> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Dindar bir kadın neden çalışmak ister
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dindar bir kadın neden çalışmak ister  (Okunma Sayısı 617 defa)
14 Eylül 2010, 17:45:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Eylül 2010, 17:45:26 »



Dindar bir kadın neden çalışmak ister

Çalışma hayatında kadınlar ve özellikle de dindar hanımların çalışması meselesini ele almaya karar verdiğimizde bir mayın tarlasına daldığımızı biraz geç fark ettik. Bizi aşan bir konu bu aslında. Ama yine de bir sözümüz var ve bunu söylemeliyiz. Bir kere meselenin ne kadar çetrefili olduğuna dair bir fotoğraf çekmenin bile bir anlamı var. Bu fotoğrafta dikkati çeken en önemli ayrıntı ne biliyor musunuz? Ortada öyle bir vakıa var ki çalışmalı mı çalışmamalı mı sorusu artık önemini yitirmeye başlamış. Hanımların çalışmasına alışmak üzereyiz. Ama biz nerede durduğumuzu biliyoruz. Biz bu meselede alışmak istemeyenler tarafındayız. Tamam, özel durumları göz ardı etmiyor, sadece hanımların yapabileceği ya da yapması gereken bir takım meslekler olduğunu kabul ediyoruz. Ama şunun altını çizerek: Hanımlar aile kurumunun teminatıdırlar, onlar olmadan ne sağlıklı aile ne de toplum olur. Onlar, kapitalist dünyanın köleliğine razı olmaktansa evlerinin efendisi olmayı seçerlerse sadece kendileri değil bütün bir toplum kazanacak.


Aile kurumunun üzerine kurulduğu bir denge var. Bütün kurumlar ve bütün ilişkiler gibi aile kurumu da bir takım zaruretler ve beklentiler çerçevesinde inşa edilir ve yaşatılır.  Bu zaruret ve beklentiler ne kadar güçlü olursa, bu kurum da o kadar güçlü ve uzun ömürlü olur. Erkek ve kadın, kendilerine atfedilen rollere ne kadar uyum sağlayabilirlerse oluşturdukları birliktelik de o kadar sıhhatli gerçekleşir. Dengenin herhangi bir taraftan aşınması halinde aile emniyeti tehlikeye girer. Modern çağda bu denge önemli bir taraftan aşınmıştır. Günümüzde kadın erkeğe mali yönden artık mahkûm olmak istememektedir. Bunun neticesinde de ‘ev kadını’ olmaktan ziyade ‘iş kadını/çalışan kadın’ olma yoluna girmiştir. Zamanla bu tercih ekonomik sebeplerle sınırlı kalmamış, sosyal ve siyasal bir duruşa da dönüşmüştür. ‘Evlense bile kendi ayakları üzerinde durabilmek, kocası olsa bile(!) kimseye eyvALLAH etmemek’ düşüncesi bugün birçok genç kızın dillendirdiği bir şeydir. Kadın kendi parasını kazanmaya başladığı veya ‘ben kendi paramı kendim kazanırım’ derdine düştüğü an, geleneksel aile yapısındaki rollerde bir oynama olmuş ve denge bozulmuştur. Ekonomik özgürlüğünü kazanmış kadın, diğer adı ile ‘kocasına eyvALLAHı kalmamış kadın’ erkeğin karşısında güçlenmiş ve bağımsızlaşmıştır.
Bu normal bir durum mudur? Ekonomik özgürlük denen kavram aslında “ego”nomik özgürlük anlamına mı geliyor? Kadın özellikle de dindar olanlar neden çalışmak ister? İş hayatının getirdiği ağır şartlara göğüs germek kadını mutasyona uğratır mı? Bu ve benzeri soruları hem beylere hem hanımlara sorduk. Yazarımız Ayşegül GENÇ de dosya konumuz çerçevesinde dindar kadınların niye çalışmak isteyeceklerini yazdı.

Dindar Bir Kadın Neden Çalışmak İster?
Ayşegül Genç

Yağmur yağıyor. Kadınlar işe gidiyor. Rızık peşinde koşanlar ile Rezzak peşinde koşan kadınlardan bir çorba sunuyor şehir. Ana yemeğe, ana konuya, ana maddeye geçmek için önce çalışan kadınları tüketmek, sindirmek, harcamak ya da kusmak gerekiyor. Peki dindar kadın çalışınca neden daha çok eleştirilir?
 
Ve dindar kadın neden çalışmak zorundadır.

1.    Kendisine talip olan dindar erkeğin istediği şekle girmek için.
“Çalışmak istiyorsa çalışsın ama işten geldiğimde soframı önümde isterim”, “çocuk da yapsın kariyerde, mantı da sıksın kemerleri de”, “şiş de yanmasın kebap da…”
Bu kadar kolaydır. Kadın daima kontrol altında, müdahale edilebilen, hızlı ve pratik, hizmeti sınırsız, duyguları kısıtlı bir varlık olmalıdır. Cebinizden çıkarıp masanın üzerine koyuverdiğiniz telefonunuz gibi… Hem çok yakın hem çok uzak. Hem gözünüz rahat olmalı hem gönlünüz. Maddi açıdan da manevi açıdan da tatmin eden ve manipülasyona açık olan bir konumda olmalı. Evi de evin ekonomisini de çekip çevirmeli. Her istenildiği zaman hazır ve tetikte olmalıdır. Böyle düşünmeye başlayan erkeklerin ben “hiç”leştiğini düşünürüm daima. Hayatın her ayrıntısını kadın şekillendirip, tüm faktörleri kadın belirlerse ve mükemmeliyete kadın daha çok yaklaşırsa o evde erkek, mükemmelliğin ortasında sırıtan kirli bir çoraba dönüşüyor demektir. Oysa evlilik teknik ve artistik açıdan karınıza tam puan vereceğiniz bir spor dalı değildir. Bu yüzden tahakküm eden dindar erkeğin bu düşüncesi kadar; bu şekle girmeyi kabul eden kadının düşüncesi de sakattır. Eşini sadece yazar kasa olarak gören erkekler olduğu sürece o kadim koruma içgüdüsünü kaybeden hanımlar da daima olacaktır. Merhametin olmadığı evlilikler böylece bir kalıp bir boru bir duvar olarak var olmaya devam edecektir.

2.    Evde oturmak sözünden hizmetçi olmak sonucunu çıkardığı için.
“Çalışmasın, dışarıya çıkmasın, evde otursun, bana yemek yapsın…”
Evde nereye otursun istersiniz peki? Koltuğa? Mutfak sandalyesine? Eşiğe?  İsterseniz tek ayak üzerinde beklesin sizi.  Hatta hem tek ayak üzerinde beklesin hem de bir eliyle çorba karıştırıp diğeri ile saçını tarasın. “Kadınlar evlerinde otursunlar” kalıbını “evlerinde robot gibi çalışsınlar” diye algılayan dindar erkeklerin yarı Tanrı pozlarına yattığını düşünüyorum. Oysa kadının dinimizde çocuğunu emzirme zorunluluğu bile yok. Modern hayatın bir yağmur gibi yağan zehirli okları kadını evde de işyerinde de okulda da bulabiliyor, kalbimize her daim isabet edebiliyor. Tıpkı erkeklere isabet ettiği gibi... Burada birbirimizin tanrısı olmak yerine aynı tanrıya kul olmaya çalışmak tek çözümdür. Her koşul ve şart altında insan nefsinin isteklerini bilir ve günaha giden yolları tıkarsa çarpık sonuçları çözümlemek zorunda kalmaz. Evden çıkmayan bir kadının cep telefonu ile eşini aldatmasını da iş hayatı boyunca çevresindeki insanlara örnek bir hayat sergileyen kadının kazandığını da aynı terazide tartmak zorunda kalmayız o zaman. Her vakıa özeldir, her kadının duruşu kendine özgüdür… Bu yüzden dindar erkeğin çalışmayan kadın isterken aslında evine bir hizmetçi istemesi kadar evinin hanımı olmak yerine hizmetçisi olmayı kabul eden kadının düşüncesi de sakattır. Oysa kadın ve erkeğin doğasında var olan şey, arz talep meselesi değil adayıştır. Sevginin tavan yaptığı yuvalarda hanım; erkek istediği için değil kendini adadığı için saçındaki tokadan kalbindeki atar damara kadar neyi varsa erkeğin avuçlarına bırakır. Bu yüzden rabbimiz sükûn bulunacak eşler diye bahseder onlardan. Birbirlerine hükmeden, birbirlerinin fıtri alanlarına tecavüz eden eşler olarak değil.

3.    Ekonomik özgürlük ile "EGO"nomik özgürlüğü karıştırdığı için“Hayat şartları zor, istekler çok…”
Bir lokma ve bir hırka sözü -bizim isteğimiz dışında olsa da- fantastik hale geldi. Bu zaman diliminde dünyaya gelmeyi biz seçmedik. Tüm oluşumlar yaratıcımızın takdiri. Ama bunu bahane olarak ortaya atmak sorumluklarımızı azaltmaz maalesef. Her şeyin “anında” yaşandığı şu zaman dilimi, tetris oyunun beşinci bölümü gibi… Gökten sağanak halinde şekiller yağıyor ve biz anında o şekillerle evirip çevirip gedikleri tıkamak zorunda kalıyoruz. Böylece ekonomik açıdan özgür olduğunu sanan kadın aslında modern zamanın gönderdiği şekilleri dini hayatına uygulamaya çalışan bir köle haline dönüşebiliyor. İhtiyacı olmadığı halde ve ALLAH rızasını kazanmak gibi ulvi bir amacı, halka hizmetin hakka hizmet olduğu gibi bir düşüncesi olmadığı halde sırf kariyer, ego ve lüks yaşantı için çalışıyorsa dindarlığı da aile hayatı da zedeleniyor ve etrafındakileri zedeliyor demektir. Ve kendisini mutlu etmeyeceğini bile bile hak iddia ettiği her yerde bulundukça bu zedelenme devam edecektir. Bu noktada Tarkovski’nin şu sözleri ne kadar manidar: “Bunlar hakkında konuşuyor olmamız bir şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor. Sorun doğal bir şey olmalı. Fakat kazanılmış ya da kazanılacak kadın hakları, kadınların kendi kendilerini onaylamalarını sağlamayacak. Tam tersine, bundan sonra aşağılanmayı hissedecek. ‘Neden’ diye soracak kendine, ‘erkekten çok farklı bir insan olarak, bir erkeğin hayatını yaşıyorum?’ Bu sorunlar maneviyattan yoksun oluşumuzun işaretleri.”

4. Toplum dini vecibelerini yerine getirmediği için

Özellikle dindar erkeklerin tutumunu niye İslam değil de modern koşullar belirliyor anlamak mümkün değil. Başörtülü kızlar bir olumsuzluk eki gibi takılıyor her kelimeye. Her kelime olumsuz cümleler doğuruyor bu yüzden. Efendim okumasınlar, okurlarsa da çalışmasınlar, çalışırlarsa da evi ihmal etmesinler, çocukları boş bırakmasınlar, gerekirse evlenmesinler, avukat olsunlar ama mesleği bıraksınlar, öğrenci olsunlar ama öğretmen olmasınlar… -Diğer yandan rektörlerin de başörtülü kızlar hakkında aynı şeyleri söylemesi ilginçtir-
Oysa neden bir meslek edinir bir insan. Neden rabbimiz bazılarımıza diğerlerinde olmayan yetenekler ile donatmıştır. Her insanın mahir olduğu işler vardır. Bu doğrultu da kadının da erkek gibi kendini keşfetmesinde, yeteneklerini geliştirmesinde, çok zeki ise zekâsını kullanmasında ne gibi bir sakınca olabilir. Ev ya da iş diye sosyal hayatı ikiye bölen insanlar dindar da olsalar bir üçüncü şık sunmadıkları için yavan kalıyorlar. Diğer yandan ihtiyacı olan kadının avuç açmasının sebebi yine Müslümanlar değil mi. Eğer ki dinimiz de dul kadının ve yetimin hakkı mevzusu sosyal hayata Müslümanlar tarafından işlenseydi bu gün aman dul kalırsa ortada kalır diye anneler kızlarının okumasını hayat-memat meselesi yapmazdı. Diğer yandan ‘hastaya maddi manevi yardım’ hakkı ile yerine getirilseydi, eşi hastalanan kadın çalışmak zorundayım diye çabaya düşmezdi. Eğer ki erkekler eşlerini bir başkası ile aldatıp ikinci kadın statüsünü olağan göstermeseydi bu gün her ihtimale karşı mesleğim elimde olsun diy...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 14 Eylül 2010, 17:46:34 Gönderen: Sidretül Münteha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dindar bir kadın neden çalışmak ister
« Posted on: 25 Nisan 2024, 13:27:56 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dindar bir kadın neden çalışmak ister rüya tabiri,Dindar bir kadın neden çalışmak ister mekke canlı, Dindar bir kadın neden çalışmak ister kabe canlı yayın, Dindar bir kadın neden çalışmak ister Üç boyutlu kuran oku Dindar bir kadın neden çalışmak ister kuran ı kerim, Dindar bir kadın neden çalışmak ister peygamber kıssaları,Dindar bir kadın neden çalışmak ister ilitam ders soruları, Dindar bir kadın neden çalışmak isterönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes