> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Gençlerin mesajı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gençlerin mesajı  (Okunma Sayısı 560 defa)
21 Eylül 2010, 15:00:21
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Eylül 2010, 15:00:21 »



Gençlerin Mesajı

Gençlerde iman harekete gelince, iman izzetinin şuuruna varıp ayakta durmak iradelerini, istiklâl isteklerini ortaya koyunca ve arkasından da "Sana güvendik yâ Allah!" deyince, evet işte ancak o zaman, ilahî nusratın hususî tecellisinin kalblerine kuvvet verdiğini, durumlarını düzeltip zalim düşmanlarını helâk ettiğini gördüler. İşte, milleti zalim ecnebi sömürgecilerin açık veya gizli tahakkümü altında sürünen gençliğe, Allah'ın gösterdiği hedef. Bunda inanmak vardır, bütün ciddiyetiyle düşünmek vardır, gayret ve hamiyyet vardır, yiğitlik vardır, şeref vardır ve... zafer vardır.

Gençlik çağı, insanın ferdî hayatında, ömrün baharıdır, ümitlerin ve arzuların yeşerip çiçeklendiği... Millet hayatında da gençlik, hasretle gözlenen semereli bir istikbalin ümit kaynağıdır. Milletin bekası ve ilerlemesi için gerekli zekâ ışığı, gönül zenginliği, duygu asaleti ve beden kuvveti gençlerde aranır.

Gençlere bu ağır vazifeyi yüklemekte haklı olabilmek için önceki nesillerin, onların istidatlarını geliştirecek her türlü imkânı seferber etmeleri, onlara kaliteli bir eğitim ve öğretim vermiş olmaları lazımdır. Küçüklüklerinden itibaren onlara, şahsiyet geliştirme temrinleri, irade terbiyesi alıştırmaları yaptırılmalı, basiretli ve muvazeneli bir muhakeme formasyonu kazandırmak için elden gelen gayret gösterilmelidir. İyi alışkanlıkları huy edinmeleri için yardımcı olmalı, hayatları boyunca bırakmakta zorluk çekecekleri kötü itiyadlardan uzak tutmaya çalışılmalıdır. İyi olduğu kadar, kötü tesirlere de maruz bulunduklarından, kendilerini avlamak isteyenlerin ellerine düşmemeleri için, savunma imkânlarıyla mücehhez kılınmaları şarttır.

Hayattan ne beklediği hususunda kararını vermiş insanın, ömrünün sonuna kadar tutarlı bir yaşayış sürdüreceğine inanabiliriz. Bundan ötürü, küçüklüğünden beri çocuğa öğretilecek en mühim şey, yaratılışımızın gayesi olacaktır. Bu gaye ona, Öylesine kuvvetli bir tarzda telkin edilmelidir ki, birtakım cazip tesirlere kapılabileceği hallerde bile gaye, manyetik bir kutup gibi onu, kendisine çekebilmelidir. Hareket ettirilen pusulanın ibresi, bir müddet titreştikten sonra, manyetik etki ile yönünde karar kıldığı gibi, genç insan da, benliğinde kök salan yaratılış gayesini sık sık hatırlayıp kendine gelecektir. Ayrıca, himmetini yüce tutması da onun aklına iyice nakşedilmelidir. Böylelikle dar kalıplar içinde boğulması önlenmiş olur. Önceki nesile düşen işlerden biri de, gençlerin hayatlarına dikkat etmek, onlara anladıkları lisanla hitap etmeyi bilmektir. Onların hangi iklimde yaşadıklarını anlayıp arzularını ve özlemlerini kanalize etmek gerekir. Bunlar da, babalar ile çocukların arasında kopukluk olmamasıyla, normal bir komünikasyonun (iletişimin) devamıyla mümkündür.

Babalar, gençliğin dünyadaki öneminin arttığını farketmelidirler. Onlara hem şefkatle yönelip dinlemeli, hem de bulundukları yaşa ve duruma göre eğitip öğretmelidirler. Gençliğin taşıdığı gerçek değerleri ve hassas olduğu konulan anlamalıdır. Gençlerde, müsbet değerlerle birlikte, İslâm'dan ve birçok güzel geleneğimizden uzaklaşmış olan modernizmin etkilerinden ileri gelen sapmalar da vardır, bunları unutmak doğru olmaz. Gençlerin içinde bulundukları dinî, iktisadî, içtimaî, psikolojik ve kültürel problemler, tecrübeli nesillerin öğütlerinden çok, ihtimamlarını beklemektedir.

Gençliğin, az çok şuurlu olarak, eskiyi hesaba çeken, sarsan, esasa yönelmiş sorulan vardır, olması da tabiîdir; bunlara cevap vermekten kaçamayız. Eski değerler yaşama liyakatine sahip ise, hiç endişe etmeyelim, gençlerin bu sualleriyle gençleşmiş, yenileşmiş olacaktır. Gençler ahlâkî ve ruhî faziletleri elde etmeye kabiliyetlidirler, fakat sorularına kaçamaklı değil, samimî ve net cevaplar bulmak isterler; ikna edilirlerse tam benimserler, yoksa münafıklıktan hoşlanmazlar. Dindarlarda şefkat, müsamaha, çevresindekilere ihtimam, sadelik, samimiyet, feragat görmek isterler. Dünyasına böyle nûrânî pırıltıları yansımayan, ruhânî bir nefes ve neşve taşımayan ibadetleri, mekanik ve dalâletten mahrum saymaya meyyaldirler.

Genç insan, ferdiyetçi olmaktan ziyade toplumcudur. Bencil değildir, milletinin dertleriyle ilgilenmeyi arzu eder. İster dinî, ister dünyevî olsun, ferdiyetçi ve bencil gayretler, onlara pek dar, himmetlerinin yüksekliğini tatmin etmekten çok uzak görünecektir. Bu takdirde, ruhlarının geniş ufuklarını dolduran, dünyaya ve insanlara açılma arzuları, onları başka ideallere yöneltecektir.

Gençlerin çoğu, dindarlar da dahil olarak eski nesli, diyaloğa pek az açık, kendilerinden pek emin olmayan, kanaatlerini delillendirmek konusunda oldukça kifayetsiz ve çekingen bulmaktadırlar. Büyükler onlarla temas sırasında, bilhassa şu iki sarp kayaya çarpmaktan sakınmalıdırlar. Bunlardan birisi, kendilerine karşı güvensizlik izharı, öbürü de demagoji yapmakla onları kandıracaklarını zannetmeleridir. Bunlar, onların benliğinde, şiddetli nefret uyandıran davranışlardır.

Bir tarafıyla "deliliğin bir nev'i" olan gençlik, tecrübesizliğinden ve hasbîliğinden istifade etmek isteyen nice bâtıl emellerin hırslarına hedef teşkil etmektedir. Gâh bir ideoloji onun beynini yıkar, gâh aydınların afyonu bir doktrin onu hayal âlemine daldırır, gâh bir hamiyyet dâvâsı onu tüketinceye kadar harcar, gâh dimağını ve kalbini dünya şehvetleriyle karartıp söndürmek isteyen bir sefahet tellalı onu aldatır. İşin sonunda genç adam, bazan faziletlerini yitirerek bunlar gibi profesyonel bir aldatıcı haline gelir; bazan da daha çok görülen bir durum olarak, kendisindeki hayat enerjisi tüketilmiş, İşe yaramaz bir hale gelmiş vaziyette boş bir küfe gibi terkedilir. İşi anladığında, hayatının en değerli sermayesini, karanlık boşluklara atılan çil çil altınlar gibi harcayıp müflis kaldığını acı acı düşünecektir. Gözleri bağlı dolap beygiri misali, hep ilerlediğini zannederken, nasıl bir kısır döngünün mahkûmu olarak kalakaldığını anlayacaktır. Fakat vakit artık hayli geçmiştir. Pişmanlık için değilse bile, kaçan fırsatı elde etmek için imkân kalmamıştır. Şu sözlerin mânâsını en iyi anlayanlar böyleleri olurlar:

Bir ticaret kılmadım nakd-i ömür oldu heba
Yola geldim, lakin göçmüş cümle kervan bihaber.
Ağlayıp nâlân edip düştüm yola tenhâ, garip,
Dîde giryan, sîne büryan, akıl hayran bihaber.

Köylüsüyle, kentlisiyle, okumamışı ile bilhassa okumuşu ile son beş on yıldır neslimizin çoğunluğunu, az önce işaret ettiğimiz birtakım ahtapotlar kolları arasına almışlardır. Acı neticeler yaşandıktan sonra gençlerimizin büyük bir kısmının, düşmanlarını daha kolay teşhis ettirebilecek tecrübe ve müşahedelere sahip olduğunu söyleyebiliriz. İmansızlık, cehalet, zulüm, adaletsizlik, sömürü, menfaatçilik, israf, kör taklid, tembellik ahtapotundan kurtulmak için, bütün gayretimizi toplayıp kelimenin olanca kuvveti ve şümûlüyle "Yâ Allah!" demenin lüzumunu artık anlamalıyız. Hepimizin kalbini yaralayan acı realiteyi hatırlatmayı lüzumsuz sayarak, benzer durumlarda "Yâ Allah!" diyen gençlerin, nasıl hem kendilerini hem de milletlerini kurtardıklarını gösteren Kur'ân irşadlarından bazılarını nakletmekle ümidimizi canlandırıp ye'simizi öldürmek istiyoruz. Genç insan, muhtaç olduğu her sahada, tevhid gençliğinin gerçekleştirdiği ideali sergileyen ve Kur'ân'la ebedîleşen canlı örnekler bulabilecektir. Dikkatimizi yöneltmekle Kur'ân-ı Kerim'in, bu manzaraları, dünyanın ufuklarında niçin temaşa ettirdiğini böylece daha iyi anlayacağız.

İsrailoğulları Mısır'da, firavunun tahakkümü altında bulunuyorlardı. Zillet vergisi ödüyor, angaryaya koşuluyorlardı. Sonuna yaklaştığının bir alâmeti olarak zulüm, daha ileri giderek, erkek çocuklara hayat hakkı vermemeye, yalnız kızlarını hayatta bırakıp hayasızlığa zorlamaya da başladı. Firavun, ahaliyi hizip hizip bölmek sûretiyle onlar üzerindeki hâkimiyetini devam ettiriyordu. Azîzun Zuntikam olan Allah ise, zulme maruz kalanlara ihsan etmek, onları memlekette hâkim kılmak, önderler yapıp yurtlarının idaresinde mirasçılar kılmak istiyordu (Kasas sûresi, 28/4-6). Allah, Hz. Mûsa aleyhisselamı resûl yaparak, onun lisanıyla insanları kendi yoluna çağırdı; şirke, sömürgecilere, zulme ve ahlâksızlığa karşı koymalarını istedi. Bu çağrı, sadece gençlerde yankı uyandırdı. Bazı tefsirlere (meselâ Âlûsî'ye) göre âyette "sadece gençlerin inanması"ndan maksad, inançlarını açığa vurmalarıdır. Babalar nesli de, hak yola içlerinden inandıkları halde, işlerinin aksaması veya işkence korkusu gibi sebepler yüzünden geri durmuşlardı. "Firavun ve erkânının kendilerine fenalık yapmasından korktuklarından milletinin birkısım gençleri dışında kimse Mûsa'ya inanmadı. Çünkü Firavun yeryüzünde hakimdi. O, gerçekten aşırı gidenlerdendi. Mûsa: "Ey milletim! Allah'a inanıyorsanız ve O'na teslim olmuşsanız, yalnız O'na güvenin" dedi. "Allah'a güvendik, ey Rabbimiz! Zalim bir toplulukla bizi imtihan etme, rahmetinle bizi kâfirlerden kurtar" dediler" (Yûnus sûresi, 10/ 83-86).



Prof. Dr. Suat Yıldırım


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gençlerin mesajı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 06:09:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gençlerin mesajı rüya tabiri,Gençlerin mesajı mekke canlı, Gençlerin mesajı kabe canlı yayın, Gençlerin mesajı Üç boyutlu kuran oku Gençlerin mesajı kuran ı kerim, Gençlerin mesajı peygamber kıssaları,Gençlerin mesajı ilitam ders soruları, Gençlerin mesajı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes