๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 02 Kasım 2011, 19:16:18



Konu Başlığı: Çocuğunuzu ne kadar şımartmalısınız?
Gönderen: Sefil üzerinde 02 Kasım 2011, 19:16:18
Çocuğunuzu ne kadar şımartmalısınız?

Çocuğunun her isteğini yerine getirmek, onu ilgiye, oyuncaklara ve giysilere boğmak...

Uzmanlar bu şekilde "şımartılan" çocukların mutlu çocuklar olmadığını, tam tersine bütün isteklerini yaptıran, anne-babasının dünyanın merkezi olan bu çocukların çoğunlukla mutsuz ve başarısız yetişkinlere dönüştüğünü belirtiyorlar. Ve eğer sorumluluk kazandırılamazsa, bu çocukların yetişkin olduklarında, mutsuz ve başarısız bireyler haline gelebileceklerini söylüyorlar.

İstekleri bitmeyen çocuklar

Küçük çocuklar benmerkezci özelliklere sahip olmaları nedeniyle her şeyin kendilerinin istediği şekilde olmasını isterler, başkalarının da istekleri olduğunu anlama becerisine henüz sahip değildirler. Bu nedenle ellerinde çikolatalı bir dondurma varken, bir tane de çilekli dondurma almayı isteyebilirler. Ya da daha az önce istediği kırmızı yarış arabasını almışken, başka bir çocuğun elinde aynı arabanın mavisini görünce bir tane de mavi arabadan almanızı talep edebilirler. Anne-baba çocuğun bu talebini "Hayır" yanıtı vererek karşılarsa, çocuk ağlamaya ve yere yatıp tepinmeye başlayabilir. İşte burada çocuğun yaptığı tek şey, sınırları test etmektir.

Eğer bu ağlamalar, anne-babanın mavi arabayı alması ile sonuçlanırsa çocuğun bu olaydan öğrendiği bilgi; "Eğer annem ve babam istediğim bir şeyi almaz ya da yapmazsa, tek yapmam gereken şey, onlar bunu yapana kadar tepinerek ağlamaktır" olacaktır. Eğer çocuğun isteği kabul edilmezse, yani dana az önce kırmızı arabayı istediği için kırmızı arabanın alındığı, aynı arabadan iki tane alınmasının mümkün olmadığı çocuğun anlayabileceği şekilde uygun bir dille anlatılırsa ve çocuk tekrar ağlasa bilearabaalınmazsa çocuğun bu olaydan çıkardığı ders şu olacaktır: "Ne kadar çok ağlarsam ağlayayım, annemle babam bu arabayı almama kararlarını değiştirmiyorlar". Bu tarz durumlarda iki ebeveynin de kararlı olması yani aldıkları kararın hiçbir şekilde değişmeyeceği mesajını çocuğa verebiliyor olması, bu sorunun çözülmesi için en önemli noktalardan biridir.

Bunun yanı sıra, ebeveynler arası tutarlılık da en önemli anahtarlardan biridir. Evde aynısının sarı saçlısından bulunan bebeğinin bir de siyah saçlı olanından almak isteyen kızınız şansını ilk önce annesinden yana deneyebilir ve annesinden bebeği almasını ister. Eğer anneden olumsuz yanıt alırsa bu sefer sıra babaya gelmiştir. Babasının yanına gidip şansını bir kere de babasından isteyerek dener. İşte burada en büyük görev yine ebeveynlere düşüyor. Çocukların istekleri sınırsızdır ve çocuklar sınırsız isteklerini kimin karşılayacağını deneme-yanılma yoluyla öğrenirler. Eğer baba kızının istediği bebeği alır ise çocuğun burada Öğrendiği sonuç: "Annem istediğim bebeği almadı ama babama gidip isteyince o aldı. Demek ki bundan sonra direkt, babamdan isteyebilirim, böylece engellenmeden hedefe ulaşırım" olacaktır.

Yoksa çocuğum şımarık mı?

Doğumuyla birlikte eve tarif edilemez bir mutluluk getiren bebek; beslenme, temizlik, giyinme gibi tüm ihtiyaçlarının giderilmesi için yetişkinlere muhtaç iken ve yetişkinler bu ihtiyaçların tümünü karşılarken; bebeğiniz büyüdükçe sizin sözünüzü dinlememeye, her söylediğinizi reddetmeye yani isteklerinizi karşılamamaya başlayabilir, Bu noktada anne-babalar içten içe bir kaygı yaşamaya başlayabilirler. Çocuklar kendileri için neyin doğru neyin yanlış, neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu henüz ayırt edemeyecek yaştadırlar. Bu nedenle ebeveynlerinin koyacağı kurallara, onların çizeceği sınırlara ihtiyaç duyarlar. Bu kurallar sayesinde çocuk kendini tehlikelerden korur, uygun ve doğru alışkanlıklar geliştirerek çevreye uyum sağlar.

Son yıllarda popüler olan "özgür çocuk yetiştirme" kavramı bazı ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken bu kural ve sınırları koymaması durumunu ortaya çıkarmıştır. Ancak çocuğunuzu özgür yetiştirmek demek, onun her talebini yerine getirmek, her istediğini almak, her anınızı onun istekleri doğrultusunda planlamak, tüm kararları onun vermesine olanak sağlamak anlamına gelmez. Elbette çocuğunuza oyuncak ve dondurma alacak, onun giymek istediği pembe eteği giymesine izin verecek, parka gitme saati gelince onunla parka gidecek ve onu salıncakta sallayacaksınız. Ancak yatma saati geldiğinde hala televizyon karşısında oturan ve "Ben daha yatmak istemiyorum dizim yeni başladı ve bitmesine iki saat var, dizi bitince yatacağım" diyerek daha önceden belirlemiş olduğunuz kuralları kendi istekleri doğrultusunda yeniden şekillendirmeye çalışan çocuğunuzun isteğini yerine getirmeniz; onun ertesi gün uykusuz kalmasına, yatış-kalkış saatlerinin düzeninin bozulmasına, okula geç kalmasına, ilk derste uyuyakalarak dersi dinleyememesine, gününün verimsiz ve keyifsiz geçmesine ve aile tarafından konulan kuralların istediği her zaman değişebileceği mesajını almasına neden olabilir.

Belli bir disiplin anlayışı ile yetişen, uyması gereken kurallar olduğunu ve kurallara uymadığı zaman belli yaptırımlar ile karşılaşacağını bilen, uygun isteklerinin ebeveynleri tarafından gerçekleştirileceğinin bilincinde olan, isteklerini ertelemesi gerektiği durumlarda durumu anlayıp erteleyen, beklemeyi öğrenen çocuklar; kendine güvenen, ayakları üzerinde duran, sorumluluk sahibi olan, girdiği ortama ve ortamın kurallarına uyum sağlayabilen, doyum sağlayan tatminkar çocuklar olacaklardır. Kuralsız-sınırsız yetişen, her isteği ertelenmeden anında gerçekleştirilen çocuklar ise doyum sağlayamayan, hep elindekinin daha fazlasını arzulayan, her istediğine anında sahip olmak isteyen ve bu gerçekleşmediğinde huzursuz ve mutsuz olan, başkalarının isteklerine saygı göstermeyen, beklemeyi bilmeyen, sabırsız çocuklar olacaklardır.

İstekleri uygun şekilde İfade etmek

Anne-babaların en çok yakındığı durumlardan bir tanesi de sözlerinin dinlenmemesidir. Çocuğun söz dinlemeyi öğrenmesi, yaşamın ilk yılarında öğrenilmeye başlanılır. Anne-baba isteklerini çocuğun zihinsel ve dil gelişimi düzeyine uygun bir şekilde ifade ederek çocukların isteklerini gerçekleştirme yönünde motive edebiliyorsa ve çocukları isteklerini gerçekleştirdiği zaman çocuklarını sözel olarak ödüllendirerek memnuniyetlerini ifade ediyorlarsa, çocuk anne-babasının taleplerini yerine getirmekle mutlu olacak ve onları mutlu ettiği için bu durumdan olumlu yaşantılar edinecektir. Eğer anne-baba isteğini çocukları ile paylaşırken, çocuklarını tehdit ederek ve davranışın sonucunda karşılaşacağı olumsuz durumları ifade ederek çocuğu isteklerini yerine getirme yoluyla motive etmeye çalışırlarsa çocuklar anne-babalarını dinlemeyi ve isteklerini gerçekleştirmeyi pek tercih etmeyecekler ve motive olmayacaklardır. Yani bu tarz durumlarda ebeveynlere düşen en önemli görev, isteklerini olumlu mesajlar vererek ifade etmeleridir. Bu sayede iki taraf da olumsuz duygular yaşamayacak ve iletişimleri olumsuz yönde etkilenmeyerek ilişkileri bozulmayacaktır.

SAMANYOLUHABER