> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Delik portakal
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Delik portakal  (Okunma Sayısı 593 defa)
20 Ağustos 2010, 13:42:16
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Ağustos 2010, 13:42:16 »



DELİK PORTAKAL


Asıl adı Mustafa idi ama , işte beş yüz yıldır, adını verdiği koca bir İstanbul semtinde, vefanın, insan sevgisinin, güzelliğin temsilcisi olarak yaşıyor

İstanbul semtlerine, fetih günlerinden başlayarak verilmiş isimlerin her birinin bir hikayesi, bir anlamı, bir canlılığı vardır

Karlı gecelerde, Vefa'daki o ünlü dükkandan güğümlerini doldurup şehrin sokaklarına kol kol dökülen bozacıları düşünün Onlar tiryaki kapılarını bilirler ve o kapıların önünde "BOZA VAR, BOZA" seslenişini çok ahenkli bir ifadeyle "Vefa'nındır!" diye mühürlerler İnsana, sanki bozacılar, mallarının halisliğine Şeyh Vefa Hazretlerini tanık tutuyorlarmış gibi gelir de gecede kaç defa, varmış olduğu sonsuz uykusundan böylece uyandırılıyor ve hayatımıza karışıyor, gibi geliyor
Asıl adı Mustafa idi dedik İstanbul'a renk ve kişilik veren yüce kişilerdendi ama doğumu İstanbul değil, Konya idi

Mustafa daha küçücük bir çocukken güzelliği ve bu güzelliğin etrafa saçtığı ışıkla, seçilmiş bir çocuktu Bir gören bir daha başını çevirir bakar, sonra, dikkatli ve ihtiyatlı bir kimseyse "Maşallah!" der, bununla da yetinmez, Allah'ın lütuflarına karşı hayretle başını sallar,"Maşallah"ına bir de "Sübhanallah" eklerdi Böyle bir çocuktu

Anası, babası, Konya'nın tanınmış, sayılan ve sevilen insanlarıydı Haramı helâlden seçmesini bilen erdemli, hâl ehli kimselerdi

Mustafa, biraz boylanıp boslanıp mahalleye, diğer çocukların içine karıştığı zaman arkadaşları onu çok sevdiler Yaramaz, atik-tetik bir oğlandı Ancak bir huyu vardı Nerede kırbalarını doldurmuş bir saka görse, dayanamaz, ne yapar, ne eder kırbayı deler, zavallı sakacığın kârına kesat karıştırırdı Bir, iki derken, çocuk bunu iyice zevk edinmişti Elinden kimse kurtulamıyor, kaçınca kimse tutamıyordu Hiç bir saka da bu güzel yüzlü çocuğa el kaldırıp, onu bir güzel pataklamaya kıyamıyordu Sonunda sakalar toplanıp, mahallenin büyüklerinden birine durumu anlattılar O da, akşam üzeri, güzel Mustafa'nın babasını çağırıp, oğlunun yaramazlığını hikaye etti ve nazik nazik tembihledi:"Canını yakmadan, sen onu biraz korkutuver"

Baba eve geldiği zaman düşünceliydi Mustafa, herhangi bir çocuk değildi İşaretler ve müjdelerle dünyaya gelmiş ve onun doğumuyla beraber, hayatlarında pek çok şey değişmişti Sonra kırba delmenin zararlı bir iş olduğunu da idrak edecek yaştaydı

Yemeklerini yedikten sonra bu meseleyi önce karısıyla konuşmayı uygun görerek Mustafa'nın yatmasını bekledi ve güzel çocuk uykunun güzel derinliklerine dalınca hikayeyi hanımına aktardı Sözünü de :"Ondan şüphe edemem, sen de eriştiği tecelliyi görüyorsun, çocuk bunu kendi kusurundan değil, ya senin, ya benim, bir eksikliğimizin, bir ayıbımızın etkisiyle yapıyor" diye bitirdi
Uzun uzun, derin derin düşündüler, her ikisi de bir bir bütün hayatlarını hatırlamaya çalıştılar Sonra Mustafa'nın annesi birden:

"Hatırladım" diye söze başladı"Hatırladım Mustafa'm karnımda beş aylıktı Karşı komşuya misafirliğe gitmiştim Lamba iskemlesinin üzerinde bir tabak yemiş duruyordu Hiç görmemiştim Tadını da bilmiyordum Onlara dışarıdan hediye gelmiş, adını da söylediler, portakalmış Canım çekti, belki ikram ederler, diye bekledim Ama onlar unuttular Bir ara odada benden başka kimse yoktu Bir tanesini aldım, elimdeki çorap şişi ile deldim ve birkaç yudum emdim Mustafa'm hasta olmasın diye Az sonra ev sahibi bana nar şerbeti getirdi Söyleyeyim dedim ama cesaret edemedim, utandım"
Mustafa'nın babası gülümsüyordu Bu masum itiraf, hem hoşuna gitmiş, hem huzurunu geri getirmişti Karısı:"Ama, yarın gider helâllik dilerim, çocuğumuz iki yudum haram portakal suyunu bile kabul etmiyor Ben portakalı deldiğim gibi, o da kırba delip ayıbımı yüzlüyor demek, hatta hemen şimdi gitsem de olur" dedi" Yok kadınım, sabah ola, hayır gele!" Döşekler yayıldı ve ana baba da Mustafa'nın daldığı derin uykuya girdiler

Ertesi sabah Komşusundan helallik istedikten sonra bir daha hiç kimse kırbasının delindiğinden şikayet etmedi


 ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Delik portakal
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:27:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Delik portakal rüya tabiri,Delik portakal mekke canlı, Delik portakal kabe canlı yayın, Delik portakal Üç boyutlu kuran oku Delik portakal kuran ı kerim, Delik portakal peygamber kıssaları,Delik portakal ilitam ders soruları, Delik portakalönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes