Konu Başlığı: Uluslararası Ticaret Fikri Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Haziran 2012, 18:44:05 Uluslararası Ticaret Fikri Yukandaki bölümde Abd-i Menafin dört oğlunun da Suriye, Irak, Yemen ve Habeşistan gibi ülkelerden aldıkları ziyaret izinleri ve güvenlik garantileri ile bu ülkelerin değişik kısımlanna kervanlarını rahatça götürebildikleri anlatılmıştı. Bununla beraber, doğu ülkeleri ile Suriye ve Mısır arasında Arabistan'dan geçerek yapılan uluslararası ticarette yer almayı ilk düşünen Hz.Peygamber'ın büyük dedesi Hişam'dir. Yine bunun gibi bu uluslararası seferlerden geri dönerken Arap kabilelerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere onlara çeşitli mallar getirerek satmayı düşünen de O'dur. Böylelikle bir ticaret merkezi olarak Mekke'nin ünü artacak ve ülkenin içlerinden birçok tüccan kendine çekecekti. Bütün bunlar, Pers İmparatorluğu'nun Kuzey Arabistan ve İran Körfezinden geçerek, Doğu ile Roma imparatorluğu arasında uzanan uluslararası ticaret yollan üzerindeki uluslararası ticarette kesin otoritesini kurduğu bir dönemde oluyordu. Bu olay Güney Arabistan, Suriye ve Mısır arasında Kızıldeniz kıyılanndan geçilerek yapılan ticarette büyük patlama yaptı. Bütün Arap kabileleri, Kabenin muhafızları olarak Kureyş'e büyük saygı duyduğundan diğer Arap kervanlarına nazaran Kureyş'inkiler büyük avantajlara sahipti. Bunun yamsıra hac mevsiminde hacılara yaptıkları hizmetler de saygı ile anılmalarına sebep oluyordu. Mallarının yollarda çalınması konusunda hiçbir endişeleri yoktu, üstelik diğer kervanlardan alınan, oldukça ağır geçiş ve ticaret vergileri de yine aynı şekilde Kureyş kabilelerinden alınmazdı. Böylece bu yıllarda söz konusu dört kardeşin ticareti hızla gelişti. Bu dört kardeş ticaret ehli olarak bilinir ve komşularıyla geliştirdikleri iyi münasebetler sebebiyle ashab-ı eyle] (sözleşmenin sahipleri) ismini taşırlardı. Bu ticaret; Kureyş, Suriye, Mısır, Irak, İran, Yemen, Habeşistan gibi ülkelerin insanları ve farklı medeniyet ve kültürler ile doğrudan ilişki kurma imkân ve fırsatını vererek Kureyş'in eğitim ve bilgi standartlarını tedricen hiç bir diğer Arap kabilesiyle mukayese edilemeyecek bir şekilde yükseltmişti. Zenginlik ve refahta bütün Arap kabilelerini geçtiler. Mekke, Arap yanmadasımn en Önemli ticaret merkezi haline geldi. Uluslararası ilişkilerin bir diğer büyük kazancı da daha sonraları Kur'an-ı Kerim'in yazılmasında kullanılacak olan yazı şeklinin (resm-ul hat) Irak'tan getirilmesi olmuştur. Arabistanın diğer kabileleri Kureyş kadar iyi bir eğitime ve bilgiye sahip değillerdi. İşte bu sebeplerden dolayı Peygamber Kureyş'in ümmetin lideri olduğunu buyurmuştu. (Ahmed b.Hanbel, Müsned). Hz.Ali'den nakille başka bir rivayette şöyle buyrulur: "Önceleri Arap-lann liderliğini Hamir kabilesi yapıyorken, sonradan Allahu Teâlâ bunu onlardan alarak Kureyş'e verdi. "(Bey haki). Kureyş, Fil vak'asına kadar ticaret ile büyümeye ve zenginleşmeye devam etti. Aynı yıl, Peygamber doğmuştur. Allah, bu orduyu mucizesi ile ufak (ebabil) kuşlar vasıtasıyla bozguna uğratarak (105:1-4) Kureyş'i yok olmaktan korumuş ve diğer kabilelerin gözünde itibarlannı ve Kabe muhafızları olarak şereflerini antırmıştır. İşte bu şartlar altında Peygamber ilk ticaret hayatına başladığında Kureyş'in zenginliği ve gücü devam ediyordu. (A.Guillamume, Seerah, Karaçi 1970, sh.80-83). |