Konu Başlığı: Zekat Ve Vergilendirme Kriterleri Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 20 Haziran 2012, 16:09:57 Zekat Ve Vergilendirme Kriterleri İddiamız zekatın bir vergi değil önem bakımından hemen namazdan sonra ikinci gelen dinî bir vazife olduğudur ve bu sebeple hakkında vergi kanunlarına göre hüküm verilmemelidir. Zekatın amacı ve niteliği olağan vergiden tamamen farklıdır ve bundan dolayı onu modem vergileri eleştirdiğimiz sebeplere dayanarak eleştirmemiz ciddî bir yanlış olur. Zekat ve normal vergi arasında esasta var olan farklılıklara rağmen zekatı Adam Smith'in vergilendirmenin dört ilkesi ışığında ele almak ilgi çekici olacaktır. Adam Smith, gıda vergisi için halâ temel kabul edilen dört ilke koymuştur. Bunlar denge, belirlilik, uygunluk ve ekonomidir. a- Denge: Denge ilkesine göre, devletin her ferdi kendi izafi kapasitesi oranında yani geliriyle orantılı olarak kamu harcamalarına katkıda bulunmalıdır. Fakat orantılı vergi, zararda dengeyi sağlayamaz, çünkü zengin ve fakir aynı oranda katkıda bulunur ve sonuçta bu durum zengine oranla fakir üzerine daha ağır bir yük yükler. Vergi yükünün adaletli bir şekilde paylaşılması İçin devletin zengin fertleri, fakir fertlerden daha yüksek oranda vergi Ödemeye mecbur edilmelidirler. Başka bir deyişle, kademeli vergi, yani vergi oranlarının gelir arttıkça arttırılması, muhtemelen zengin olsun fakir olsun devletin bütün fertleri arasında zararda eşitlik sağlayacaktır. Fakat bu ilke, sadece, gelire vergi uygulanan ve kademeli vergilendirmenin zararda eşitliği sağlayabilecek tek metod olduğu modern vergilendirme sistemlerinde geçerlidir. Zekat ise, sadece gelirden değil toplam yıllık birikimlerden alınır ve böylece, aynı oranda alınmasına rağmen zararda eşitliği temin eder. Fakir hiç zekat ödemez, zengin yıllık birikimine göre zekat verir. Birikimlerin miktarı ne kadar çok-sa zekat fonuna katkı da o kadar çoktur ve miktar ne kadar azsa katkı da o kadar azdır. Bunun yanında, bu zekat parasından sadece fakirler ve muhtaçlar yararlanabilirler. Zengin, zekattan, doğrudan ya da dolaylı olarak bile faydalanamaz. Bunun için zekat pratikte eşitlik ilkesine yeterince uygunluk gösterir. b- Belirlilik: Vergi İsteğe bağlı değil, belirli olmalıdır. Ödeme zamanı, ödeme yöntemi ve ödeme miktarı mükellef tarafından açıkça bilinmelidir. Devlet vergiden elde edeceği gelirler hakkında mümkün olduğunca kesin bir tahminde de bulunabÜmelidir. Zekat, belirlilik ilkesinin bütün şartlarını sağlar, çünkü hiçbir kişi tarafından değiştirilemez. Zekatın ödeme zamanı, usûlü ve miktarı ilgili kişilerce bilinmektedir. Kur'an ve Sünnetteki müeyyideler sebebiyle, zekatın nitelikleri ya da kendisi devlet yasasıyla değiştirilemez. c- Uygunluk: Vergi zaman ve usûl olarak, mükellefe en uygun olan şekilde toplanmalıdır. Yani, bir vergi mükellefin kolayca ödeyebileceği usulle ve en münasip zamanda uygulanmalıdır. Bu açıdan da zekat, uygunluk ilkesi için gerekli şartları ihtiva eder. Toprak ürünleri söz konusu olduğunda, zekat hasat zamanında toplanır; ödeme, zekat düşen ürün çeşidi ile yapılır, ancak çiftçi Öyle dilerse başka şekillerde de yapılabilir. Diğer durumlarda da zekat mükellef için en uygun zaman ve usullerle toplanır. Zekat, ticaret ve malın niteliğine ve mükellefin durumuna göre kendisinden zekat alman ürün cinsiyle olduğu gibi nakit olarak da toplanabilir. d- Ekonomi: Ekonomi ilkesine göre vergiyi toplama masrafı geliri aşmamahdır. Toplama-masrafı geliri aşarsa, bu, ekonomik ve verimli olmaz. Geliri, toplama masrafından daha az olan vergiyi toplamak faydasızdır. Zekatın toplanması karmaşık ve pahalı bir düzenleme gerektirmez. Bu, namaz veya oruç gibi bir tür ibadettir ve İnsanlar bu vazifelerini bir an önce yerine getirmeye isteklidirler, onları zekat ödemeye ikna etmek için harici bir baskıya gerek yoktur ve ödemeyi geciktirici davranışlar veya ödemeden kaçınma nâdirdir. İnsanlar Allah'ın rızasını kazanmak için olağan vergilerin zıddına zekatı gönüllü olarak öderler. Bu sebeple zekat toplama masrafı minimumdur. |