๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 11 Kasım 2011, 21:09:24



Konu Başlığı: Gençleri anlayabiliyor muyuz?
Gönderen: Sefil üzerinde 11 Kasım 2011, 21:09:24
Gençleri anlayabiliyor muyuz?

İnsanın yalnızlık diyarlarına sürüldüğü bir dünyada korku saçan bir kitleye dönüşün genç insanların görüntü ve iç dünyalarını neye nasıl bulaştıklarını çocukluk ve gençlik yıllarında ne ile beslendiklerini düşünüyorum. Belki tanımadığım ama bizim insanımız, bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz olarak bildiğim binlerce insanın çileli yaşamının nasıl suça dönüştüğünü düşünüyor ve derin bir üzüntü yaşıyorum. İçimden ince bir çığlık yükseliyor!

Ve sizler! Hayatının baharında katil olan gençler, uyuşturucu kurbanı, yaşama küsmüş, belirsiz bir yolun başında ölümü bekleyen çocuklar, Köprü altlarında gecenin soğuk ve karanlık dehlizlerine terkedilmiş sisli bir pencereden sitem dolu bakışlarla gözlerimizin içine bakan çocaklar... Yaşına uymayan ağır iş ortamlarında minik vücutları örselenmiş avuçları o yaşta eskimiş alnında çizikler belirmiş daha hayatın başında gözleri korkmuş minikler... Daha nice siz ilgisiz şefkatsiz çocuklar... Eğlence ve sorumsuzca yaşamaya bıkmış ve artık sevgisizliğin ilgisizliğinin farkına varmış asıl ihtiyacı olanı hissetmiş nice genç dimağlar... Şimdi belki de nereye hangi yöne gideceğinizi bilmeden dışlanmış terkedilmiş birer nesne gibi sokaklara terk edilmenin "bu yanlış da olsa" intikamını yaşamaktasınız belki de!

Ve belkide o vahşice görünümün arkasında sitemler ağıtlar şikayetler taşımaktasınız! Konuşsanız? Sanırım konuşmak da istememektesiniz. Çünkü bizi anlamazlar diye düşünüyorsunuz. Ve sanırım sokaklara kaçış sebebiniz de yalnızlık sevgiye susamışlık... Belki de umutsuz gözlerinize bakıyor ve anlıyor gibiyim ne dediğinizi... Kurumuş dudaklarınızdan dökülen sitemleri işitiyor gibiyim... Bilemiyorum... Ama her ne olursa olsun sizler de akıl irade ve iş yapabilirlik yetisine sahip insanlarsınız. Bu nedenle de yaptıklarınızdan ve yapmadıklarınızdan sorumlusunuz. Gençlik ne büyük sermaye. Sizler bu sermayeye sahipsiniz. Suçu yaşam biçimi yapmamalısınız. Hayat avuçlarınızın içerisinde eriyip gitmeli. Sonra, size sevgi vermeyen ilgi ve aidiyet vermeyen kültürünüzü ve dininizi öğretmeyen bir topluma yerden fışkırırcasına yükselen fesleğenler gibi saçılmalı ve var olan aklınızı kullanmalısınız. Sorgulamalısınız: Niçin geldik dünyaya? Nedir amacımız? Ne yapmalıyız? Yoksulluğun ayıp olmadığını bir yoksulun da şeref ve izzet sahibi olabileceğini bilmeli ve bu hayat tarzını arayıp onlarca fikir kulvarından seçmelisiniz. Suçun kaynağı olmamalı bu kaynağı kurutmalısınız. İnsanların sizleri küçük görmesi kayda değer bir tavır değil. Eğer yoksulluk ve yoksunluk çile ve yalnızlık ve bunca kültürel savaş yaraları içerisinde izzetli yaşamayı başarabilirseniz o zaman bu hayat tablonuz nice genç dimağlara birer yazılmış eser gibi tesir ve telkin aracı olacaktır... Bunu bilmelisiniz...

milli gazete