๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 09 Ağustos 2010, 17:24:38



Konu Başlığı: Müslüman kadınların haklarini iade edelim
Gönderen: Sümeyye üzerinde 09 Ağustos 2010, 17:24:38
Müslüman Kadınları Müdafaa Etmenin Yerine
Haklarını İade Edelim



Dünya yüzünde bir benzeri olmayan İslam medeniyeti, tam 12 asır boyunca, tutarlı ve kararlı bir düzen, zengin bir dünya görüşü ve müslümanlann hayatlarına mana ve yön veren bir hayat tarzı sağlamıştır Bu hayat tarzında insan olarak erkek ve kadın arasında fark olmamıştır Ta ki, 17 yüzyıla gelinceye kadar O tarihten itibaren bu muazzam medeniyet, giderek bir durgunluğun içine düşmüştür Yine o tarihlerde Batının askeri, siyasi ve ekonomik bir üstünlüğü sağlamış olması, İslam aleminin yavaş yavaş Hristiyan Batı'nın boyunduruğu altına girmesine sebep olmuştur
Kitabımızın Hadid suresinin 16 ayeti kerimesinin ışığında şu tesbiti yapabiliriz ki, inkan mümkün değildir
- İnsan, hadiselerin yenilikleri içinde sürüp giden bir hayatı görmek ister Böyle bir canlı hayatı elde edemeyen insanın içinde derin yaralar açılmaya başlarBuna sebep ise, yenilenmenin yokluğudur İnşirah suremizin son ayetleri böyle bir monotonluğu kabul etmemiş, yaşanacak bir ömrün her ara için canlı ve dinamik gündemler hazırlamıştır Müslüman insan işte o canlı ve dinamik gündemiyle hep taze kalmış, fiziki dünyası ihtiyarlamış olsa bile, ruh hüviyeti ile hep canlı yaşamıştır
Eğer yaşanan bir hayat tarzı, kendisini yenileyemez, içine yeni tecrübeler katarak zenginleşemez, yeni yeni ifade üslûpları bulamazsa, o hayat tarzının içinde yaşayan insanların, ilgi ve alâkalan yavaş yavaş kaybolur Zamanla o hayata yabancılaşır Hayat tarzı, diğer bir ifade ile din demektir Bir toplumun benimsemiş olduğu hayat biçimine din diyoruz İslam ümmetinin hayat tarzı din olarak İslam'dır
Müslümanların hayat tarzı olan İslâm, ne yazık ki, dinler arasında hâlâ en az bilinen, en çok yanlış anlaşılan ve ondan da öte, yanlış tanıtılan bir din olma durumuna düşürülmek istenmiştir Dinine yabancılaşmış bir toplum, dinini yanlış ve noksan öğrenmiş bir toplum, elbette ki, bir başka hayat tarzına başını çevirip bakma ihtiyacım hissedecektir Daha sonra inandığı dini bir nevi müzelere teşhir için konulan âsâr-ı antikalar gibi düşünmeye başlayacak ve bu düşünce daha sonra inanç haline gelecektir
Müslüman siyasetçilerimizin, müslüman iktisatçılarımızın, müslüman bilim adamlarımızın, alimlerimizin, müslüman sosyologlarımızın, hatta müslüman müzisyenlerimizin, müslüman mo-delistlerimizin, müslüman sanatkarlarımızın at oynatamayacağı bir meydanda, müslüman toplum Batıyı ve Batılı'yı taklit etmeye başlayacak veyahut da bâtıl toplumun yaşayış biçimini adım adım, karış karış takip edecektir Bâtıl toplum, eğer bir kertenkelenin deliğine girecek olsa, müslüman insan da o deliğe girmeye çalışacaktır Seslerini, kıyafetlerini, sanatlarını, gecelerini, gündüzlerini yani topyekün hayatlarını taklid edecektir
İşte böyle bir yaşama biçiminin arasında sıkışıp kalmış olan müslüman kadının yaşayış biçimini ele almak, Kur'an ve Sünnet bağlantılı esaslarla, hükümlerle, prensiplerle, onu İslami konumuna yerleştirmek müslüman erkeklere düşen önemli bir görevdir
Müslüman hanımın seyahati, müslüman hanımın kıyafeti, müslüman hanımın tebliği ve davetlerde kullanacağı sesi, meşru sınırlar dahilinde eğlenmesi, eğitimi, bir meslek dalında uzmanlaşması, ihtisas sahibi olması, özetle evleneceği erkek için iyi bir zevce, dünyaya getireceği çocukları için iyi bir anne ve İslamı yaşama ve yaşatma mücadelesinde şuurlu bir insan olması, dünyanın dengeli olarak ayakta durabilmesine sebep olacaktır
Dünya nüfusunun yarısını hatta yansından da daha fazlasını teşkil eden kadın tıpkı erkek gibi insandır Bu insanın hayat süreceği ve mücadele edeceği karargahı(evi), devlet kadar ehemmiyetli ve önemli bir husustur Kitabımız Kur'an'da Kal'a(Kale) olarak ifade edilen müslüman kadının evi, aynı zamanda üretimi zirvede bir fabrika, her türlü teknik malzemelerle donatılmış bir müessesedir Eğitim kurumudur, tekkedir, medresedir
Unutmayalım ki, cahil bir kadın, cahil bir anne demektir Cahil bir anne, cahil bir çocuk demektir Cahil çocuklar, cahil insanlar ise, bir toplumun seviyesini yansıtırlar
Böyle bir hadiseye seyirci kalan müslüman erkekler, bu hadisenin aa faturasını her iki dünyada da ödemek mecburiyetinde kalırlar
Zümer suremizin 15 ayeti ne kadar da dikkatlerimizi çekmektedir:
"Şüphe yok ki, ziyana düşenler o kişilerdir ki, kıyamet günü kendilerini ve kendileriyle ilgisi olanları ziyana sokarlar Bilin ki, budur apaçık ziyan"
Peygamberimize ait olan şöyle bir hâdise anlatılır:
Rasülullah (sav) Efendimiz, ashabından vefat etmiş olan birinin cenazesine iştirak eder Hatta mübarek elleriyle o kişiyi toprağa verir
Cenazenin annesi kabrin başına çökmüş olduğu halde der ki;
"Senin için ağlamıyorum Niye ağlayayım ki? Zira sen Peygamberin elleriyle defnedildin Muhakkak ki, sen saadet ehlisin Daha sonra ölünün annesi kabrin başından ayrılır ve evine gider Peygamberimiz ashabına döner ve buyurur:
- Kabir onu öyle bir sıktı ki, kemikleri kınldı" Ashab-ı Kiram:
- Ey ALLAH'ın Rasülü, o ki, iyi bir kimseydi, dediklerinde, Efendimiz (sav):
- Evet ama evde geçimsiz ve kötü ahlaklıydı" Sözü uzatmadan diyorum ki,
Müslüman kadının hayatını yaşayacağı ortam, o kadının cennete girmesine vesile olmalıdır Bu ortamı hazırlamak ise, müslüman erkeklere güven ve itimatını vermiş müslüman hanımların hakkıdır Bu hakkın yerine getirilmesi akil baliğ olan her müslüman erkeğe bir vecibedir Müslüman hanımın fiziki dünyasına tesettürü kazandırıp onun eğitim, sosyal, siyasi, hukuki hayatına da tesettürü kazandırmazsak, belki de ahirette giyinmiş oldukları halde çıplak hükmünde olan hanımlarımızın elleri yakamızda olabilir Yine bilelim ki, yakalanrruzı tutup hesap soracak kadının en büyük destekçisi hâkimler hâkimi ALLAH'tır Bu eller haklarını almadan, yakalarımızı bırakmazlar
Mevzuyu büyük bir ciddiyet ile ele alıp, üzerinde hem düşünmek ve hem de istenileni yapmak biz müslümanlara derin nefes aldırabilir

MÜSLÜMAN HANIMLARIN HAKLARININ FİİLEN İADESİ
'İslâm'ı yaşama ve yaşatma mücadelesinde biz de varız" diyen müslüman hanımlar, İslâm alemi için yepyeni bir dosyadır Cezayir'de, Mısır'da, İran'da, Filistin'de, Türkiye'de vs Yepyeni bir dosyadır Gerek sistemlerin ve gerekse müslüman erkeklerin bir nevi mağdur ettiği müslüman kadın, bu mağduriyet ve mazlumluğundan kurtulma mücadelesi vermektedir
Temennimiz şudur ki, inşaallah onlar, biz müslüman erkekler gibi birbirini yiyip tüketmeyecekler, birbirlerinin haklarına saygısızlık yapmayacaklar, bilakis haklarını gıyaben de koruyacaklar ve böylece hakiki mü'min olma hüviyetini hak etmiş olacaklardır Müslüman erkeklerin büyük bir çoğunluğu, küçük ve geçici hedeflere takıldık kaldık Babalarımız bizlere küçük çaplı mevzular ve hedefler verdiler Çocuklar da işte bu küçük çaplı hedeflerde boğulup kaldı
Şimdi ise gözlerini dünyaya açarak doğan çocuklar, büyük hedefleri, şahsiyetli ve kalıcı mevzuları görerek ve duyarak büyü-mekteler İşte bu müsbet seyrin içinde müslüman kadın, en büyük payını aldı
Bu arada müslüman hanımlara bazı diyeceklerimiz olacaktır ki, bu hususlara dikkat etmelerini rica ediyorum
Sizler İslami hizmetlerde yenisiniz Turfandasınız Topluma karşı güven ve itimat hüviyetiniz dipdiri, yepyeni Biz erkekler, favori koymuş olan gençleri, kot pantolon giyenleri, zararlı neşriyatı takip edenleri, sloganik söz ve tavırlarda olardan bir noktada dışladık Ancak siz haramlar, aynı hatalara düşmediniz Açık bayanların koluna girdiniz ve sohbet ettiniz Kötü yola düşmüş olan hemcinslerinize ellerinizi uzattınız Bu işin ticaretini yapan Manukyanlara tatlı tatlı ikaz ve irşadlarda bulundunuz Onları kurtarma adına hep fedakârlık yaptınız Ceplerinizdeki harçlıkları onlarla paylaştınız Değişik hediyelere boğdunuz Onların kısa etekleri, ruj ve ojeleri, makyaj ve kıyafetleri, sizleri hizmetlerden geri bırakmadı, üstelik azminizi arardı
Belki de Cumhuriyetin ilanından sonra geleneksel dine değil de, akideye dayalı olan bir tesettür inancını uygulamada ilkler sizler oldunuz Birtakım noksanlıkları, yanlışlıklan olsa bile kıyafetlerinizin, neticesi inanca dayanmaktadır Şayet tesettür giyim mağazalarında teşhir edilen kıyafetleriniz, müslüman modelistle-rin sansüründen geçseydi, Hadis kitaplarındaki Libâs bölümlerinden hareket edilerek, örf ve adetleri de hesaba katarak hazır-lansaydı, kıyafetlerinizdeki o noksanlıklar ve kusurlar da olmayacaktı İnşaallah zamanla öze bağlı olup, şekli örfe göre değişebilen kıyafetlerinizin tamamı rahatlıkla İslâm'ın onayından geçer
Yine sizlere rica ederek şunu da diyoruz ki, dininizden taviz vermeyin, her esen rüzgara göre yön değiştirmeyin, hesabınızı ALLAH'ın hesabına mahkum edin
Elde edeceğiniz haklarınızı çar-çur etmemek için bu uyarılan yapmamızdan da rahatsız olmayın Mesela,
Aklınızı, fikrinizi, düşüncenizi birilerinin ceblerine koymayın Hiçbir kimse, hiçbir kurum sizin aklınızı rehin(ipotek) altına almasın Bu hususta, "Büyüklerimiz ne derse o olur" derseniz, haklarınızı ihlal ermiş olursunuz Büyüklerin de, küçüklerin de uyacağı şey, sizlerin de uymak mücadelesi verdiğiniz Kitap ve Sünnettir
"Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur" manüğı sizin mantığınız olmasın "ALLAH ve Rasülü ne derse o olur" müslüman insanın inancıdır
Müslümanlar büyüklerine saygılıdırlar Hürmetkardırlar Ancak ALLAH'ın din(İslam) nimetinden sonra verdiği akıl nimetini vahyin ışığında hür olarak kullanırlarKısaca sizler, hutbe okurken bir mevzuda hata eden ve hatası müslüman bir kadın tarafından düzeltilen ashabın yolundan gidin Onlar sizin örnekleriniz olsunBiz erkekler sizlere ne örnek olabildik, ne de rehber!
Sizlerde görmek istediğimiz bir başka güzellik ise; "Bizim şeyhimiz, bizim dergimiz, bizim radyomuz, bizim tarikatımız, bizim gazetemiz" dememenizdir Dininizi öğreneceğiniz kimselere dikkat ediniz ALLAH'ın dinini doğru olarak anlatan, tebliğ eden herkese kulak verin İlla "Bizim hocamız, bizim sohbetçimiz" demeyinBöyle diyenleri ikaz edin, irşad edin Çünkü sizler Türkiye'de yaşayan insanlar için yeni ve taze bir dosyasınız Bunu unutmayın
Toplumun her kesimi sizlerin dillerinden, ellerinden kurtulsun Sohbet ve hizmet toplantılarınızda müslüman liderlerin, yazarların, hizmet erbabının aleyhinde konuşmayınız Biz erkekler bunları en yüksek seviyede yaptık, hiçbir kazanç elde edemedik Üstelik çok şeyimizden olduk Bugün ağlayan bir gözümüz yoktur, müslümanlar için hüsn-ü zan yapan bir kalbimiz de yoktur Âdeta taşlaşük, kayalaşük, afedersiniz odun kütüğü haline geldik Ne ince bir ruhumuz, ne güzel bir nezaketimiz, ne de müslüman kardeşlerimizi kucaklayacak engin bir gönlümüz var
İnşaallah ortaya koyacağınız her çeşit hizmet, sadece hizmeti yerine koyanların değil, tüm müslümanlann ortak hizmetidir, inananı korursunuz Çünkü başarılı olduğunuz ve gerçekleştirdiğiniz bir hizmet, sizden evvelki müslüman kardeşlerinizin üzerinde durduğu, düşündüğü, fikir ürettiği, ancak pratik hayata ge-çiremediği bir hizmettir
Bu toplum müslümanlanndır Yanlışlarıyla, doğrularıyla, hatalarıyla, sevaplarıyla bu cahiliyye toplumu, sosyalistlerin, kema-listlerin, ateistlerin değil, müslümanlarındır Dünya kurulduğundan beri ilk büyük terörist Firavun, ikinci büyük terörist ise Ebu Cehü'dir Hz Musa'nın ve Hz Peygamberimizin bu iki büyük teröriste nasıl davrandığı ise bellidir Sizler işte bu hadiselerden gı-dalanın Birbirlerini yiyip tüketen kimselerden alacağınız bir şey kalmamıştır
Siz hanımların bir kısmı annesiniz Bir kısmınız da anne namzedi, anne adayı Babasız Peygamber var amma, anasız Peygamber yoktur Çünkü sizler toplumu doğurursunuz Bir ayın üç-beş gününde verdiğiniz karı ve süt, gelmiş geçmiş tüm şehitlerin akıttığı karıdan çok fazladır Siz gerek sütlerinizi ve gerekse karılarınızı insanlık için verirsiniz
Böyle bir varlığa, yani toplumun anasına hizmet edenler, ancak evlerinin reisi ve efendisi olabilirler Siz hanımlar idarecilik konusunda yani halifelik hususunda hiçbir zaman erkeklerle yarışmadınız Devamlı olarak desteklediniz Namusunuzun, malınızın, aklınızın, neslinizin, canınızın güven içinde olması için Havva anamızdan beridir İlahi otoritenin temsilcilerine ayak bağı olmadınız Görevlerini kötüye kullanmak isteyenlere ise arslanın pençesi oldunuz Doğurduğunuz topluma kötülük etmek isteyenleri hiçbir zaman onaylamadınız Biz erkekler gibi "Kurtar Baba" demediniz Hep onurlu ve şahsiyetli kaldınız Kendisini inkara davet eden Ebu Cehil'in yüzüne tüküren Sümeyye gibi roller üstlendiniz Bizler ise tükürülecek yüzleri baştaa yapak
Hatırlarsanız sizin cinsinizden bir kadın TC Hükümetine başbakan olunca, biz erkekler kıyametler kopardık Hemen Peygamberimizin hadisine sarıldık"İdaresini bir kadına havele eden
bir millet asla İflah olmaz," (Buhari, Megazi, 82, Fiten, 18; Tmnizi, Fiten, 75; Nesai,
Kudat, 8; Ahmed, Müsned, 5/43,51) hadisini kullandık Yazdık, çizdik Başbakan olan kadını yererken, farkında olmadan gelmiş geçmiş elli adet hükümeti adeta tezkiye ettik, temize çıkardık Bizlerden başka birşey beklenemezdi zaten Çünkü sloganik İslâm'ı konuşanların yapacağı başka birşey yoktur
Sevgili Rasülümüzün o güzel hadisini, yanlış ve hedefsiz yorumlamaya çalıştığımız için O güzel Peygamberden şimdi özür diliyoruz Hadisi yorumlamada hedef tahtası olan kimseyi de tas-vib etmiyoruz Ancak Neml sûresinde bazı özellikleri, hasletleri bizzat Rabbimiz tarafından anlatılan Sebe Melikesinin kimliğini bir daha gözden geçirmeyi tavsiye ediyoruz
Tekrar ediyorum, siz hanımlar bu ülke için yeni bir dosyasınız Bu dosyanın içindeki malzeme, Kur'an ve Sünnet kaynaklı, bağlantılı projelerle, planlarla doldurulmalıdır
Acele etmeden, kibir ve gurura kapılmadan, fıtratınıza uygun olmayan alan ve sahalarda at oynatmadan, bölücülüğe, guruplaşmaya fırsat tanımadan, ümmet şuuru içinde kalarak, anne olduğunuzu da aklınızdan çıkarmadan, Rabbinizin size vermiş olduğu ömrü tüketinceye kadar, O'na kulluk ediniz Bu kulluğunuzda hiçbir zaman kınayanların kınamasından da korkmayıruz ALLAH hem yâriniz ve hem de yardımcınız olsun

Abdullah BÜYÜK