๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 05 Mayıs 2010, 11:46:46



Konu Başlığı: Cocuk egitimi ve terbiyesi hutbeleri 1
Gönderen: Sümeyye üzerinde 05 Mayıs 2010, 11:46:46
ÇOCUK EĞİTİMİ VE TERBİYESİ HUTBELERİ-1

Muhterem Müslümanlar!
Her canlı varlık soyunun devamını ister ve bunun için gayret gösterir. Bu, canlının varlığını devam ettirebilmek arzusunun bir sonucudur. İnsan ise, canlı varlıklar içinde en mukaddes bir varlıktır ki; Allah Teala insan için “halifem” demiştir. İnsan da, neslinin devamı için üremek ihtiyacı olan, çoğalmak kendisine hoş gösterilen bir yapıda yaratılmıştır.

Allahü Teala Kuran-ı Kerimde: “Kadınlardan, oğullardan, kantarlarca yığılmış altın ve gümüşten, salma atlardan, davarlardan ve ekinlerden gelen zevklere aşırı düşkünlük, insanlara süslü (câzip) gösterildi. Bunlar, sadece dünyâ hayâtının geçimidir. Asıl varılacak güzel yer, Allâh'ın yanındadır.(Ali İmran/14)” buyurdu.

İnsanoğlu, çoğalarak bununla gurur duyar. Lakin çocuğu hayırlı olmazsa evladıyla ilgili hayal ve arzuları anne ve baba için bir kabusa dönüşür. Hayatı zindan olur, üç günlük dünyada ağız tadıyla yiyeceği üç lokma zehir haline gelir.

Çocuğun hayırsız olması çocuğun kusuru mudur yoksa anne babanın kusuru mudur? Elbette anne ve babanın kusurudur.

Her fidan aşılandığında güzel meyve verir. Ama aşılanmayan fidanlar ormanları, bahçeleri, odun veya kereste olacakları günü bekleyerek gölgelendirirler.

Muhterem Müslümanlar!

Bu haftadan itibaren "çocuk terbiyesi ve eğitimi üzerine anne babaya düşen nedir?" Konulu bir kaç hafta sürecek hutbelerimiz olacaktır. Gönül ister ki bu hutbeleri bilhassa bayanlarımız da dinleyebilsinler veya bu hutbelerden haberdar olsunlar.

Buna neden ihtiyaç duydum?Almanya'ya geldikten sonra sayısını hatırlamıyorum ama, bir hayli nikah kıydım.

İtiraf edeyim ki, bunlar içinde yeni evlenecek olan çiftlere ait kıydığım nikah malesef iki adettir. Diğerlerinin tamamı başlarından bir iki evlilik geçmiş bay veya bayanların nikahı olmuştur.Yaşlarına bakıyorum; daha henüz evlenme çağında veya evlenme çağını biraz geçmiş. Bu kadar kısa ömür içinde bu kadar çok evlilik yapmak, her evliliği bir umut olarak görüp sonunda hüsrana uğramak, her seferinde tutunduğu dalın kopması, yaslandığı ağacın yıkılması bu gençleri çok kısa sürede tüketir, bunalıma sürükler. Çok ama çok tehlikeli bir gidişattır bu. Öyleyse ne yapmalıdır?

Meseleyi halletmek çocuklarımızı terbiye edecek metodları doğru bilmekten geçmektedir. Dünya elli yıl öncenin, yüz yıl öncenin dünyası değildir. Dünya, benim yaşımın, benden büyük yaşta olanların dünyası değildir. Dünya çocukların ve gençlerin dünyasıdır. Her şey onlara hitap etmektedir. Her şey ya onları çok iyi bir geleceğe hazırlamak için ya da yoldan saptırmak için icad edilmektedir.

Hz. ALİ R.A:“Çocuklarınızı içinde bulunduğunuz çağa göre değil gelecek çağa göre eğitiniz” buyurarak devrim niteliğinde bir söz söylemiştir. Mevlana Celaleddin de: “Eskiye ait ne varsa söylendi cancağızım, artık yeni şeyler söylemek lazım”diyerek çağını aşan bir altın öğütte bulunmaktadır.

Değerli Müslümanlar!

Anne babalar olarak zaman zaman meslek edindirme kurslarına çağırıldığımız ve gittiğimız olmuştur. Kadınların el işi beceri kurslarına, yemek kurslarına ilgi gösterdiği olmuştur. Ama çocuk eğitimi ve terbiyesi kurslarına katılmayı, veya böyle bir kursun açılmasını düşünüp istemeyi nedense hep lüzumsuz görmüşüzdür. Çünkü her anne baba eğitim ve terbiye konusunda kendisinin anne babasından gördüklerini aynen çocuğuna uygulaması durumunda meselenin hallolacağını düşünmektedir.. Lakin sonunda çoklarımızla hüsran yaşamışızdır.

Ancak aziz cemaat!

Hiçbir anne baba çocuğunun hayat yolunu çizemez... ANCAK ONA, KENDİ YOLUNU ÇİZECEĞİ BİR HARİTA VEREBİLİR iken bizler onun hayatını çizmeye kalkarız; bu yanlıştır.

Günümüzde insanlık, balığı, kuşu,köpeği, kazı, ördeği eğitirken kendi evladını terbiye edememekten şikayetçi ise bir yerlerde bir hata yaptığı muhakkaktır. Hata nerededir? Eğer telafi edilmezse vahim sonuçlar doğuracak olan, hatta sizlerin zaman zaman: “Neslimizi kaybediyoruz” diyerek yakındığınız bu tehlikenin telafisi var mıdır?

Büyük hükema Sadi Şirazi: “Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki, gelecekte koyun gibi güdülmesinler” diyor.Bir Batılı yazar ve düşünür de: “Çocuklar donmamış beton gibidirler;üzerlerine ne düşerse iz bırakır” demektedir. Peygamberimizin bu husustaki tavsiyesi şöyledir: “Anne babanın çocuğuna bırakacağı en iyi miras güzel terbiyedir.” Peki ama güzel terbiye nedir ve nasıl olmalıdır? Günümüzde terbiye ve eğitimin ruhu aynı kalmakla birlikte metodları çok gelişmiştir. Değişmemiştir ama gelişmiştir. Her birerlerimiz bunları öğrenmeli ve yeni bir başlangıç yapmalıyız. Buna mecburuz.


Alıntı