๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Ağustos 2010, 15:29:36



Konu Başlığı: Müslüman aile tanziminde tavsiyeler
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Ağustos 2010, 15:29:36
Müslüman aile tanziminde tavsiyeler

Yer yüzünde evlilik, İslâmî ve gayrı İslâmî olmak üzere iki kısımdır Gayrı İslâmî evlilik, iki eşin birbirine bağlı kalmamaları, her biri nin kendi masrafını görmesi, sadece buluş makta birbirine muvafakat göstermeleridir Son son böyle evlilik, insan hayatını felce uğratan ve bir nev’î eşlerden her birinin eşin den başkasıyla yaşamasını mecbur kılan ha yat cehennemidir Bu evliliğin cehennemini hisseden insanlar, evliliği terk etmeye mec bur kalmaktadırlar Bugün zamanımızda en büyük müşküllerden biri de budur Ehli kitab olan hristiyan ve yahudilerin evliliği birinci sûrete; ehli kitab olmayanların evliliği ise, ikinci sûrete misaldir Her iki evlilik de, “ser best hayat” adı altında komünist olarak yaşamanın tercihidir

Gayrı İslâmî olan evliliği nazar-ı itibara al maksızın, İslâmî bir hayat tanzimi yahud aile tanzimi söz konusu olur Bu hususta sıfırdan başlayarak bülûğ çağından itibaren, iman et mek, sonra evlenmek, sonra aile olmak, sonra komşu olmak, sonra mahalle, belediye ve bir devlet olacak kadar ahlâkî düsturları, Mu fassal Medenî Ahlak adlı eserde yazdım Şübhesiz ki bu konu çok kapsamlı, geniş, te ferruatlı bir konudur Burada sadece İslâmî aile tanzimatı hakkında aşağıdaki düsturları gençlerimize tebliğ etmek vazifesini îfâ etme ye çalışıyoruz


1 İnsan yer yüzünde halîfe olduğu müna sebetiyle, neslinin bekâsı gerekir ki yer yüzünü tamir etsin, şenlendirsin Bu da ancak ha yatın tanzimiyle mümkün olur Hayatın tanzi mi, iki salih ve saliha genç erkek ve genç bir kızdan başlar Elbette genç erkeğin, eve bağlı bir kadına, devamlı ve sürekli olarak kendisini sabah işine sevk edip akşam yuvasına çeken bir kadına ihtiyacı vardır Evli liğin birinci hikmeti budur Bunun için Allah Teâlâ Zülcelal Hazretleri nikahlamayı meşru kılarak emretmiştir


Tirmizî, İmam Ahmed ve İbnu Mace’nin tahric ettikleri, Sevban radıyallâhu anh’tan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem söyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz, şükredici bir kalb, zikredici bir dil, ahiret işleri üzere kendisine yardım edecek mü’mine bir zevce (eş) tutsun”
Aile tanziminin birinci hikmeti ve tayyibe hayata kavuşmanın birinci sebebi, saliha ve mü’mine kadındır Yahud kadına göre, salih, zâkir ve şâkir bir erkektirBu itibarla “Dîninden ve ahlakından hoşnut olduğunuz bir genç erkek size kız istemeye geldiği za man, derhal onu evlendirin Aksi takdirde yer yüzünde yaygın fitne ve büyük fesad olacaktır” buyruldu Demek yer yüzünde anarşiyi kaldırabilmek için, av ve avcılıktan kurtarmak için en güzel yol, evliliktir Binaen aleyh biri takva sahibi, biri fasık olarak bir leşen iki eş, bir nev'î kendi evlerinde anarşiyi meydana getirirler Onun için her birisinin şükredici kalbe, zikredici dile sahib olmaları gerekir Aile tanziminin başlangıcı, şükredici bir kalb, zikredici bir dildir

Şükredici kalb, Allah Teâlâ’nın yasaklarından son derece sakınmaktan ibaret iffettir Kalbin şükretmesi nisbetinde azalar, İlâhî buyruklara boyun eğmiş olur

İki eşten birisinin öfkelenmesi anında, diğerinin ilmî hikmetler mev’ızeler ile konuşarak, İlâhî buyruklarla onu ikaz etmesi nisbe tinde, aralarından anarşi, kavga gürültü, kedi köpek kavgası kalkar İşte bu itibarla şükredi ci kalb ile zikredici dil, iyalin tanziminin temel taşı sayılmıştır Bunsuz evlilik, bir an keyif, bir an dövüş ve kavga

2 Aile hayatının tanziminde ikinci esas, nesli çoğaltmak ve terbiye etmektir Demek iki eş yuvası, yani anne babanın evliliği, ev ladın - neslin aslanlaşmasının vesilesidir Anne babanın imanları, yaşamaları nisbetin de, evlad dindar olur Demek evlad sadece dünya hayatının istikbali için değil, bilakis hem dünya hem ahiret için ümiddir

İmam Şâfiî, Beyhakî ve İbnu Adî’nin tahric ettikleri mürsel bir hadiste şöyle buyrulmuştur:
“Evlenin, ki çoğalasınız Çünkü mu hakkak Ben kıyamet gününde çoğalmanızla iftihar ederim”

Mürsel de olsa bu hadîs-i şerîf, aile tanzi mi hususunda düstur sayılmıştır Bu itibarla İmam Münâvî diyor ki: «Bir adamın, bir zevcesi olup, ikinci bir evliliği istediği zamanda, bir kimsenin onu kınaması haramdır Hatta Hanefîlerin bazı fetva kitablarında, “Kınaya nın küfründen korkulur” denilmektedir Çün kü EI-Mu’minûn süresinin 6 ayetinde:

“Müstesna, eşleri ve sağ ellerinin mâlik olduğu cariyelere Bu takdirde muhakkak onlar (ırz ve namuslarını koruyan mü'minler) kınanmazlar” buyrulmuştur» Binaenaleyh adaletle davranmak olduğu müddetçe iki ev lilikte dahi kınama yoktur


3 İki eşten birinin diğerine karşı soğuk davranmaması ve bağlı kalması için, mutlaka siyer, fıkıh veyahud herhangi bir dînî kitabı aralarında hakem tayin etmeleridir


Hasbelbeşer hangisi yolunu şaşırdıysa, öbürünün öfkesine hâkim olup hemen kitabla ikaz etmesi gerekir Özellikle birbirinin hatasını afuv etmeleri icab eder Çünkü iki eşten biri samimi, ihlasa dayalı bakışla eşine baktığı vakit, Allah Teâlâ Zülcelal Hazretleri aralarına yüz rahmeti indirir Bu takdirde şey tan yuvalarını terk eder Nitekim Ebû Davûd’un tahric ettiği Süveyd bin Vehb’den gelen bir rivayette Rasulullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim Allah için evlenirse, Allah ona padişahlık tacını giydirir” Yani mutluluk lar Evliliğin Allah için olabilmesi için kitab okuyup hakem kılmak gerekir
“Ve evlerinizde tilavet edilen Allah’ın ayetleri ve hikmeti hatırlayınız Gerçekte Allah lütuf sahibidir ve en gizliyi bilir” [El-Ahzab 34] mealindeki ayet-i kerîme, her ne kadar Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in zevceleri hakkında nazil olduysa da hükmü umûmîdir Binaenaleyh her müslüman aile, evlerinde Allah Teâlâ’nın ayetlerini tilavet etmeli, emrlerine boyun eğmeli ve yasaklarından sakınmalıdır


Tabiî ki Kur’an ve hadîsin hükümlerini bilmek, her insanın işi değildir Bu takdirde her bir aile güçleri nisbetinde, helal ve haramı beyan eden, ilmihali talim eden, ahlak ve siyeri izah eden kitabları bulundurup okumalıdırlar Bununla iki eş ve aile efradı, evlerini ilmî olarak tanzim ederler Irz ve namuslarını korurlar Ve bununla Allah Teâlâ’nın dünyadaki nimetlerine, ahiretteki cennetine kavuşurlar


Hikmet-ut Teşrî’ adlı eserde Cürcâvi diyorki: «Mansûr halîfeyle zevcesi Hürre arasına husûmet girmiş, geçimsizlik başlamıştı Mansur hanımına: “Hangi âlime razı oluyorsan onu hakem tayin edeyim de, aramızda oturup müşkülümüzü halletsin” Zevcesi: “Ebû Hanîfe’nin hükmüne razıyım” Demiştir Bunun üzerine Mansûr Ebû Hanîfe radıyallâhu anh’ı yanına davet etmiş; Hürre’yi de bulundurup odanın içindeki örtülü yere oturtmuş; Ebû Hanîfe’ye aralarındaki nizâyı anlatmıştır Sonra “Ne buyurursun?” diye sormuş; İmam Ebû Hanîfe rahimehullah’ın: “Evet, Emîr-ul-mü’minîn konuşsun, ifade versin?” demesi üzerine Mansûr:
-Allah Teâlâ bir erkeğin kaç kadınla evlenmesine ruhsat vermiştir?
-Dört
-Kaç cariye ile düşüp kalkmasına ruhsat vermiştir?
-Kişinin istediği kadar
Mansûr perdeye dönerek: “Sen işittin mi? diye sormuş”; Hanımı: “Evet, işittim ve razı ol dum” demiştir
Bunun üzerine İmam Ebû Hanîfe: Ey Emîr-el-mü’minîn! Tabiî ki bu hüküm, adalet şartıyladır İki zevcesi arasında adaletle dav ranmamaktan korkan kimseye dört kadınla evlenmesi veyahud da istediği kadar cariye leri bulundurması helal olmaz Nitekim Allah Teâlâ En-Nisa’ sûresinin 3 ayetinde şöyle buyurmuştur:
“Eğer adaletle davranmamaktan korkarsanız, bu takdirde birle (evlenin)”

Bunun üzerinde Mansür sükut etmiş Uzun bir sükuttan sonra Ebû Hanîfe izin isteyerek evine gitmiştir
Mansûr’un hanımı İmam Ebu Hanîfe’ye cübbe, çok güzel bir cariye, bir at, içinde elli bin dirhem bulunan bir kese altın gön dermiş Cariye Ebû Hanîfe’ye: “Benim efendi hanımım sana selam etti Ve benimle birlikte bunları hediye gönderdi”
İmam Ebû Hanîfe: “Ya Subhânallah! Eğer bir kul için hüküm etseydim, Emîr-il-mü'minîn'in lehine hükmederdim Ben Allah Teâlâ için Allah Teâlâ’nın hükmünü beyan ettim Hadi git, efendi hanımına selamımı söyle ve: Ebû Hanîfe hediyelerini reddediyor; malın sana mübarek olsun, ihtiyacım olsaydı dahi almazdım, dedi, de”
Âdet olmuş; karı koca arasında bir müna kaşa oldu mu, hemen her birisi kendi yakınına eşini şikayet eder Aile bozgunluğu için bu kâfidir
İki eş, dertlerini kendi aralarında kitabla halledemezlerse, gizlide çok salih fıkıh bilginlerinden birini hakem olarak tayin ederler Aile tanzimi için bu elzem bir vazifedir Aile arasında ve komşuların kendi aralarında dînî ilimleri terk etmeleri ve malayaniye dalma ları, birçok ayet ve hadislerle zemmedilmiştir Nitekim Tabarânî, Heysümî ve Hafız Münzerî’nin tahric ettikleri, Alkame bin Saîd bin Abdirrahman bin Ebzey’in, babasından; babasının da dedesinden rivayet ettiğine göre, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, bir gün hutbe okurken müslümanlardan bazı tai feleri övmüş, hayrla yad etmiş, sonra şöyle buyurmuştur:
“Ne oluyor bazı kavimlere? Komşularına (helal ve haramı beyan eden bilgileri) anlatmıyorlar, onlara öğretmiyorlar, onlara öğüt vermiyorlar, (ma’rûfu) onlara emretmiyorlar, (haramlar ve münkirattan) vazgeçirmeye çalışmıyorlar Ne oluyor bazı kavimlere? Komşularından (helal ve haramı beyan eden bilgileri) öğrenmiyorlar, kulak asıp anlamıyorlar Allah’a andolsun! Ya bir kavim komşularına öğretecekler, anlata(rak akıllarını erdire) caklar, öğüt verecekler, (ma’rûfu) emredecekler, (münkerden) vazgeçirmeye çalışacaklar; ve bir kavim komşularından öğrenecekler, kulak verip anlayacaklar, öğüt alacaklar; yahud da onlara çabukcacık ikab edeceğim”
Sonra minberden indi Bazı kavim onlarla kimleri kastettiğin sordular Bazıları Eş’arî kabilesi olduğunu; zira Eş’arîlerin helal haram ilmini bildiklerini, suya konan bedevî komşuları olduğunu; onları kasdettiğini söylediler Bu haberb Eş’arîlere ulaşınca Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelerek şöyle dediler: “Ey Allah’ın Rasûlü, bir kavmi hayrla yad etmişsin, bize şerle yad etmişsin Ne oluyor bize?” Bunu üzerine Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Allah’a andolsun! Ya bir kavim komşularına öğretecekler, öğüt verecekler, (ma’rûfu) emredecekler, (münkerden) vazgeçirmeye çalışacaklar; ve bir kavim komşularında öğrenecekler, öğüt kabul edecekler, kulak verip anlayacaklar; yahud da onlara dünyada çabukçacık ikab edeceğim” buyurdu
Bunun üzerine Eş’arîler: “Ey Allah’ın Rasûlü, biz mi başkalarımıza öğüt verip anlatacağız?” dediler Bunun üzerine Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem yukardaki sözünü tekrarladı Onlar da: “Biz mi başkalarımıza öğüt verip anlatacağız?” sözlerini tekrarladılar Yine Peygamber sallallâhu aleyhi ve sel lem sözünü tekrarladı Bunun üzerine: “Öy leyse bize bir sene mühlet ver” dediler Peygamber de onların komşuların akıllarını erdirip anlatmaları, öğretmeleri, öğüt vermeleri için mühlet verdi Ve sonra:
“İsrail oğullarından kafir olanlar, Davûd ve Meryem oğlu Îsâ’nın dilleri üzere lanetlenmişlerdi Bunun sebebi de isyan da bulundukları iş ve hadlerini aşmalarıydı Onlar işledikleri kötülükten birbirini vazgeçirmeye çalışmazlardı” ayetini oku du
İşte görüldüğü gibi, gerek bir aile kendi aralarında ve gerekse birbirini ziyaret etmelerinde, malayani ve dedikoduya dalıp, bilginlerinin bilgilerini başkalarına tebliğ etme meleri yüzünden, hem ayet ve hem hadiste zemmedilmişlerdir
Zamanımızda âdet olduğu üzere, yuvaları yıkmak için bozgunluk çıkarmak, iki eşten birini yahud bir aileyi diğerine saldırtmak, bir tarafı tutup diğer tarafı zemmetmek, tarafeyne en yararlı sözü söylememek, rüşd yolunu göstermemek, çirkin ahlaklardan sayılmakta dır Bunun tam aksini yapmak, ferd ve topluma düşen farz vecibedir
4 İffet ve namuslarını korumak ve nesli çoğaltmak gayesiyle, ölünceye kadar birbiri ne bağlı kalmayı kasdederek evlenmektir Allah Teâlâ için evlilik de budur
Allah Teâlâ ferdî ve içtimaî olarak, iman eden erkek ve kadınları şöyle vasfetmiştir:
“(Allah’ın emrine uyan) Müslim erkekler ve müslime kadınlar, mü'min erkekler ve mü’mine kadınlar, taate devam eden erkekler ve taate devam eden kadınlar, (niyet, söz ve hareketlerinde) doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını ko ruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar, (teşbih, tahmid, tehlil, tekbir, Kur’an tilaveti ve ilimle) Allah’ı çok zikreden erkekler ve çok zikreden kadınlar; (işte) Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükafat hazırlamıştır” [EIAhzab 35]
Ebû Davûd, Neseî ve İbnu Mâce’nin tahric ettikleri Ebî Saîd el-Hudrî ve Ebî Hureyre’den gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Adam eşini geceleyin uyandırıp bera berce iki rek'at namaz kıldıkları zaman da, o gecede Allah'ı çok zikreden erkek ve çok zikreden kadından yazılırlar” Bi­naenaleyh aile hayatının tanziminin bir sebebi de, iki eşin beraberce ibadet etmeleri dir Kadın ve erkeğin bir itikadda, bir ahlakta beraberce ibadet etmeleri, manevi olarak da ailevî bereketi celbeder Hatta ve hatta gü nahlardan korunma, iffet, sadakat gibi ayette vasıflanan sıfatlar kendilerinde bulunduğu iki eşin keyiflerini dahi ibadete çevirmiş olur Ni tekim İmam Rafiî'nin Tarihi'nde tahric ettiği Ebî Saîd el-Hudrî radıyallâhu Teâlâ anh’tan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem söyle buyurmuştur:
“Gerçekte bir adam eşine, eşi de kendisine baktığı zaman, Allah Teâlâ da rah metle ikisine bakar Adam eşinin elini tut tuğu vakitte, ikisinin günahları parmakları arasından düşer”
Bu hadîs-i şeriften anlaşıldığı üzere, şeh vet söz konuşu olsun olmasın, zinadan ko runmak, nesli çoğaltmak, yuvayı tamir etmek, tayyibe hayatına ulaşmak gayelerinden biri için birbirinin elini tutan iki eşi, Allah Teâlâ da rahmetiyle tutar Ve küçük günahlarını afuv eder Bu takdirde keyif yapmalarıyla dahi Allah Teâlâ'nın rahmetine mazhar olurlar Bu rahmete mazhar olabilmek için, birbirinin hatalarından göz kapatmaları da gerekir

5 Aile tanzîminin beşinci esası, henüz genç yaşta iken evliliktir Nitekim Ebû Dâvûd’un, Neseî’nin ve Hakim’in de tahric ettikleri Mâ’kil bin Yesar radıyallâhu anh’tan ve Enes bin Mâlik’ten gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuş tur:
“Kocasını seven (hizmetine koşan ve gü lümseyen) doğurmaya kabiliyetli genç kadınlarla evlenin Çünkü muhakkak Ben si zin çokluğunuzla iftihar ederim”
Bu hadîs-i şerîfteki ‘den murad, na zik sözleriyle sevimli, kocasının hizmetine koşar, güler yüzle karşılar, edebli kadındır ‘den murad, doğurmaya kabiliyetli genç kadındır Ailenin tanziminde beşinci esas, birbirine gülümsemeleri, birbirini sevgiyle karşılamalarıdır Böyle olanların evinde şeytanın yeri yoktur
İffet yolunun en kuvvetlisi, evlenmeyi tehir etmemektir Çünkü evlilik, gerek erkek ve gerekse kadının hakkında, dîninin yarısının ta miri demektir Bu itibarla Müslim ve Buharî’nin tahric ettikleri Abdullah bin Mesûd’dan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Ey gençler cemaati! Sizden kimin evlenmeye gücü yeterse, hemen evlensin Zira evlilik gözü (haramdan) daha yumdurucu ve namusu da daha koruyucudurKi min de gücü yetmiyorsa, oruç tutmaya de vam etsin Çünkü oruç onun için (zinadan korunmak hususunda) hayaları için bir uyuş madır” buyurmuştur
Zamanımızda bazı gençler, fakirlik endişesinden dolayı evlenmeyi geciktirir ve iffet lerini de korumazlar En azında istimnâ yol larını, daha aşırıları zina yollarını tercih eder ler Bu çok çirkin ve haram olan yollardır
Çünkü istimnâya her ne kadar zinaya mahkum olanın hakkında cevaz verildiyse de, cumhûr-u ehli ilim haram kılmışlardır Sonra cevaz, zinaya mahkum gâfil bir gencin yatağına yahud odasına fâcire bir kadının girmesi halinde zinaya mahkum olmasındadır;yoksa, “Bunu işlemezsem zina işleyeceğim” diye hayalî korkuda değildir Şu halde fakir lik endişesinden dolayı izdivac tehir veya terk edilemez Nitekim Tirmizî, Neseî, İbnu Mâce ve Hâkim’in de tahric ettikleri, Ebî Hureyre radıyallâhu anh’tan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Üç kişi vardır; Allah’ın kendilerine yardım etmesi, gerçek bir va’dle sabittir:
a) Ödemeyi kasdeden mükâteb köleye;
b) İffeti kasdederek evlenene;
c) Allah yo lunda cihad edene”
Cihadın birçok çeşitleri vardır, şehvetiyle çarpışıp oruçla teskin eden, şübhesiz mücahiddir Şehvet bakımından nefsle cihad, müsbet ve menfî olmak üzere iki kısımdır: Müsbet; oruçla şehveti teskin etmektir ki, bir önceki hadiste tasrih edilmişti Menfî; husye leri dövmek veyahud ilaçla şehveti öldür mektir Yahud ruhbanlar gibi büsbütün, kadı nın erkekten, erkeğin kadından kaçmasıdır Bu ise Müslim ve Buharî’nin birlikte tahric et tikleri Sa'd bin Ebî Vakkas’ın hadîsinden an laşılmıştır Muşârun ileyh diyor ki:
“Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, Osman bin Maz’ûn’un büsbütün ka dınlardan kesilmesini reddetti, şayet ona izin verseydi, hepimiz birlikte husyelerimizi dövdürürdük (ki kadınlara muhtaç olmayalım)”
6 Ailenin tanziminde altıncı esas, bir aile nin diğerini ziyaret etmesi halinde, kadın ve erkeklerin birbirlerinden ayrı oturmalarıdır; erkeklerin lâkırdı seslerini kadınlara, kadınla rın da lakırdı seslerini erkeklere işittirmemeleridir Kalbi katmerleşmiş, psikoloji olarak alışkın, kötü huylu erkekler ve kadınlar müstesna, normal, takva sahibi olan mü’minler, ses yükseltmekten tab’en tiksinirler Bu tiksinme imanın gayretinden meydana gelmektedir Muhtemelen, gayretli olan bazı erkekler, içlerindeki bu aslanlık hissini zorluğa katlanarak gizlerler Bazı ehli ilim: “işitenlerin ihtiyacları fevkinde ses yükseltmeyin Zira ses yükseltme, rûhen insana azab vermektedir” demiştir Ne güzel bir ölçü! Özellikle daimî bir surette kalbî zikirle meşgul olmayan has ta insanlar, birbirinin seslerinden etkilenirler Bu itibarla Allah Teâlâ EI-Ahzab sûresinin, 32 ayetinde şöyle buyurmuştur:
“Ve (yabancı erkekler bulunduğu takdirde) sesi incelterek söylemeyin ki, kalbinde hastalık bulunan kimse kötü ümide kapıl masın"
Bu ayet-i kerîme her ne kadar ezvâc-ı tâhirat hakkında emrolunsa da, hitab umu mîdir Kalbinde daimî zikir olmayan kimse, özellikle gençlikte şehvet duygusu ile has tadır İyi niyetli olsa dahi genç erkek, kadın ların ince narin seslerinden; böylece kadın, erkeğin yumuşak tatlı sözlerinden etkilenir
Bunun için, konuşmak mecburiyeti olduğu takdirde kapıyı takırdayarak haber vermek gerekir Maatteessüf bugünkü cemaatler arasında bu edeb mâtem-i umûmîye ve hayale uğramıştır Nitekim bu da yine EI-Ahzab sûresinin:
“Onlar(Peygamber’in tertemiz olan zevcelerin)dan bir şey istediğiniz zaman, perde arkasından isteyin Bu hem sizin kalbleriniz, hem de onların kalblerl için daha üs tün bir temizliktir” mealindeki 53 ayetin de beyan buyrulmuştur Bu ayet dahi sair mü’minler için hükmü beyan etmektedirNi tekim İbnu Kesîr, “Emr has, hitab umumîdir” demektedir Evet, ailenin tanzimi için üstün esaslardan biri de bu ayetlerin tatbik edilme sidir Binaenaleyh müridlerin, şeyhlerinin hanımlarıyla; şeyhin mürîdâne hanımlarla bera berce oturmaları, zikir için olsa dahi meşrû değildir Ve özellikle bu hak ve üstün olan emr, her lider ve tâbi’lerinin hakkında geçer lidir
Bazı ev sohbetlerinde kadın ve erkekler ayrı ayrı meclislerde zikrettikleri halde, birbirlerinin seslerini işitir ve müteessir de olurlar Menfî olsun, müsbet olsun; tesir ve teessür söz konusu olsun olmasın, bunda dahi ölçülü hareket etmek şarttır Özellikle mecliste bekarlar otursa daha fazla Kahkahayla gülmeleri, lâkırdılarını işitmeleri doğru değildir Nitekim bazı ulemâ, kadın sesinin mutlak avret olduğuna hükmettiler Ebû Dâvûd ve İmam Mâlik’in tahric ettikleri bir hadiste:
“Ve Kur’an’da bazınız bazıların üzerinde sesini yükseltmesin” buyrulmuştur Kur’an okumakta bu olduysa, sair zikirler ve normal konuşmalarda ses yükseltmek evlâ tarîkiyle haram olur
7 Aile tanziminde yedinci esas, arkadaş ve komşulara hüsn-ü muamelede bulunmaktır Ve aile reisinin çoluk çocuğunun nafakasında cimrilik yapmamasıdırNitekim Bezzâr, Hâkim ve İbnu Ebî Şeybei’nin tahric ettikleri, Ebî Hureyre radıyallâhu anh’tan gelen bir ri vayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e bir adam: “Ya Rasûlallah, filanca kadın çok namaz kılar, sadaka verir, oruç tutar Şu kadar ki diliyle komşusuna eza cefa verir” dedi Bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “O ateştedir” buyurdu Yine adam: “Filanca kadın, az oruç tutar, farzdan başka az nafile kılar Ancak keş yapar, tasadduk eder, komşusuna da aslâ eza cefa vermez” dedi Bunun üzerine “O cennettedir” buyurdu
Alâ külli hal, dilbazlık yapmaksızın iki eşin birbirinin hakkına riayet etmeleri, aile tanzimi için esastır
Müslim ve Buharî’nin ittifakla tahric ettik leri Ebî Mes'ûd’dan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:
“Gerçekte mü’min, Allah’ın rızasını ka zanmayı kasdettiği halde, ailesi efradına harcadığı zaman (harcaması) kendisine sa daka olur” buyurmuştur Binaenaleyh, israf ve cimrilikten sakınmak şartıyla gücü nisbetinde iyale bol vermek de, ailenin tanzimi hususunda temeltaştır
İmam Ahmed, Bezzâz ve Tabarânî’nin tahric ettikleri, Ebî Hureyre radıyallâhu anh’tan gelen bir rivayette Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Ancak Ben sizin üzerinizde, karnınızdaki azgınlık, haya yerlerinizdeki şehvet ve helak edici nefsin hevasından korkarım”
Bu hadîs-i şerîfte beyan buyrulan korku, şu anda zamanımızda tahakkuk etmiştir Gençlerimizin basîret üzerinde olmaları ge rekir Nefsin hevâsına uymamaları, haramı yemekten sakınmaları, kötü iş olan fuhuştan, zinadan ve gazabî kuvvetin tehlikelerinden korunmaları farzdır Binaenaleyh şuurlu müslüman gençler, şehvet ve öfkelerini yen mekle cihad ederlerse, şuur sahibi olurlar; çarpışırlarsa, mücahid olurlar Aksi takdirde, ya hastahane ya hapishane ya mezarhaneyi yurt edinmiş olurlar

Ey şuurlanmak isteyen genç kardeşlerim! Yükünüz ağırdır Din, namus, mukad desat ve memleket, atalarınızdan size ema nettir Gelecek nesil size emanettirHadi as lan olun; Allah Teâlâ'nın dînini yükseltmeye çalışın! Geçmişlerin duasına, geleceklerin övgülerine mazhar ve Allah Teâlâ’nın va’d etmiş olduğu hakimiyetle muzaffer olursu nuz

“Şübhesiz yer (yüzünün mülkü ve hakimi yeti) Allah’ındır Kullarından dilediklerini ona mirasçı kılar Her hâlukarda güzel sonuç ise (Allah'ın korkusundan yasaklarını terk eden; sevgisinden emrlerini yerine getiren) takva sahiblerinindir”
 


ALINTI