> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Siret Ansiklopedisi > Tevazu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tevazu  (Okunma Sayısı 613 defa)
12 Haziran 2012, 21:32:47
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« : 12 Haziran 2012, 21:32:47 »



10- Tevazu

Hz. Muhammed aynı zamanda çok mü­tevazı bir insandı. Ne Medine'deki başarısın­dan önce, ne de sonra asla kibirlenmemiş, hep tevazu içinde yaşamıştır. Rasulullah'ın tevazu hakkında sahabe tarafından nakledilen, hadis ve tarih kitaplarının kay­dettiği yüzlerce olay vardır. Bu hadislerden birkaçını nakledelim: Bir seyahatte İken Sa-habe'den birkaç kişi yemek için bir keçi kes­meyi kararlaştırdılar. Aralarında İş bölümü yaptılar; biri kesecek, biri derisini yüzecek, bir diğeri de pişirecek. Rasulullah da ateş için odun toplayacağını söyledi. Ashabı İse odun toplama işini de kendilerinin yapacak­larını söyleyince, Rasulullah: "Gerçekten isteyerek bunu yapacağınızı biliyorum. An­cak ben cemaatte mümtaz bir durumda bu­lunmaktan hoşlanmam. Böyle insanları Al­lah da sevmez." buyurmuştur. (Mişkât)

Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah: "Beni övmede hıristiyanların İsa'yı övdük­leri gibi aşırı gitmeyin. Onlar İsa'yı Allah'ın oğlu durumuna yükseltmişti. Ben Allah'ın bir kuluyum; bu yüzden bana Allah'ın kulu ve elçisi deyin." buyurmuştur. Enes'in anlat­tığına göre Rasulullah hastaları ziyaret eder, cenaze törenlerine katılır, merkebe bi­ner, kölelerin davetini kabul ederdi. Benî Kurayza savaşında, eyer ve dizgini hurma yap­raklarından yapılmış bir merkebe binmişti. Yine Enes'in rivayetine göre; Rasulullah sadece arpa ve kuru ekmekten oluşan yemek davetlerini tereddütsüz kabul etmiştir.

Enes'in anlattığına göre Rasulullah, Hacc'a yaşlı bir yük devesinin üstünde git­mekteydi. Üzerinde dört dirhem dahi etme­yecek basit bir hırka bulunduğu halde şöyle dua etti: "Allah'ım, bu Hacc'ı ün ve göste­rişten uzak bir Hacc eyle." Bu olay Muhammed 'ın tevazu ve kulluğunun büyüklüğünü ve Kadir olan Allah'a teslimiyetinin de­recesini göstermiştir. Enes'in anlattığına gö­re, ashabı Rasulullah'ı dünyada her şey­den daha çok severdi. Yine de dışarıdan gel­diğinde, Rasulullah sevmediği için ayağa kalkmazlardı. Bu olay, da Rasulullah'ın emsalsiz alçak gönüllülüğünün işaretidir. Ra­sulullah, insanların kendisini krallar ve­ya hükümdarların karşısında durulduğu gi­bi ayakta karşılamasından hoşlanmazdı. Hz. Aişe'ye Rasulullah'ın evdeki hareketleri hakkında soruldu. O da, Rasulullah'ın sı­radan bir insan gibi ev işlerinden çoğunu yaptığını söyledi. Elbisesini diker, ayakkabı­larını ve gömleğini tamir eder, keçilerin sü­tünü sağar ve ev süpürürdü. Fakir ve köle­lerle yemeğini paylaşır ve beraber yerdi. En fakirlerin hastalarını evlerinde ziyaret ederdi. Fakir ve muhtaçlarla Öyle otururdu ki, onlardan ayırdedilemezdİ. Bir meclise gitti­ğinde, bulduğu yere otururdu.

Rasulullah sıradan hürmetkar unvanlar­la dahi çağrılmaktan hoşlanmayacak kadar mütevaziydi. Bir defasında adamın biri şöy­le seslendi: "Ey efendi! Efendimin oğlu! En iyimiz ve en iyimizin oğlu!" Rasulullah: "Ey insanlar takva sahibi olun ki, şeytan si­zi yolunuzdan saptırmasın. Ben Abdullah oğlu, Allah'ın kulu ve Rasulü (Elçisi) Mu-hammed'im. Bana Allah'ın verdiğinden baş­ka paye vermenizi istemiyorum'' dedi. Bir gün, birisi Rasulullah'ı; "Yaratıkların en iyisi!' diye çağırdı. Bunun üzerine Rasulul­lah mahlukatın en iyisinin İbrahim ol­duğunu söyledi. Abdullah b. Sahbere şöyle demiştir: "Benî Amir'den bir heyetle hep be­raber ona gittiğimizde 'Rabbimizsin!' dedik. O da, 'Yaratıkların Rabbi Allah'tır.' diye ce­vap verdi. Sonra biz; 'Sen bizim en iyi ve en mükemmelim izsin.' dedik. Rasulullah: Konuştuğunuzda dikkat edin de, Şeytan sizi yanıltmasın! dedi." Hz. Ömer de, Peygam­ber'ın minberde hutbe irad ederken; "Hı­ristiyanların Meryem Oğlu'nu batıl üzere methettikleri gibi, siz de beni methetmekte mübalağa etmeyiniz. Şüphesiz ki, ben bîr ku­lum. Dolayısıyla bana: Allah'ın kulu ve O-nun Rasulü deyiniz!" buyurduğunu işittim demiştir (Buharı). Mekke'ye fatih olarak gir­diğinde hiç de bir fatih gibi gururlu ve ki­birli değildi. Yüzünde şefkat ve alçak gönül­lülüğün bir ifadesi vardı. Başını tevazudan öyle öne eğmişti ki, başı devesinin eğerine de-ğiyordu. Hayber savaşında, fetihten sonra şehre dizgini hurma ağacının kabuğundan yapılmış bir merkep üzerinde girdi.

Oğlu İbrahim'in vefat ettiği gün tesadüfen güneş tutulmuştu. İnsanlar, Rasulullah'ın kederini kutsî varlıkların da paylaştığını dü­şündüler. Rasulullah bütün ashabım mes­cide toplayarak şöyle seslendi: "Ey insanlar! Bilin ki güneş tutulması Allah'ın işaretlerin­den biridir. Kimsenin Ölüm veya doğumu üzerine vuku bulmaz." Hz. Ömer mimber-den şöyle hitabetti: "İnsanlar birbirine kar­şı mütevazi olmalıdır. Çünkü ben Rasulul­lah'dan şu sözleri işittim: 'Allah rızası için mütevazi olan, Allah tarafından yüceltilecek-tir." îyaz b. Hımar'ın rivayetine göreRasulullah: "Allah bana mütevazi olmanızı, birbirinize karşı gururlanıp, baskı yapmama­nızı emretti." demiştir. (Mişkât)

Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Rasulullah şöyle demiştir: "İnsanlar yalnız Cehen-nem'e yakın olacak ölmüş atalarıyla Övün­meyi kessinler. Yoksa Allah indinde burnuyla hayvan pisliği yuvarlayan bir böcekten da­ha düşük olurlar." Allah, İslâm öncesi cahiliyye devrinin gurur ve atalarıyla övünme âdetini kaldırmıştır. Kişi ya sadece Allah'a inanan, takva sahibi bir mümin ya da sade­ce sefil bir günahkârdır. Bütün insanlar Adem'ın oğludur. Adem ise topraktan yaratılmıştır. Yine Ebu Hureyre'nin rivaye­tine göre Rasulullah, "Kim Allah rızası için alçak gönüllülüğü benimserse, O'nun ta­rafından derecesi yükseltilecektir." demiştir. Allah'ın rasullerinin fonksiyonlarından biri de, insanlara mütevazi olmayı öğretmektir: "Senden önce de ümmetlere elçiler (peygam­berler) gönderdik. (İnkârlarından dönüp bize) yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı­ya sokmuştuk. Hiç değilse, onlara şiddetimiz geldiği zaman yalvarmak, yakarmak değil miydiler?.." (6: 42-43)

Musa Peygamber da insanlara mütevazi olmayı tavsiye etmişti: "Onlara; 'Şu şehirde oturun, dilediğiniz gibi yiyip için, Allah'a ni­yaz edip, bizi affet deyin ve secde ederek ka­pısından girin; Biz de hatalarınızı bağışlarız, iyi davrananlara daha da artıracağız.' denmiş­ti." (7: 161). Görüldüğü gibi, alçak gönüllü­lük doğru ve takva sahibi insanların özelli­ğidir.

Allah'ın elçisi Muhammed hep mütevazi yaşamış ve ashabına da aynı şeyi öğretmiş­tir. Onun günlük hayatında ne kadar alçak gönüllü olduğuna dair pek çok olay zikre­dilebilir. O, sıradan bir insan gibi yaşamış ve kendi hayat örneğiyle büyük bir insanın na­sıl mütevazi yaşayacağını göstermiştir.


 


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tevazu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 22:18:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tevazu rüya tabiri,Tevazu mekke canlı, Tevazu kabe canlı yayın, Tevazu Üç boyutlu kuran oku Tevazu kuran ı kerim, Tevazu peygamber kıssaları,Tevazu ilitam ders soruları, Tevazuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes