๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Temmuz 2012, 13:43:55



Konu Başlığı: Toplumun Düzeltilmesi
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 27 Temmuz 2012, 13:43:55
Toplumun Düzeltilmesi

İslâm'dan önceki Arap toplumunda en şen'i suçlar işlenmekteydi. Erkek çocuğunun doğu­mu bahtiyarlık, kız çocuğunun doğumu ise ta­lihsizlik olarak addediliyordu. Kur'an buna şu şekilde temas ediyor: "Onlardan birine dişi (çocuğu olduğu) müjdelendiği zaman içi öf­keyle dolarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kav­minden gizlenir. (Şimdi ne yapsın) onu, haka­retle tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün! Bak ne kötü hüküm veriyorlar!" (16: 58-59).

Rasûlullah, kız çocuklarını öldürmenin, ağır cezayı gerektiren bir günah olduğunu be­yan etti. Böyle davrananların Kıyamet Günü acıklı bir azaba uğrayacağını haber verdi: "Ve sorulduğu zaman o diri diri toprağa gömülen kıza: 'Hangi günah(ı) yüzünden öldürüldü?' diye." (81: 8-9).

Bundan başka, kadınlar herhangi bir mal gibi kabul edilmekte ve pazarlanmaktaydılar. Oğullan annelerine vâris olup onlarla evlene­biliyordu. Kur'ân'da bu tür evlilikler yasak­landı: "Geçmişte olanlar hariç (bundan böyle) babalannızın evlendiği kadınlarla evlenme­yin. Çünkü bu edepsizliktir, (Allah'ın) hışmı­dır ve iğrenç bir yoldur." (4: 22). Aynı şekil­de fuhuş, şu âyetlerle gayri meşru ilân edildi: "...Dünya hayatının geçici menfaatini elde et­mek için, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın..." (24: 33). Kadınlar, ve lehunne mislu'llezî aleyhinne bi'l-ma'rûf "kadınlann da erkekler üzerinde hakları vardır" (2: 228) âyetinde ifadesini bulduğu gibi erkeklerle eşit konuma getirile­rek; hunna libâsun lekûm ve entûm libâsım lehunne "onlar sizin elbisenizdir, siz de onla­rın elbisesiniz." (2: 187) ilâhî beyanıyla karı-kocanın birbirine samimi duygularla bağlanması temin edildi.

Rasûlullah, ayrıca bütün ahlâksızlıktan ve toplumun aleyhine olan fiilleri yasakladı. Kur'ân'da, "Allah'ın neleri yasakladığı..." şu ayet-i kerimelerle belirtiliyor:

1- "Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayın..."

2- "Ana babaya iyilik edin..."

3- "Fakirlik korkusuyla çocuklannızı öldür­meyin. Sizi de onları da Biz besliyo­ruz..."

4- "Kötülüklerin açığına da gizlisine de yak­laşmayın..."

5- "Haksız yere, Allah'ın yasakladığı cana kıymayın." (6: 151).

6- "Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız er­ginlik çağma erişinceye kadar (onun ma­lına) en güzel biçimde (yaklaşabilir, onu uygun tarzda sarfedebilirsiniz)..."

7- "Söylediğiniz zaman da, akrabanız da ol­sa adalet yapın..."

8- "Allah'a verdiğiniz sözü tutun." (6: 152).

9- "Akrabaya ve yoksula hakkını verin..."

10- "Yolculara da hakkını verin." (17: 26).

11- "El(leri)ni bağlanmış yapma, tamamen de açma, sonra kınanır, hasret içinde kalır­sın." (17: 29).

12- "Zinaya yaklaşmayın; çünkü o, açık bir kötülüktür, çok kötü bir yoldur." (17: 32).

13- "Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam yapın, doğru terazi ile tartın..." (17: 35).

14- "Bilmediğin şeyin ardına düşme." (17: 36)

15- "Yeryüzünde kabara kabara yürüme." (17: 37).

16- "Allah fahşa (edepsizlikten)dan, münker (fenalık)den ve bağy(azgınlık)den men'eder."(16:90).

Bu ve benzeri Kur'ân âyetleri, sosyal bilimci­lerin, hem toplumsal değerlere ve ahlâka ay­kırı faaliyetleri engellemeye, hem de toplu­mun genel menfaati için sayısız faydalar te­min etmeye yönelik "sosyal reformları tanıt­ma gayesiyle kullanabilecekleri" ilim hazine­lerini ihtiva etmektedir.

İslâm'dan önce bir kimsenin yapabileceği ev­lilikler için sınır yoktu. Arzu ettiği kadar ka­dınla evlenebilir ve ona istediği gibi davrana­bilirdi. İslâm, bu,sayıyı, aralarında adaletin yerine getirilmesi şartıyla, dört kadınla sınır­ladı: "...Size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alm. O (kadı)nlar arasında da adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın..." (4: 3)

Bununla beraber, İslâm, karı-koca arasında anlaşmazlık meydana geldiğinde "Boşanma Kurumu"nu da getirmiştir. Evlilik işlemez hâle gelip hiçbir uzlaşma mümkün olmadı­ğında, İslâm boşanmaya müsaade ederek (ko­caya talâk, karısına da hulû' yoluyla) ayrıl­ma hakkını verir. Bununla beraber dulların tekrar evlenmelerini teşvik eder.

Rasûlullah, toplumda bulunan her nevi üs­tünlük, imtiyaz ve sembolleri kaldırdı. Bütün insanların, "Evrensel Kardeşliğin eşit üyeleri" olduğunu İlân ederek, hepsini aynı seviyeye getirdi (4: 1 ve 49: 13). İslâm, toplumda var­lıklı kimselerin fakir, muhtaç ve yetimlere ze­kat vermelerini mecburî kılarak insanlığa "inkılâbı bir sosyal refah şeması" takdim etti (9: 60). Allah, fakir ve muhtaç kimselerin, zenginlerin ihtiyaç fazlalıklarından faydalan­malarım temin etti. (2: 219). Bu servette faki­rin de hakkı olduğunu ilan etti (70: 24-25). Bu maksada binaen Allahu Teala, servetin toplumda belli kimseler arasında dolaşıp dur­maması için onun fakir, muhtaç ve yetimler arasında dağıtılması gerektiğini beyan etti (59: 7).

Bütün bu inkılâbı ölçüler, dargınlık, anlaş­mazlık ve ihtilafın temel sebebi olan, "gelirin insanlar arasında haksız ve adaletsiz dağılımı"nı ortadan kaldırmak için konmuştur. Ancak böyle bir uygulamayla, zengin ile fa­kir, işveren ile işçi ve toprak sahipleriyle çift­çiler arasında daimî bir uzlaşma temin edile­bilir.

Hz. Muhammed'in sosyal ıslahatları her nevi rüşveti ortadan kaldırdı. Anlaşmazlığa sebep olan her şeye; hayatı bütünüyle etkile­yen muhtelif reform çeşitleri tarafından ânî ve öldürücü darbe vuruldu. Hz. Muhammed hakkında söylediği şu sözüyle, George Bernard Shaw oldukça haklıydı: "O'nu araştır­dım. Mükemmel bir insan. Bana göre O, İsa (aleyhi s selâm)'a düşman olmaktan uzak bu­lunması hasebiyle 'İnsanlığın Kurtarıcısı' di­ye ilân edilmelidir." Dr. Lotcrop Stoddard'ın mülahazası, Rasûlullah'in, insanlığın top­lumsal ıslahatlarına yaptığı katkıya en çok uyan bir övgüdür: "İslâm'ın yükselişi, insan­lık tarihinin belki de en hayretengiz olayıdır. Evvelce önemsenmeyen bir topluluğun için­den ortaya çıkmasıyla İslâm, dünyanın yan­dan fazlasına bir yüzyıl içinde yayıldı. Büyük imparatorlukları paramparça etti; uzun süre tanınmış dinleri yıktı; nesillerin maneviyatını yeniden şekillendirdi ve sağlam bir dünya, (yani) İslâmî (Allah'ın iradesine teslim olan) bir dünya tesis etti."

İlgili Emirler

 
Kur'ân-ı Kerîm'den âyetler:

1- "Sevdiğiniz şeylerden (Allah için) harcamadıkça asla iyiliğe eremezsiniz..." (3: 92).

2- "Mallarında dilenci ve yoksul için bir hak vardı." (51: 19).

3- "Öyleyse sakın öksüzü ezme, dilenciyi azarlama." (93: 9-10).

4- "Dîni yalanlayan(adam)ı gördün mü? İşte o, öksüzü iter, kakar; yoksulu doyurmaya Önayak olmaz. Şu namaz kılanların vay hâline, ki onlar namazlarından gaflet ederler (kıldıkları namazın değerini bilmekler, ona önem vermezler)." (107: 1-5).

5- "Onları yaklaşan güne karşı uyar. Zira (o gün) yürekler, (korkudan âdeta yerinden sökülüp) gırtlaklara dayanmıştır; (kederle­rini) yutkunur dururlar..."

6- Kur'ân-ı Kerim, kâfirlerin tavrını şu sözler­le açıklıyor: "Hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. Yoksula yedirmeye (birbirinizi) teşvik etmiyorsunuz. Mirası helâl, haram demeden yiyorsunuz. Malı da pek çok seviyorsunuz." (89: 17-20). "Çün­kü o, büyük Allah'a inanmıyordu. Yoksulu doyurmaya önayak olmuyordu!  Bugün onun için candan bir dost yoktur. İrinden başka yiyecek de yoktur." (69: 33-36).

Hadis-i Şerifler:

1-  Rasûlullah'den rivayet edildiğine göre şöyle buyurdu: "Komşusu açken kendisi tok yatan kâmil manada iman etmiş ol­maz."

2- Yine buyuruyor ki: "Zulmetmekten ve hak­sızlık yapmaktan kaçının. Çünkü Kıyamet Günü bunlar farklı karanlıklara bürünecek­tir. Kendinizi cimrilikten koruyun. Çünkü bu, sizden önceki milletleri mahvetmiştir. Cimrilik sebebiyle aralarında kan döktüler ve gayri meşru olanı meşrûlaştırdılar." (Müslim).

3- "Her kim ufak bir toprak parçası gaspeder-se, Allahu Teala yedi kat göğü boynundan asarak onu cezalandıracaktır." (Buhari ve Müslim)

4- "Ahlâksızlık kimde bulunursa onun itibarı­nı gözden düşürür. İffet ise bulunduğu yeri tezyin eder."

Bütün bu uyanlar, İslâm'ın sosyal programın­da, millî servetin eşit ve âdil bir şekilde dağı­tılmasının ne kadar önemli olduğunu göster­mektedir.

Yine aynı sebepten dolayı İslâm toplumunda, içinde faiz ve kumar banndıran her türlü alışveriş yasaklanmıştır.

Toplumun sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve ilerlemesi için içki, kumar ve diğer bütün kö­tü ve yıkıcı alışkanlıklann da gayri meşru ol­duğu ilân edilmiştir.