๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Ağustos 2010, 14:00:28



Konu Başlığı: Günümüzün hastalığı gizli nikah
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Ağustos 2010, 14:00:28
Günümüzün Hastalığı: Gizli Nikah

Zamana göre İslamı yorumlama anlayışı zarar veriyor
Çok az eğitimi ve bilgisi olmasına rağmen insanımızın en çok bilmişlik tasladığı şeylerin başında dini konular geliyor " Bana göre şöyle, Bana göre böyle" diye ahkam kesmekten hiç sıkılmıyoruz Hele bunu yapanlar belli mevki ve makamları işgal edenler olunca kolayca inandırıcı olabiliyor " Koskoca Profösör böyle diyor Sen ondan daha iyimi bileceksin" yada " Falanca hoca böyle demiş, ona inanmıyacağım da kime inanacağım" gibi işine geleni istediği yöne çekmeye çalışanların sayısı gittikçe artıyor "Hem müslüman olalım hemde keyfimize göre yaşayalım" fikriyle yola çıkılarak yaygınlaştırılan " İslamı Zamana göre yorumlamak" anlayışı da toplumu ya dinden uzaklaştırıyor, ya da küfre götürüyor
Günümüzün hastalığı haline gelen konulardan biriside nikah meselesi Resmi nikah caizmi? İmam nikahı yeterli mi? Gizli nikah olurmu? Doğum kontrolunün yaygınlaşması ve doğum endişesinin ortadan kalkması ile zinanın dünyada nasıl yayıldığını görüyoruz Şimdi de İslam dünyasına zina gizlice girmeye başladıGittikçe zenginleşen toplumumuzda ikinci ve üçüncü eş isteğinin artması ve içinde bulunduğumuz şartlarda bunun mümkün olmaması üzerine gizli nikaha yönelmek Ekonomik durumu iyi olan gençlerin sırf cinsellik arzusuyla kendi aralarında gizli nikah kıymaları Zengin işadamlarının genç, güzel, fakir kızları maddi imkanlarla ikna etmesi Gittikçe yayılan beş yıldızlı turistik otellerin islamı kimliğe bürünmesi de bu işi kolaylaştıran etkenlerden birisi
Bu konuda bilerek veya bilmeyerek çanak tutanların sayısıda oldukça fazla "Medeni müslüman yada modern müslüman" olalım derken ipin ucunu kaçırmak Herneyse uzun lafın kısası Nikah meselesini uzmanların görüşleriyle aktarıyoruz İsteyenler istifade edebilir

* Nikah, kadın ve erkeğin yaptığı bir sözleşmedir

Nikâh bir akit, sözleşme ve anlaşmadır Bunun için bazı şartları vardır Bu şartlardan birisi yerine getirilmezse nikâh sahih olmaz
1 Evlenecek kişilerin veya vekâletlerini verdikleri şahısların hazır bulunması
2 Tarafların irade beyanı Evlilik akdini kabul ettiklerine dair eşlerin “kabul ettim” şeklinde ifade etmeleri
3 Kızın velisinin izninin olması Bu hüküm Hanefi mezhebi hariç diğer mezheplere göredir
4 Şahitlerin hazır olması Bu şahitler, ergenlik çağına ermiş, aklı başında iki erkek veya bir erkekle iki kadın olmalıdır Yani şahitlikte mutlaka bir erkeğin bulunması icap eder
Bunlardan başka bir şart daha vardır O da nikahın duyurulmasıdır Bu Malikilere göredir Ancak Osmanlı Aile Hukuku kararnamesinde de mahalle kadısına kayıt yaptırılmayan nikahların geçersiz sayılacağı ifade edilmiş ve resmi nikah üzerinde ısrarla durulmuştur
Resmi nikah olmadan dini nikah yapılmasını uygun görmüyoruz Özellikle kadının dini ve dünyevi hukukunun korunması açısından dini nikahın yanında resmi nikahın da yapılmasını gerekli buluyoruz
Nitekim Osmanlı Aile Hukuku kararnamesinde de mahalle kadısına kayıt yaptırılmayan nikahların geçersiz sayılacağı ifade edilmiş ve resmi nikah üzerinde ısrarla durulmuştur
Yalnız kalınca günah işlemiş olmamak için dini nikahı tercih ediyorlar Halbuki daha sonra telafisi çok zor durumlarda kalabiliyorlar
Bir kadın ve erkek aileden habersiz ya da ailenin izniyle şahitler huzurunda nikahlansalar karı koca sayılacaklarından erkek boşamadan kadın başkasıyla evlenemez Bu açıdan çok tehlikelidir Nitekim bize bu konuda onlarca soru geliyor "Ben bir erkekle dini nikah kıydırmıştım O beni boşamıyor ne yapayım" " Ben dini nikahtan boşanmadan başkasıyla evlendim Zina sayılır mı" gibi tüyler ürperten pek çok problemle karşılaşıyoruz Bu durumda sonunda telafisi imkansız olaylar olabiliyor Bu nedenle resmi nikah olmadan dini nikah yapılmasını asla doğru bulmuyoruz
Bir kızcağız telefonun öbür ucundan soruyordu:
– Okuldaki arkadaşımla gizli dini nikah yapmak istiyoruz, ne dersiniz?
Tepkili cevabım sert oldu herhalde
– Ben, dedim, intiharın her türlüsüne karşıyım Hayatının baharında bir genç kızın ailesinden habersiz gizli nikahla hayatını baştan riske sokması, büyük ihtimalle bir intihar gibidir Erkek için aynı derecede olmasa da kız için sonuç bundan başkası değildir
– Çaresi yok mu bunun? diye üsteledi kızcağız
– Var, dedim Hem de çok kolay
Heyecanlandı:
– Lütfen onu söyleyin hemen
– Resmi nikahla evlenmek Böylece kendini ve aileni büyük bir yıkıma uğramaktan kurtarmak
– Ama şu anda buna imkan yoktur Ne ailem buna razı olur, ne de bizim okul ve yaş durumumuz buna müsaittir
– Demek hem yaş, hem okul, hem de aile durumu müsait olmadığı halde, siz yine de gizlice dini nikahla evlenmeye cesaret edebiliyorsunuz Bu acelenin sebebi ne ola ki?
– Uzun zamandır birlikte arkadaşlık etmekteyiz Birbirimize çok alıştık Önümüzdeki bu manileri düşünemez hale geldik sanki Dini nikah yaptırmayı göze alıyoruz artık
Evet cinsel duygularına kapılıp mahremiyet sınırlarını aşıp da yabancıyla yüz yüze göz göze yaşamaktan kaçınmamak, işte böyle sonucu düşünemez hale getirir tarafları Ömür boyu pişmanlık duyacakları hatayı göze aldırır Sadece kendilerini değil ailelerini de perişan hale sokarlar
Kaldı ki, Şafiiye göre, velinin izni olmadan dini nikah yapılamaz
Hanefi’de de, taraflar denk değilse velinin itiraz edip ayırma hakkı vardır
Bunlardan başka resmi nikahtan önce dini nikah yapmak da kanunen yasaktır artık
Ama bütün bu engelleri cinsel duygularına esir olanlar düşünemezler ki!


Ahmed ŞAHİN

* Bütün mezheplere göre nikahın ilan edilmesi gerekir
Şahitsiz ve ilansız, yalnızca iki tarafın (erkekle kadının) karşılıklı rızaları ve irade beyanları (seninle evlendim, evleniyorum demeleri) ile yapılan evlenme akdinin sahih ve geçerli olmadığı, böyle bir evlenme ile birleşenlerin zina etmiş olacakları konusunda ictihad birliği vardır
İki büyük fıkıh mezhebinden Şafiîlere göre, ergenlik çağına gelmiş olsa bile kız kendi irade beyanı ile evlenemez, onu evlendirecek olan kimse velîsidirHanefîlere göre ergenlik çağına gelmiş olan kız nikahta taraf olabilir, onun rıza ve irade beyanı ile evlenme akdi yapılabilir
Bütün mezheplere göre nikahın (evlenme akdinin) ilan edilmesi; yani gizlenmemesi, çevreye duyurulması sünnettir İmam Mâlik'e göre yalnızca şahitlerin bildiği ve tarafların isteği üzerine onların da gizledikleri nikah fâsiddir, selahiyetli makamca bozulur ve taraflar ayırılır
Evlenmenin din, ahlak, hukuk, aile ve cemiyetle ilgili yönleri, etkileri, sonuçları vardır Evlenme akdi yalnızca cinsel ilişkiyi caiz kılmaz, bunun yanında taraflara birçok haklar ve ödevler de yükler Müminlerin eşleri dışında kalan ana baba, büyükler, kardeşler ve diğer hısımlara karşı da hukuk ve ahlak alanına giren ödevleri vardır Ana babaya haber vermeden, onların rızasını almadan evlenen gençler ana babayı derinden üzmüş ve kırmış olmaktadırlar Bu kırgınlıklar bazen hayat boyu sürmekte, aile ilişkileri temelden sarsılmaktadır Bu konu kendisine sorulan hocalar, dar açıdan (yalnızca evlenme akdinin unsurları yönünden) bakarak caiz derken, işe bir de evlilik hukuku, aile ilişkileri ve ahlak açısından bakmalı, kendi kızları ve oğulları haber vermeden biriyle evlense bunun kendilerini nasıl etkileyeceğini düşünmelidirler Anaya babaya haber vermeden, onlardan izin almadan, şahitlere gizlemelerini tembih ederek, nüfusa da kaydettirmeden evlenme akdi yapanların evlilikleri, yalnızca cinsel ilişkiyi zina olmaktan çıkarsa bile -ki, yukarıda açıklandığı üzere bunu da kabul etmeyen ictihadlar vardır- evlenme hukuku, ana baba hakları ve ahlak bakımından birçok sakınca taşımakta ve günaha sebep olmaktadır Önemlice sakıncalarından biri de, kızın ayrılmak istemesine, hatta fiilen eşini terk etmesine rağmen erkeğin onu boşamaya yaklaşmaması, bu durumda -araya hakemler girerek boşamayı sağlayıncaya kadar- kızın bir başkasıyla evlenmesinin imkansız hale gelmesidir
Bizim tavsiyemiz, evlenmeyi zorlaştıran gelenekleri aşarak kolay ve ucuz evlenme yollarının açılması, erkeklerin ve kızların evlenme yaşlarının öne alınması (yirmi beş, otuz yaşlarına kadar bekletilmemesi), mesela öğrenci iken evlenen çifte geçim yardımı yapan hayır kurumlarının oluşturulması ve bu kolaylıklar hasıl olunca da ana babaya haber vererek, onların rızalarını alarak evlenmenin gerçekleştirilmesidir Ana babalara düşen vazife de gelin ve damat seçiminde önceliği çocuklarına vermeleri, ortada önemli bir engel bulunmadıkça talepleri geri çevirmemeleridir Gizli evlenmelerin başlıca sebepleri arasında evlenmeyi zorlaştıran ve -yukarıda açıklanan- Hz Peygamber'in (sa) sünnetine de aykırı olan zorluklar, ekonomik sıkıntılar, ana babaların anlayış göstermemeleri gibi hususların bulunduğu unutulmamalıdır

Prf Dr Hayrettin Karaman

* Gizli nikah, zinanın meşrulaştırılması çabasıdır

-Şer’an velilerinin izni olmadan kıyılan nikah geçerli midir? Çünkü yüksek okullarda ve çeşitli mekanlarda gençler kendi aralarında anlaşarak nikahlarını kıydırıyorlar Buna açıklık getirirseniz memnun kalırız?
Aralarında evlenme engeli bulunmayan akıllı ve ergin bir erkekle kadın, iki erkek veya bir erkek iki kadın şahidin bulunduğu bir mecliste evlenme iradelerini açıklayarak bizzat evlenebilirler Hanefi mezhebine göre nikah için velilerinden izin alarak veya velilerinin de katılmasıyla böyle bir evlilik akdini yapmaları müstehab sayılmıştır
Evlilik gibi en önemli akidlerden olan bir muamelede velilerin haberleri olması ve onların rızasının alınması İslamî edeb, ahlak ve faziletin de gereğidir Ancak veli izninin bulunmaması Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre nikahın sıhhat şartlarından olmayıp gereklilik (lüzum) şartlarındandır
Diğer yandan evlenecek erkek veya kadını nikah sırasında bizzat velilerinin temsil etmesi de mümkün ve caizdir Ancak bu durumda, evlenecek olan eşler hazır bulunmazsa, veli veya vekillerin onlardan izin ve yetki almış olması gerekir
Hanefiler dışında üç mezhep im----- göre ise kadın akıllı ve ergen olsa nikah akdinde bizzat irade beyanında bulunamaz Onu nikahta velisi temsil eder Aksi halde nikah geçerli olmaz Bu konuda Hanefi mezhebinin kadına irade serbestliği tanıdığını görmekteyiz Ancak veliye, gerekli durumlarda evliliği feshettirme yetkisi tanınarak kadının karışılaşabileceği bazı sıkıntılı durumlara karşı onu koruma esası getirilmiştir
Gizli nikahın hükmü: Dışarıda açıklanmamak üzere gizlice yapılan nikah akdi caiz değildir Ancak nikah akdi şahitlerin önünde yapılıp da sonradan şahitlere bunu gizlemeleri ve dışarıda açıklamamaları tavsiye edilse, bu, gizli yapılmış sayılır
Ebu Hanife ve İmam-ı Şafi’ye göre böyle bir evlilik gizli yapılmış sayılmaz Çünkü şahitlere sonradan yapılacak gizli tutma tavsiyeleri nikah akdine zarar vermez
İmamı Malik ise, evliliğin topluma ilanını bir şart olarak kabul ettiği için gizli yapılan veya şahitlerden gizlemeleri istenen bir nikahı geçerli saymaz (Age, Sh163)
Peygamberimiz (sav) bir hadis-i şerifte nikahla ilgili olarak: "Ey gençler zümresi! Kim içinizden evlenmeye muktedirse evlensin Çünkü gözü haramdan en çok saklayan, ırzı en iyi muhafaza eden budur Kim de evlenmeye gücü yetmezse oruca devam etsin Zira oruç onun için bir korunmadır" demiştir

Kanaatimizce nişanlılık döneminde veya gizli bir nikah sonrasında dikkat edilmesi gerekenleri vurgulamakta yarar var:

a) Gizli bir nikahı bir an önce ilan ederek evliliği meşru zeminde devam ettirmek gerekir Nişan vuku bulmuş ise bu vesile ile nikah kıyılmışsa yakın bir zamanda düğünün yapılması güzel olur
b) Resmi nikahtan önce dini nikah akdi yoluna gitmemelidir Çünkü İslamî nikah bazı fiilleri meşru hale getirirken kişilerin rahat hareketine müsaade ediliyorHalkın arasında rahat dolaşılıyor
Diğer insanlar bu hali müşahede ediyor İstenmeyen bir hal vaki olunca ayrılık vuku buluyor Kadının zarar görmesi kaçınılmaz hal alıyor Manevi değeri de düşüyor
c) Taraflar erken nikaha karar vermişler ise kadında bir boşanma yetkisi (Tefvizi talak) olması uygun olur Çünkü bazı ayrılıkların sonunda erkeklerin kadınları boşamadıklarını müşahede ediyoruz Hatta önceki erkekten boşanma vaki olmadan bir başkası ile evlendiği oluyor ki, nikah üstüne nikah caiz değildir
d) Nişan ve gizli nikahtan sonraki ayrılığın neticesinde mehir meselesi de müşkül hal alıyor Kişiler arasında kul hakkı teşekkül ediyor
Erkeğin, evlenirken karısına verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya sair bir mala mehir denmektedir
e) Hediyelerin durumu: Hanefilere göre nişanlıların ve ailelerin birbirine verdiği hediyeler hibe (bağış) hükmündedir Bu yüzden bağışlanan şeyin telef olması ve tüketilmesi durumunda bağıştan geri dönmemeyi engelleyen bir durum söz konusu olmadıkça bağıştan geri dönmek caizdir Bu yüzden erkek verdiği hediyelerin durması halinde onları geri alabilir Fakat nişan yüzüğünün kaybolması, kurbanda götürülen koçun kesilerek tüketilmesi, nişan giysilerinin giyilip eskitilmesi gibi durumlarda hibe edilen şey elde bulunmadığı için bedel olarak tazmin edilmeleri gerekmez
Malikilere göre hediyelerin durumu, nişan bozanın erkek ve kız oluşuna göre değişiklik göstermektedir Eğer nişanı erkek bozmuşsa hiçbir hediyeyi geri alamazHatta hediyenin mevcut oluşu veya tüketilmiş bulunması da sonucu etkilemez Eğer vazgeçen kızsa erkeğin hediyeleri geri alması caizdir Hediyeler tüketilmişse kadın bunların bedelini tazmin eder
Şafi ve Hanbeliler’e göre ise nişanın bozulması durumunda artık hediyeler geri alınamaz Çünkü hediye hibe hükmündedir Hibeden dönme teslimden sonra artık caiz değildir
Bir kimse evlenmek isterse, İslam terbiyesini almış, Kur’an ve Sünnete bağlı Hz Hatice ve Ayşe annemizi taklit eden, Rabbine tevekküllü zevk edinen, mahşerde vereceği hesaba göre kendisini hazırlayan bir kadınla evlenmek için çaba göstermelidir
Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: "Kadın dört şey için nikahlanır Malı, güzelliği, soyu ve dini için Sen dindarı tercih et" (Buhari)

Erkek de elbette Kur’an ve sünnete bağlı, sorumluluğu müdrik, emanet ehli, Muhammedî ahlaka sahip, Allah korkusu ile kendini tezyin eden, ehli takva bir Mü’min olmalı


Abdullah Güzel