Mutlu ailenin püf noktaları

Mutlu ailenin püf noktaları

Boşanmaların artmasıyla, mutsuz ve umutları kırılmış bir nesil ortaya çıkıyor. Sağlıklı bir ailenin oluşması için ise, aile bireylerinin kulluk bilinciyle hareket etmeleri ve aile içi iletişimi güçlendirmeleri gerekmektedir.

Eşler olaylara kendi pencerelerinden bakmamalı, iyi bir dinleyici olmalıdırlar.

Zor günlerde eşler birbirlerine destek vermelidirler.

Eşler birbirlerini değiştirmek yerine olduğu gibi kabul etmelidirler.

Aile içinde bireylerin duygu ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğü olmalıdır.

Birlikte yapılan işlere yer verilmeli ve birlikte geçirilen vakit arttırılmalıdır.

Eşler aile içi ilişkilerde yargılamaktan ve suçlamaktan uzak durmalıdırlar.

Eşler birbirlerinin olumlu taraflarından bakmayı öğrenmelidirler.

Kusur arayışına çıkmamalıdırlar.

Eşler empati yapmalı, birbirlerinin düşüncelerine saygı göstermelidir

Eşer birbirlerini desteklemeli zor günlerinde yanlarında olmalıdırlar.
EVLİLİKLERDE SADAKAT SEVGİ VE SAYGI

Eşler evliliğin ilk yıllarında birbirlerine gösterdikleri ilgi ve ihtimamı zaman içinde bırakıp, kendi dünyalarına çekiliyorlar. Bu, kişinin kendine bakması yani öz bakım olarak ta anlaşılabilir , ilgi ve sevgi gösterme, saygısını ifade etme anlamına da gelebilir. Sözkonusu ihmalin sonucunda eşlerden biri rahatsızsız olup sorunu dile getirmeye başlıyor. Bu gibi sorunlar aile içi çatışmalara zemin hazırlıyor. Bazen bizim pek önemsemediğimiz küçük ayrıntılar büyük sonuçlara vesile olabilir. Bu nedenle aile içinde hiçbir şeyi küçümsememek gerekir. Kadın ya da erkek, ilk zamanlar kendisine tebessüm eden, kılık kıyafetine titizlik gösteren eşinin artık kendine hiç bakmadığını, ilişkilerinde de eskisi gibi nazik olmadığını gördüğünde , "eskiden şöyleydin, şimdi değiştin" gibi ifadeler kullanabiliyorlar. Bu çoğu zaman bu kadarla da kalmıyor, kadın, "demek ki dışarıda biri var" diyerek kuşkucu tavırlarını sürdürüyor. Ya da erkek eşine, sen artık kendini iyice bıraktın deyip sorun çıkarabiliyor. Burada kadın ya da erkek, eşini eleştirmek yerine, onu anlamaya çalışsaydı belki de sorununa çözüm bulabilirdi. Oysa yaşanan çatışmalar sorunu çözmek yerine daha da pekiştirebiliyor. Böyle durumlarda, eşlerden birinin aşırı kuşkucu davrandığını, ilişkilerini çıkmaza sürüklediğini görürüz. Bu durumda kıskanılan eş, telefonunu açık bırakabilir, bulunduğu yeri söylemekten kaçınmayıp, dürüst davranarak onun bu kuşkucu tavırlarının ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.
NELER YAPILABİLİR?

- Aldatan eşler, kendilerini oto kontrol etmelidirler.

- Aldatma davranışları psikolojik bir sorundan kaynaklanıyorsa yardım almalıdırlar.

- Ben ne arıyorum sorusunu kendilerine sormalıdırlar.

- Eşinin iyiliklerini, sadakatını, kendisi için yaptıklarını dikkate almalıdırlar.

- Bunun bir hak hukuk sorunu olduğu fark etmelidirler.

- Çocukların gördüğü zararı hesaba katmalıdırlar.

- Aile içinde zengin bir paylaşım ağı oluşturarak, mutluluğu aile içinde aramalıdırlar.
YARDIM ALMAKTAN KAÇINMAYIN

Eğer eşinizden ayrılmış ya da ihanete maruz kalmışsanız yardım almaktan kaçınmayın.

- Bir yakınınızın ve ailenizin de desteğini alın.

- Tutum ve davranışlarınızı gözden geçirerek, Ben nerede hata yaptım sorusunu sorun ve sorunlu gördüğünüz davranışlarınızı düzeltmeye çalışın.

- Eğer sorun sizden kaynaklanıyorsa, nerede hata yaptım? Neden yaptım? diye sorun ve hatanızı düzeltmeye çalışın.

- Eşinizin hatalarını sürekli yüzüne vurmayın

- Geçmişte yaşamaktan vazgeçin, geçmişte yaşanan hataları gündeme getirip tekrarlamayın. Geleceğe bakın...
Böbrek taşları kapalı cerrahiyle yok ediliyor

DOĞUM sancısıyla eş olarak gösterilen ve enfeksiyon başta olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayan böbrek taşı ameliyatlarında, yüksek teknolojiden faydalanılarak yapılan kapalı cerrahi "perkütan" ameliyatı ile taşlar yok ediliyor. Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, perkütan taş cerrahisinin daha büyük taşlar ve böbreğin alt yarısına yerleşik taşlar için sıklıkla uygulanıldığını, yöntemin günümüzde böbrekteki hemen hemen her taşa büyüklük farkı gözetmeksizin yapıldığını belirtti. Biri, perkütan taş ameliyatlarının ortalama 30-55 dakika sürdüğünü, hastanın çok kısa sürede taburcu olduğunu ve kısa sürede sosyal yaşama döndüğünü anlattı. Perkütan böbrek taşı ameliyatının kapalı bir teknik olduğunu bildiren Biri, şu bilgiyi verdi: "Çok kısa ameliyat ve çok kısa yatış süresi ile klasik açık cerrahi yönteme göre son derece konforlu, daha az ağrılı, hasta memnuniyetinin yüksek olduğu bir yöntemdir. Bugün böbrek taşlarının tedavisinde altın standart olmaya yakın bir tekniktir. Açık cerrahi ile kıyaslandığında hem hekim hem hasta için pek çok avantaj sağlayan teknikte, hastanede yatış ve sosyal yaşama dönme süresi kısalırken, enfeksiyon riski düşüyor, ağrı çok daha az oluyor ve yara izi olmuyor."

milli gazete

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın