> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Yahudilerle Savaş
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yahudilerle Savaş  (Okunma Sayısı 891 defa)
29 Mayıs 2012, 17:02:07
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 29 Mayıs 2012, 17:02:07 »



Yahudilerle Savaş

Peygamber Medine'ye geldiğinde, Mekke1 nin puta tapıcılanyla ve Arabistan'ın diğer müşrikleriyle yaptığı mücadelede, kitap ehli olduklarından yahudilerin kendisiyle işbir­liği yapacakları ve yardımcı olacakları bek­lenirdi ki bu yüzden Rasulullah onlarla iyi ilişkileri ilerletmeye çabaladı. Onların da tek tanrıya inanmaları ve ibadet etmeleri ne­deniyle onları müdafaa da etti. Erken dö­nemlerde onlarla aynı kıbleyi de (Darusse-lâm) kullandı. Bu faktörler aralarında güzel ve dostça ilişkilerin kurulmasına yardımcı ol­du. Rasulullah da Medine civarında ya­şayan üç büyük Yahudi kabilesiyle barış ant­laşmaları yapmayı başardı. Onları, ortak düşmanlara karşı Medine'nin topluca savu­nulması şeklindeki kendi fikri etrafında top­laması Rasul için büyük bir diplomatik zafer idi. İlk zaferini, yabancı saldırılara kar­şı ortak savunma anlaşmasını imzalatarak yahudiler karşısında kazandı. Bu insanlarla temas kurmaktaki sıralaması ile devlet ada­mı olarak yeteneğini gösterdi. Onları ilk ola­rak, ortak bir savunma planı oluşturmaya; ikincisi, Rasulullah'ın herhangi bir düş­manını korumamayı; üçüncüsü Medine'nin Mekke gibi kutsallığım tanımaya ikna etti. Bu antlaşma sadece Medine halkım muhte­mel bir iç tehlikeden ve dikkatlerini dış sa­vunmada yoğunlaştıramama hatasından ko­rumakla kalmadı, aynı zamanda kurulu yö­netim merkezi imajı vermeye başlayan Me­dine Devleti'nin başkanı olarak Rasul'ın otoritesini oluşturdu.

Bu antlaşma, Yahudi kabilelerini ortaya' ko­nan şartlar ve maddelere bağımlı kılıyor ve ihlâllerinin yapılacak hukukî işlemlerle yar­gılanacağını gösteriyordu. Bir yönüyle de maddeleri ihlâl ederlerse Medine'den kovu-lacaklarını ortaya koyuyordu ki, bu husus yi­ne Medineli yahudilerle bu tür ittifak oluşturmasındaki Muhammed'in derin ileri görüşlülüğünü ve dirayetli diplomasisini ay­dınlatıp ortaya çıkarmaktadır. Bu yöntemler­le o, yahudileri toplumun müslümanlarla ay­nı kanunî ve sosyal haklara sahip, tüm gö­rev ve hakları eşitçe paylaşan üyeleri yapma­ya çalıştı. Eğer samimiyetle işbirliği yapsa­lar, antlaşmanın müeyyidelerine göre orta düşmanlara karşı müslümanlarla birlikte sa­vaşacak olsalardı, sonraki dönemlerin tarih haritaları farklı olabilirdi. Ancak onların he­sabına talihsizlik ki, ahidlerine bağlı kalma­dılar ve müslümanlara karşı İslâm'ın düş­manları ile gizli antlaşmalar yaparak entri­kalar çevirmeye başladılar. Fakat onların Me­dine içindeki veya dışındaki tüm bu düşman­lıkları, entrikaları ve isyan hareketlerine rağ­men Rasulullah'ın statüsü her geçen gün güçlenmekte idi.

Takibeden olaylar, büyük askerî güçlere rağ­men siyasî ve askerî strateji sahasında Pey-gamber'ın yahudilere üstün geldiği gerçeği­nin delilleridir. Şeytanî plân ve düzmeceleri, Rasul'ın çabuk ve zamanlı hareketleri ta­rafından tüm cepheleriyle engellendi.ve büs­bütün yenik düştüler. Gerçekte Rasulullah'in siyasî ileri görüşlülüğü ve devlet adamlılığı onlara herhangi bir yönde ilerleme fır­satını asla vermedi. Muhammed'ın büyü­yen gücü önünde kendilerini aciz ve güçsüz, askerî ve siyasî teşebbüslerini sonuçsuz bul­duklarında, ona ve ailesine karşı iğrenç, adi iftira ve bühtan kampanyasına başladılar. Di­ğer insanlara karşı Muhammed @'ın üstün­lük ve kuvvet kaynağının onun ahlâkî mü­kemmelliği olduğunu biliyor ve diğer saldı­rıları başarısız olurken ahlâkı üzerine yapa­cakları saldırının belki de başarılı olabilece­ğini düşünüyorlardı. Onun ailesi hakkında yanlış söylentiler, dedikodular yaydılar ve onun üzerine iftira ataklarını başlattılar. An­cak, Allah'ın lütfü ile onun sabırhlığı ve me­taneti, düşmanlarının plânlarını bütünüyle etkisiz kıldı.

Sonunda, müslümanlarla yaptıkları barış antlaşmasını ihlâl eden, ısrarlı düşmanca ha­reketleri İle herhangi bir konuda güvenileme­yeceklerini ve İslâm Devleti için sürekli teh­like olarak kaldıklarını gösterdiklerinde, on­lara karşı gerekli tavrın alınması kararlaştı­rıldı. Gerçekte sınırlarını sürekli iç tehlike­den güvence altına alabilmek için onları İs­lâm Devleti'nden sürmekten başka bir alter­natif yoktu. Diğer bir özellik olarak, Rasulullah her kavme karşı askerî harekatı en elverişli anda gerçekleştirip, onlara hazırlık yapma ya da müttefiklerini yardıma çağır­ma fırsatı vermemiştir. Beni Kaynuka, mü­minlerin Bedir Savaşı'nda Kureyşlilerle kar­şılaştıkları kriz saatlerinde antlaşmayı ihlâl etti. Müslümanlara yardım etmek yerine düş­manlarla gizlice anlaştı. Beni Kaynuka'ya za­man tanınmadı, kuşatma altına alındı; on beş günlük kuşatmadan sonra teslim oldu­lar ve Medine'den sürüldüler. Beni Nâdir ise Uhud Harbi'nde antlaşmayı bozdu ve Ku-reyş'le işbirliğine gitti. Onlar da Medine'den kovuldular. Benzer şekilde Beni Kureyza da antlaşmayı, müslümanların her yönden düş­man tarafından muhasara edildiği Hendek Savaşı'nda İhlâl etti. Savaş sonrasında Ra­sulullah @ onların küçük kalelerini kuşattı ve yirmi beş günlük muhasaradan sonra du­rumlarına eski dostları Sa'd b. Muaz tara­fından karar verilmesi şartıyla teslim oldu­lar. Rasul tasvip etti. Sa'd b. Muaz da Tev­rat'ın hükmüne göre savaşçı erkeklerin öldü­rülmesi, kadın ve çocukların esir edilmesi ve mallarının müslümanlar arasında paylaştırıl­ması kararını verdi.

Bütün bu yahudi kabilelerinin serüvenleri Rasulullah'ın onların dostluğunu kazan­maya ve bir tek toplumun üyeleri olarak eşit statü vermeye nasıl çalıştığım gösterir. An­cak onlar herhangi bir şekilde karşılık ver­mediler ve kriz zamanlarında da şu ya da bu şekilde hainliklerini kanıtladılar. Düşmanla­rının düzenlerini faydasız ve etkisiz hâle çe­virerek bu güçlüklerden başarıyla sıyrılması yalnızca Allah'ın yardımı ve Rasul'ın si­yasî muhakeme ve ileri görüşlülüğü iledir. Bu kovulmuş kabileler Hayber'de yerleşerek müslümanlara karşı entrika çevirmeye devam ettiler. Bu yüzden yaptığı Hudeybiye antlaş­ması ile Kureyş'ten salim olarak Rasul ses­sizce Hayber'e doğru yürüyüşe geçip onları salim bir şekilde yakaladı. Tüm muhkem yer­leri teker teker ele geçirildi ve topraklardan elde ettikleri ürünün yarısını müslümanlara vermek şartıyla barış içinde yaşadıkları müd­detçe burada kalmalarına izin verildi. (Ayrıntıh bilgi İçin "Eşsiz Bir Askerî Lider" bö­lümünün 'Yahudilere Karşı Savaş' kısmına bakınız).


 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yahudilerle Savaş
« Posted on: 16 Nisan 2024, 21:13:32 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yahudilerle Savaş rüya tabiri,Yahudilerle Savaş mekke canlı, Yahudilerle Savaş kabe canlı yayın, Yahudilerle Savaş Üç boyutlu kuran oku Yahudilerle Savaş kuran ı kerim, Yahudilerle Savaş peygamber kıssaları,Yahudilerle Savaş ilitam ders soruları, Yahudilerle Savaşönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes