> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları  (Okunma Sayısı 440 defa)
13 Eylül 2010, 17:13:22
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 13 Eylül 2010, 17:13:22 »



Ali ile Fatma Boşanırken Neler Oluyor Bize Feryatları


HZ.YUSUF ELİMİZDEN TUTARDI

“Oğlum sen öğrencisin, okuyacaksın.. Daha evlenme çağın gelmedi. Elin kızlarını rahatsız etme.. Hayatlarıyla oynama!” derdi annem, öğrencilik yıllarımda; sık sık elimden tutar, gözlerimin içine bakarak bu uyarıyı yapardı.
Fakat her zaman ebeveynim başımda olamadı; kızlarla başbaşa kaldığım ve yoldan çıka yazdığımız durumlar da oldu; işte böylesi durumlarda Kur’an-ı Kerim’den uzanıp Hz.Yusuf elimden tutardı.. Belli oranda kendimi tuttuğum da bir gerçek..
Kızlarla hep belli bir mesafede, edep sınırları içinde, sevgi ve saygıya dayalı arkadaşlıklarım oldu.. Dolayısıyla kızları hiçbir zaman oyuncak görmedim ve hayatlarıyla oynamadım. Bunda annemin ve babamın uyarıyla yetinmeyip beni takip etmelerinin de payı var.

YA ALİ’YDİK YA DA FATMA

Kızlar karşısında kendimi tutarken veya evlilik konusunda arkadaşlarla tartışırken felsefemi şu birkaç kelimeyle ifade ederdim: “Hz. Fatma ile evlenmek istiyorsan.. Hz.Ali olmalısın.”
Hz.Ali olamamanın bir felaket olduğunu düşünür, ürperirdim. Çünkü Hz.Ali ile Hz.Fatma, biz müslüman gençler için model kişiliklerdi..

Ali, müslüman erkek için ana karakterdi. Fatma da müslüman kızlar için..
Ali ile Fatma.. Ve aşk.. Bizim hikayemiz, Ali ile Fatma aşklarıydı.. Onların kişiliklerini kavrayıp yaşama şekillerini anlayarak yollarından gidince ALLAH ve Rasulü’nün razı olduğu müslümanlardan olacağımızı ve ALLAHu Teala’ya yakınlaşacağımızı düşünürdük.

ALİ ARTIK BURJUVA

Aliler ve Fatmalar evlenme vakti gelince bir araya gelip evleniyorlar. Fakir ailelerin fakir çocukları olarak.. Orta halli ailelerin fakir çocukları..
Hayatın zorlukları karşısında mütevazi bir yaşam şekliyle beraberce savaşıyorlar. Fatma genelde evde, ev işleriyle ve çocuk bakımıyla uğraşıyor; Ali, yani erkek ise işte ve ekmek kazanma derdinde.

Ama hayat hep böyle devam etmiyor. Ali şartlar, siyasi konjonktör ya da başka faktörler nedeniyle hayal bile edemeyeceği makamlar elde ediyor, servetlere kavuşuyor.

Fatma evde çocuk büyütürken Ali sosyal hayata dibine kadar giriyor. Ve bingo: O güne kadar asla bilinmeyen, tanınmayan, gazete sayfalarından izlenen bir yaşamın ortasında buluveriyor kendini Ali.

Ali’nin etrafında daha önce kendi aile çevresinde asla göremeyeceği türden kadınlar dolaşmaya başlıyor.
Evdeki eş, yani Fatma yerinde sayarken, Ali sürekli hayatını yeniliyor, gelişiyor, aktifleşiyor. Buna rağmen pek çoğu çok uzun zaman tüm bu olan bitenlere direniyor.
 
EVDE MÜŞFİK, DIŞARIDA ÇAPKIN

Ali ile Fatma sınıf atlıyorlar ya.. Onlar artık burjuva aile olma yolunda.. İnançları, yetişme biçimleri, çocukları, vicdanları, aile ve özel sosyal çevreleri gibi pek çok faktör yüzünden direniyorlar üstelik.
Ama nafile ve bir noktada direniş kırılıyor. Para, makam, etraftaki dalkavuklar, kendisine güzel sözler söyleyen güzel kadınlar.

Ali sonunda pes ediyor.
Ve onun belki yıkımına giden ikinci yaşamı başlıyor. Evde müşfik bir aile babası, dışarıda hayatına tazelik getiren yepyeni kadın ya da kadınlarla beraber olan mahçup çapkın.

Bakıyorsun Ali takım elbiseli,saçı başı traşlı,burnu havalarda; kibir desen o biçim, ama parmağında gümüş yüzük var, namazlarını da kılar, ama ben ne anladım bu işten biz ehli sünnet bir cemaatsek neden peygamber efendimiz gibi tevazu sahibi olamıyoruz bizim dini emirlere bağlılığımız kazandığız parayla ilintilimidir.

Fatma’ya örttüğü başörtünün markasını soran kadınları da anlamıyorum; şehrimizde onca müze var, ama kadınlar boş vakitlerinde, kendilerini başörtülü kabul etmiyen medeniyetin, lüx alış verişmerkezlerinde para harcayıp fast food yemeği tercih ediyorlar.Sloganlaşmış islami görüşler alabildiğine çok ama gerçekten ilim konuşmaya başladınız mı etrafta kimseler kalmıyor.

İnsanlar farkında olmasa da yükselen değerlere popilist kültür karar veriyor ve bir jip gibi şeylere sahip olunca hayata bakışı değişiyor ve kendini bir müslümandan ziyade zengin bir şehirli olarak görüyor bu; nefisle olan savaşı unuttuğumuzun en bariz göstergesi.

Bir gün gittiğim hastanede doktorun başı örtülü bir hanım olduğunu görünce “Ne hoş, dedim. Bu insanda kibir olmaz,diğer doktorlara göre daha candan davranır insana..” Ama nerde, öyle kendini beğenerek konuşuyordu ki şaştım haline neyse bunun gibi daha neler var önemli olan biz şunu unutmayalım biz eğer gerçekten müslümansak o zaman bizim örnek alacağımız yegane insan peygamber efendimiz olmalı, yoksa insanı şaşırtacak o kadar çok hileler var ki hayatta..

ÇİFT KİMLİKLİ HAYAT

Genelde tecrübesiz olduğu için eline yüzüne bulaştırılan bu tarz hayat çok az istisna hariç evliliklerde büyük dalgalanmalar yaşatıyor.

Ve ortaya bu tarz pek çok hikaye çıkıyor. Yeni dönem siyasetçi ve zenginler arasında böylesi o kadar çok var ki!
Kimisi ikinci eş alıp dini nikah kıyarak işi hallediyor, kimisi de iki arada bir derede kalarak çift kimlikli hayatı tercih ediyor.

DIŞI DEBDEBELİ İÇİ VİRANE İNSANLAR

İstanbul’un Anadolu yakasının mutena bir semtinin mutena bir köşesinde yarı villa, yarı saray yavrusu bir evin kapısının önü.. Evin her tarafı duvarlarla ve dikenli tellerle çevrili..

Avlunun dış kapısının üzerindeki bir levha: “Dikkat Köpek Var.” Asistanım bu ifadeye takıldı.. Gerçi bu uyarı levhası, bir ‘proleterya’ çocuğu olarak asistanımı bir hayli düşündürmüştü. Benim gibi hayli ‘sosyetik’ mekanlarda epey pabuç eskitmiş bir ‘öğretmen’ çocuğu için hiç de yabancı değildi bu levha ve üzerindeki yazı.

Hatta, o yazının asılı olduğu kapıların arkasındaki ‘kırık hayatlar’ın melodramına epeyce aşina olmuş, dışı debdebeli içi virane insanların melallerini çokça seyretmiştim.
 
ALİ VE FATMA BURJUVA HAYATINA DALDIKÇA

Fakat bu kez durum başkaydı. Biz o kapının önünde beklerken, otomobil olmak için fazla büyük, bir kamyon olmak için de epeyce küçük bir siyah cip belirdi. Cipin şoför mahallinde rengarenk başörtüsüyle ve illa güneş gözlüğüyle genç bir hanımefendi, Fatma oturuyordu. (Buraya kadar bir sorun yoktu, olsundu, ALLAH daha çok versindi, kıskananın gözü çıksındı. )

Ne var ki birkaç saattir kapının kenarında beklemek zorunda kalmıştık.. O genç hanımefendinin, elit bir huzursuzluk edasıyla, ‘bir hırsız ya da tencere tava pazarlamacısı olabilir mi, ne işi var bunların burada’ diyen kuşkulu, yukardan ve soğuk bir bakış atışı vardı ki, işte bittiğimiz an, o andı kardeşler. Bu bakışı çok iyi biliyordum.

Bu nazar, ekmeğin fiyatını bilmeyen, dolmuşa otobüse hiç binmeyen, canı sıkılınca Akmerkez’e ya da bilmem ne merkeze alışverişe giden, çocuklarını istisnasız psikiyatriste gönderen, kendisi güzellik salonlarından çıkmayan, Moda’da, Bebek’te, Sarıyer’in boğaza nazır sırtlarında, boğaz kıyısındaki müstakil yalılarda kurum ve çalımla oturanlara has bir bakıştı.
Kendileri dışındakilere ‘kapıcı’ya bakar gibi bakan bir bakış…

İşte, böyle bir bakıştır ki uzun zamandır gözlemlediğim ve yazmayı bir düşünüp biriktirdiğim bu yazının zembereğini boşandırdı…
 
YEŞİL KAPİTALİZM VEYA ‘İSLAMCI BURJUVA’ NASIL DOĞDU?

Dolayısıyla Anadolu insanı nezdinde din, asli bir unsur olarak hiçbir zaman geleneklerin ve törenin önünde yer almadı. Din, ikincil bir konumda, daha çok işlevsel olarak ele alındı. Din, devletle girilecek ilişkide bir ‘araç’ olarak işlev gördü. Hiçbir zaman toplumsal refahtan gereken payı alamadığı için, hiçbir zaman iktidarda belirleyici, bürokrasiyi çekip çevirici bir konumda bulunamadığı için, Anadolu insanı, sürekli bunların ezikliğini ve yoksunluğunu yaşadı.

İktidar ve zenginlik karşısında ister istemez oluşan duygusal ve zihinsel zaaf, tarih boyunca bir ukde olarak varlığını korudu ve toplumsal hafızada paslı bir çivi gibi durdu. Eğer Freud’un kavramlarına itibar edecek olursak, Anadolu realitesinin ‘toplumsal biliçaltı’nda ‘servet ve iktidardan yoksunluk’ hep bir kompleks olarak dipdiri kaldı.

Cumhuriyet’le birlikte servet ve iktidar paylaşımının tekelleşmesi, Ankara, İstanbul ve İzmir kaynaklı ‘bir Cumhuriyet burjuvazisi’ meydana getirdi. Bu elit yapı, kendi içinde sosyetesini de doğurdu. Bu sosyetenin içinden, rejimin dümen suyuna girmiş, ham kitleleri bu düzenin kalıbına sokmakla vazifeli, yazar, şair, ideolog, aydın kanaat önderleri de türemiştir. Buna karşın, dindarların, medrese ve tekkeden gelen alim ve ariflerin temsil ettiği ilim geleneği dumura uğramış vaziyetteydi.

Dolayısıyla, Anadolu insanına kanaat önderliği edecek alimler, ya rejime boyun eğmek zorunda bırakılmış (Elmalılı Hamdi Yazır gibi), ya rejimin saflarına geçmiş (Şemseddin Günaltay gibi) ya da büyük bir baskıya maruz kalarak sindirilmeye çalışılmıştır (Bediüzzaman Said Nursi gibi.)

Gerçi Said Nursi, Eski Said’den Yeni Said’e geçişiyle, Nur Risalelerini telif etmek suretiyle, din dilini, Medeniyet biçimini memleket insanına yepyeni bir yorumla sunarak mücadele etme yolunu seçmiş ve dinin itikadi esaslarını bir Medeniyet’i yeniden inşa edecek biçimde yeniden sunmuş, İslam düşüncesi geleneği ile bugünün yegane köprüsü olma vazifesini deruhte etmiştir.)
 
1950’li yıllardan sonra, kısmi özgürleşme ile birlikte, İstanbul ve İzmir burjuvazisine karşı yönünü Anadolu’ya dönmüş kimi yazar, şair ve düşünürler, kanaat önderliğini üstlenmeye başlamıştır. (Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu vb. gibi.) Bu yeni kanaat önderlerinin iki temel handikapı var...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları
« Posted on: 27 Nisan 2024, 01:26:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları rüya tabiri,Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları mekke canlı, Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları kabe canlı yayın, Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları Üç boyutlu kuran oku Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları kuran ı kerim, Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları peygamber kıssaları,Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatları ilitam ders soruları, Ali ile Fatma boşanırken neler oluyor bize feryatlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes