๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 27 Ağustos 2012, 16:40:36



Konu Başlığı: Ey Ümmeti Muhammed ailelerinize sahip çıkın
Gönderen: Sefil üzerinde 27 Ağustos 2012, 16:40:36

Boşanmalar artıyor, yuvalar parçalanıyor!


Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belli periyotlarla kamuoyuna duyurulan makro ekonomik göstergeler ve sayısal verilerin gerçek durumu ne ölçüde yansıttığı tartışmaya açık bir konudur.
   
Altını çizmemiz gereken bir diğer husus da bu bilgilerin yorumlanış tarzıdır.
Resmin tamamını değil de sadece bir parçasını dikkate alarak yapılan gözlemler yanıltıcı sonuçlar verir.
İktidar ve yakın çevresi bu konuda son derece mahirdir.
Rakamlar ne söylerse söylesin fark etmez, her halükârda lehlerine kullanmayı becerirler.
Bunların başında “büyüme”ye ilişkin değerlendirmeler geliyor.
İktidarda bulundukları süre zarfında ekonomiyi üç kat büyüttüklerini iddia ederler.
Onlara göre büyüme rekorları kırılmıştır.
Büyüme üretim artışıdır.
Zenginliktir.
İşsizlerin iş bulmasıdır.
Refah seviyesinin yükselmesidir.
Yoksulluğun azalmasıdır.
Gıda, sağlık, barınma, eğitim ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların karşılanmasıdır.
Rakamları dans ettirterek pembe tablo çizilebilir.
Ama iş ve aş derdinde olan sokaktaki vatandaşın karnını doyurmaz.
Açık gizli 5 milyon işsizin, 4,5 milyon asgarî ücretlinin, 10 milyon emeklinin geçim mücadelesi verdiği bir ülkede “büyüme” de rekor kırılması bir anlam ifade etmez.
Tek dertleri borçların çevrilmesidir.
Çünkü hayatlarını borçla idame ettirirler.
AKP iktidarı döneminde vatandaşın borçları olağanüstü katlanmıştır.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun “kredi ve kredi kartı borçlarına” ilişkin araştırması, halkın borç batağına sürüklendiğini rakamlarla ortaya koyuyor.
AKP’nin iktidara geldiği 2002’de 6 milyar 360 milyon olan kredi kartı borcu, 2012 yılının Temmuz ayında 238 milyar 302 milyon liraya ulaşmış.
İstanbul Serbest Muhasebeci Malî Müşavirler Odası’nın aynı konuda hazırladığı rapor da; vatandaşların kullandığı toplam tüketici kredilerinin son 5 yılda yüzde 154 oranında artarak 172 milyar liraya yükseldiğini söylüyor.
Konut ve taşıt sahibi olmak için borçlanmayı anlayabiliriz.
Ama temel ihtiyaçların karşılanması için borçlanmak vahim bir durumdur.
Daha da beteri borcun borçla kapatılmasıdır.
Her dört kişiden biri kredi kartı borcunu ödeyemiyor.
Faiz yükü ağırlaşıyor.
Borçların büyümesi sosyal dokuya da zarar veriyor.
İflâslar, hacizler insanları bunalıma sokuyor, intihara sürüklüyor.
Boşanmalar artıyor, yuvalar parçalanıyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da, vatandaşın yüzde 45’inin gelirinden fazla harcadığını belirterek “Tasarruflarımız tarihi düşük seviyelerde, ayağımızı yorganımıza göre uzatalım” diyor.
Diyor da ‘’nasıl tasarruf yapılır‘’ hususunda yol yordam göstermiyor.
Bu noksanlığı biz giderelim, reçetesini şöyle açıklayalım:
Çoluk çocuğun boğazından keselim.
Akşam pazarından çürük çarık sebze meyve toplayalım, eti rüyamızda görelim.
Kiradan kurtulmak için çadır kuralım.
Elektrik, su, yakıt tüketmeyelim.
Giysileri, eşyaları yenilemeyelim, eskilerle idare edelim.
Vasıtaya binmeyelim, tabana kuvvet yürüyelim.
Doktora gitmeyelim, ilâca para vermeyelim.
Kısaca insanca yaşamayalım, sürünelim.
Ekonominin’’bir yıldız gibi parladığı’’ masalını dinleyip keyiflenelim.

yeniasya