> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Evliliği yürütmek için
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Evliliği yürütmek için  (Okunma Sayısı 575 defa)
21 Ağustos 2010, 13:05:06
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 21 Ağustos 2010, 13:05:06 »



Evliliği Yürütmek İçin



TÜRKİYE’DE ‘evlilik okulu’ adı altında hizmet veren özel veya resmî bir eğitim kurumu biliyor musunuz? Ben bilmiyorum, en azından duymadım Bazı üniversite hocalarının özel çabalarıyla ‘ana baba okulu’ adı altında halka açık kurslar düzenlendiğini biliyorum, ancak gençleri evliliğe hazırlayan bir ‘evlilik okulu’ bilmiyorum
Amerika’da ve Avrupa ülkelerinin çoğunda değişik isimler altında hizmet veren evlilik ve ana baba okulları oldukça yaygın Evlenmeye niyetli nişanlı veya sözlü gençler önce bir ‘evlilik okulu’nun kurslarına katılıyorlar Burada evli çiftlere aile olmanın getireceği sorumluluklar, karşı cinsin psikolojisi, ‘ben’ kişiliği ile ‘biz’ kişiliğini ayıran sınırlar, eşler arası uyum, ailede iş bölümü, ortaya çıkan anlaşmazlık problemlerinin çözümü, arkadaş-akraba-komşu ve iş ilişkileri, ev ekonomisi gibi temel konular anlatılıyor Amerika’da master yaptığım yıllarda sık sık bu okulları ziyaret etme ve derslerine katılma fırsatı bulmuştum
Bazı üniversiteler ise, evlilik ve ana baba okullarından mezun olmuş evli çiftlerin altından kalkamadığı problemlere çözüm üreten ‘terapi dersleri’ veriyorlar Terapiye katılan çiftler sıra ile problemlerini anlatıyorlar Terapist problemi tartışmaya açıyor, daha evvel aynı problemle karşılaşan ve birlikte çözüm bulan eşler söz alıyorlar Sonra terapist bazı çözüm önerileri sıralıyor ve bunları tartışmaya açıyor Problemi yaşayan çift, sıralanan bu çözüm önerilerinden kendilerine uygun olanlarını not ediyorlar Kendilerine doğrudan “Şunu yaparsanız problemi çözersiniz” şeklinde bir zorlama yapılmıyor
KATILDIĞIM terapi derslerinin birinde bir hanım kalkıp söz istedi Evliliği yürütemediği için boşanmak üzere olduğunu, yaşadığı problemi tartışmaya açmak istediğini söyledi Terapist, yaşadığı problemi tartışmaya açma cesareti gösterdiği için bayana teşekkür etti ve sordu:
— Size çözümsüz gibi görünen problem nedir, hanımefendi?
Hanım gülümseyerek cevap verdi:
— Kocam çok mükemmel biri Onun bu mükemmelliği beni rahatsız ediyor
— Nasıl bir mükemmellik bu; biraz açar mısınız?
— Kocam çevirmen ve oyun yazarı Çoğu gününü evde çalışarak geçirir Ev işlerinde o kadar becerikli ki, evi siler süpürür, çamaşırları yıkar, yemek yapar, bana yapacak birşey kalmaz Ben bankacıyım, yani çalışan bir bayanım Akşam eve döndüğümde yemek dahil herşey hazırdır Bu belki çoğu çalışan bayanın hayal ettiği birşeydir, ama benim için öyle değil Kendimi evde işe yaramaz, değersiz ve silik biri olarak görüyorum Bu beni son derece rahatsız ediyor Kocamla problemi görüşüp görüşmediğimi merak edeceksiniz, evet hem de defalarca rahatsızlığımı dile getirmeye çalıştım Ancak her defasında kocam ev işlerini yapmaktan zevk aldığını ve bana yardımcı olmaya çalıştığını; kendisine teşekkür edeceğime şikayette bulunmama bir anlam veremediğini söyledi
Terapist, bayanın dile getirdiği probleme evlilik psikolojisinde ‘ailede rol çatışması’ adı verildiğini ifade etti ve konuyu tartışmaya açtı Bayanı dinlerken Türkiye’de çalışan hanımların sıklıkla dile getirdikleri “Kocalarımız ev işlerinde ve çocuk bakımında bizlere yardımcı olmuyor” şikayetleri aklıma geldi Evdeki rol paylaşımı ancak eşlerin karşılıklı anlaşmalarıyla ve rollerine uygun sorumlulukları yerine getirmeleriyle gerçekleşebilir Eğer evlilik aşamasında kadın ve erkeğe düşen roller belli edilmemiş ve sınırları çizilmemiş ise, anlaşmazlıkların ortaya çıkması gayet normaldir Eğer bir ailede annelik, babalık, kadınlık, erkeklik rolleri belli değil ve birbirine karışmış ise, orada aile düzeninden bahsedilemez
Geniş ailelerde rol çatışmaları daha sık yaşanmaktadır Aile büyükleri çoğu zaman anne ve babanın rollerini de üstlenir, ev ekonomisinden çocuk eğitimine kadar her alanda söz sahibi ve karar verici olmak isterler Bize ulaşan, anne babanın söz geçiremediği, şımartılmış, problemli çocuk vak’aları genellikle büyükanne ve büyükbabanın eğitime doğrudan müdahale etmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır
AİLEDE ÇATIŞMA ALANLARI
Çatışma alanlarını incelerken anne, baba, çocuklar ve aile büyüklerinden oluşan geleneksel geniş aileyi ele alacağız Aileyi teşkil eden üyelerin her birinin kişilik haklarını temsil eden bir ‘ben’ alanı vardır Benim odam, benim bisikletim, benim masam, benim cep telefonum, benim arkadaşım, benim annem derken bu alanı ifade etmiş oluruz Bir aile üyesi kendi ‘ben’ alanını kullanırken diğer aile üyelerini rahatsız edecek ve onların ‘ben’ alanlarını çiğneyecek şekilde davranmamalıdır Ben alanlarının sınırlarını ve nasıl kullanılacağını görgü kuralları ve gelenekler belirler Meselâ, bir aile üyesinin adına gelmiş mektubu başka bir aile üyesi açıp okumamalı; anne baba çocuğun odasına habersiz girip eşyalarını, çantasını, cüzdanını veya ceplerini karıştırmamalı; çocuğu uykuya gönderen baba yan odada yüksek sesle televizyon izlememelidir Büyükbaba veya büyükannenin evin küçük çocuğu için ‘benim torunum’ demeye ve onu sevmeye hakkı vardır; ancak onun eğitimine doğrudan müdahale etmemelidir Çocuğun eğitimi ve disiplini öncelikle anne ve babanın sorumluluğundadır ve onların ‘ben’ alanına girer
Ailenin ortak malı olan eşyada ve ortak sorumluluk gerektiren konularda ‘biz’ alanı geçerlidir Bizim evimiz, bizim arabamız, bizim komşularımız, bizim çocuklarımız derken bu alanı kastederiz Aile büyükleri, anne baba ve çocuklar ailenin huzuru ve mutluluğu için ‘ben’ alanının bir kısmını isteyerek ve severek ‘biz’ alanına katar Yeni evlenen genç bir kız veya erkek, artık eskisi kadar anne babasına, kardeşlerine, akrabalarına ve arkadaşlarına zaman ayıramaz Evliliğin ve aile olmanın getirdiği sorumluluklar, yani ‘biz’ alanı devreye girmiştir Kızı veya oğlu evlenen anne babalar, bu yeni ‘biz’ alanını kabullenmek istemez, “Oğlum evlenince bizden koptu, el kızına bağlandı” diyerek serzenişte bulunurlar Eşler, birbirlerinin ‘ben’ alanlarına saygı duymalı, bu alanı çiğneyecek davranışlarda ve isteklerde bulunmamalıdır “Sen artık evli bir kadınsın, eski arkadaşlarınla görüşmeni istemiyorum, ana evine gitmeni yasaklıyorum, gidip oradan akıl alıyorsun, huzurumuz bozuluyor” diyen bir genç koca, eşinin ‘ben’ alanına saldırarak kendi eliyle çatışma ortamı hazırlıyor demektir
Eşlerden birinin tek yanlı olarak diğerinin ben alanına tamamen hâkim olma isteği beraberliği sıkıntılı ve çekilmez yapar Anne baba ile çocuklar arası ilişkilerde de durum aynıdır Aşırı sevgi, aşırı ilgi, aşırı koruma ve kıskançlık karşı tarafı rahatsız eder Kayınvalide ile gelin arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların temelinde birinin oğlu, öbürünün kocası üzerinde söz sahibi olma isteği vardır Genelde, diğer sebeplerin hepsi bahanedir ve savunma mekanizmalarının bir ürünüdür
SAVUNMA MEKANİZMALARI
‘Ben’ alanı çiğnenen bir kadın kendisini değersiz hissetmeye başlar “Kocam beni sevmiyor, bana değer vermiyor” duygusuna kapılır Kendisine olan güvenini kaybeder Evlilikten beklediğini bulamayan mutsuz bir kadın veya erkek, boşanmayı göze alamadığı zaman, çektiği sıkıntıların altında ezilmemek için savunma mekanizmaları geliştirir ‘Hayır’ dediğinde çatışma doğacağını hisseder ve ‘evet’ diyerek muhtemel bir kavgayı savuşturur Bu ilk anda kişiyi sıkıntıdan kurtarmış görünse de, uzun süre ‘hayır’ diyeceği şeylere ‘evet’ demek zorunda kalırsa kişi kendisine yabancılaşmaya başlar İç çatışmaları artar ve nevrotik bir kişilik kazanır
Psikologlar otuzdan fazla savunma mekanizmasından bahsederler Ancak, biz burada en sık kullanılanlardan söz edeceğiz
Akla uydurma: Bazı insanlar yaşadıkları bir sıkıntıya veya probleme mantıklı açıklamalar, sebepler ve özürler bularak rahatlamaya çalışırlar Misafirlikte çocuğuna söz geçiremeyen bir anne, etrafa mahcup olmamak için, “Ne yapayım kardeş, babasına çekmiş” der Dolmuş parası vermemek için işe yürüyerek giden bir adam, “Neden dolmuşla gitmiyorsun?” diye soran arkadaşına “Spor yapıyorum, fazla kilolarımı atıyorum” cevabını verir
Dışa yansıtma: İnsan bazen kendisine yakıştıramadığı eksikleri, yanlışları, beceriksizlikleri başkalarına yansıtır; bunun onlardan kaynaklandığına inanır Uzun süre terfi edemeyen bir memur dürüst çalıştığı, rüşvet almadığı ve müdüre yaltaklanmadığı için terfi edemediğini söyler Ev işlerinden ve çocuk eğitiminden kaçmak isteyen bir baba, akşam yemeğini yedikten sonra televizyonun karşısına oturur:
— Hanım bir yorgunluk kahvesi yap da içeyim, bütün gün çalışmaktan canım çıktı, der
Kadın kahveyi yaparken mutfaktan sesi duyulur:
— Oğlun yine matematikten zayıf almış, çocuğun dersleriyle biraz ilgilensen olmaz mı?
Adamın rahat koltuktan kalkmaya hiç niyeti yoktur Başlar sistemden yakınmaya:
— Bu eğitim sistemini kökünden değiştireceksin Elli-altmış kişilik sınıflarda ders mi yapılır? Boş zamanlarında işportacılık yapan bir öğretmenden ne beklenir? Öğretmenin de suçu yok, o da geçim derdine düşmüş Bütün suç sistemde
Dışa yansıtma bazen saldırganlık şeklini alır, kişiyi geçimsiz yapar, aile düzenini bozar, arkadaş ve dost kaybettirir Alaycı gülümsemelerin ve abartılı övgülerin bile bir saldırganlık yanı vardır Günlük konuşmada ‘aptal, kaz kafalı, beceriksiz, enayi, sersem’ gibi kelimeleri sık kullananlar, saldırgan kişiliğe sahip kimselerdir
Bazı insanlar gerçek duygu ve düşüncelerinin tam tersini kullanarak karşı tarafın saldırganlığını önlemeye çalışırlar Kocasının şerrinden korkan bir kadın, aşırı sevgi ve itaat gösterilerinde bulunur “Allah seni başımızdan eksik etmesin, sen olmasan biz ne yaparız” der Tek taraflı aşırı sevgi ve ilgi gösterisi karşısında sağlıklı bir beraberlik kurulamaz
Geçmişe sığınma: Gerçeklerle yüzleşme cesareti gösteremeyen, karşılaştığı bir problemin üstesinden gelme becerisi kazanamamış kimseler çocuksu tavırlar sergilerler Başkalarının yanında heyecanlanan, konuşurken yüzü kızaran, kekeleyen, aşırı el kol hareketleri yapan, isteği yerine gelmediği zaman bağırıp çağıran, başkaların...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Evliliği yürütmek için
« Posted on: 27 Nisan 2024, 05:42:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Evliliği yürütmek için rüya tabiri,Evliliği yürütmek için mekke canlı, Evliliği yürütmek için kabe canlı yayın, Evliliği yürütmek için Üç boyutlu kuran oku Evliliği yürütmek için kuran ı kerim, Evliliği yürütmek için peygamber kıssaları,Evliliği yürütmek için ilitam ders soruları, Evliliği yürütmek içinönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes