Konu Başlığı: Tarihin Hükmü Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 15 Ağustos 2012, 13:33:51 Tarihin Hükmü Bu hayatın değişmez kanunudur. Fertler için değişmeyeceği gibi, uluslar için de değişmez Herşey bu kanundan kendine özgü bir biçimde etkilenir ve kendine özgün etki yaratır. Bu kanun şudur: "Allah'ın önceden geçen (millet)ler arasında (uygulanan) yasası budur. (Peygamberlere karşı iki yüzlülük edenler Öldürülürler). Allah'ın yasasını değiştirme(ğe imkân) bulamazsın." (33: 62). "Onlar öncekilerin kanunundan başkasını mı bekliyorlar? (Bunların başına gelecek olan da, öncekilerin başına gelmiş olan değil midir? Kötüler Allah'ın hışmına uğrayıp mahvolur. Bu, Allah'ın tâ başlangıçtan bu yana uyguladığı kanunudur.) Allah'ın kanununda bir değişme bulamazsın; Allah'ın kanununda bir sapma bulamazsın." (35: 43). "(Bu), Senden Önce gönderdîğimiz elçilerimizin de yasasıdır. (Peygamberini aralarından çıkaran her millete aynı kanunu uygulayıp onları mahvetmişizdir.) Bizim kanunumuzda bir değişiklik bulamazsın." (17: 77). Bu yüzden Kur'ân, Dosdoğru Yol'u takip edenlere verilen nimetlere tekrar tekrar dikkat çekmekte, kendilerine lütfedilen yolu terkedenlerin hüsranından bahsetmekte ve bundan ibret almamızı istemektedir. Kur'ân açıkça, nimetin ve hüsranın, İnsanın işlediklerinin sonucu olduğunu söylemektedir. Allah'ın belirlediği hayat kanununa uymanın sonucu başarı olduğu için, Kur'ân başarıyı 'ilâhi nimet' diye isimlendirmektedir. Öte yandan, kötü bir fiilin kötü akibetini de aynı kanuna karşı gelmenin sonucu olduğu için, "İlâhî gazap" diye adlandırmaktadır. Daha sonra şunu tartışma konusu yapmaktadır: "Belirli bir sebep on defada belirli bir sonuç meydana getirmişse, aynı tesiri onbirinci defada meydana getireceğine neden inanmıyor, insan?" "Sizden önce de (yasallaştırdığımız) nice olaylar gelip geçti. Yeryüzünde dolaşın da valanlayıcılann sonunun ne olduğunu görün." (3: 137). Kur'ân'ın birçok sûresi, bu belirgin temadan bahsetmektedir. Doğrusu insan, milletlerin yükselişi ve çöküşünden bahseden bütün Kur'ân kıssalarının yalnızca, Fatiha sûresinin bu hususî ayetini tefsir etmek için tasarlandığını söyleyebilir. (Ebu'I-Kelâm Âzad, The Tarjuman al-Qur'an [Fatiha Tefsiri adıyla Türkçe'ye çevrilen eserine bkz. Çev. O. Bekim, Bir yayıncılık, İstanbul 1984]). |