> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Aile Hayatı > Sizden Gelenler( Aile Hayatı ) > Aile yuvası
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Aile yuvası  (Okunma Sayısı 1181 defa)
29 Ekim 2010, 15:05:22
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 29 Ekim 2010, 15:05:22 »



Aile Yuvası


Cenâb-ı Hakk vahdâniyyeti kendisine münhasır kılmış, bütün mahlûkâtı çift olarak halketmiştir. Aralarına da cezb ve incizâb kanunu koyarak maddî ve mânevî kemâli, birbirleriyle bütünleşmelerine bağlamıştır. Hiç şüphesizdir ki, eşref-i mahlûkât olan insanda fıtrî olan muhabbet temâyülü, ilâhî aşka yükselmenin ilk kademesini teşkîl eder. Bu itibarla Allâh Teâlâ, vermiş olduğu bu ulvî mertebenin muhâfaza edilmesi ve insan neslinin temiz ve mübârek bir şekilde devamı için âile hayatını zarûrî kılmış ve nikâhı emretmiştir.

Nikâh, kadın için, kadınlık duygu, istîdâd ve meziyetlerinin karşı cinsine tahsîs edilmesidir. Bu da hanımın, hanımlık vakar ve haysiyetinin muhafazasıdır. Erkek içinse nikâh, onu nefsin kötü âkıbetine dûçâr olmaktan kurtaran ve şerefli bir âile hayatı yaşatan mecrâdır.

Nikâh, rûhun sükûn ve huzûru yanında bedenin nizâmına da vücûd veren yegâne müessirdir. Ahlâkın güzelliği onun sayesindedir. Âile seâdeti, toplumun refah ve terakkîsi, yine nikâhla gerçekleşir. Kadın, kucağına aldığı yavru ile merhamet ve şefkat duygularının inkişâfına mazhar olur. Bir mürebbiyelik imtihanı yaşar. Erkek ise, mes'ûliyet duygusunun gelişip kuvvetlenmesi yanında âile reisi sıfatıyla olgunluk basamaklarını tırmanmaya başlar. Çünkü âile, millî bünye içinde en küçük, fakat en temel idârî bir ünitedir.

İşte bundan dolayıdır ki, insanlığa rehber olan -genç yaşta semâya refedilen Hazret-i Îsâ dışında- bütün peygamberlerin başından nikâh geçmiştir. Onları takip eden büyük ve mübârek şahsiyetlerin hayatı da böyledir.

Mü'minin, takvâsından sonra en kıymetli varlığı, sâliha bir hanıma sahip olmasıdır. Sâliha kadın, seâdet bahçelerinin en kıymetli tezyînâtıdır. Milletler, âilenin sağlamlığı ile terakkî eder. İnsanların bir erkek ve dişiden yaratılması gerçeğine mebnî olarak kurulan âile çatısındaki hikmetler, Allâh'ın pek yüce âyetlerindendir.

İdrâk sahipleri için nikâhdaki ibretler hakkında âyet-i celîlede şöyle buyurulur:

"Kaynaşmanız için size kendi (cinsi) nizden eşler yaratıp aranızda muhabbet ve merhamet te'sîs etmesi O'nun âyetlerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen zümre için muhakkak ki ibretler vardır.." (er-Rûm, 21)

Bu âyet-i kerîme, birtakım hikmetleriyle birlikte izdivaçtaki en büyük gâyeyi göstermektedir: Allâh yolunda muhabbet ve merhamet sâhibi olmak... Bunun içindir ki Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, kendisiyle evlenilecek bir hanımın vasıfları ve tercih sebebi husûsunda:

"Kadın dört şey, yâni malı, güzelliği, soy-sopu ve dîndeki kemâli için nikâhlanır. Siz dîndar olanını tercih ediniz ki, elleriniz hayır görsün!.." buyurmuşlardır.

Diğer bir hadîs-i şerîfde:

"Kişinin yüceliği dîninde, mürüvvet ve şerefi aklında, soy-sop güzelliği de (nikâhla korunan) ahlâkında gizlidir." buyurulur.

Cemiyet ahlâkını muhâfazada en müessir âmil, nikâh olduğu için Allâh Rasûlü -sallhallâhü aleyhi ve sellem-, onun zorlaştırılmaması husûsunda ümmetini îkâz ederek:

"Nikâhın hayırlısı, külfetsiz olandır." buyururlar.

Muhyiddîn-i Arabî -kuddise sirruh- Hazretleri, nikâha teşvik edip evlenenlere yardımcı olmanın fazîleti hakkında şöyle buyurur:

"En üstün sadaka-i câriye, evliliğe vesîle olmaktır. Zîrâ onların neslinden gelen kimselerin yaptıkları her iyilikten vesîle olana bir ecir vardır."

Diğer taraftan âile yuvasının kurulması yolunda yapılan merasimlerde gâyet mütevâzî davranmak ve israftan kaçınmak zarûrîdir. Ayrıca gayr-i şer'î birtakım yanlış hareketler ve âdetlerle bu mübârek teşebbüse kötü bir başlangıç yapmak da, hüsrân kapısını aralamaktır. Ancak yüce şerîat hükümlerine bağlı ve ahlâk kâidelerine uygun nikâh meclisleri, mübârektir ve duâların makbûl olduğu mekânlardan biridir.

Hâsılı evlilik, İslâm'ın, üzerinde çok hassas bir şekilde durduğu maddî ve mânevî iki yönlü ulvî bir müessesedir. Dolayısıyla bu ulvî müessesenin te'sîsi husûsunda son derece ciddiyet ve dikkat sahibi olmak zarûrîdir. Aksi halde izdivacı basit bir beraberlikten ibaret zannederek oluşturulan âile yuvaları, arş-ı âlâyı titreten hâdiseler olarak ifâde edilen yersiz boşanmalarla neticelenmektedir. Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem- buyururlar:

"Evleniniz, boşanmayınız!.. Zîrâ boşanma dolayısıyla arş titrer..."

Hele zevk ve eğlence için kadın boşamak, hesap ve azâbı büyük bir cürüm ve zulüm olup merdûddur. Bu da, Hakk'ın aslâ afvetmeyeceği kul hakkını yüklenip helâk ve hüsrâna doğru gaflet dolu adımlarla yürümektir.

Karı-Koca Hakları

Âile seâdeti, iki tarafın karşılıklı haklarını iyi kullanmasına bağlıdır.

Âile reisi erkekdir. Âile riyâsetini düzgün yürütmek daha ziyâde erkeğe bağlıdır. Âyette: "Erkekler, kadınlar üzerinde idârecidirler." (en-Nisâ, 34) buyurulmaktadır.

Âile reisliğinin erkeğe verilmesi, kadınların aşırı hissîliğinden dolayıdır. Husûsiyle neslin korunması, ancak şefkat duyguları ile mümkündür.

Bu üstünlük zulüm ve tahakküm için değil, âile nizâmını sağlamak ve izdivaç hayatını korumak içindir. Kadın da ev içine âid husûslarda âmirdir.

Erkeğin; nafaka, mesken, muhârebe, namazda imamlık, hükümdarlık gibi mükellefiyetleri üzerine alması, onun, itâatın kutbu olduğunu göstermektedir. Bu hâl, kadınlardan peygamber gelmemesinin en mühim delillerindendir.

Önce Âdem -aleyhisselâm-'ın yaratılması, sonra Havvâ vâlidemizin bir filiz gibi ondan neş'et etmesi, erkeğin öncülüğünü gösteren açık bir hakîkattir. Hazret-i Âdem'in sol kaburga kemiğinden yaratılan Hazret-i Havvâ'nın, tek candan kopan ikinci bir parça olduğu gerçeği, aynı zamanda kadın ile erkeğin, yakınlık ve kaynaşmasına en güzel bir îzâhdır. Zîrâ bütün mahlûkâtın var oluş sebeplerinin temel sâiklerinden biri de: "Ben bir gizli hazîne idim. Mârifetime muhabbet ettim de mahlûkâtı yarattım." hadîs-i kudsîsinde beyân buyurulduğu üzere muhabbettir. Bu da ilâhî aşka bir merhaledir. Zîrâ ilâhî aşk, varlığın sebebi olduğu gibi aynı zamanda gâyesidir de. Bunun için ilâhî aşka bir basamak olan sevme meyli, bütün canlılara ve hassaten insana fıtrî olarak verilmiştir. Lâkin bu fıtrî temâyülün gerçekleşmesi, muayyen bir mecrâda olmalıdır. İşte bu mecrâ, nikâhdır. Bunun içindir ki İslâm âile hayatının temeli, muhabbet, ahlâk, fazîlet, dînî metânet, hüsn-i muâmele, merhamet, sadakât, sabır, mukâvemet ve sulh u selâmet gibi mânevî cevherlerle tezyîn olunmuştur.

Hazret-i Âdem -aleyhisselâm- ve Hazret-i Havvâ vâlidemizle cennette başlayan âile hayatı, Allâh'ın takdîr ettiği izdivaç kanunu ile âdemoğullarına intikâl etmiş, İslâm dîni ile ebedîleşmiştir. Gerçekten İslâm dîni, koyduğu kâidelerle âile hayatına cennet huzûru ve dâimî bir baharın rahmet semâsı olmuştur. Bu seâdete nâil olabilmek için, nikâh ve izdivaç kanunu ile birer Âdem ve Havvâ manzarası sergilemek, onlar gibi Allâh muhabbeti ve takvâ yolunda kaynaşan âdetâ tek can ve tek nabız hâline gelebilmek zarûrîdir.

Âile seâdetinin te'sîsi husûsunda âyet-i celîlelerdeki "ittekû" ifâdelerinin ihtivâ ettiği "takvâ" pınarından nasîb alabilmek çok mühimdir. Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Efendimiz, kadın hakları husûsunda vedâ hutbesinin bir bölümünde şöyle buyurmaktadır:

"Ey İnsanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muâmele ediniz! Onlar hakkında Allâh'dan korkmanızı tavsıye ederim. Siz kadınları, Allâh emâneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allâh adına söz vererek helâl edindiniz!"

Bu itibarla hanımların, ev tanzîmi ve sâlih bir nesil yetiştirmek yolunda evladlarının ahlâkî yapıları ile meşgûl olmak yerine, hanımlıklarına, müstesnâ fıtratlarına zıd işlere yönlendirilmeleri, mantık, iz'ân ve îmâna sığmaz. Çünkü âiledeki huzûr ve seâdet, kadındaki ve erkekteki istîdadların yerli yerince kullanılması ve korunmasıyla elde edilebilir.

Kadınlığın kemâli, Allâh'ın verdiği güzel kâbiliyetleri muhâfaza ile tahakkuk eder. Şâyet kadın, husûsiyetlerini ilâhî ta'yine ters bir sûrette yönlendirir ve kendi hakîkatine vedâ ederse, kıymetini mahveder; huzûrsuz ve bedbaht olur. Âile ocağını kurutur. Böylece toplum hayâtı çoraklaşır. Çağımızda kadınlarla erkekler arasında sun'î bir eşitlik yarışı başlatılmıştır. Yaratılıştaki husûsiyetlere zıd olan bu yarış, hanımlık ve annelik meziyetlerini za'fa uğratmakta ve âileyi yaralamaktadır. Diğer taraftan zamanımızdaki çocuk aldırma hâdiseleri, câhiliyye devrindeki kız çocuklarını diri diri gömmenin modernleşmiş bir şekli olup asrın cinâyetidir. Bu asrın yorgun ve bitik kadını ile câhiliyye devrinin kadını arasında sadece bir kıyafet farkı kalmıştır. Bu ise, rûhsuz materyalist eğitimin meydana getirdiği bir toplum cinâyetidir.

Nitekim Allâh Teâlâ, bu cinâyetlerdeki çirkin, iğrenç hâlin ve merhamet mahrûmluğunun acı âkıbetini, duyan, hisseden gönüllere:

"Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günâh sebebiyle öldürüldüğü sorulduğunda..." (et-Tekvîr, 8-9) âyetindeki tehdîdle ne dehşetli olarak beyân eder.

Çocuk istememek; ilâhî lutfa nankörlük, nikâhın ciddî gâyesine aykırılık, rûhânî, ictimâî, ahlâkî kıymet ve lezzetlere karşı duygusuzluktur.

Gerçek şudur ki, Cenâb-ı Hakk, her varlığı ve o varlığın her cüz'ünü bir maksad için yaratmış ve o maksadla yaratılış gâyesini gerçekleştirmeye müsâit bir biyolojik ve psikolojik yapı lutfetmiştir. İşte bu realite sebebi ile İslâm, yaratılış husûsiyetindeki gerçeği esas alıp beşeri ona göre istikâmetlendirmiş, kadınlık ve erkeklik istîdadlarını, gerektiği şekilde yönlendirmiştir.

Nitekim Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, cihan kadınlarının zirvesinde bulunan kızı Hazret-i Fâtıma'ya bütün ev...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Aile yuvası
« Posted on: 27 Nisan 2024, 04:02:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Aile yuvası rüya tabiri,Aile yuvası mekke canlı, Aile yuvası kabe canlı yayın, Aile yuvası Üç boyutlu kuran oku Aile yuvası kuran ı kerim, Aile yuvası peygamber kıssaları,Aile yuvası ilitam ders soruları, Aile yuvasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes