Konu Başlığı: Yenilenlerin Geri Dönüşü Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 05 Mart 2010, 17:12:47 Yenilenlerin Geri Dönüşü
Kureyş Onlusu Mekke´ye küçük gruplar halinde dönmüştü. Mekke´ye ilk varanlar arasında geride kardeşi Nevfel´i esir bırakan Haşimî Ebu Süfyan vardı. Ebu Süfyan´ın yeni dine karşı gösterdiği düşmanlık onun kuzeni, aynı zamanda sütkardeşi olan Muhammed (s.a.v.) ve Ümmül-Fadl, çadırın bir köşesinde oturuyordu, yanında Abbas´ın kölelerinden biri olan Ebu Raf i (r.a) oturuyor ve ok yapıyordu. Ümmü´l-Fadl (r.a) gibi o da müslü-mandi; ikisi de birkaç kişi hariç, müslüman olduklarım herkesten gizliyorlardı. Fakat Ebu Rafi´ Peygamber (s.a.v.)´in zafer haberini duyunca sevinçten kendini tutamadı ve «Gökle yer arasında beyaz giymiş adamlar» sözünü duyunca heyecanla bağırdı: «Onlar meleklerdi». Ebu Leheb bunu duyar duymaz sinirle ayağa kalktı ve Ebu Rafi´nin yüzrüna bir darbe indirdi. Köle karşı koymaya çalıştı, fakat çok güçsüz ve zayıftı. Ebu Leheb onu yere düşürdü ve arka arkaya vurmaya başladı. Bunun üzerine Ümmü´1-Fadl yerden, çadıra destek olarak kullanılan tahta bir kazık aldı ve tüm gücüyle Ebu Leheb´in kafasına indirdi. Kayınının kafa derisi yarılmış, etler dışarı çıkmış ve hiçbir zaman iyileşmeyecek olan bir yara açılmıştı. Ümmü´l-Fadl (r.) «Sahibi burada olmadığı ve onu koruyamadığı için ona böyle mi davranıyorsun?» diye bağırdı. Ebu Leheb´in kafasındaki yara mikrop kaptı ve birkaç hafta içinde tüm vücudu iltihaplı kabartılarla doldu. Sonunda bu hastalıktan öldü. Savaşla ilgili diğer haberler ulaştığında ve ölenlerin yakınları feryada başladığında Meclis´te bir karar alındı: ölenleri yakınları kendilerini tutmalıydı. Onlara şöyle dendi: «Muhammed ve arkadaşları sizin böyle yaptığınızı duyarlarsa, daha da sevinirler». Esirlerin ailelerine ise, Medine´ye fidye teklifiyle gitme işini şimdilik ertelemeleri tavsiye edildi, önemli birçok adamın savaşta Ölmesiyle, Umeyye´den Ebu Süfyan birçok kişinin gözünde Kureyş´in lideri olarak görünmeye başladı. Bu nedenle diğerlerine örnek olmak için biri öldürülen, diğeri de esir alınan iki oğlu Hanzala ile Amr hakkında şöyle konuştu: «Hem zenginlik hem de kanundan iki taraflı kaybım için üzülecek miyim? Hanzala´yı öldürdüler, Amr için fidye mi vermeliyim? Bırakın onlarla birlikte kalsın. Onu istedikleri kadar yanlarında tutsunlar». Ebu Süfyan´ın kızgın karısı Hind ne Hanzala´n ne de Amr´ın annesi değildi. Fakat savaşın başında babası Utbe, amcası Şeybe ve kardeşi Velid´i kaybetmişti. Mateme son verdiği halde, Kureyş´in öcünü alacağı ikinci bir savaşla öç alınması gerektiğini düşünüyordu- babasını ve amcasını öldüren Hamza´nuı (r.a) ciğerini yemeğe and İçti. Ebu Süfyan´ın Mekke´ye sağ salim getirmeyi başardığı zengin kervandan elde edilen tüm kârın, Medine´nin karşı koyamayacağı, güçlü bir ordu kurulması için harcanmasına karar verildi. Bu kez -yani ikinci kez savaştıklarında- kadınları da, erkeklere moral vermek için yanlarına almaya karar verdiler. Aynı amaçla tüm Arınış tan´daki müttefiklerine, savaşta kendilerinin yanında yer almaları için, bu ortak düşmanın zararlarını anlatan elçûer gönderdiler "Yas tutmama konusunda Meclis´in aldığı karara tüm Kureyş´in saygı duymasına rağmen fidye konusunda alınan karara pek fazla uyulmadı. Hemen hemen her kabileden adamlar Medine´ye gidip, kendi akrabalarını veya müttefiklerini kurtarmak için fidye konusunu görüşmek üzere yola çıktılar. Ebu Süfyan sözünde durdu; fakat bir sonraki Hac mevsiminde, Medine´den gelen Evs´li yaşlı bir hacıyı rehin aldı vc Medine´ye, oğlu Amr´ı serbest bırakmadıkça adamı bırakmayacağı haberini gönderdi. Hacının ailesi bu değiş tokuşun gerçekleşmesi için Peygamber (s.a.v.)´i ikna ettiler. |