๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 23 Temmuz 2012, 12:39:56



Konu Başlığı: Toplumsal Yükümlülükler
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 23 Temmuz 2012, 12:39:56
Toplumsal Yükümlülükler

İyilik ve fazilet müslümanlara değişik şekil­lerde emredilmiştir. Böylece onlar Allah ka­tında üstünlüğe ulaşırlarken kardeşlerine de yardım ederler. Bütün Öğretiler, isteğe bağlı sâlih amelleri tavsiye etmelerine rağmen, bunları yapmayanlara karşı herhangi bir mü­eyyide öngörmezler. Oysa bunlar toplumsal gereklerdir ve toplum ihtiyaç duyduğu sürece insanlar üzerinde bir mecburiyet oluştururlar. Yapılmazsa toplumun hiçbir zaman başarılı olamayacağı ve gelişemeyeceği bu mükellefi­yetlerden kaçınıldığı müddetçe cennet ümidi boş bir hayaldir: "Rabbinİzden bir bağışa ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, takva sahipleri için hazırlanmış bulunan cennete koşun! O (takva sahibi ola)nlar bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, Öfke(lerin)i yut­kunurlar, insanları affederler. Allah da güzel davrananları sever." (3: 133-134). Bu önemli toplumsal yükümlülüğü yerine getirmeden ve Hesap günü Allah'ın rızasını ummak alelade bir günah değildir. Cennetlikler o gün cehen­nemliklere (cehenneme girme sebeplerini) so­runca şu cevabı alacaklar: "Namaz kılanlar­dan değildik, düşkün kimseyi de doyurmu­yorduk." (74: 33-34). Âyetler açık bir şekilde şu hususu belirtiyor: Nasıl ki, bir kişi Allah'a karşı görevlerini yerine getirmeden cennete girmeyi düşünemezse, üzerinde kul hakları olan kimse de cenneti ümit edemez. Tersine bir davranış büyük bir yanılgıdır. Gerçek mü'minin en önemli vasfı daima diğer insan­ların, özellikle de herhangi bir şekilde yardı­mına muhtaç kişilerin iyiliğini ve esenliğini sağlamasıdır. Bu şekildeki davranışlar toplu­mu bir bütün hâlinde tutar, parçalanmaktan korur. Diğer bir ifadeyle bu çeşit iyilik ve fa­ziletli hareketler kardeşliğin bozulmamasını sağlar, sevgi, kardeşlik ve dostluk bağlarının güçlenmesine yardımcı olur. Bu sebeple Rasûlullah şöyle buyurur; "Mü'minler, bir binanın birbirini tamamlayan parçalan gibi­dirler." (Buhari ve Müslim). Ve yine "mü'minler tek bir vücut gibidir, gözü hasta­landığı zaman bundan her yer etkilenir, başı hastalandığında bundan yine her taraf etkile­nir." (Müslim), Diğer bir rivayete göre: "Siz mü'minleri tek bir vücut gibi karşılıklı takva, sevgi ve etkileşim halinde görürsünüz. (Vü­cudun) bir azası hastalandığında geri kalan her yer bu halsizlik ve ateşten aynı derecede etkilenir." (Buhari ve Müslim) buyurulmuştur. Enes b. Mâlik'in rivayetine göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, bir kişi kendisi için istediğini mü'min kar­deşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz." (Buhari ve Müslim).

Kur'ân'ın bu emirleri ve Rasûlullah'in söz­leri ışığında şunları söyleyebiliriz: Şüphesiz cömert davranışlar ve hayırsever hareketler insanî kardeşlik ilişkilerinin temel esaslarıdır. Burada oluşacak herhangi bir çatlağın bütün kurumu tahrip edeceği açıktır, böyle bir du­rumda İslâm toplumunun sosyal, ekonomik ve siyasî hayatı tehlikeye girer.