> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Galiba çok hata yaptık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Galiba çok hata yaptık  (Okunma Sayısı 730 defa)
10 Ağustos 2010, 13:19:02
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 10 Ağustos 2010, 13:19:02 »



Galiba Çok Hata Yaptık . . .


Kendisi dindar olduğu halde çocuğu dinle-diyanetle hiç ilgili olmayan anne-baba gerçekten çok fazla Bunun bir tek sebebi yok elbette Ama sebeplerden biri de, hiç şüphesiz, çocuğun dini öğrenme sürecinde ebeveynlerin yaptığı hatalar Bu hatalara ve ne yapılması gerektiğine kısaca göz atalım isterseniz
Çocuklarda değer ve inançlar 2-3 yaşından itibaren şekillenmeye başlar Bu yaştan itibaren çocukta din ve ahlâk gelişimi, bir yandan aile bireylerinin tutum ve davranışlarını taklit yoluyla kazanılırken, diğer yandan çocuk, çevrede olup bitenleri kavrayabilmek ve varoluş nedenlerini anlamak için yoğun bir çaba içerisine girer Çünkü inanma ihtiyacı, yeme, içme, sevme, saygı görme gibi temel ihtiyaçlardan biridir

“Yakan Allah nasıl sevilir?

İnanma ve bir değer sistemine mensup olma bu kadar tabii bir süreç olduğu halde, çocuğun dini eğitiminde genellikle tatbik edilen ödül-cezaya dayalı anlayış, işi büyük ölçüde zora sokar Yani çocuğu disipline etmede yetersiz kalan ebeveynler, çok yanlış bir tutumla, görünmez bir varlık olarak Allah’ın adını devreye koyarlar Yaramaz çocukları Allah’ın cezalandıracağını söylerler
Şu ifadeyi çocukluğunda duymayanımız veya çocuğuna söylemeyenimiz yok gibidir: “Gördün mü, bak benim sözümü dinlemedin, düştün İşte Allah seni böyle cezalandırdı!”
Daha vahim olanı da, henüz doğru-yanlış kavramını edinememiş küçük çocuklara “Allah yakar” ifadesi ile dini eğitim verilmeye çalışılmasıdır Yazık ki çocuklar için derlenen dini hikayeler de pek farklı değildir: Şefkatinden, merhametinden daha çok, cezalandıran bir Allah anlatımı Ve bir çocuğun anlayış seviyesine hitap etmekten çok uzak sebeplere bağlı olaylar
Çocukluğumda, uzunca bir müddet kendi ellerimle beslediğim, kırda-bayırda yalnızlığımı paylaştığım biricik kuzumun günün birinde kesilerek bayram yapılmasını anlamakta güçlük çekerdim Bir kurban bayramında yine kuzum kesileceği için ağlamaktaydım Amcam, beni teselli etmek için olsa gerek: “Niye ağlıyorsun? Bu kuzu kesilmeseydi yerine bir çocuk kesilecekti” deyiverince dehşete kapılmıştım Hz İsmail (AS)’ın kurban edilme teşebbüsündeki ilahi hikmeti anlayabilmem ve bir çocuğa kurbanın hikmetinin böyle anlatılmasının yanlışlığını görebilmem, ancak uzun yıllar sonra gerçekleşti!

Diğer taraftan, ilköğretim çağındaki çocukların dini eğitimi için hazırlanmış hikaye kitaplarının önemli bir bölümü de dövüş ve savaş motiflerinden oluşmaktaGerek ders kitaplarında, gerekse din ve tarih kitaplarında, Hz Peygamber (AS)’ın hayatına sadece hicret ve yaptığı savaşlarla değinilir Keza İslâmiyet’in yayılışı bahislerinde de hep savaşlardan söz edilir Oysa “gönül erleri”nin bu konudaki katkısı daha fazladır Ve hâlâ birçok kesimde çocuklara iman esasları ve Yaratıcı’yı sevmeden önce “cihad” öğretilmeye çalışılır

Demek ki çocuğumuzun dini eğitiminde “neyi, niçin öğretmeliyiz?” sorusunun doğru cevabını aramalı, çocuklarımızın inanç sistemini sağlam temeller üzerine inşa etmeliyiz

“Çocuğumun şansına” diyerek dua-niyaz edip, çocuğuna piyango bileti çektiren bir anne veya yine aynı temennilerle çocuğuna loto-toto doldurtan bir baba ne yapıyor dersiniz? Söyleyelim: Hem kendi maddi hayal ve beklentilerini çocuğa yüklemekte -ki bu taşınması çok zor bir yüktür- hem de çocuğun inanç sisteminin temeline dinamit koymaktadır Şansına bir ödül çıkmazsa, çocuk Allah’ın kendisini sevmediğini düşünmez mi dersiniz?

Sevdirmek için sevmek gerek

Ruh sağlığı uzmanlarının genel görüşüne göre, çocukta Allah inancının şekillenmesinde ilk yaşlardaki ebeveyn tutumları önemli rol oynar Katı, cezalandırıcı bir disiplin anlayışı çocuğun Allah’ı da öyle zannetmesine neden olur Oysa gerçek olan, Allah’ın kullarına karşı merhametinin, bir annenin bebeğine hissettiği karşılıksız sevgiyle bile mukayese edilemeyecek kadar büyük olduğudur
Çocuğun temel gıdası sevgidir O halde ilk yapılması gereken iş, çocuğa yaratıcısı tarafından ne kadar sevildiğinin hissettirilmesidir Korkmayın! Allah’ın sevgisi, çocukları anne-babanın aşırı sevgisi gibi şımartmaz, asi olmasına neden olmaz Aksine, iyi yönlendirilirse Allah’a yaklaşmasına, O’nun istediği gibi yaşamasına zemin hazırlar İç huzur ve tevekkülü benliğine sindirememiş bir bireyin, dünya ve ahiret saadetine ulaşabilmesinin güç olduğunu hepimiz biliriz
İşte yazının başında söylediğimiz inanma ihtiyacı ruhu tatmin edecek şekilde karşılanmazsa, şeytanın önderlik ettiği pek çok sapık itikadın yolcuları çoğalmaya devam eder Hatta, yanlış öğretilmiş cihad kavramı da, bazı psikolojik kişilik bozuklukları olan kimselerin bu sapık eğilimlerini tatmin ettiği bir kılıf noktasına gelir

Her kavram her yaşta anlaşılmaz

Çocuğun dini ve ahlâki kural ve kavramları anlaması, onun bedenen, zihnen ve ruhen büyümesi ile paralellik gösterir Küçük çocukların gözle görülmeyen, elle tutulmayan kavramları anlayabilmeleri zordur Bu sebeple 4 ila 7 yaşlarda çocukların, Allah’ı bir şeye benzeterek kavramaya çalışması doğaldır Bu konuda sık sık sorular da sorarlar “Allah’ın ayağı dağ kadar mıdır?” veya “Boyu bulutların neresine kadar gelir?” gibi
Bu devrede net cevaplar yerine, çocuğun hayal gücünü örselemeyecek cevaplar verilmelidir “Henüz ben görmedim, ama belki dediğin kadar büyüktür” veya “Belki o kadar kocaman değildir ama çok güçlüdür; yıldızları havada tutar, dünyayı düzenler” gibi
Çocukların bu yaşlarda her kavramı gözle görülür, elle tutular olarak anlama çabası, suistimal de edilegelmiştir Mesela Yaratıcı’yı reddeden bir eğitimci ilkokuldaki öğrencilerine: “Allah’tan şeker isteyin bakamı verecek mi?” diye sorar ve ilave eder: “Bir de benden isteyin!” Ve sonra çocuklara şeker dağıtarak kendince bir şeyler kanıtlar Ancak aynı numara ortaokul veya lisede hiç tutmaz Çünkü çocuklar artık soyut, yani madde ile izah edilemeyen kavramları da anlamaya başlamışlardır Yazık ki bazı kişiler bu soyut düşünceye hiçbir zaman geçemeyebilirler Ve varlığın yokluğunu kanıtlama çıkmazında takılırlar
Soyut düşünebilme kabiliyeti, tam olarak ergenliğe geçişle birlikte, yani 12-14 yaşlarında kazanılır Dinimizde ceza ehliyetinin ve ibadet sorumluluğunun bu yaşlarda başlaması elbette bir tesadüf değil, insan fıtratına uygun bir düzenlemedir

Kur’an öğrenmek çok mu zor?

Her çocuk, 6 yaşına geldiğinde normal zekaya sahipse okuma-yazmayı öğrenebilir Kur’an öğretimi de okuma-yazmadan çok farklı değildir Onu zor kılan elifba’lar değil, teşvik yetersizliği, zaman azlığı ve uygulanan öğretim metodlarıdır
Kur’an harflerinin karışık ve anlaşılamaz olduğu düşüncesi, çeşitli hikaye ve filmlerde de sıkça görülen bir karşı propaganda ile yerleştirilmiştir Hoca efendilerin yanlış tutumu ve ilkel öğretim metodları da, zaten gözü bu harflere aşina olmayan çocuğun öğrenmesini zorlaştırır Oysa çocukların ikinci bir yazı sistemini öğrenebilmesi, eğitim bilimi açısından hiç de zor değildir Aksine, bulmaca çözme gibi eğlendirici bir iştir
1-2 yıl öncesine değin yaz döneminde camilerde 2 ay süreyle açılan Kur’an kurslarına gönderilen 6-12 yaş arası pek çok çocuk gördüm Buna mukabil yine aynı kurslara giden 12-13 yaştan büyük çocuğa pek rastlamadım! Neden öyleydi acaba? Halbuki elif cüzleri yetişkinlere göre hazırlanmış izlenimi veriyor: Resimsiz, figürsüz, diyalogsuz Demek ki ileri yaşlara ertelenen Kur’an öğretimi, okul derslerinin ağırlaşması, sınavlara hazırlık, çocuklardan iş ve yardım beklenmesi gibi mazeretlerden dolayı gerçekleşememektedir

Şu husus da gözden kaçmamalıdır: Çocukların Kur’an öğrenmelerini çocuklar değil, aileler istemektedir Ergenlik yaşına gelen çocuğun ailenin talepleri karşısındaki genel tavrı ise, ailenin değerlerini sınama, reddetme ve aile bireyleriyle çatışmadır Kısaca aile ‘git’ dese, ergen çocuk genellikle ‘gitme’ anlarAyrıca arkadaş grubunun tesiri de büyüktür Yetişkinlerden çok, arkadaşlarının ve karşı cinsin beğenisi genci yönlendirir Oysa 6-7 yaşlarda çocuklar kendilerini yetişkinlere beğendirmeye ve başkalarının takdirini kazanmaya çok önem verirler Bu, bir öğretmen, bir hoca, bir komşu veya bir akraba olabilir Bu hassas dönem iyi değerlendirilmelidir Bu, şu demektir: Başkalarının çocukları sizden, sizin çocuklarınız başkalarından daha istekle ve daha kolay öğrenirler

Şimdi değerli anne-babalar, halalar-teyzeler, dayılar-amcalar Bir öğretmen olmaya hazır mısınız? Hani, iş başa düştü derler ya! Mükemmel olmanız gerekmez, bilmeniz yeter
Çocuklarımız her yaz tatilinde, sıcakta, sabahtan öğleye kadar camilerde hapsolmasınlar Onlara bir saat ayırmak yeter de artar bile Ayrıca, uzun bir kış döneminde, yazın öğrenilenler unutuluyor Sonra yaz geldiğinde sil baştan yapılıyor Böylece 4-5 yaz süren çaba çoğunlukla amacına ulaşamıyor Öğrenmenin yazı-kışı da olmaz Haftada 1 saat bile çocuklara yeterli olabilir Yeter ki sık sık tekrar yapmak ihmal edilmesin Ve en iyi öğretim metodunun şefkat ve sabır olduğu unutulmasın


semerkand
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Galiba çok hata yaptık
« Posted on: 01 Mayıs 2024, 23:16:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Galiba çok hata yaptık rüya tabiri,Galiba çok hata yaptık mekke canlı, Galiba çok hata yaptık kabe canlı yayın, Galiba çok hata yaptık Üç boyutlu kuran oku Galiba çok hata yaptık kuran ı kerim, Galiba çok hata yaptık peygamber kıssaları,Galiba çok hata yaptık ilitam ders soruları, Galiba çok hata yaptık önlisans arapça,
Logged
08 Ekim 2016, 22:45:19
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #1 : 08 Ekim 2016, 22:45:19 »

Esselamu aleykum;
Çocuklarımızı eğitirken küçük yaşlardan itibaren yağtığımız çok hata var...Onları Allah ile korkutuyoruz halbuki Allah bizden nitekim Ondan korkmamızı ister ama severek...Yani zarar görecek şekilde beyinde çocukları korkutarak Allah sevgisini onlara aşılayamayız..Bu sebeple çocuklarımızı Allah ı sevdirecek şekilde eğitmeliyiz ve onları bu şekilde korkutmamalıyız...Rabbim doğrusunu yapanlardan etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes