Konu Başlığı: Kendimi onun yerine koydum Gönderen: Sefil üzerinde 13 Haziran 2011, 12:17:34 Kendimi onun yerine koydum Kızım büyümüştü. Onbeş sene önce kucağıma aldığım, o küçük bebek, artık bir genç kızdı. İnsanın gelişim süreci bir merdivenin basamaklarını andırıyordu ve kişi her basamakta bazı zorluklar yaşıyor fakat bir şekilde yeni duruma uyum sağlıyordu. Bu da insanın ne kadar büyük yeteneklere sahip olduğunu gösteriyordu. Zehra çocukluğun oyunlarla kurulu engin dünyasından erişkinlerin realist dünyasına geçiyordu ve bu değişim sürecine uyum sağlayabilmesi için belli bir sürenin geçmesi gerekiyordu . Doğrusu bu uyum süreci Zehra kadar benim için de zor olacaktı. Çocuklar erişkinlerin dünyasına uyum sağlamaya çalışırken inişli çıkışlı bir süreçten geçiyordu. Bu durum bütün aile bireylerini etkiliyordu. Duygularım karmakarışıktı, yaşadığım zorlukları belli etmesem de kendimle baş başa kaldığımda içime derin bir hüzün çöküyor ve her gece buruk bir ruh haliyle uyuyordum. Biz anneler, çocuklarımızın gençlik dönemiyle ilgili sıkıntılarını ve bu duruma bağlı olarak yaşadığımız sorunları ortaya koyarken, sadece çocuğumuzdan bahsederiz. Sanki her şey çocuğun dünyasında olup bitiyormuş gibi ifade ederiz. Oysa bizim iç dünyamızda da, yeni durumun getirdiği zorluklarla ilgili sıkıntılar ve duygusal kaoslarımız vardır. Çocuğumuzun büyüyüp erişkinliğe adım attığını ve bu sürecin çocukluk döneminden çok daha farklı olduğunu bir türlü kabul edemeyiz. Bundan dolayı da, çocuğumuzla yaşadığımız sorunları büyütür ve onları günah keçisi yaparız. Tek suçlu çocuktur, onlar bizim istediğimiz gibi olmalı ve söylediğimiz her şeyi hiç tereddüt etmeden kabul etmelidirler. Aksi durumda dışlandığımızı bir ebeveyn olarak hak ettiğimiz saygıyı elde edemediğimizi düşünürüz. Çocuklarımızı bağımlı yetiştiriyoruz Biz ebeveynler nedense çocuklarımızın büyüdüğünü ve artık bazı kararlarını verebilecek durumu geldiğini bir türlü kabul edemeyiz. Çocuk on üç yaşına kadar geçen dönemde bize ne kadar bağımlıysa, yaşamını hangi ölçülerde sürdürüyorsa gençlik dönemine geçtiğinde de aynı şekilde bize bağımlı kalmasını ve hayatını bizim bir uzantımız olarak sürdürmesini isteriz. Ebeveynlerin çocuğun, gelişimsel özelliklerini yaşamasına fırsat vermemeleri ve onları bağımlı hale getirmeleri, büyümemiş erişkinlerin sorunlarını gündeme getiriyor. Bu kimseler fiziksel olarak gelişimlerini tamamlamış birer erişkin olsalar da, yaşam döngülerini yönetemezler ve ebeveynlerine bağımlıdırlar. Çevrenizde, yaşları kırkın üstünde olduğu halde evlenmekten kaçınan ve her şeyi anne babanın denetiminde yapabilen insanlar görürsünüz. Bu kimseler aslında bedenen büyümüş olsalar da, duygusal olarak çocukluk döneminden geçememişlerdir. Bunlar çocuk kalmış erişkinlerdir ve ebeveynlerinden uzak kalamazlar. Çünkü kendi kararlarını verebilecek ve ayaklarının üzerinde durabilecek yeterlilikte değillerdir. Milli Gazete |