> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Ümmü Seleme
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ümmü Seleme  (Okunma Sayısı 721 defa)
25 Haziran 2012, 23:50:33
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 25 Haziran 2012, 23:50:33 »



6- Ümmü Seleme

Hind bintü Ebî Ümeyye olarak da bilinir. Pey­gamber ile evlendiğinde Zeyneb bintü Hu­zeyme'nin odasında kalıyordu. Ümmü Seleme der ki: "Orada bir toprak çanak ve onun içinde de biraz arpa, bir el değirmeni, taştan yapılmış bir çömlek ile ayrıca bir başka çömlek buldum. Çömleğin içinde erimiş biraz yağ vardı. O ar­payı alıp el değirmeninde Öğüttüm. Sonra onu, çömlekte bulamaç yaptım. Biraz yağ alıp ona kattım, katık ettim. İşte bu yemek Rasulullah ile ev halkının düğün gecesi yemeği idi." (Taba-qat).

O, ilk kocası Abdullah b. Esed'den olan oğlu Seleme'den sonra halk arasında Ümmü Seleme olarak anılırdı. İslam ile müşerref oluşu koca­sıyla birlikte oldu ve ilk müslümanlardan sayıldı. Kocasıyla önce Habeşistan'a hicret etti, oradan da Mekke'ye geldi.

Medine'ye hicret başlayınca, kocası Ebu Sele­me de Medine'ye gitmeye karar verdi. Devesini eyerledi ve henüz on yaşlarında olan çocukları Seleme ile birlikte hanımını üstüne bindirdi. Daha sonra kendisi yerleşip deveyi sürdü. Ümmü Seleme'nin akrabaları O'nun yolunu ke­sip devenin ipini kopardılar ve Mekke'ye geri sürdüler. Bu arada Ebu Seleme'nin yakınları küçük çocuk olan Seleme'yi yere indirdiler ve O'nu aralarında çekiştirmeye başladılar. En so­nunda O'nun elini, kolunu çıkardılar. Ebu Sele­me Medine'ye gitmesi için bırakıldı. Ümmü Se­leme akrabalarıyla yalnız kaldı. Bir yıla yakın üzüntü içinde gözyaşı döktü. Amcasının oğul­larından biri O'nun halini müşahede edene ka­dar bu durum devam etti. O ,Muğire Oğullarına çıkıştı da oğlu Seleme'yi de geri vererek onu ser­best bıraktılar. Ümmü Seleme zeki ve cesur bir kadındı. Medine'ye kocasının yanına gitmek üzere hazırlığını yaptı. Oğlunu da alıp devesi­nin hevdecine yerleştirdi ve yola çıktı. Ten'im mevkiine geldiği sırada Osman b. Talha ile karşılaştı. Osman, oria nereye gittiğini ve yanı­nda kimsesi olup olmadığını sordu. Aldığı ce­vap üzerine: "Vallahi, sen, kimsesiz, yalnız bırakılamazsın" dedi ve devesinin yularını tuta­rak O'na öncülük etti. Osman b, Talha, araplar arasında İyiliksever ve mert biriydi. Her menzi­le varışta Ümmü Seleme'nin devesini çöktürüyor, sonra geri çekilip onun rahatça in­mesine imkan veriyordu. Daha sonra deveyi bir ağaca bağlıyor, kendisi de dinlenmek için bir başka ağacın altına gidip uzanıyordu. Birkaç gün sonra Medine yakınlarındaki Küba mevkiine geldiler. Osman: "Kocan bu köyde mi? Hay­di, ALLAH'ın bereketi üzere gir oraya!" diyerek oradan ayrılıp Mekke'ye döndü. (İbn-i İshak, İbni Hişam). Ümmü Seleme çektiği sıkıntıları ne zaman hatırlasa, şöyle derdi: "ALLAH için, İslam'da hiçbir aile görmedim ki, Ebu Sele-me'nin çektiği sıkıntıları çekmiş olsun. Osman b. Talha'dan daha iyiliksever bir adam da görmemişimdir." (İbni Hişam, sh.213-14).

Ümmü Seleme, kocası Ebu Seleme Uhud'da öldürücü bir şekilde yaralanana kadar onunla birlikte Küba'da yaşadı. Onun vefatından sonra iki çocukla yalnız kalmıştı. İddetini tamamla­dıktan sonra Peygamber, O'na evlilik tekli­finde bulunduğunda Ümmü Seleme üç mazeret ileri sürdü: Çok kıskanç olduğunu, çocuklarını ve yaşlılığını mazeret olarak beyan etti. Pey­gamber , kendisinin daha yaşlı olduğunu, ço­cuklarının geçimlerinin ALLAH ve Rasulüne ait olduğunu, kıskançlığının da ondan giderilmesi için ALLAH'a dua edeceğini söyledi. Ümmü Sele­me hicrî 4. yılda evlendi. Mehri on dirhem değerinde bazı eşyalardı. İşte mehir ve çehizi: İki adet el değirmeni, 1 adet su testisi, 1 adet ça­nak, 1 adet yastık (içi hurma lifi ile dolu, deri­den) ve 1 adet yatak (ki, içi hurma lifi dolu idi). (İbni İshak, İbni Hişam).

Peygamber, onu ilk ziyaret ettiği gün, bebeği Zeyneb'i emzirirken buldu. Peygamber, bi­raz sonra dışarı çıktı. İkinci defa ziyaretinde de aynı sahne ile karşılaştı. Tekrar dışarı çıktı. Üçüncü defa da yine aynısı oldu. Ammar b. Yasir, Ümmü Seleme'ye geleli ve çocuğu ondan ke­serek Küba'dan bir sütanne ile anlaştı. Ümmü Seleme gerçekten zeki bir kadındı. Peygamber'in hanımlarına geçici olarak ayrılık tatbik et­tiği ve onlardan ayn münzevî yirmidokuz gün geçirdiği günlerde Hz. Ömer sadece kızı Hafsa'yı değil, Aişe ve Ümmü Seleme gibi diğer bazılarını da görüp Rasulullah'a karşılık verip üzdükleri için biraz paylamak ister. Ümmü Se­leme cesurca ona karşı durarak: "Bak hele, hay­ret doğrusu! Sana ne oluyor da Rasulullah'la "^mlarının meselesine karışıyorsun!.." de­diğinde Ömer bir anda geri çekilir.

Hudeybiye andlaşması aktedildikten sonra Rasulullah ashabına kalkıp kurbanlarını kesme­lerini ve başlarını traş etmelerini emretmiş, ashab andlaşma metninden hoşnutsuz olarak yer­lerinden kalkmamışlardı. Bu emir üç kez tekrar­lanıp onların da hiç biri kalkmayınca Rasulullah Ümmü Seleme'nin çadırına girdi ve: "Şu halkı görüyor musun? Onlara emrediyorum da icabet etmiyorlar." diye halktan gördüğü kayıtsızlığı O'na anlattı. Ümmü Seleme: "Ya RasuluUah! Emrini infaz etmek istiyor musun? O halde dışarı çık, sonra ta kurbanlık develerini kesinceye ve berberini çağırıp o seni traş edin­ceye kadar ashabdan hiçbirisine bir kelime bile söyleme!" dedi.

Peygamber, bu zekice tavsiyeyi gerçekleştir­di. Çadırdan çıktı ve ashabdan hiç birisiyle görüşmeyerek menasİkİ ifa eti. Kurbanlık deve­lerini kesti. Şimdi herkes O'nu seyrediyordu. Bütün gece orada duran Mekke'nin müşrikleri bile O'nu Ebu Cehl'in gümüş burun halkalı de­vesini bizzat alırken gördüler. Deveyi açık alan­da "Allahu Ekber! Allahu Ekber" diye tekbirler­le yıkıp kesti. Ve berberi, Huzai Hıraş b. Ümey-ye'yi çağırıp traş oldu. Peygamber'in bu hali­ni gören müslümanlar hızla yerlerinden kalka­rak kurbanlarını kesip traşlarmı oldular.

Ümmü Seleme validemizin müstesna zekâ ve fazileti bu hadiseden pek açık olarak anlaşılır. O'nun Hudeybiye'de gösterdiği dirayet ve feta-neti İslam tarihinde hiçbir kadın gösterme­miştir.

Medine'de Rasulullah'a vahiylerin çoğunun Aişe'nin odasında iken geldiğini daha önce zik­retmiştik. Fakat, bir seferinde -Tebük Seferin­den dönüşün ellinci gününde- Rasulullah'a gece yansından sonra Ümmü Seleme ile olduğu zaman gönderildi. Ümmü Seleme bu hadise üzerine çok alaka duydu. "Af" ayetleri açık­landığı zaman Peygamber Ümmü Seleme'yi tebrik etti ve yüksek sesle "Ka'b affedildi!" dedi. Daha sonra da vahyi haber verdi: "Andolsun Al­lah, Peygamberi ve o güçlük saatmda ona uyan Muhacirleri ve Ensarı affetti. O zaman içlerin­den bir kısmının kalbleri kaymağa yüz tutmuş iken yine de onların tevbesini kabul buyurdu. Çünkü o, onlara karşı çok şefkatli, çok merha­metlidir. Ve (savaştan) geri bırakılan o üç kişinin de tevbelerini kabul buyurdu. Bütün ge-nişliğiyle beraber arz başlarına dar gelmiş ve canları kendilerini sıkmış ve ALLAH'tan, yine ALLAH'a sığınmaktan başka çare olmadığını an­lamışlardı. ALLAH onların tevbelerini kabul bu­yurdu ki, tevbe etsinler. Çünkü ALLAH tevbeyi çok kabul eden, çok esirgeyendir." (9:117-118).

Ümmü Seleme bu müjdenin hemen Ka'b'a du­yurulması için izin istedi. Peygamber, muva­fakat gösterince, o hemen kapının Önünden ses­lendi: "Ey Ebû Lûbabe, sevin. Ka'b b. Malik'e müjde ver!"

Sabah namazından sonra, haber duyuruldu. Ka'b koşarak mescidde ashabı arasında oturan Peygamber'e gelerek O'nu selamladı. Resulullah ona tebessümle şöyle dedi: "Ka'b, bu ha­yatının en mutlu günüdür." (Buharî).

Ümmü Seleme, Peygamber'den bir müslümanın sıkıntı halinde şu duayı yapması gerektiğini duydu: "Ey ALLAH'ım! Bu sıkıntımı sevabıma tebdil et ve bana bundan daha hayırlı bir çıkış yolu ver." Ümmü Seleme, Ebu Seleme vefat ettiğinde, onun kendisine aktardığı bu du­ayı hatırladı ve, tekrarladı. "Ey ALLAH'ım, bana daha hayırlısını ver" demek istediği zaman, gönlünden şöyle geçiriyordu: "Ebu Seleme'den daha hayırlı kim olabilir?" Ümmü Seleme der ki: "Ey ALLAH'ım! Beni ve Ebu Seleme'yi bağışla! Bana, onun ardından daha hayırlı, daha güzel bir bedel ihsan eyle! diye dua edince, Al­lah bana, ondan daha hayırlı olan Muhammed Rasulullah'ı ihsan etti." (Müslim ve Tabaqat).

Ümmü Seleme çok mütevazi ve sıkılgan bîr kadındı. Ebu Seleme'ye öyle bağlanmıştı ki, ardından Peygamber ile evlendiğinde, Pey­gamber, onun odasına girdiği zaman kızı Zeyneb'i kucağına aldı. Bunun üzerine Peygamber geri gitti. Ancak tedricen diğer ehl-i beyt gibi yaşamaya başladı. Onunla evlenme­den önce Peygamber niyetini Aişe'ye açık­ladığında, Aişe, Ümmü Seleme'yİ çok kıskanmıştı. Peygamber'ın ona karşı muhab­betini bilen diğer hanımları Aişe hakkında Pey­gamber'e vekil göndermek isteseler, bu iş için Ümmü Seleme'yi tayin ederlerdi.

Peygamber, geceyi Ümmü Seleme'nİn oda­sında geçirdiği zaman, Ümmü Seleme'nin ya­tağı O'nun namaz hasırının önünde olurdu. Peygamber, namaz kılarken o da önündeydi. (Müsned). Ümmü Seleme, Peygamber'in ra­hatına ve rızasına büyük ihtimam gösterirdi. Peygamber'ın hizmetkarlarından Sefine, aslında onun cariyesiydi. Ümmü Seleme yaşadığı müddetçe Peygamber'e hizmet et­mesi şartıyla onu azad etti. (Müsned).

Ümmü Seleme, Uhud harbinde yer almış olma­masına rağmen Peygamber'e, konuştuğunu duyacak kadar yakındı. Peygamber 'in et­rafının sarıldığı.öniinün engellendiği,mesci-dİn inşası sırasında taşlan ikişer ikişer kaldıran Ammarb. Yasir'in üzerindeki tozlan silkeleye­rek "Vah Ammar vah! Seni azgın bir topluluk katledecek" dediğini hatırladığını söyledi.

Benî Kureyza kuşatmasında onlara gönderilen Ebu Lübâbe, müzakere sırasında yetkisi ol­madığı halde onların idam edilecekleri hakkın­da ima yoluyla da olsa bilgi verdi. Ancak yaptığı hareketin büyük bir suç teşkil ettiği kanaatine vararak suçunun bağışlanmasına kadar kendisi­ni Mescid-i Nebevî'ye bağlamıştı. Birkaç gün bağlı kaldı. Bir sabah Peygamber Ümmü Se­leme'nin odasında iken tebessümle kalktı. Ümmü Seleme: "ALLAH seni ebediyyen müte-bessim kılsın, bu tebessümün sebebi nedir?" de­di. Peyga...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 25 Haziran 2012, 23:51:09 Gönderen: Saniyenur »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ümmü Seleme
« Posted on: 20 Nisan 2024, 11:45:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ümmü Seleme rüya tabiri,Ümmü Seleme mekke canlı, Ümmü Seleme kabe canlı yayın, Ümmü Seleme Üç boyutlu kuran oku Ümmü Seleme kuran ı kerim, Ümmü Seleme peygamber kıssaları,Ümmü Seleme ilitam ders soruları, Ümmü Selemeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes