> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Yedi Harf
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yedi Harf  (Okunma Sayısı 716 defa)
23 Ağustos 2012, 13:18:49
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 23 Ağustos 2012, 13:18:49 »



YEDİ HARF

Çeşitli yollardan rivayet edilen sahih hadis­lerde Rasûlullah'ın, Kur'ân'ın yedi harf üzere indiğini belirten ifadelerine şahit olu­yoruz. Bunların en açık olanı, Buhârî ve Müslim tarafından rivayet edilen ve lafzı Buhârî'ye ait olan şu hadistir:

Ömer b. Hattab (r.a.)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: "Rasûlullah'ın sağlığında (na­mazda) Hişam b. Hakîm'in Furkan sûresini okuduğunu işittim. Duydum ki, Hişâm bu sûreyi Rasûlullah'ın bana okumadığı birta­kım lehçelerle okuyor. Az kaldı üzerine atıla­caktım. Fakat selâm verinceye kadar güçlükle sabrettim. Selâm verir vermez (kaçırmamak için) hemen ridâsım göğsünün üzerine topar­layıp: Bu sûreyi sana -duyduğum gibi- kim okuttu? diye sordum. Rasûlullah okuttu, de­yince, yalan söylüyorsun. Çünkü Rasûlullah bu sûreyi bana, senin okuduğundan başka bir lehçe ile okuttu dedim ve onu yakasından tu­tarak Rasûlullah'e götürdüm. Ey Allah'ın Rasûlü, şunun Furkan sûresini bana okuttu­ğun lehçeden başka bir lûgatla okuduğunu işittim, dedim. Rasûlullah bana; Hişâm'ın yakasını bırak, buyurdu. Ona da: Ey Hişam, oku diye emretti. O da işittiğim şekilde Rasûlullah'a okudu. Bunun üzerine Rasûlullah: Bu sûre böyle inzal olundu, buyurdu. Bundan sonra bana da: Ey Ömer oku, diye emretti. Ben de Rasûlullah'ın bana vaktiyle okuttuğu gibi okudum. Bana da: Bu sûre böyle indirildi. Ey Ömer! Bu Kur'ân seb'a-i ahrüf (yedi lügat ve yedi lehçe) üze­rine gönderildi. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse onu okuyunuz, buyurdu." (Buhari).

Bir başka hadisde İbni Abbâs'dan rivayete göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Bana Cibril Kur'ân'ı, bir okunuş üzerine okuttu. Ben de durmadan bunun artması (ve Arabın bundan başka okuyuşlarıyla da okunmasını) isterdim. Tâ yedi türlü okunuşa erişinceye kadar bu dileğimde ısrar ettim. (Her talebim Allah tarafından kabul olundu ve yerine geti­rildi)." (Buharî).

Her dilde ifade tarzı itibariyle türlü sîgalar ve lehçeler bulunduğu gibi Arapça'da da çeşitli kabilelerin kendilerine has bir lehçesi ve bir ifade tarzı vardır. Kur'ân'ın kelimeleri genel­likle Kureyş kabilesi lehçesi üzerine nazil ol­duğu gibi bâzısı Huzeyl, bazısı Hevâzîn, ba­zısı da Yemen lûgatiyle nazil olmuş ve o suretle okunmuştur. Rasûlullah bütün Arap kabilelerinin gönüllerini Kur'ân'ın tevhid ve medeniyet nuru üzerinde toplanmasını istiyordu. Bunun için Kur'ân'ın tamamen Ku­reyş lügati üzerine, bazı kelimelerinin diğer Arap lehçeleriyle gönderilmesini istemiş ve bu dileğinde ısrar ederek Araplar arasında belli yedi kabilenin lehçesi üzerine gönderil­miştir. Aynı zamanda bu bir genişletme idi. Kur'ân'ın kabileler arasında süratle yayılması için bir kolaylıktı. Başka sebeplerin yanısıra bu da, on yıllık bir sürede Arap Yarımadası dahilinde yayılması hususunda tesirli olmuş­tur. Bu suretle Kur'ân'ın yayılması kolaylaş­tıktan sonra Hz. Peygamber'in vefat sene­sinin Ramazan'mda arza-i ahîre denilen ve Rasûlullah'm Cibril ile Kur'ân'ı son müdarese ve müzakereleri üzerine Kureyş lehçesi karar kılındı. Hz. Fatıma'nın bizzat Rasûlullah'dan tahric ettiği bir hadiste, Cibril'in her sene Ramazan geceleri geldiği ve o zamana kadar nazil olan âyetleri ve sureleri arz ile müzakere ve alıştırma yapıldığı bildirilmiştir.

Görüldüğü gibi Kur'ân'ın yedi harf üzere nuzûlü hadisi, sahabeden sayılamayacak ka­dar büyük bir topluluk tarafından rivayet edilmiştir. Hafız Ebu Ya'lâ'nın Müsned'mde Hz. Osman'ın bir gün minberden şöyle dediği rivayet edilir: "Allah hakkı için, sizden kim Rasûlullah'in: 'Muhakkak ki Kur'ân-ı Ke­rim yedi harf üzere indirilmiştir ve her biri şâfi ve kâfidir' dediğini hatırlıyor?" Hz. Os­man kalktığında, bu hadisi hatırladıklarını söyleyenler de ayağa kalktı. Sayılamıyacak kadar çoktular (el-ltkan, c. I. sh. 78)

Sayılmayacak kadar çok olan bu topluluğun bu konuda aynı şeyi söylemeleri, bazı âlimlerin bu hadisin mütevatir olduğunu söy­lemelerine sebep olmuştur. Bunu ileri süren­lerin başında Ebu Ubeyd el-Kasm b. Sellâm gelmektedir. Rivayet, sonraki nesillerde teva­tür derecesine yükselememişse de, Rasûlul­lah'in ifade buyurduğu bu dinî hakikati pe­kiştiren zikrettiğimiz hadislerin sıhhati bizim için yeterlidir.

Âlimlerin cumhuru, Osmanî mushaflarm, mevcut hattının muhtemel okunuşlarıyla yedi harfi İhtiva ettiklerine meyletmektedir (İb-nu'1-Cezerî, Tabakatu'l-Kurra, c. I, sh. 292). Kadı Ebu Bekr b. et-Tayyib el-Bakıllânî bu görüşü benimseyerek şöyle demiştir: "Doğru olanı şudur ki, bu yedi harf Rasûlullah'den zuhur edip yayılmış, âlimler onu zaptetmiş ve Hz. Osman ile sahabe de onu mushafta tesbit ederek sıhhatini haber vermişler ve ondan mütevatir olarak sabit olmayanı da atmışlar­dır." {el-Burhan, c. I, sh. 213).

Hadiste geçen "harf kelimesi birkaç manaya gelmektedir: İbnu'l-Cezerînin şu sözünde ol­duğu gibi kıraat manasında kullanılabilir: "Şam, İbnu Amir'in kıraati üzere okuyordu." Mâna ve cihet ifade edebilir. Nitekim Ebu Cafer Muhammed b. Sa'dân en-Nahvî böyle demektedir. Fakat "harfler"den maksadın kı-raatlar olduğu, Halil b. Ahmed'den de rivayet edildiği gibi, kavillerin en zayıfıdır. Özellikle kişi, bunun yedi kıraat (kıraat-i sab'a) oldu­ğunu sanıyorsa. Hadiste geçen "harfler" keli­mesinden maksadın ne olduğu hususunda âlimlerin ihtilafa düşmeleri, indirilenin haki­kati hakkında değişik bir çok kavillerin orta­ya çıkmasına sebep olmuştur. Bazıları bu ka­villerin otuzbeş vecih olduğunu söylerken ba­zıları da bu sayıyı kırka ulaştırmıştır (eî-It-kari). Ancak bunların çoğunu destekleyen ne sahih bir nakil ve ne de sağlıklı bir mantık vardır. Burada hatanın kaynağı, bundan mak­sadın ne olduğunun kesin olarak tesbit edil­mesi gayretidir. Oysa, İbnu'l-Arabî'nin de belirttiği gibi. bunun ne manaya geldiği huşucunda ne nass ve ne de eser vardır ve insanlar onu tayinde ihtilâfa düşmüşlerdir (el-Burhan, c.I,sh-212).

Âlimlerin şu soruyu sormaları kaçınılmazdı: Sayı, şu yedi harfe münhasır mıdır, yoksa bundan maksat okuyucu için bir kolaylık ve genişlik midir? Burada hasrı uzak görenler, daha önce de belirttiğimiz gibi, tevatür dere­cesine ulaşan nasslardan kaçınmada aşırı git­mektedirler. Kaldı ki nassların "yedi" sayısını çokça zikretmeleri, "yedi" sayısının kastedilmediğini akıl dışı bırakmaktadır. Özellikle hadis, doğrudan vahyi ve nüzulünü konu edi­niyorsa. Bu gibi durumlarda Rasûlullah haberi kapalı olarak anlatmaz ve mefhumu olmayan bir sayı zikretmez. Sahabe âlimleri, itikatla ilgili olan bir hususta böyle bir şey nakletmemişlerdir.

Ancak hadisleri gözardı eden ve onları terketmede yahut onları zahirlerinden başka mana­da kullanmakta işi aceleye getirenler şu görü­şü ileri sürdüler: "Yediden maksat, sayının kendisi değildir. Ondan maksat, kolaylık ve genişliktir. Yedi lafzı, onluk sayılarda yetmiş, yüzlük sayılarda yediyüz olup çokluk ifade ettiği gibi küsürlü sayılarda da yedi lafzı çok­luk ifade eder. Bu gibi sayılarda sayının ken­disi kastedilmez." (el-Itkan, c. I, sh. 78). Böyle bir görüşün, hiçbir şeyi sahih rivayete tercih etmeyen Kadı Iyâz'a (ö. H/544) nisbet edilmesi gariptir. Fakat Suyûtî bu görüşü nasslara dayanarak güçlü bir şekilde reddet­mektedir.

O halde burada "yedi" lafzından maksat, çok­luk değildir. Aksine, âlimlerin çoğunun anla­dığı şekliyle hasr İfade etmektedir. Bu se­bepledir ki, bu belli sayıyı araştırıp bulmaya büyük Önem vermişlerdir. İbnu Hİbban'ın (ö. H/354) belirttiği gibi, "çoğunluk bunun yedi­de münhasır olduğu görüşündedir" (el-Burhan, c. I, sh. 212). Ancak bu gayretlerin pek Çoğu, yedi harften maksadın kıraatlar olduğu görüşünü ileri sürenlerin bu iddialarında ol-"uğu gibi isabetsizdir. Bu harfleri bazı lehçe ve lûgatlara hamledenlerin görüşü de iki mefhum arasında hassas bir farklılığa rağmen za­yıflıkta bu görüşe yakın sayılır. Lehçeler âlimlerden bazısına göre lafız ve manada farklılık arzeden ihtilaflardan değildir. Çünkü izhar ve idgam, revm ve işmam, tahfif ve teshil, nakl ve ibdal tek lafzın söylenişinde değişiklik arzeden sıfatlardandır. Bunların farklı oluşu, lafzı, tek lafız olmaktan çıkar­maz. Bununla beraber, bu görüş zayıf görül­memelidir. Çünkü tek lafzın söylenmesinde sıfatların değişik olması onu birden fazla la­fız kılabilir. Dolayısıyla, meseleyi sırf buna hasretmesinden dolayı zayıf karşılanabilir. İleride de görüleceği gibi, Öyle ihtilaf vecih-leri tesbit edilmiştir ki lehçelerle uzaktan ya­kından bir ilişkisi yoktur.

Lehçe farklılıklarında, tek lafızın ifadesinde sıfat farklılıklarından başka bir şey bulmu­yorsak lügatlerin farklılığında, bir konuda bir lafızla diğeri arasında bazen ayrılıklar görü­lür. Şayet bu çeşit farklılıktan muhtelif Arap lügatlerini fazla veya eksik yedi sayısına has-redebilseydik ve zorlanmadan, tereddütsüz bu husus kabul görseydi, bu sonuçsuz tartış­maya ihtiyaç kalmadan bu yedi lügatin yedi harf olduğu hemen söylenebilrdi. Fakat ister Arap lügatlerini Kureyş'in Huzeyl, Temîm, Ezd, Rabia, Hevazîn ve Sa'd b. Bekr lugatlan olduğu, ister özellikle Mudar kabilelerinin lu-gatları olan Hüzeyl, Kinane, Kays, Dabbe, Teymu'r Rabab, Esd b. Huzayme ve Kureyş lugatları olduğu söylensin. Bunun da bir zor­lama olduğu basiret sahipleri nezdinde gizle­nemeyecek kadar açıktır. Çünkü Kur'ân-ı Kerim'de her iki görüşün dışında kalan başka kabilelerin lugatlan da mevcut olup bunlar Kureyş lugatıyla temsil edilmektedir. Ebu Bekr el-Vâsıtî, el-İrşad fi'l-Kıraeti'l Aşr isimli kitabında kullanılan lügatlerin sayısını kırka ulaştırır. Ehseva kelimesi Azire lugatında Ihzeva manasındadır. Bi'şe kelimesi Gassan lugatından olup şedide manasmdadır. Lateğalu kelimesi îehm lugatından olup la-tezidu manasınadır. Hasret kelimesi Yemame lugatından olup dâgate manasınadır. Heluâ kelimesi Has'am lugatından olup dahare manasınadır. el-Vedaq kelimesi Cürhüm lehçesinde el-matar manasınadır (el-ltkan).

İbnu Abdi'...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yedi Harf
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:49:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yedi Harf rüya tabiri,Yedi Harf mekke canlı, Yedi Harf kabe canlı yayın, Yedi Harf Üç boyutlu kuran oku Yedi Harf kuran ı kerim, Yedi Harf peygamber kıssaları,Yedi Harf ilitam ders soruları, Yedi Harfönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes