Konu Başlığı: Vasıtaların Seçiminde Gayenin Etkisi Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 09 Haziran 2012, 09:20:07 Vasıtaların Seçiminde Gayenin Etkisi Daha önce de belirttiğimiz gibi, nasıl gayenin tesbit edilmesinde hayat gerçeklerinin gözönünde bulundurulması gerekiyorsa, vasıtaların seçilmesinde de gayenin gözönünde tutulması gereklidir. Hiç şüphesiz, vasıtalar gayenin tabiatına uygun olmalıdır. Bir kimse Mekke'ye niyetlense ve o yöne doğru gitse, varacağı yer Mekke'dir. Ve aklı başında bir kişi de, kurtuluşu için hedefini iyi seçmeli ve tüm varlığını bu yolda sarfetmelidir. Hedefe ulaşmakta birkaç yol görünüyorsa aklını kullanıp en iyisini seçmeli, diğerlerini bırakmalıdır. Hedefe ulaşmada en kestirme ve en iyi olan yolu tutup, diğerlerini terketmek, aklın gereğidir. Akıllı insan, hddefine ulaşmasına engel olacak yanlışlara kapılmadan, kararlı ve mutmain bir şekilde yoluna devam eder. Keza tüm gücünü ve gayretini, maksadına erişmek için sarfeder. Bu prensip, insanın ferdî işlerinde olduğu gibi tüm içtimaî hayatında ja kendini gösterir. Her düşünen insanın bir hayat gayesi olmalı ve tüm kalbiyle bu gaye için çalışmalıdır. Her medenî toplumun, insanlarını koruyan, destekleyen, onları aynı gayeye yönelten belirli bir kültürü vardır. Bu kültürün üyelerinin, inançlarını, düşüncelerini, ahlâk anlayışlarını, sosyal ve politik tavırlarını, ticarî ilişkilerini bu gayeye göre düzenlemeleri gerekir. İnsanların, toplumun sosyal ve kültürel normlarına uymalarım sağlamak için bütün gayret sarfedilir. Disiplinlerini kaybeden kültürlerin yaşaması imkânsızdır. Ortaya koyduğu disiplinin emniyeti ve muhafazası için her kültürün sıkı kurallar koyması, gayet tabiîdir. Bir kültürün varlığı, koyduğu iman ve amel disiplininin üyelerince sahip-lenilmesine bağlıdır. Aksi takdirde yabancı kültürlerin istilasına uğrar ve yavaş yavaş ama mutlaka kimliğini kaybeder. Bu yüzden, üyelerinden koyduğu disipline sıkı sıkıya uymalarını istemek ve başka disiplinleri taklit etmelerini yasaklamak bir kültürün en tabiî hakkıdır. Kişi, kültürün gösterdiği hedefin veya vasıtaların doğru olup olmadığını sorabilir. Fakat, bu kültürün üyelerini koyduğu disipline uymaya mecbur etmesine bir şey söylemeye hakkı yoktur. Bu da göstermektedir ki, vasıtaları tayin eden, gayenin özelliğidir. Gayenin değişmesi ile vasıtalar da değişir. Keza, gayeleri değişik olan kültürlerin sahip oldukları inançların, disiplinlerin ve sistemlerin de farklı olması tabiîdir. Fakat her kültürde birbirine benzer belirli unsurların bulunması mümkündür. Bir kültürdeki bazı unsurların diğerinde de bulunabilmesi, bunların ikisinin aynı şey olduğu neticesini vermez. Buradan şu sonuçları çıkarmaktayız. Birincisi, gayeleri farklı sistemler birbirleriyle kı-yaslananıaz. Bir sistemi, bir başkasına benzediği için eleştirmek doğru değildir. İkinci olarak, bir kültürü, başka bir sistemin dünya görüşü ve inançlarıyla değiştirerek korumak veya temel unsurlarını başka bir sistemle değiştirmek mümkün değildir. Aksini ancak, kültürün temel esaslarından habersiz biri iddia edebilir. |