๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 20 Mayıs 2012, 21:48:14



Konu Başlığı: Bu gençlerin günahları ne?
Gönderen: Sefil üzerinde 20 Mayıs 2012, 21:48:14
Bu gençlerin günahları ne?

Gençlere, gençlik meselelerine, gençlik dönemi hikâyelerine tahsis ettiğimiz Elif, zaman zaman dönüp dolaşıyor ve ebeveyn durağına uğruyor. Yani gençlerle ilgili pek çok mesele ebeveyn etkeninde kendini gösteriyor. O zaman, ‘Gençlik ve Ebeveyn ilişkileri’ konulu çalışmamızın isabet içerdiğini bir kez daha anlıyoruz. Haliyle bu ismi taşıyan çalışmamızın da bir an evvel yayınlaması ihtiyacını da buradan hissetmiş oluyoruz.
   
Gençlerde problemlerin dönüp dolaştığı nokta, anne babaların ihmal oluşturduğu nokta oluyor. Yani durup dururken bir problemli genç olmuyor. O problemi doğuran, o problemi büyüten bir etken mutlaka aramak gerekiyor.
Ne tedavi bir adım atmaksızın ortaya çıkıyor, ne de hastalık.
Tabiî burada şunu da demek istemiyorum, ‘Bütün gençlik problemlerinin sebebi, etkeni anne babadır.’ Böyle bir şey söylemek insafsızlık olur. Ancak anne baba etkeni öyle güçlüdür ki, oluşmuş problemi de ortadan kaldırmaya muktedir, problemlerin oluşma zeminini ortadan kaldırmaya da.
Lise seminerlerimiz yoğun şekilde sürüyor. Mayıs ayı olmasına rağmen, sıcaklar kendini hissettirmesine rağmen okul salonlarında yüzlerce gençle ‘pozitif gençlik’ seminerlerimiz devam ediyor.
Hâliyle bunlardan da onlarca genç hikâyeleri öğrenmiş olarak eve dönüyoruz. Müdürler genç hatıraları yüklü, öğretmenler öyle, öğrenciler zaten hikâyelerin kahramanı, hasılı kime yönünüzü dönseniz, dramatik öyküler sizi karşılıyor.
Elbette şaşırıp kalıyorsunuz.
Genç konusunun ne kadar önemli, ne kadar derinlikli ve ne kadar ayrıntılı çalışmak gerektiğini bir kez daha hissediyorsunuz.
Şu bir çözüm teklifi olarak çok net gözüküyor: Okuyan gençler, hangi problem karşısında nasıl adım atmak gerektiğine dair bilgiye ve beceriye ve cesarete sahipler.
Okuma alışkanlığı olmayan gençler ise, bir problemle karşılaştıklarında ne yapacaklarını bilemiyorlar ve bocalıyorlar.
Tabiî bu durum, genci olan ve gençle olan anne babalar için de geçerli.
Son zamanlarda karşılaştığımız genç öykülerinde, problemin adresi olarak hep ebeveynler gündeme geldi.
Özellikle de, yarını düşünülmeden atılan evlilik adımlarının ortaya çıkardığı manzaralar daha bir ön planda.
Bakın, gencin içinde olduğu durum, çektiği sıkıntılar, içinden çıkılmaz haller bir bütün halinde dönüp dolaşıyor, evlilik öncesi atılan adımlara, hislerle sürüklenen sürece gelip dayanıyor.
Ne acı ki şu an toplumumuzda, onlarca, yüzlerce tam anne baba olmadığı halde, olgunluk kazanmadığı halde, bir insan, bir evlât sorumluluğu taşıyıp taşıyamayacağı bilinmeden adımlar atıldığı için ortaya çıkmış yıkımlar kendini gösteriyor.
Hemen hemen her ailede, aile çevresinde bu şekilde oluşmuş genç dramları kendini gösteriyor.
O zaman işte konu dönüp dolaşıyor, evliliği bir ciddî kurum haline dönüştürmekten başka çare gözükmüyor.
Nitekim Dicle Üniversitesi’ndeki ‘boşanma çalıştayı’nda da, masalardaki gündem hep bu çerçevede geziyordu. Yani bilgi donanımlı, aydın, kendini taşıyabilen, psikolojisi sağlam bireyler olmadan yapılan evliliklerden bir hayırlı sonuç çıkmıyor. Elbette böyle bir birlikteliğin aile kurmaya olumlu katkısı olmayacağı gibi, kurulmuşsa dahi ondan sonraki hikâyelere de olumlu bir katkı sağlamayacaktır.
Yine ilginç olan bir durum da, bu insanlar eğitimsiz, kültürsüz de değiller. Pek çok yıkımla sonuçlanmış aile manzarasında boşanmış çiftlere bakıldığında neredeyse bilmedikleri konu yok. Tabiî bir güzel herkes karşı tarafı tahlil ediyor, suçluyu çoktan ilân etmiş, ama bunun ortaya çıkan sonuca bir katkısı yok.
Artık ondan sonra yeni yeni hayat safhaları ortaya çıkıyor. Halasının sahip çıktığı, amcasının sahip çıktığı, dayısının sahip çıktığı ya da sahipsiz genç manzaraları dikkatleri çekiyor.
İşte tam burası da problemlerin baş gösterdiği nokta demektir.
Annenin babanın aralarındaki iletişimsizlik sonucu ayrılmaları sonucu, her iki taraftan ilgilenmedikleri, terk ettikleri genç manzaraları hiç de iyi sinyal vermiyor. Şu an bu şekilde oluşmuş neredeyse onlarca, yüzlerce dram görüntüsü var.
Önümüzdeki günlerde bu şekilde bir hayat süren genç manzaralarına da dikkatleri çekmek istiyoruz. Ama ortaya çıkan durumlar, konuyu ebeveynlere getiriyor ve lütfen aile kurmadan önce, bu konuda adım atmadan önce, evlilik sürecine girmeden önce, çocuk yapmayı düşünmeden önce, onların sonraki hayatlarını dikkate almadan önce bir kez daha düşünün mesajı taşıyor.
Evlenecekseniz, önce duygu olarak ‘anne’ olun, ‘baba’ olun ondan sonra evlilik yapın. Yoksa sizin attığınız adımlar pek çok insanın başını ağrıtıyor ve pek çok genç hayatlarını karartıyor. Buna kimsenin hakkı olmasa gerektir. Hele hele evlilik yapanların asla.
Sizin dağıttığınız bir şeyi, birileri toplamak zorunda değil.
Tabiî buna önce devletin bir tedbir alması kaçınılmazdır. Şu evlilik sertifikaları, evliliğe hazırlık okulları, anne baba okulları, üniversitelerdeki anne-baba seçmeli dersleri ne zaman devreye girecek? Çünkü toplum her geçen gün kan kaybediyor.

yeniasya