> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siyer-i Nebi > Ömer
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ömer  (Okunma Sayısı 907 defa)
03 Mart 2010, 11:00:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 03 Mart 2010, 11:00:44 »



Ömer

İki elçi Mekke´ye dönüp, Necaşi´nin, Müslümanların tarafını tuttuğu ve kendi isteklerinin reddedildiği haberini getirince, Kureysttlsr çok hiddetlendiler. Bu yüzden hemen Ebu Cehİl´in önderlisinde, mü´minlere yaptıkları işkencele­ri daha da arbnnaıya koyuldular. Ebu Cehil´in yeğeni Ömer de onun tavsiyelerini eksiksiz ve daha şiddetli bir biçimde yerine getiriyordu. Ömer o zamanlar yirmialtı ya­şında, güçlü, yiğit ve kararından caydırılamaz bir adamdı. Fakat dayısının aksine o dindardı ve bu yüzden yeni dine karsı çıkıyordu. Babası Hattab onu, Ka´be´ye ve içindeki tüm tann ve tanrıçalara saygı duyacak bir şekilde yetiştir­mişti. Bu yüzden onun İçin Ka´be ve içindeki putlar birbi­rinden ayrılmaz, tartışılmaz ve bozulmaz kutsal bir bütü­nü oluşturuyordu. Kureyş de bu bütünün içindeydi; fakat artık Mekke´de iki din ve iki toplum vardı. Ömer açıkça, bu sorunun bir tek nedeni olduğunu görebiliyordu. Buna sebep olan adam ortadan kaldırıldığında, ona göre tüm so­run çözülecekti Başka çıkar yol yoktu ve bu yol denen­meliydi. Usun süreden beri bunlar aklında yer ediyordu. O gün elciler Mekke´ye geldiğinde, kafasındakiler ortaya dö­küldü ve hemen evine gidip kılıcını aldı. Evden çıktıktan kısa bir sür» sonra kendi kabilesinden Nuaym İbn Abdul­lah´a rastladı. Nuaym Müslüman olmuştu, fakat Ömer´den ve diğer akrabalarından korktuğu için bunu gizli tutuyor­du. Ömer´in yüzündeki bu hiddetli ifadeyi görünce, ona nereye gittiğini sormaktan kendini alıkoyamadı. «Muhammed´e (s.a.v.) Kureyş´i ikiye ayıran o dinsize gidiyorum» de­di. Ömer «Onu öldüreceğim» derken; Nuaym, kendisinin de Öldürülebileceğine işaret ederek onu durdurmaya çalıştı. Fa­kat Ömer´in böyle bir nedeni önemsemeyen halini görünce onu belli bir sûre geciktirebilecek Muhammed´e haber ver­meye yetecek kadar başka bir neden buldu. Bu kendisi gibi Müslüman olduğunu gizleyen arkadaşlarını ele ver­mek anlamına geliyordu, fakat Nuaym, onların böyle bîr durumdaki bu davranışı nedeniyle kendisini affedecekle­rini, belki de taKdir edeceklerini umuyordu. «Ey Ömer.» dedi, «İlk önce gidip neden kendi ev halkını doğru yola ge-tirmiyorsun?» «Benim ev halkım da kim?» dedi. Nuaym.«Enişten Sa´id (r.a) ile kızkardeşin Fa tama (r.a) da Muhammed (s.a.v.)´ln dinine girdiler. Onları kendi haline bırak­mamalısın» dedi. Ömer bir kelime bile söylemeden kızkardeşinin evine doğru yöneldi. Zühre´nin fakir müttefiklerin­den biri olan Habbab (r.a), Sa´id ve Fatıma´ya Kur´an öğ­retmek için evlerine sık sık gelirdi; o sırada Habbab on­ların evindeydi, yanında henüz indirilmiş olan Taha sû­resinin âyetlerinin yazılı olduğu kâğıtlar vardı ve beraber okuyorlardı. Ömer´in kardeşinin adını çağıran hiddetli se­sini duyunca, Habbab evin bir köşesine saklandı, Fatıma da yazılı Kur´an sayfalarını gömleğinin altına sakladı. Fa­kat Ömer onların okuyuşlarını dışardan duymuştu, içeri geldiğinde: «Duyduğum o ses neydi?» diye sordu. Onu, hiç bir şey duymadığına ikna etmeye çalıştılar. Ömer: «Duy­dum ve sizin de Muhammed´e uyanlardan olduğunuzu öğ­rendim» dedi. Daha sonra eniştesi Said´in üzerine atıldı ve onu dövmeye başladı, Fatıma onları ayırmaya çalıştı­ğında, Ömer ona da bir tokat attı ve yüzünün derisi çat­ladı. Bunun üzerine ikisi de bir ağızdan: «Evet Müslüman olduk. Allah´a ve Rasulüne İnanıyoruz, ne yapacaksan yap.» dediler. Fatıma´nın yarası kanıyordu, Ömer kanı gö­rünce yaptığına pişman oldu. Onda bir değişildik oldu ve kardeşine dönerek: «Biraz Önce okuduğunuz şeyi bana ge­tirin ki, Muhammed´in ne getirdiğini Öğreneyim» dedi. Onlar gibi Ömer de okuma bilirdi, fakat Ömer kâğıdı istedi­ğinde kardeşi: «Onu sana veremeyiz» dedi. Ömer tanrı ve tanrıçalarına yemin ederek korkmamalarını, kâğıdı oku­duktan sonra geri vereceğini söyledi. Kardeşi onun yumu­şaklığını farketmişti ve şimdi islâm´a girmesini daha çok istiyordu. Fatıma: «Ey kardeşim, sen şimdi üzerinde putpe­restliğin kirini taşıyorsun, ona ancak temiz olanlar doku­nabilir» dedi. Ömer gitti ve yıkandı, Fatıma da ona, üze­rinde Taha´nın ilk âyetlerinin yazılı olduğu sayfayı verdi.

Ömer okumaya başladı ve bir bölümünü bitirdiğinde: «Bu kelimeler ne kadar güzel ve ne kadar şerefli!» dedi. Habbab bunu duyunca saklandığı yerden çaktı ve: Ömer, ümit ederim ki Peygamber (s.a.v.)´in duasındaki Allah´ın seçti­ği kişi sen olursun, çünkü dün Peygamber (s.a.v.)´i: «Al­lah´ım, İslâm´ı ya Hişam´ın oğlu Ebu´l-Hakem´le ya da Hat-tab´in oğlu Ömer´le güçlendir» diye dua ederken duydum». Ömer: «Ey Habbab! Muhammed (s.a.v.) şimdi nerdedir, ona gideyim de islâm´a gireyim» dedi. Habbab, ona Pey­gamber (s.a.v.)´in Safa kapısı yanındaki Erkam´ın evinde mü´minlerle beraber olduğunu söyledi. Ömer kılıcını tek­rar kınına soktu ve Safa´ya gidip, evin önünde durdu, adı­nı söyleyip kapıyı çaldı. Nuaym (r.a) onlara haber ver­mişti, bu yüzden Ömer´in gelişi onları şaşırtmamıştı, fakat onun sesindeki yumuşaklığa hayret etmişlerdi. Mü´minlerden biri kapıya giderek anahtar deliğinden baktı ve üzün­tü içinde Peygamber (s.a.v.)´e: «Ey Allah´ın Rasulü, ger­çekten de Ömer, kılıcıyla birlikte» dedi. Hamza: «Bırakın içeri girsin, eğer iyi niyetle geldiyse hoş geldi, ama eğer kötü niyetle geldiyse onun kafasını kendi kılıcıyla keseriz» dedi. Peygamber Ömer´in Müslüman olduğunu gizlemesi söz konusu de­ğildi. Bunu herkese, özellikle de Peygamber (s.a.v)´e en çok düşman olanlara duyurmak istiyordu. Daha sonraki yıllar­da şöyle derdi: «O gece İslâm´a girdiğimde kendi kendime şöyle düşündüm: Mekke´de Allah´ın Rasulüne en düşman olan kim, gidip ona Müslüman olduğumu söyleyeyim? He­men aklıma gelen cevap Ebu Cehil idî. Ertesi sabah kalkıp Ebu Cehil´in evine gittim kapısını çaldım. Kapıyı açtığın­da: «Hoş geldin ey kardeşimin oğlu, seni buraya getiren ne?» dedi. Şu cevabı verdim: «Allah´a Rasulüne ve onun getirdiklerine inandığımı sana söylemek için geldim» «Al­lah belanı versin!» dedi, Getirdiğin haberlere de lanet ol­sun». Daha sonra kapıyı yüzüme kapadı[2].

[1] 1.1. 227.

[2] I.I. 230

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ömer
« Posted on: 28 Nisan 2024, 05:21:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ömer rüya tabiri,Ömer mekke canlı, Ömer kabe canlı yayın, Ömer Üç boyutlu kuran oku Ömer kuran ı kerim, Ömer peygamber kıssaları,Ömer ilitam ders soruları, Ömer önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes