๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Ağustos 2010, 22:17:10



Konu Başlığı: Mütevazı bir eş mutluluk kaynağıdır
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Ağustos 2010, 22:17:10
Mütevazı bir eş, mutluluk kaynağıdır


Tevâzû; alçakgönüllü davranmak, nazik, nazenin olmak, hiç kimseye eziyet etmemektir Büyüklüğün alâmetlerinden birisidir tevâzû Büyüklük taslamak ise, küçüklüktür Enaniyetin, egonun, benliğin tevâzû havuzunda eritilmesi gerekir İnsana, tevâzû yakışır Mahiyeti gereği buna mükelleftir zaten Her şeyden önce, o da diğer insanlar gibi, âciz ve zayıf bir varlıktır Bunun için asla kibirlenemez Zira, kibirlendiği şey, yani, bedeni, hasletleri, mal, mülkü kendi malı değil; Allah vergisidir
Tevazû, sevgi, merhamet gibi duyguların mıknatısı; kin, öfke, haset gibi olumsuz duyguların paratoneridir Çevresine dikkat eden, en çok sevilenler listesinin başında mütevâzî kimselerin geldiğini görür
“Onlar mü’minlere karşı alçakgönüllü, inkârcılara karşı izzet sahibirler” 1 âyetini yaşayan Resûl-ü Ekrem (asm) bunu sadece sözlü ders olarak vermemiş, bizzat bir tevâzû âbidesi olarak yükselen nurlu hayatıyla da göstermiştir
Vahiy kâtiplerinden Hz Câbir (ra), “Biz Resulullahın yanında dilediğimizi konuşurduk O da bize iştirak eder, ayrılmazdı Biz dünyadan söz ederdik, o da dünyadan söz ederdi Biz âhiretten bahsedince, o da âhiretten bahsederdi Biz yemekten söz ederdik, ona da iştirak eder, bizimle yemekten söz ederdi” tesbitleriyle, onun tevâzû ile halkın seviyesine indiğini gösteriyor Şüphesiz ki, bu tevâzû ile de, onların konuşmalarının mecralarını iyiye ve güzele yönlendiriyordu
Kişi, şahsı adına tevâzû gösterebilir, ama cemaati, milleti adına asla “Yok canım, bu topluluk, bu millet ne ki, bir hiç” diyemez Onlar adına vakarlı olmak, hizmet ve büyüklüklerini takdir etmekle mükelleftir
Tevâzû ile zillet arasında ince bir perde vardır Makamları karıştırılmamalı Bir idâreci, makamında “mütevâzî,” evinde “ciddî” olursa makamları karıştırmış olurMakamdaki ciddiyet de, başkalarına baskı, zulüm ve kibirli davranmayı gerektirmez
Tevâzû, bazan tezellül olabilir Ehl-i küfre karşı veya dâvâya ve millete saldıran insanlara karşı tevâzû zillettir Zayıfın kuvvetliye karşı tevâzû göstermesi hem tezellül, hem riyakârlıktır
Tevâzû, yanlış yerde kullanıldığında küfrân-ı ni’mete de götürebilir Birer ihsan-ı İlâhî olan maddî ve mânevî nimetleri hiçe sayarcasına davranmak küfran-ı nimettir Bunları nefsinden değil Allah’tan bilmek ise tevazûdandır Şu halde mü’minin şe’ni mütevâzî olmaktır
Mütevâzî olan sevilir Sevilen ise kazanır Mütevâzî fertlerden oluşan bir âile ve bir toplum için bundan daha büyük kâr ve haslet ne olabilir?
***
Bediüzzaman Said Nursî, gururdan kurtulmak ve tevazuya alıştırmak için nefsiyle yaptığı bir tartışmayı şöyle anlatır:
“Mehasiniyle mağrur olan nefsime dedim ki:
“‘Sen bir şeye malik değilsin, nedir bu gururun?’
“Dedi ki:
“‘Madem malik değilim Ben de hizmetini görmem’
“Dedim ki:
“‘Yahu bu sineğe bak! Gayet küçücük, zarif elleriyle kanatlarını, gözlerini siler, süpürür Her işini görür Sen de en azından onun kadar vücuduna hizmet etmelisin’ diye ikna ettim Takdis ederiz o Zatı ki, bu sineğe nezafeti, temizliği ilhamen öğretir, bana da üstad yapar Ben de onun ile nefsimi ikna ve ilzam ederim”
Anlatılır ki, dede ile torun kırlara çıkmışlar Buğday tarlalarının yanından geçerken, torun dedesine sormuş:
“Dedeciğim, bazı başaklar dimdik, bazıları ise başlarını eğmişler, acaba neden?” Dede şu cevabı vermiş:
“Yavrum, o dimdik olanlar içi boş başaklar Başını eğenler ise, dolgun başaklar!”
Meyve ağacı, meyvesi çok olduğunda dalları yere eğilir Meyvesiz olduğunda ise, dalları diktir
Meyvesiz insanlar, kavak gibi sivrilmeyi severler Olgun insanlar ise, tevazu ile hizmet ederler
İnsan, benzeri bir şekilde, sadakat dersini keneden, hedefini takip etme dersini kediden, verimlilik dersini arıdan, coşku dersini şelâleden, derinlik dersini denizden alabilir


Dipnot: 1- Kur’ân, Maide, 54
Ali ferşadoğlu


Konu Başlığı: Ynt: Mütevazı bir eş mutluluk kaynağıdır
Gönderen: Zehibe üzerinde 12 Ağustos 2010, 20:39:19
Bizlere yakışan ailemize karşı hizmet kardeşlerimize karşı tevazu ehli olmaktır..
Rabbim razı olsun bizleri tevazu ehlinden eylesin inş,fakat tevazu insanı, nimet-i küfre getirmemeli bu da ince bir ayrıntı..