๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 25 Eylül 2010, 11:14:01



Konu Başlığı: Çocuklar Ebeveyni Doğmadan Önce Tanır
Gönderen: Eflaki üzerinde 25 Eylül 2010, 11:14:01
Çocuklar Ebeveyni Doğmadan Önce Tanır

(http://minikkelebek.files.wordpress.com/2010/06/cocuklar-ebeveyni-dogmadan-once-tanir.jpg?w=438&h=289)

Bebek henüz anne karnındayken önce anneyi sesinden ve çeşitli titreşimler göndermesinden tanır. Sonraki aşamalarda babayı tanır. Çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişiminin anne karnında başlaması bu aşamaları cazip bir araştırma konusu haline getiriyor.

Annenin çocuğun her türlü eğitimindeki rolünün hayati öneme sahip olmasında en büyük etken çocuğun beden ve ruh yapısının anne karnında gelişmeye başlamasıdır. Çocuğun doğumdan önceki beden ve ruh gelişimi anne karnında başladığı için bu aşamalarda anneye büyük görev düşer. Anne bu safhalarda ruh sağlığına ve maneviyatının güçlü olmasına daha çok özen göstermeli. Babaları da hayli sorumluluk bekler. Baba bu süreçte annenin moralinin yüksek olmasına itina göstermeli. Zira annenin mutlu olmasının çocuk üzerindeki etkileri açık bir şekilde gözlemlenebiliyor. Anne karnında yedi aylık bir çocuğu ultrason makinesinde gözlemleyen doktorlar çocuk tekme atmaya başladığında anne ile babaya rol gereği kavga etmelerini söylüyorlar. Bu esnada çocuğun tekmelemeyi bırakıp korkuyla büzüldüğünü görüyorlar. Bu küçük deney bile çocuğun dış etkilere ne ölçüde açık olduğunu izah etmeye yetebiliyor.

Kimi araştırmalara göre çocuğun anne karnında dört aydan sonra beyinsel gelişimi başlıyor. Bu aylarda annenin kitap okuması, zekâ ve beyni geliştirecek çalışmalar yapması, beslenmesine dikkat etmesi tavsiye ediliyor. Kimi araştırmalar ise çocuğun ilk aylardan itibaren titreşimler yoluyla anneyi hissettiğini ileri sürüyor ve çocuğa pozitif mesajlar gönderme yönünde anneyi teşvik ediyor. Çocuk eğitiminin anne karnında başladığına inanılması bu gibi sebepler dolayısıyla hayli önemseniyor.

Psikologlar anne karnında bebeği eğitmeye çalışıyor

Hamileliğin 2. dönemi denilen 3. ve 6. ayları arasında çocuğun zihinsel gelişiminin başladığını ileri süren psikologlara göre, bu dönemlerde çocuk annenin heyecana bağlı ortamından etkilendiğine göre onun çeşitli uğraşlarından da etkilenebilir. Bu tür tezlerden hareketle çocuğunuzun sanat, bilim, din, dil gibi hangi yönlerinin daha çok gelişmesini istiyorsanız bir yığın öneriler sizi bekliyor demektir.

Bazı psikologlar anne karnında bebeğin koşullama yöntemiyle belirli alanlara ilgisinin artabileceğini bile ileri sürüyor. Hamileliğin 2. döneminde sürekli yabancı dil konuşan ve dinleyen annenin çocuğunun o dile kolayca hakim olduğu; matematik, fizik gibi bilimlerle ilgilenen annenin de çocuğunun bu alanlarda daha başarı gösterdiği tespit edilmiş. İlginç bir diğer bulgu ise doğumdan sonra sesten fazla etkilenmeyen çocukların anne karnında gürültülü ortamlara alışkın olduğu.

Artık pek çok ebeveyn anne karnındaki çocuk için bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyor ve bunu kendi bilgisi doğrultusunda gerçekleştirmeye çalışıyor. Annelerle konuştuğunuzda hepsinin kendine özgü yöntemleri olduğunu fark edebilirsiniz. Kimi her sabah namazdan sonra derslerini yapıyor, kimi dini sohbetleri hiç kaçırmıyor. Her sabah İnsan suresini okuyan, her akşam Yasin suresini ihmal etmeyen, çocuğumun yüzü ve ahlakı güzel olsun diye Yusuf suresine devam eden ve üzerinde taşıyan gibi, neredeyse anne sayısı adedince çocuğun hayırlı bir evlat olması için denenen değişik yöntemler göze çarpıyor. Ancak bu annelerin epey bir kısmının düştüğü hatalardan biri de anne karnında çocuğunun manevi gelişimi için harcadıkları çabayı doğumdan sonra devam ettirmeyişleri. Dokuz ay boyunca okudukları Kur’an’ı daha sonraları ihmal edebiliyorlar mesela.

Anne karnında eğitim her çağda önem arz etmiş. Dinimizde yer alan pek çok kaynak ve kıssalarda bu konuya değiniliyor. Çokça bilinen bir kıssa vardır: Çocuk kuyudan su taşıyan insanların su tuluklarını iğneyle patlatır. İnsanlar çocuğu kadıya şikâyet ederler. Kadı çocuğun babasını çağırarak eşine hamilelik döneminde yaptığı hataları olup olmadığını sormasını ister. Eşi hamileyken komşusunun evindeki limonları görmüş ve canı çekmiştir. İstemeye utandığı için evin hanımı odadan çıkınca limona iğne batırıp suyunu emmeye çalışır. İki olay arasındaki bağlantıyı birleştiren karı koca hemen komşuya gidip helâllik diler. Hamilelikte annenin haramlardan kaçınmaya bilhassa dikkat etmesi bu kıssa gibi çok farklı kaynaklarla tavsiye edilen bir gerçektir.

Bunlara ilaveten anneye vakit namazlarını kaçırmaması, Kur’an okuyup günlük virdlerini ihmal etmemesi de önerilir. İslamiyet’in haricinde dünya üzerinde farklı milletlerde de anne karnındaki eğitimin önemsendiğine ilişkin bilgilere rastlarız. Afrika kabileleri dansları, Japonlar Taikyo adlı çalgıları, Çinliler müzikleri ve diyetleriyle bebeklerine uygun uyarıcılar vererek eğitirler.

İlk insan Hz. Adem ve eşi Hz. Havva’nın duası

Ebeveynlerin hamilelik sürecinin başlamasından itibaren Allah’a sağlıklı bir çocuk vermesi için dua etmeleri sünnettir. Bu, Hazreti Adem’den (a.s) ve Hazreti Havva annemizden, geçmiş peygamberlerin ümmetlerine olduğu gibi, ümmet-i Muhammed’e de bir miras görülür. Kur’an’da Hz. Adem babamızın ve Hz. Havva annemizin yaptıkları bu dua şöyle ifade edilir: “…Eğer bize bedenen ve manen sağlıklı bir çocuk verirsen, yemin ederiz ki sana şükredenlerden olacağız.” (Araf, 189)   Anne karnında manevi eğitim için çaba sarf eden annelerin duaları arasına katmaları gereken önemli bir dua bu. İlk insan ve ilk peygamber ile mübarek eşi Havva annemizden yüzyıllar boyu insanlığa miras kalan…


Hanzade Yücel
Semerkand aile