๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Siret Ansiklopedisi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Ağustos 2012, 09:24:32



Konu Başlığı: Tavsîf Ederek Açıklaması
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 22 Ağustos 2012, 09:24:32
13- Tavsîf Ederek Açıklaması

Rasûlullah'in Kur'ân'ı açıklama tarzların­dan biri de, onda zikredilen bir hususun, bir­takım vasıflarını belirtmek suretiyle, insanla­rın akıllarına ve kalplerine daha iyi yerleştir­mek gayesine yöneliktir. Tavsif etmesi terğib, terhîb, şer'î bir meseleyi açıklama, övü­len veya zemmedilen şahıs veya durumların vasıflarını belirtme vs. için olur.

Birinci misâl: Ebû Hureyre, "İşte şunlar Rableri hakkında çekişen iki hasım taraf: Nan­körler için ateşten elbiseler biçildi, başlarının üstünden de kaynar su dökülüyor. Onunla ka­rınlarının içindekiler ve derileri eritiliyor." (22: 19-20) ayetini okuyarak buna dair  'den şu sözü işittiğini söyler:

"Kaynar su başlarının üzerinden dökülür, be­yinlerinden geçer, tâ karınlarına varır, içlerin­deki bağırsakları gövdelerinden sıyırarak ayaklarından çıkar (yahut ayaklarını darma dağınık eder). İşte (Allah Teâlânın zikrettiği) eritme budur. Sonra bu ameliye tekrarlanır (durur)." (Müstedrek, Tirmizî, Taberî).

Görüldüğü gibi bu hadis terhîb gayesine ma­tuf olarak, ayette zikrolunan eritmenin dehşe­tini tafsil ve tavsîf etmektedir.

İkinci misâl: Ebû Saîd el-Hudrî, "(Orada on­ların) yüzlerini ateş yalar. Öyle ki (ateşin) içinde (dehşetten dudakları gerilir de) dişleri açıkta kalır." (23: 104) ayeti hakkında Rasûlullah'ın şöyle dediğini bildirir: "Ateş onu büryan eder de, üst dudağı başının ortası­na ulaşır, alt dudağı ise sarkar, nerdeyse gö­beğine varır." (Tirmizî, Taberam, Müstedrek).

Üçüncü misâl: Ümmü Seleme, kendisi ile Rasûlullah arasında şöyle bir konuşma geçtiğini bildirir: "Ya Rasûlullah, Allah Teâlâ'nm hûrun iyn sözü ne demektir, anlatır mısın?" "Hûr. beyaz, îyn: ceylan gözlü de­mektir. Onlar, pembe beyaz tenlidirler, be­yazlıkları nesr (kerkenes) kuşunun kanatları­nın beyazlığı gibidir." "Allah Teâlâ'nın "On­lar saklı inciler gibidirler" (56: 23) kavlini anlatır mısın?" "Onların saffeti, sadeflerin içinde el değmemiş, gün görmemiş incilerinki gibidir." 'O cennetlerde, iyi ve güzel ka­dınlar vardır' sözünü anlatır mısın?" Rasûlullah: "İyi huylu, güzel yüzlü demek­tir." Ümmü Seleme: "Allah Teâlâ'nın 'Saklı yumurta gibi bembeyaz eşler' (37: 49) sözü­nün ne demek olduğunu anlatır mısın?" Rasûlullah: "Onların tenlerinin nazikliği, yu­murtanın kabuğuna bitişik olan zarın İnceliği gibidir." Ümmü Seleme: "Ya Rasûlullah, Al­lah Teâlâ'nın 'Hep yaşıt sevimli kadınlar' sö­zü ne demektir?" "Onlar, dünyada ihtiyarlık­tan gözleri sulanıp çapaklanmış, saçlarının akı karasına karışmış olarak ruhları kabzedilen ve fakat Allah Teâlâ'nın ahirette genç, bakire, sevilen, kocasını seven kadınlar halinde yeniden yarattığı etrâben, yani aynı yaşta olan kadınlardır." (İbni Kesîr, Taberî, Tirmizî).

Bu hadiste cennet nimetlerinin bazılarına ait, arzu uyandırmaya yönelik birtakım tavsifler yer almaktadır.

Bir başka misâl: Abdullah b. Mes'ud'dan ri­vayet edilmiştir: "Allah, kimi doğru yola ilet­mek isterse onun göğsünü İslâm'a açar..." (6: 125) ayeti nazil olunca Rasûlullah şöyle buyurdu: "Nûr kalbe girince genişler ve açı­lır." "Bu hâlin (dışarıda) alâmeti var mıdır?" diye sordular. Rasûlullah: "Ebediyyet yurdu­na yönelmek, aldanma diyarından uzaklaş­mak, ölüm gelmeden önce ölüme hazırlan­maktır." buyurdu (Taberî, İbni Kesîr).