik eden ressam Emine Bora'nın çizgileri güzelliği yazı ile birleştiriyor. Kitap kurtları için daha önce üç kitap kaleme alan Özdem, sunuşta okuru hangi yöne çektiğini açıklıyor: "Masal, efsane, şarkı, bilmece, inanç, oyun, sinema, edebiyat, el sanatları, bilim, sanat, atasözleri ve deyimlerde bu hayvanların günlük hayatımıza nasıl sızdığını göreceğiz. Hayvanları sadece doğal varlıklar olarak değil, "ikinci doğa" diye nitelenen kültür hayatı içinde mercek altına alacağız"

Yazar beşinci kitabın yolda olduğunu söyleyerek bizi merakta bırakmıyor. İnsanın kimini yük ve binek hayvanı olarak kullandığı; kiminin etinden, sütünden, tüyünden, kılından yararlandığı eşek, deve, at, keçi gibi hayvanların yer aldığı bir kitap olacak sıradaki. Gelelim 9-12 yaş grubuna hitap eden "Pirenin Yorganı, Karıncanın Rüyası"na. Karıncaların rüya gördüğü bir dünyaya inanmak, arılar ve Einstein, pireyi deve yapma, yavrularını sırtında taşıyan akrep, bir sıçrarsın, iki sıçrarsın çekirge, örümcek kafalı, sinekten yağ çıkarılır mı, narin, rengârenk kelebekler bölümlerinden oluşan eser 'içerdiği' bilginin hakkını vermiş, konuyla ilgili söylencelere, kaynaklara yaslanarak da eğlenceli bir kitaba dönüşmüş. Gel de "Saydam ve Seyirci" adlı şiir kitabı bulunan, "Korku Benim Sahibim", "Düş Hırkası" romanlarının yazan Filiz Özdem'in yazdıklarının tiryakisi olma!

Osmanlı'da hikâye bitmez(di)

En son ne zaman Osmanlı hikâyesi okudunuz? Farkındayım, tarihe özel bir merak var artık. Popüler kanallarda bile tarih programları yapılıyor, diziler kostümü tarihe, diyalogları bugüne yaslayıp tarihten 'reyting' devşiriyor. Tarihe bir yolculuğa çıkalım bizde, yanımıza "Osmanlı Hikayeleri"ni alarak. Zehra Aydüz, Zafer Yayınları arasında çıkan eserinde hikâyelerin tatlı diliyle o güzide insanları anlamayı, yüksek bir medeniyetin içindeki cevheri sergilemeyi amaçladığını söylüyor. Kitap Manchester'da yazılınca aşkı Dede Efendi'nin, Itrî'nin nağmeleriyle hissetmenin, Bâki'nin, Fuzuli'nin, Nedim'in dizeleriyle dillendirmenin, Sinan'ın eserleriyle ateşinde yanmanın anlamını 'özlem ve hasret' ekleyerek çözebiliyorsunuz. "Camilerin bir köşesine konduruluvermiş kuş evlerinde eğleşen kumruların 'hu hu'ları ile başka alemlere kanatlanmalı, kendimizden geçmeliyiz" diyen yazar, bizi önce Bâcıyân-ı Rum'a yani Anadolu kadınlarına götürüyor. Ardından Akıncılar geliyor. Ramazanlar ve diş kirası unutulur mu? Âmin Alayı, Sadaka Taşı, Mihrimah (güneş ve ay), Şehzade Sünnetleri, Sure Alayı, Osmanlı Dürüstlüğü, Evlilik Merasimi, Mezar Taşları, Kuş Evleri, Osmanlı'dan bize miras kalan güzellikler. Nağmeleri dinlendiren adam Hammamizade İsmail Efendi'nin bestelerinden geçerek peygamber sevgisi ile son buluyor kitap.

MİLLİ GAZETE