๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 06 Eylül 2012, 19:02:49



Konu Başlığı: Her olumsuzluğa ‘olumsuz’ bakıp üzülmeyin!
Gönderen: Sefil üzerinde 06 Eylül 2012, 19:02:49


Ali FERŞADOĞLU

Her olumsuzluğa ‘olumsuz’ bakıp üzülmeyin!


Kişi ve olaylara yaklaşım biçimimiz, ya huzur ve mutluluğumuzu, veya mutsuzluğumuzu tayin eder. Meselâ, “Oh, bardağın yarısı doludur!” müsbet bir yaklaşımdır. “Ah, bardağın yarısı boştur!” menfî bir yaklaşımdır. Olumlu, pozitif yaklaşım huzur, negatif yaklaşım huzursuzluk kaynağıdır.
   
Veya bulaşık yıkarken elinizden düşüp kırılan bir bardak için şöyle diyebilirsiniz:
“Ah, ne kadar da sakarım. Bir bardağa bile sahip çıkamıyorum.”
Yahut şöyle yaklaşabilirsiniz:
“Kırılan bardak, büyük bir musîbetin paratoneridir inşaallah. Bir dahakine daha dikkatli olmalıyım.”
İkinci şıkkın daha olumlu ve teşvik edici bir ifade olduğunu gördünüz değil mi? Yapıcı cümleler hayata müsbet bakmanızı sağlar. Bu da mutlu olmamız demektir.
Şayet olumsuz duygu ve düşüncelere sahipsek, bunlardan arınmamız gerektiğini kendimize telkin etmeliyiz. Yapacağımız şey basit:
Olumsuz kalıpları hafızamızdan silmeye çalışmak. Maneviyâta önem vermek. Şer gibi gözükenlerin arkasında hayır, hayır gibi gözükenlerin arkasında şer olabileceği âyetinin mihmandarlığına güvenip, teslim olmak. Güler yüzlü olmak. Her şeyin iyi yönüne bakmak.
Olumsuz olaylardan bile mutluluk payı çıkarabilirsiniz. Başımıza ne gelirse gelsin, iç dünyamızı zenginleştirmeye yaradığını veya başka hikmetleri olduğunu düşünmeli. Zira,  isteklerimizin nasıl gerçekleşeceğini ve arkasındaki sırları bilemeyiz. İşte çarpıcı örneklerinden yalnız birisi:
Delikanlının biri damdan düşmüş; bacağı kırılmış; canı fenâ halde yanmıştı. Uzun bir müddet yatağa mahkûm olur. Ziyarete gelenler;
“Üzülme, bunda da bir hayır vardır!” diye teselli ediyordu.
“Yahu, bacağım kırıldı; bunun neresinde hayır vardır?” diye karşılık veriyordu.
Bir müddet sonra seferberlik ilân edilmiş; bütün gençler silâh altına alınmış ve cepheye gönderilmiş.
Gidenlerin bir kısmı geriye dönmemiş, dönenlerin bir kısmı kolunu, bazıları da bacağını kaybetmişti! Onları görünce:
“Elhamdülillah, iyi ki bacağım kırılmış, bunda da büyük hayır varmış!” diyerek bacağının kırılmasına şükretmiş.