๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 29 Ağustos 2012, 12:33:15



Konu Başlığı: Alevi- Sünni evliliği üzerine düşünceler
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 29 Ağustos 2012, 12:33:15
Alevi- Sünni evliliği üzerine düşünceler

Sıkça sorulan bir soru da  alevi sünni evliliği üzerine  yoğunlaşmaktadır.

Bu soru,alevi kızla da anlaşılabilir, alevi oğlanla   da anlaşılabilir.

Bence mühim olan oğlan-kız meselesi değil ,konunun içeriği meselesidir.      Önce önemli bir hususu ifade etmeliyim.Biz konunun özüne inmeden  alevi-sünni kardeşliğini arzuluyor, akrabalıklarla kaynaşıp birleşmeyi faydalı buluyoruz. 

Bu ülkede buna ihtiyaç vardır. Birlikten, kardeşlikten, hoşgörü ve müsamahadan zarar gelmez, fayda ise kesindir. Herkes kendi yorumuyla baş başa kalabilir.

   Ancak baştan böyle düşündüğümüz halde konunun içine girdiğimizde karşımıza bazı sosyolojik gerçekler çıkar ve bunları bir yuvanın huzuru, mutluluğu için konuşup düşünmek zorunda olduğumuzu hissederiz.

Şöyle ki:

Aile içinde karşılıklı fikir ve düşünce birliği olması halinde huzur ve saadet söz konusu olur. Bunda ihtilaf yoktur. Şayet böyle bir birlik ve ortaklık yoksa huzur ve mutluluğun var olacağını sanmak da sebepsiz iyimserlikten başka bir manaya gelmez. Zıt düşünce sahiplerinin mutlu olacaklarını düşünmek bilmem ne kadar gerçekçi olur.

     Alevi ile sünni gençlerin yuva kurmalarında böyle birliğin var olup olmadığını düşünmek zorundayız. Buna hesaba katmaya mecburuz.

-Var mı fikirde, yorumda , inançta tarafları ters düşürmeyecek ölçüde birlik, beraberlik? Varsa mesele yoktur. Yoksa mesele vardır.

Var mı, yok mu?..

Onu ben bilmem. Hatta siz de bilemezsiniz. Ancak taraflar bilirler. Çünkü onlar bir araya gelecek, konuşacak, anlaşacaklar. Birliktelikleri ne ölçüde vardır tespit edecekler?.Bunu baştan konuşup ayrıntılarını bilmelerine zaruret derecesinde ihtiyaç vardır.Çünkü geri dönülmez yola girdikten sonraki tespitler yuvanın yıkılmasına,tarafların mutsuzluklarına  sebep olur. Böyle bir sonucu baştan düşünüp  ayrıntılarını tespit etmekte sayısız faydalar vardır..

    Konuya böyle umumi bir bakıştan sonra şöyle ölçüler  vermek de faydalı olsa gerektir...

Alevi demek Ali'yi seven demektir. Ali'yi seven ise İslam'ı Ali gibi anlar, Ali gibi kabul eder, hatta Ali gibi iman eder. Akla bu değerlendirmeler gelmektedir.

 Şayet bir delikanlı alevi olduğunu söyleyen bir kızla evlenirken ona soruyor, o da böyle bir açıklamada bulunuyor da:

- Ben bağlısı olduğum Ali'nin anladığı manada İslam'ı anlıyor, öyle bir İslam'a inanıyorum, diyorsa, bunu da lafta bırakmıyor, gerçekten de böyle kabul ediyorsa,sünni bir gencin bununla evlenmesinde mutluluk söz konusu olabilir. Çünkü sünni genç de İslam'ı Ali'nin anladığı gibi anlıyor, onun tatbik ettiği gibi tatbik etme inancında ve niyetinde bulunuyor.

    Kızlarımız için de aynı ölçü geçerli olabilir. Ali'nin hanımı Fatıma Validemizin   anladığı  gibi İslam'ı anlıyor, onun gibi düşünüyor, amel etmeyi esas alıyorsa bu da bir açıklayıcı ölçü olabilir, hanım kızımız için.

     Demek ki evlenecek gençlere  Ehli Beytin iki örnek unsuru örneklik ediyor Ali ve Fatıma Validemiz  ölçü teşkil ediyorsa ortak nokta ve müştereklik var demektir. Aksi halde bunlar örneklik etmiyorsa ,kimi örnek alacaklar vaz geçilmezleri olan İslam konusunda.?   Bu sebeple  taraflar baştan iyi konuşup ortak noktalarının ne ölçüde varlığını iyi tespit etmeleri gerekmektedir..

     Ali ve Fatıma'yı ne ölçüde örnek almaktalar buna bakmalılar. Bunu da kendileri tespit edeceklerdir. Başkalarının lehte,aleyhte sözleri isabet etmeye bilir. Hz Ali ve Hz Fatıma’nın Müslümanlığı ortak noktamızdır..Hadisler ve siyer kitapları bu hayatı örnek şekliyle bizlere anlatmış,biz de onları uygular olmuşuzdur dini hayatımızda...

AHMET ŞAHİN