> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Kıskançlık boşanma sebebi olur mu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kıskançlık boşanma sebebi olur mu  (Okunma Sayısı 825 defa)
13 Eylül 2012, 06:14:18
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 13 Eylül 2012, 06:14:18 »



Kıskançlık boşanma sebebi olur mu?


“Kıskançlık boşanma sebebi olur mu? Kıskançlık taşınacak bir şeref midir? Yoksa bir illet kusur mudur? Karı kocanın birbirlerinin kıskançlık duygularına karşı ne gibi görevleri vardır?” Karı ve koca birbirleri hakkındaki dedikodulara karşı nasıl davranmalıdırlar? Hemen cezâlandırmak doğru olur mu? Yoksa âile yuvasını bozmayacak şekilde başka bir çözüm yolu bulunabilir mi?”

Âile hayatı Cennetten bir köşedir. Allah için bir araya gelmiş ve bir hayat arkadaşlığı kurmuş eşler de aslında birer âhiret dostudurlar. Birbirlerini dîne, takvâya ve Allah korkusuna Allah için sevk ederler. Birbirlerini haramdan korumaya Allah için çalışırlar. Birbirlerini Allah’a itaate Allah için teşvik ederler.

İki türlü kıskançlık vardır: Biri haram, diğeri sünnettir. Sırayla görelim:

1- “Hased” karşılığı kullanılan kıskançlık. Müslüman kardeşinin iyiliğini çekememekten ve kötülüğünü istemekten ibâret olan bu kıskançlık, bir kötü huydur. Haramdır.

2- Eşimizi, kızımızı, kız kardeşimizi, annemizi ve sâir mahremlerimizi nâmahremlere karşı korumayı ifâde eden içimizdeki sevk-i İlâhî (iç güdü) de dilimize kıskançlık olarak girmiştir. Bu kıskançlık sünnettir. Peygamber Efendimiz (asm) bu kıskançlığı teşvik ve tavsiye etmiştir.

Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) buyurmuştur ki:

*”Allah, mahremlerini nâmahremlerden kıskanan kullarını sever.”1

*”Mahremini kıskanmak îmândan; deyyûsluk ise münâfıklıktandır.”2

Mahremini kıskanmak, mahremini haramdan koruyan ve onu helâl sınırları içinde barındıran güzel bir örtüdür. Kur’ân, “Onlar sizin örtünüz, sizler de onların örtülerisiniz”3 âyeti ile eşleri harama karşı birbirleri için örtü îlân eder. Bu örtünün önemli bir ayağı kıskançlıktır. Çünkü kıskançlık damarıyla beyini haramlardan çekip alan kadın da, karısını açık saçıklıktan ve erkeklerle terbiye sınırlarını incitecek derecede muhatap olmaktan alıkoyan erkek de aslında yek diğerini Allah’ın rızâsına, takvâya, Allah korkusuna, Cehennemden korunmaya ve Cennete girmeye davet etmiş ve yol açmış olmaktadır.

Nitekim erkek için haram bakışlar ne kadar alçakça ve hâince ise, kadın için de açık saçıklık o kadar onur kırıcı ve harama davet edicidir. Netice itibariyle; erkeği haram bakışlardan ve haram meyillerden alı koyan kadının kıskançlığı da, kadını açık saçıklıktan ve erkeklerle ar damarını çatlatacak derecede muhatap olmaktan alı koyan erkeğin kıskançlığı da Allah’ın rızâsı yolunda atılmış en fıtrî ve en saygı değer birer adımdır.

Daha açık konuşalım: Erkeğinin gözünün harama kaymasını kadın kıskanıyorsa; bu güzel bir huydur ve kadın—kendisi bilsin, bilmesin—bu tavrı Allah adına gösteriyor. Çünkü, “Mü’min erkeklere söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar”4 buyuran; “Allah gözlerin hâin bakışını, göğüslerin gizlediği her şeyi bilir”5 buyuran; “Şüphesiz, Rabbiniz size bakmaktadır”6 buyuran; “Kulak, göz ve kalp; hepsi yaptıklarından sorumludur”7 buyuran Cenâb-ı Allah’tan başkası değildir.

Kezâ kadınının açık saçık giyinmesini ve başkalarıyla câzibeli biçimde muhatap olmasını erkek kıskanıyorsa eğer; bu erkek için de güzel bir huydur; ve erkek—kendisi bilsin, bilmesin—bu tavrı Allah adına gösteriyor. Çünkü, “Mü’min kadınlara söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar, süslerini kendiliğinden görünen kısmı müstesnâ açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocalarından veya babalarından...... başkasına göstermesinler”8 buyuran; “Sizler herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer takvâ içinde olmak isterseniz, nâmahremlerinizle câzibeli ve çekici bir edâ ile konuşmayın. Ki, kalbi bozuk olanlar bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin”9 buyuran Kur’ân’dan başkası değildir.

Demek, kadın kocasının kıskançlığına boyun eğip kendisine çeki düzen verdiğinde neticede Allah’ın emrine uymuş; koca da karısının kıskançlığına boyun eğip kendisini ıslah ettiğinde neticede Allah’ın emrini yerine getirmiş olmaktadır.

Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, kadın ve erkek arasındaki şiddetli bağlılığın yalnız dünyevî hayatın ihtiyacı için olmadığını; kadının kocasına yalnız dünya hayatında değil, ebedî hayatta da hayat arkadaşı olduğunu; böylesine değer verilen kadının da, ebedî hayat arkadaşı olan kocasının nazarının dışında başkasının nazarını kendi güzelliklerine çekmek sûretiyle, kocasını kendisinden darıltmaması ve onu kıskandırmaması gerektiğini kaydeder.10

Demek eşlerin birbirlerini yabancılardan ve nâmahremlerden kıskanmaları bir örtüdür; bu, yaşamalıdır.

Fakat kıskançlık boşanma sebebi olamaz! Kıskançlığı abartarak âile yuvasının yıkılmasına kadar götürmek zulümdür, haksızlıktır, sabırsızlıktır, anlayışsızlıktır. Kıskançlığı bir kâbûs hâline getirmemeye dikkat etmek lâzım. Kıskançlık, haramlara karşı örtü mahiyetini korumalı; bunun ötesinde akıldan uzaklaşarak ve duygusallığı başına geçirerek zorbalıklara, zulümlere, ayrılıklara, boşanmalara ve cinâyetlere kesinlikle ve kesinlikle sebep olmamalıdır. Yani kıskançlıkla duygusallık omuz omuza vererek; aklı ve sağlıklı düşünceyi istifâya zorlamamalıdır.

Bilinmelidir ki, haddi aşmayan kıskançlık ne kadar iyi bir huysa; hak, adâlet, merhamet, müsamaha, iyi niyet, iyi zan, güven, aff ve bağışlama da en az, “tadında bırakılan kıskançlık” kadar iyi birer huydur.

Birbirine zıt gibi gözükse de, iyi huyları bir bütün saymalı, birbirine tercih etmemeli; hepsini bir ve eşit seviyede yaşamalıyız. Mahremimizi bizi kıskandıracak bir davranışı olduğunda uyarmalı; fakat onu kırmamaya, hakkında sû-i zan etmemeye ve gerekirse affedici olmaya özen göstermeliyiz.

Normal seyrinde iyi huylarımızdan olan kıskançlığı; iftirâya, sû-i zanna, kötü muâmeleye, dargınlığa, kırgınlığa, kavgaya, geçimsizliğe, mutsuzluğa, ayrılığa ve cinâyete vardıracak derecede abartılı kullanmak, zulümdür, haksızlıktır, insafsızlıktır, fevrîliktir.

Kıskançlık boşanma sebebi olur mu? Karı ve koca birbirleri hakkındaki söylenti ve dedikodulara karşı nasıl davranmalıdırlar? Hemen cezâya sarılmak, olmadık tartışmalara girmek ve boşanmaya kalkmak doğru bir hareket midir? Âile yuvasının nezâhetini, nezâketini, inceliğini, saygınlığını, sadâkatini ve sıcaklığını koruyacak başka bir çözüm yolu bulunamaz mı?

Dilerseniz gelin, bu soruların cevabını Asr-ı Saadette arayalım. Hazret-i Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm, pâk zevcesi Hazret-i Âişe radiyallahü anhâ hakkındaki yersiz ve iğrenç iftirâ ve dedikodulara karşı nasıl davranmış? Nezâketini nasıl korumuş? Muhterem eşi Hazret-i Âişe’yi (ra) itham etmekten nasıl Allah’a sığınmış? Ve Allah (cc), Hazret-i Âişe validemizin (ra) günahsızlığını nasıl doğrulamış? Birlikte görelim. Âile saadetimizi bu semâvî hâdisede birlikte arayalım.

Olay, hicretin altıncı senesinde Benu Müstalik gazvesi dönüşünde geçer.

Hazret-i Âişe validemizin (ra) kendi dilinden:

“Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bir sefere çıkacağı zaman kadınları arasında kur’a çeker, kur’a kime çıkarsa onu beraberinde sefere götürürdü. Bir sefer sırasında da benim okum çıktı ve yolculuğuna ben refakat ettim. Bu yolculuk, örtünme emri geldikten sonra idi. Ben yol sırasında deve sırtında giden bir kapalı mahmil içinde taşınıyordum. Konak yerlerinde de onun içinde iken iniyordum. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmın o gazvesi sona erinceye kadar hep böyle yol aldık.

Nihayet geri döndük ve Medine’ye yakın bir yerde konakladık. Geceleyin bir müddet kaldıktan sonra dönüş emri verildi. Dönüş emri çıktığı sırada ben kalkıp tuvalet ihtiyacım için tek başıma ordudan ayrılıp gittim. İhtiyacımı gördükten sonra bineğime geri geldim. O sırada göğsümü yokladım. Yemen’in göz boncuğundan yapılmış kolyem kopmuştu. Aramak üzere geri döndüm. Onu aramak beni epeyce oyaladı. Bu sırada benim bineğimle meşgul olan askerler gelip mahmilimi deveme yüklemişler. Zannetmişler ki ben mahmilimin içindeyim. O zamanlar kadınlar çok hafifti. Az yedikleri için şişman değillerdi. Askerler mahmili kaldırırken hafifliğine şaşırmayıp yüklemişler. Ben zaten küçük yaşta bir kadındım: Hülâsa devemi sürüp gitmişler.

Ordu gittikten sonra kolyemi buldum. Fakat ordugâha geri döndüğüm zaman kimseyi bulamadım. Herkes gitmişti. Önce bulunduğum yere geldim. Beni bir müddet sonra kaybetmiş olduklarını fark ederek aramaya geleceklerini düşündüm. Bu halde iken uyku bastırmış ve uyuyup kalmıştım.

Safvan İbnu Muattal es-Sülemî geri gözcülüğü vazifesiyle ordugâhın gerilerinde geceyi geçirmişti. Sabah olunca benim bulunduğum yerden geçerken uyuyan bir insan karaltısı görerek yanıma gelmiş. Görür görmez beni tanımış.

Ben onun “İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn = Biz Allah’ın kullarıyız ve Allah’a dönüp varacağız” sözüyle uyandım. Derhal başörtümle yüzümü örttüm. Allah’a yemin olsun bana tek kelime konuşmadı, Allah’a dönüşü ifâde etmek için okuduğu bu âyetten başka bir tek sözünü de işitmedim. İndi ve saygıyla devesini ıhtırdı. Binmem için devenin ön ayaklarına ayağıyla bastı. Ben de bindim. Devemi saygıyla önden çekti, böylece yol aldık. Ordu bir yerde konakladığı sırada onlara yetiştik.

Gecikme hadisesini iftira vesilesi yaparak benim yüzümden helâk olanlar oldu. Bu işte en büyük vebal de Abdullah İbnu Ubey İbni Selûl’e düşmüştü.

Medine’ye geldiğimiz zaman bir ay kadar hasta yattım. Meğer bu esnada iftira edenlerin dedikoduları herkesi meşgul ediyormuş. Benim ise hiçbir şeyden haberim olmadı. Ancak bir husus bende kuşku uyandırmıştı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmda, başka zaman hastalanınca gördüğüm iltifat ve alâkayı göremiyordum. Yanıma girip selam veriyor, sonra da: “Şu sizinki ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kıskançlık boşanma sebebi olur mu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 07:03:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kıskançlık boşanma sebebi olur mu rüya tabiri,Kıskançlık boşanma sebebi olur mu mekke canlı, Kıskançlık boşanma sebebi olur mu kabe canlı yayın, Kıskançlık boşanma sebebi olur mu Üç boyutlu kuran oku Kıskançlık boşanma sebebi olur mu kuran ı kerim, Kıskançlık boşanma sebebi olur mu peygamber kıssaları,Kıskançlık boşanma sebebi olur mu ilitam ders soruları, Kıskançlık boşanma sebebi olur muönlisans arapça,
Logged
15 Aralık 2016, 19:10:38
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 15 Aralık 2016, 19:10:38 »

Esselamu aleyküm.Peygamber efendimiz eşlerin birbirini kıskanmalarını  söylemiş.Ve birbirini koruyan ve kıskanan kullarda allahın rahmetini almıştır.Kıskançlık anında şiddetli geçimsizlik yasayıp boşanan eşler birbirine saygısızlık edip zulum etmiş olurlar.Rabbim bizleri evliliğimizi helal dairede ve onun istediği şekilde gerçekleştiren kullardan eylesin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes