๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 23 Eylül 2010, 16:49:07



Konu Başlığı: Anne Baba olmaya hazır mısınız ?
Gönderen: Sefil üzerinde 23 Eylül 2010, 16:49:07
(http://www.milligazete.com.tr/dosyalar/haberler/2010/09/23/177484/anne-baba-olmaya-hazir-misiniz-medium-0.jpg)

Evliliğe ilk adımlarını atan gençlerin, cevaplaması gereken ilk soru!


    * Anne-Baba olmaya hazır mısınız?

İnsanı mutlu eden duygulardan biri de anne baba olma duygusudur. Bu duygu, evliliği ve aileyi tamamlayan bir aşamadır. Yaşamımızın var olma mücadelesi içerisinde mal-mülk sahibi olabilmek için bir ömür boyu uğraşıp duruyoruz. Amaç, zengin olabilmek... Oysa esas zenginlik, hayırlı bir evlat sahibi olmak için verilen mücadele içerisinde yatıyor.

Bu nedenle çocuklara ihtiyaç vardır. Gerçek sevgiyi tadabilmek ve uzun ömürlü bir evlilik hayatı sürdürebilmek için kadınlar anne, erkekler de baba olmak isterler. ALLAH Teâlâ insanı yaratırken genlerine evlat sevgisini ve çocuğunu koruma duygusunu yerleştirmiştir. Bu duygu olmasa neslin devamı nasıl sağlanacak? Kadının en büyük zevklerinden biri evlat sevgisidir. Evladına bir şey olduğunda acılar içerisinde kendini kaybetmesi bundandır. Hatta çocuk istemeyen kadınlar bile her çocuk gördüğünde bilinçaltında o çocukla duygusal bir bağ kuruyor.

Anne-baba olma sanatı!


Okuma sanatı, konuşma sanatı, yazma sanatı, sevme sanatı, yemek pişirme sanatı, geçinme sanatı, dost edinme sanatı gibi terkipleri devamlı duyarız. Bunlara ilave edilecek önemli ve kalıcı sanatlardan biri de anne-baba olma sanatıdır.

Anne-babalık mesleği sıradan bir meslek değildir. Kutsallığı yanında sorumluluğu olan bir meslektir. Sanatta olduğu gibi ince ve derin düşünmeyi sabırlı ve şefkatli olmayı gerektirir. Bu bağlamda evlilik hayatında anne babalık mesleğini ciddiye alan ve bunun üzerinde hassasiyetle duran ebeveynlerin çocukları da ona göre "hayırlı evlât"  olurlar.
Anne - babalığa ne zaman hazırlanmalı?

Yeni evlenen çiftlerin geçinip geçinemeyecekleri hususunda zamana ihtiyaçları olduğu gerçeğini kabul etmek zorundayız. Evliliğin cicim aylarında evlat sahibi olup olmama hususunda tedbirli davranmalarını devamlı tavsiye ediyoruz. Birbirlerinin huylarını, alışkanlıklarını ve ilişkilerini yaşayarak görmeleri gerekir. Birbirlerini yeterince tanımadan, anne babalığa hazırlanmadan hemen çocuk sahibi olmalarının doğru olmadığını vurguluyoruz.
Süre uzarsa, problemler baş gösterir!

Bunun için de bir sene gibi bir sürenin yeterli olacağı kanaatindeyiz. Bu süre bir seneden fazla uzarsa bir takım ruhsal ve fiziksel sorunlar baş gösterebilir. Bu sorunlar birden oluşmaz ama zaman içinde yavaş yavaş kendini göstermeye başlar.

Çocuk sahibi olmak için acele etmek nasıl sakıncalı ise, geciktirmenin de sakıncalı olacağını tıp uzmanları söylüyorlar. İleri yaşlarda hamileliği yaşayan bir hanımın doğum anında ölüm riski ile karşı karşıya kalabileceği uyarıları devamlı yapılıyor.

Washington Üniversitesi psikologlarından Neil Jacobson'un 2700 aile üzerinde yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre: Erkeklerin % 78'inin belirli bir kariyer ve ekonomik güvence hissedinceye kadar çocuk sahibi olmak istemedikleri, orta yaşı geçtikten sonra çocuk sahibi olduklarında da evlâtlarıyla duygusal bağ ve iletişim kuramadıkları belirtiliyor.

Ayrıca ilerleyen yaşlarda çiftlerin psikolojileri ve insani ilişkileri olumsuz yönde değişiyor. "Merhamet", "yardımlaşma", "şefkat", "sevgi-saygı" gibi duyguları köreliyor. Bu duygulara karşılık "ferdiyetçilik ve egoist" duyguları öne çıkıyor.
Süreye dikkat!

Eskiden yeni evlenen çiftler çocuk sahibi olmak için zaman ayarlaması yapma ihtiyacı duymuyorlardı. O günün "geniş aile" ortamında yeni evlenenlerin sorunları aile büyükleri tarafından hallediliyordu. Şimdi ise şartlar çok değişti. "Geniş aile"nin yerini "çekirdek aile" aldı. Herkes kendi sorununu kendisi halletmek zorunda... Ekonomik sorunlar başta olmak üzere, çeşitli nedenlerden dolayı çocuk sahibi olmayı geciktiriyorlar. Bu geciktirmenin süresini yukarıda belirttik. Buna göre anlatmaya çalıştığımız konu, ölçüyü kaçırmamak, çocuk sahibi olma konusunda ne acele etmek, ne de süreyi uzatmak... Yapılması gereken, dengeleri yerinde ve zamanında kullanabilmek...
Anne-babalığa nasıl hazırlanmalı?

Doğacak çocuğa ebeveyn olmak başlı başına bir bilinç ister. Geleceğin neslini yetiştirmek ve hayata hazırlamak gelişigüzel olmaz. Batıda olduğu gibi bizde bunun okulu yok ama gönüllü danışmanlar oldukça çoktur. Çocuk yetiştirmiş hangi aileye gitseniz seve seve sizinle deneyimlerini paylaşırlar, bundan da mutluluk duyarlar. Bununla beraber en sağlıklı bilgi kaynağı olan kitaplardan her türlü bilgiyi rahatlıkla öğrenme imkânı her zaman vardır. Konferanslardan, seminerlerden, televizyonlardan, radyolardan ve internetten evlilik, aile ve çocuk eğitimiyle ilgili programları takip etmek mümkündür.
Elde ettiğiniz bilgilerin sağlamasını da yapın!

Bilgi çağında yaşıyoruz. İstediğiniz bilgiye istediğiniz şekilde ulaşma imkânı her zaman mevcuttur. Arzu ettikten sonra bilinçlenme her zaman olabilir. Esas olan eşlerin psikolojik olarak anne-babalığa hazırlıklı olmalarıdır. Burada dikkat edilecek başka bir hususu da belirtmeliyiz. Bugüne kadar ailenizden, çevrenizden ve kişisel gayretlerinizle edindiğiniz pek çok bilgiye sahipsiniz. Bu bilgilerin sağlıklı olup olmadığını yeniden test etmenizde büyük yarar vardır. Dağarcığınızdaki bu bilgilerin yetiştireceğiniz çocuğunuzu geleceğe hazırlamada yararı olacak mı acaba? Bundan emin olmalısınız.

Eski yanlış bilgileri aynen alıp çocuğunuza uygularsanız, çocuğunuzun kişiliğini ve kimliğini olumsuz yönde etkilemiş olabilirsiniz. Hamilelik döneminde çocuğun ve annenin biyolojik sağlığı ile ilgili endişelenmenize gerek yoktur. Aşağı yukarı bütün hastanelerde hamilelik döneminden doğum anına kadar olan seyrin takibi en güzel şekilde yapılmaktadır. Siz hiç zorlanmadan "uzman doktorlar ve hemşireler" tarafından profesyonelce bu hizmetler veriliyor.