Konu Başlığı: Yunus Peygamber Ve Asurlular Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 03 Ağustos 2012, 11:02:14 YUNUS PEYGAMBER VE ASURLULAR Hz. Yunus, Dicle nehrinin vadisinde yaşayan Asurlulara doğru yolu göstermek için (M.Ö. 860-7S4) gönderilmiştir. Başkent eski şehirlerden meşhur Ninova idi. Ninova'nın harabeleri, Musul şehrinin karşısında, Dicle nehrinin sol yakası üzerine yayılmış olarak hâlâ durmaktadır. Ninova, çevresi yaklaşık 60 mili bulan büyük bir şehirdi. Hz. Yunus aleyhisselâm Asurluları Allah'ın Yolu'na çağırdı, fakat onlar kendisini dinlemediler ve mesajını reddettiler. Kur'ân bu hadiseden şöyle bahseder: "Yunus da gönderilen peygamberlerdendi. (O) dolu gemiye kaçmıştı. (Yükü fazla olduğundan gemi taşıyamamış, yolculardan birini denize atmak gerekmişti. Birini atmak üzere gemıdekilerle) kur'a çekti ve yenilenlerden oldu (kur'a kendisine isabet etti).. Sonra denize atıldı. (Yunus, Rabbinden izinsiz olarak kavminden ayrıldığı için kendi kendisini) kınayarak (denize attı), balık onu yuttu. Eğer Allah'ı zikredenlerden olmasaydı, (insanların) yeniden diriltilecekler! güne kadar onun karnında kalırdı. (Ama balığın karnında bizi andı, teşbih etti), biz de onu hasta bir halde ağaçsız, boş bir yere attık. Ve üzerine (gölge yapması için) kabak türünden bir ağaç bitirdik. Ve onu yüzbin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gönderdik. İman ettiler, Biz de onları bir süreye kadar geçindirdik. (37: 139-148). Yunus sûresinde şu ifadeler yer alır: "Keşke (azabı gördükten sonra) inanıp da, inanması kendisine fayda veren bir memleket olsaydı (azabı gördükten sonra inanmak, hiçbir memlekete yarar sağlamamıştır). Yalnız Yunus'un kavmi (azâb henüz inmeden önce) iman edince, dünya hayatında onların rezillik azabını kaldırmış ve onları bir süre daha yaşatmıştık. Rabb'in isteseydi, yeryüzündekilerin hepsi mutlaka iman ederdi. O halde sen mi insanları mü'min olmaları için zorlayacaksın?" (10: 98-99). Konuyla ilgili iki âyet de Enbiya sûresi'nde vardır: "Zünnûn'a da (lütfettik). Zira [o, kavmine) kızarak gitmişti. Bizim kendisine güç yetiremeyeceğimizi, (kavminin arasından çıkmakla kendisini kurtaracağım) sanmıştı. Nihayet karanlıklar içinde (kalıp): 'Senden başka tanrı yoktur. Sen münezzehsin, yücesin, ben zâlimlerden oldum!' diye yalvardı. Biz de onun duasını kabul ettik ve onu tasadan kurtardık. İşte biz, iman edenleri böyle kurtarırız." (21: 87-88). Kalem sûresi'nde ise şöyle denilmektedir: "Sen Rabb'inin hükmüne sabret, balık sahibi (Yunus) gibi olma. Hani o, sıkıntıdan yutkunarak (Rabbine) seslenmişti. Eğer Rabb'inden ona bir nimet yetişmeseydi, yerilerek çıplak bir yere atılırdı. Fakat (böyle olmadı) Rabb'i onun duasını kabul etti de onu sâlih (iyi insanlardan yaptı." (68: 48-50). Bu ayetlerin tetkiki bize Yunus Peygamber ve onun görevi hakkında aşağıdaki şu tanımlamaları vermektedir: 1- Hz. Yunus aleyhisselâm, Asurluları Allah'ın yoluna çağırma vazifesiyle görevlendirildi. Fakat onlar onu reddettiler ve inanmadılar. Hayatın kötü ve günah dolu yollarında yürümeye devam ettiler. 2- Hz. Yunus'un gönderildiği Ninova şehri, yüzbin ya da daha fazla nüfus ile zengin ve bayındır bir yer idi. 3- Asurlular, eğer yaşantılarım düzeltmezler, adalet ve iyiliği benimsemezler ve Allah'a inanmazlarsa, şiddetle cezalandırılacakları hususunda uyarılmışlardır. 4- Bununla beraber Yunus peygamber, Asurluları, İlahî azâb ile korkuttuktan sonra Allah'ın izni olmaksızın Nino-va'dan ayrılmıştı. 5- Ninova halkı, Allah'ın Peygamberi'nin şehri terk ettiğini gördüklerinde, yakında başlarına bir tehlike geleceğini anladılar ve Allah'ın mesajına inanıp, geçmişte işledikleri kötü işlere tevbe edip pişman oldular. 6- Yaklaşan cezanın alâmetlerini gördükten sonra pişman olan Ninova halkını Allah bağışladı. 7- Yunus Peygamber şehri terk edip dolu bir gemiye bindi. Fakat gemi çok yüklüydü. Muhtemel batma tehlikesi sebebiyle pek-çok yük denize atıldı. Yolculardan bir kısmının da denize atılması gerekiyordu. Bunun için kura çekildi. Kurada Hz. Yu-nus'un ismi çıktığı için onu denize attılar. Denizin dibine çökerken onu büyük bir balık yuttu. O zaman Hz.Yunus Ninova şehrini Allah'ın izni olmaksızın terkettiği, kavmine gelecek azâbdan önce Allah'dan af istemediği için hata ettiğini anladı. 8- Hz. Yunus, sâlih bir mü'min olarak hatasını İtiraf etmiş ve Allah'a yalvarmıştır. Allah da onu affederek vazifesini tamamlaması için Asurlulara geri göndermiştir. 9- Bu olay Kur'ân'da belirtildiği gibi, yine ilâhî hükümlerle ilgildir. Allah, mesajı ikmal edinceye kadar bir kavmi azaba duçar etmez. Hz. Yunus, belirlenen süre boyunca tebliğe devam etmediğinden ve kendi kafasından görev yerini terkettiğin-den dolayı Allah'ın adaleti cezayı gerektirmedi, çünkü bu kavim için geçerli olacak kanunî şartlar olgunlaşmaş olmaktaydı. Bu yüzden ceza infaz edilmedi.. 10- Burada Allah'ın insanoğluna bahşettiği kendisine inanıp-inanmama hürriyetine atıf vardır. Allah için, bütün insanları doğuştan mü'min ve itaatkâr kullar olarak yaratması ve yeryüzünde âsi ya da kâfir kul bırakmaması işten bile değildi. Yahut da, Allah kolayca kullarını iman ve itaata çevirirdi. Fakat o zaman insanoğlunun yaratılmasının altında yatan hikmet geçersiz hâle gelirdi (The Meaning of îhe Qur'ân, c. V, sh. 59). Asurlular vahye inandıklarında yepyeni bir hayat tarzı edindiler. Allah'a inandıktan ve tevbe ettikten sonra, affedildiler ve barış içinde yaşamalarına müsade edildi. Yunus Peygamber geri geldi ve tebliğ görevine devam etti. Ona itaat edip takip ederken bir süre sonra düşünce ve davranışta bâtıl yollar benimsediler. Tekrar peygamber gönderildi ve azâb ile uyarıldılar. Fakat bu uyanlara kulak asmadılar. Kitab-ı Mukaddes, onların kötü ve adaletsiz hayat tarzlarından bahseder. Yunus peygamberden sonra Nahûm peygamber (M.Ö. 720-698) onları inzar etti, tebliğde bulundu, fakat hiçbir tesiri olmadı. "Bu, Rabb'inin Asurlular hakkında ne buyurduğudur: 'Ve artık senin ardından zürriyet olmasın diye Rab senin için emretti; ilâhlarının evinden oyma putu ve dökme putu kesip atacağım; senin kabrini yapacağım; çünkü sen alçaksın. Ninova halkı, sizler de saldın altındasınız. Güç sizi darmadağan edecek... İşte, ben sana karşıyım, ordular Rabb'inin sözü, ve onun cenk arabalarını duman içinde yakacağım ve senin genç aslanlarını (askerlerini) kılıç yeyip bitirecek... Ey Aşur kralı, çobanların (idarecilerin) uyuyor; ileri gelenlerin kımıldamıyor; dağlar üzerinde kavmin dağıldı ve toplayan yok. Senin kırığını dindirecek ilaç yok; yaran iyi olmaz..." (Nahum, 1: 14; 2: 1, 13 ve 3: 18) Daha sonra, Asurlulara azab indirilmeden evvel son kez uyarılmaları için Sefanya Peygamber (M.Ö. 640-609) gönderildi: "Ve şimale karşı elini uzatacak ve Aşuru yok edecek, ve Ninovayı bir virane, ve çöl gibi kurak edecek. Ve sürüler, milletlerin bütün hayvanları, onun içinde yatacaklar; hem saka kuşu hem kirpi onun direk başlıklarında geceleyecekler; pencerelerde onların sesi ötecek, harabiyet eşiklerinde olacak... Ben varım ve benden başkası yok, diyen şehir budur; nasıl bir virane, canavarlar için yatacak yer oldu! Yanından geçen her adam ıslık çalacak, ve elini sallayacak." (Tsefanya, 2: 13-15) Sonuç olarak, Asur kültürünün zenginliği ve şöhreti yaklaşık M.Ö. 612'de Med Krallığı'nın Ninova'ya saldırması ve bu şehri yıkmasıyla sona erdi. Med kralı, Babil hükümdarının yardımı ile Asur ülkesini işgal etti, ordularını yenilgiye uğrattı ve Ninova surlarını kuşattı. Asurlular bir süre sıkı mukavemet ettiler fakat Dicle Nehri'ndeki taşmalar sonucu şehrin surları çökünce, işgalciler içeriye dalarak her tarafı kül yığını hâline getirdiler. Bu sırada Asur kralı da sarayını ateşe verip yanarak can verdi. Böylece Asur İmparatorluğu, zenginliği, zaferleri ve kültürüyle tarihe karıştı. Son arkeolojik kazılar, bu yangının yaygın izlerini açığa çıkarmıştır. (The Meaning ofîhe Qur'ân, c. V, sh. 59). Konu Başlığı: Ynt: Yunus Peygamber Ve Asurlular Gönderen: Safiye Gül üzerinde 02 Mayıs 2014, 01:45:55 Esselamu aleykum ve rahmetullah ; Yunus a.s ın duasını dilimizden düşürmemeliyiz. Bizimde bağışlanmaya günahlarımizi itiraf edip affedilmeye ihtiyacımız var. Allah razı olsun kardesim.
|